Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslümanların durumu ? (1 Kullanıcı)

kaniirfan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
647
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Herhalde farkındasınız... Nerede “kan ve gözyaşı” içinde ağlayanlar, nerede “vahşet ve tecavüz” altında inleyenler ve nerede “işgal ve katliam”dan bunalanlar varsa, onlar mutlaka “Müslüman”lardır... Kan, gözyaşı, vahşet, tecavüz, işgal ve katliamların yaşandığı yerlerin çoğu “İslâm coğrafyası”dır...
Müslümanları ezenler ve onlara zulmedenler de ya “Komünist”tir, ya “Faşist”, ya da “Siyonist” veya “Emperyalist”tir!.. İşte Komünist Çin ve Rusya, işte faşist Almanya ve Fransa, işte Siyonist İsrail ve işte emperyalist Amerika!.. Hepsinin hedefinde “Müslümanlar” var!.. Kimi Doğu Türkistan’a, kimi Çeçenistan’a, kimi Filistin’e, kimi de Afganistan ve Irak’a zulmediyor, o topraklarda “tam bir katliam” uyguluyor... Kısacası, “tek millet olan küfür”ün hedefinde hep “Müslüman” var!..
Müslümana karşı uyguladıkları “vahşet, tecavüz ve işgal”de “tek millet” olup, aralarındaki “farklılık”ları hemen rafa kaldırıyorlar!.. Meselâ, Komünist Çin’in “Müslüman Doğu Türkistan”a yönelik katliamda, kendisine “Emperyalist Amerika”yı örnek alması, “küfrün tek millet olduğunu” göstermeye yeter de, artar bile!.. ABD, kendisine “muhalif” olanlara nasıl ki “terörist” damgası vurmakta ve böylece katliamlarına “haklılık” kazandırmaya çalışmaktadır, aynı şekilde Kızıl Çin de, “katlettiği” Doğu Türkistanlı Müslümanlara “terörist” yaftası asmaktadır!


Bu genel değerlendirmeden sonra, “gündemdeki olay”a gelelim ve Doğu Türkistan’da niye “direniş” başladı, ona bir bakalım.
Hemen söyleyelim;
Bir “protesto gösterisi” ile başlayıp, “Çin polisi”nin göstericilerin üzerine “kurşun yağdırması” ile “isyan”a dönüşen olay, “anlık bir öfkenin ürünü” değildir!..
Bu isyan, “kökü yüzyıllar öncesine dayanan zulüm ve o zulme başkaldırı”nın bugüne yansımasıdır!..
İsyanın temelinde; Kızıl Çin’in o topraklara ısrarla ve inatla “Xinjiang” yani “Sincan” demesine, o toprakları “yeni kazanılan toprak” olarak görmesine başkaldırı vardır!..
Evet, bugünkü olayların temelinde, “Uygur kızlarının fuhuşa sürüklenmek istenmesi”ne gösterilen tepki vardır... Biraz önce de ifade ettiğim gibi; Kızıl Çin’in bu uygulamasını protesto eden Doğu Türkistanlı gençler sokaklara dökülüp “gösteri” yapmışlar, Çin polisi de “terörist”(!) dediği göstericilerin üzerine “kurşun” yağdırmış ve yüzlerce insanı katletmiştir!.. “Tepki”ye “kurşun”la karşılık verilmesi üzerine Urumçi’de yüzlerce insan ölmüş, bu da “isyan”ı körüklemiş ve gösterilerin Kaşgar ile Hoten’e, onun ardından da tüm Doğu Türkistan’a yayılmasına yol açmıştır!..
Tabiî “isyan”ın büyümesiyle birlikte “katliam” da büyümüş ve bir “soykırım”a dönüşmeye başlamıştır!..
“Çin askerlerinin ve polislerin işgalci Çinlilere silah dağıttığı”na dair haberler gelmektedir ki; bu da önümüzdeki günlerde “büyük bir soykırım” uygulanacağını göstermektedir!..


Aslına bakarsanız; Doğu Türkistan’da Kızıl Çin’in gerçekleştirdiği ilk vahşet ve ilk katliam değildir bu!..
Şu günlerde sesi çıkmasa bile; “Bütün Türkler bir ordu, katılmayan kaçaktır” diyen bir “ideoloji”nin genel başkanlığını yapan Devlet Bahçeli’nin, Mayıs 2002’de gerçekleştirdiği “Çin Seferi” esnasında “Bana buraları görmeyi nasip ettiği için Allah’a şükrediyorum” dediği Çin, 1949-1952 yılları arasında 2 milyon 800 bin, 1952-57 arasında 3 milyon 509 bin, 1958-60 arasında 6 milyon 700 bin, 1961-65 arasında 13 milyon 300 bin Doğu Türkistanlı Müslümanı katletmiştir!..
Bu rakamları veren aylık “Araştırma” dergisinde “Çin’in hedefi” şu şekilde aktarılmaktadır:
“Uygur erkeklerini sonsuza kadar kölemiz yapalım!.. Uygur kadınlarını da asırlar boyunca fahişelerimiz olarak kullanalım!” (The Independent-2 Ekim 1988)

Bilmiyorum, daha fazla söze hacet var mı?..
“Çin’e isyan”ın temelinde, işte bu “strateji” vardır!.. Evet, Doğu Türkistanlı erkekleri “köle”, kadınlarını da “fahişe” olarak gören bu strateji!..
O Kızıl Çin ki;
Bazen “Pan-Türkist”, bazen de “Pan-İslâmist” ama her seferinde “terörist” diyerek “milyonlarca Müslüman”ı katletti bugüne kadar!..
Ama, “direniş” hep sürdü!..
“Soykırım”lara rağmen sürdü!..


Ne dersiniz; gündemdeki olaylar vesilesiyle, “Doğu Türkistan’ın tarihçesi” hakkında kısa bilgiler verelim mi?.. Çünkü bu bilgiler, “bugünkü direniş”in sebebini anlamamıza da yardımcı olacaktır.
Efendim; tarihi M.Ö. 8. asra kadar uzanan ve İskitler’e, Hunlar’a, Göktürk’lere, Karluk ve Karahanlı İmparatorluğu’na “beşiklik” yapmış bu topraklar, her zaman iştah kabartmıştır!.. Çünkü o topraklarda “maden” vardır, “petrol” vardır!..
1 milyon 824 bin 418 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip bu ülkeye, Kızıl Çin yönetimi, niye “Xinjiang” der, biraz önce izah ettik...
Evet, “Xinjiang” derler... Çünkü onlar için, “yeni toprak”tır Doğu Türkistan!.. 1877’de Çin-Mançu istilâsı ile el konulup, 1884’te bu ad verilmiştir!..
1949’daki “Komünist Çin işgali”nden sonra da, 1 Ekim 1955’ten bu yana “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” yaftası asılmıştır bu toprakların alnına!..
Oysa;
Bu “esir ülke”de, 1863 yılında Yakup Han tarafından “Şarkî Türkistan İslâm Devleti” kurulmuş ve hemen “Osmanlı’ya biat” edilmiş, ülkede Sultan Abdülaziz Han adına “hutbe”ler okunmuş, “para”lar da yine Abdülaziz Han adına bastırılmıştı!..
Ta ki; Yakup Han’ın 1877’deki ani ve şüpheli ölümüne kadar!..
O güne kadar ülke semalarında dalgalanan “Osmanlı sancakları”nın yerini, yine “Çin bayrakları” almıştır!..
İşte, o yıl “Xinjiang” demiştir “müstevli”ler!.. Evet, “yeni toprak, yeni eyalet” anlamında!..
1930’lara kadar sürer bu istila...
12 Kasım 1933’te, yeniden “Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti” ilân edilir!..
Yeni “Türk/İslâm Cumhuriyeti”nin Dışişleri Bakanı Hacı Kasım Can, Hindistan’ın Bombay şehrinden telgraf çeker Ankara’ya:
“Gökbayrak’tan Albayrağa selâm!”
Ne acı ki;
Bu “müjde”nin üzerinden sadece 4 yıl geçtikten sonra, yani 1937’de, bu cumhuriyet Rus-Çin işbirliği ile yine dağıtılır!..
Biter mi “özgürlük” mücadelesi?..
Bitmez... 11 Kasım 1944’te, bu defa “3 Vilâyet İnkılabı” olarak bilinen ayaklanmalar sonucu, Gulca şehrinde “Doğu Türkistan Cumhuriyeti” ilân edilir!..
Ve bir defa daha;
“Gökbayrak” dalgalanır Doğu Türkistan semalarında!..
Maalesef, o da 5 yıl sürer!..
1949’da, Stalin’in onayıyla; Çin, bir defa daha istilâ eder Doğu Türkistan’ı!..
O günden bu yana da;
Nüfusu 30-35 milyonu bulan Doğu Türkistan halkı “var olma” mücadelesi vermekte, Kızıl Çin yönetimi ise “yok etme” stratejisi uygulamaktadır!..
Bakmayın, adının “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” olduğuna!.. 1982 Çin Anayasası’nda da yer alan bu “özerklik” kavramı, sadece “kâğıt üstünde”dir!..
Özerk yönetim, tamamen “Çin Komünist Partisi’nin tahakkümü ve idaresi” altındadır!..
Doğu Türkistan halkı, kendi “öz” yurdunda “azınlık” muamelesi görmekte ve her türlü hakları da gaspedilmektedir!..
Bırakın “hak”larını, “namus”ları bile gaspedilmektedir.
Zaten son olaylar da, “namussuz”lara karşı başlatılan bir “namus mücadelesi”dir!..

“Namus” dedim de aklıma geldi... Dilerseniz, biraz da “Çin’in namussuzlukları”ndan söz edelim...
26 Haziran’da başlayan “direniş”in temelinde, Çin’in bilinçli olarak uyguladığı şu “namussuzluk”lar vardır:
- Çin, özellikle son yıllarda Doğu Türkistan halkına karşı sinsi bir “asimilasyon” politikası uygulamaktadır... Bu stratejinin gereği olarak, kadınlara zorla “kürtaj” yaptırmakta, Doğu Türkistan’ın her bölgesinden 15-22 yaşlarındaki Müslüman kızları, “zengin etme” bahanesiyle “zorla” Çin’in iç kesimlerine götürmekte, onları “fabrikalarda işçi, otel ve barlarda seks kölesi” olarak çalıştırmaktadır!.. Bu şekilde “kullanılan” kızların/kadınların sayısı “1 milyon civarında”dır!
- Komünist Çin yönetimi; Doğu Türkistan’daki okullarda “Uygur alfabesi”ni kaldırarak “Çin yazısı”nı koymuştur... Eğitim “Çince”dir!.. “Dinî tedrisat” yerine “Marksizm ve Ateizm” dersi verilmektedir.
- Doğu Türkistan halkının, zaman zaman bir şehirden bir şehire ve hatta bir mahalleden diğer mahalleye gitmesi yasaklanmaktadır!.. İnsanların 3-5 kişilik grup oluşturmaları ve sohbet etmeleri de yasaktır!..
Doğu Türkistan halkı; “askerî darbe” dönemlerinde uygulanan bir “sıkıyönetim” yaşamaktadır adeta!..
- Çin, düzenlediği “Pekin Olimpiyatları” için övgü dolu sözler sarfetmedi, yani “Çin’in propagandası”nı yapmadı diye Aksu vilayetindeki bir caminin imamını “şehit” etti, 21 Haziran 2008’de de “cami”yi yıkıp, yerle bir etti!..
- Urumçi’de bir evde yapılmakta olan dini sohbete “silahlı baskın” düzenleyip, 5 genci şehit ettiler...
- Doğu Türkistan çocuklarının “manevi eğitim” alabilecekleri, “yasal bir okul”ları yok... Ailelerin kendi çabaları ve kendi evlerinde eğitim vermeleri yasak.
Hem “aile”ler, hem de “hoca”lar çok sert cezalara çarptırılmakta... Bu cezalar, bazen “ömür boyu hapis” veya “idam” olabilmekte...
- Doğu Türkistan’da camiler de “sıkı takip” altında bulunuyor... Herkes giremez...
Birçok cami, “askeri kışla, hububat ambarı veya hapishane” olarak kullanılmakta!.. En ilginci de şu: Herhangi bir mahallede oturan bir vatandaş, başka bir mahallede camiye gidip de namaz kılamaz!.. Ayrıca, camilerdeki “hoparlör”leri de söktüler!.. Birçok tarihi mekânı da; “bar” veya “dans salonu”na çevirdiler!..


İnanır mısınız;
Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği’nin hazırladığı “Doğu Türkistan Raporu”nda, bunlar gibi nice “Çin zulmü” örneği var ki, okurken bile hafakanlar bastı!..
Samimi söylüyorum, daraldım!..
Düşünebiliyor musunuz;
Ben, “zulüm çeşitlerini okumaya” bile tahammül edemedim!.. Ya “Doğu Türkistanlı Müslümanlar” ne yapsın?..
Çünkü onlar, “zulmü yaşıyor!”
Söyleyin Allah aşkına;
Bunca zulme “isyan” etmesin de, “direniş” göstermesin de ne yapsın bu insanlar?..
“Asimile” olmamak için elbette direnecekler!..
Direniyorlar da... “Katliam”lara rağmen direniyorlar!..
“Çin sürüsü”ne karşı “az” sayıda olmalarına rağmen direniyorlar!..
Bu direnişi, yürekten selâmlıyorum...
Ve “duyarlı” olan herkesi;
“Çin mallarını boykot”a davet ediyorum.
================
Zulmün ekonomik boyutu!
Doğu Türkistan; petrol, demir-çelik, altın, kömür ve uranyum gibi stratejik hammaddeler ile sayısız yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip bir ülkedir.
Çin’de mevcut 148 madenin 118 çeşidi Doğu Türkistan’dan çıkarılmaktadır.
Doğu Türkistan’da şimdiye kadar 5000 yerde maden ocağı işletmeye açılmış olup; Çin’deki toplam maden ocaklarının % 85’ini teşkil eder.
Yaklaşık 500 bölgeden “petrol”, 30 bölgeden “doğalgaz” çıkarılmaktadır.
Petrol rezervi 8 milyar ton olarak tespit edilmiştir. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin’e taşınmaktadır. Çin’in kömür rezervinin yarısı Doğu Türkistan’dadır.
Yıllık “altın” üretimi 360 kg. civarındadır. Uranyum, demir-çelik gibi “stratejik madenler”le tuz ve renkli kristal taşları, Doğu Türkistan’ın başlıca yeraltı ürünlerindendir.
Doğu Türkistan’daki “Çin zulmü”nün bir sebebi de bu “emperyalist iştah”tır!..

Müslümanlar “asimile” edilmeli ki; “sömürü” devam etsin!..

hasan karakaya/vakit
 

Zeki.42

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
447
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Allah razı olsun çok güzel bir yazı olmus
 

buket58

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Haz 2009
Mesajlar
1,331
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
bu nasıl insan haklarıdır anlamıyorum eğer ihh gücü yetemeyeceği ülkelerle uğraşamayıp karşılarında el pençe duruyorsa boşuna ortalığı karıştırmasın

ne dışardakiler içeri nede içerdekiler dışarı çıkamıyorlarmış
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,204
Tepki puanı
3,575
Puanları
163
Yaş
46
davos fatihi nerde??
Allahın laneti yahudilerin ,zalimlerin işbirlikcilerin üzerine olsun
planlarini baslarina gecirsin
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Selamünaleyküm kardeşim
Emeğine sağlık ben bunlarıın çoğunu bilmiyordum, bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim..
İnsan hakları diye birşey yok...varsa bile sadece sömürgeci büyük devletler için geçerlidir.oda küçük ve savunmasız ülkeleri yok etmek için...
Eğer insan hakları varsa adaletli olmalı ve her millet için geçerli olmalıdır..
Yıllardır olmayan bir soykırımı varmış gibi gösterdiler...
Şimdi bunların yaptığı resmen soykırım değilmi?
Allahım dünyanın her tarafında zulüm gören kardeşlerimize yardım etsin onlara zaferi nasip etsin inşaallah..amin..
selam ve dua ile..
 

garibano

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eki 2007
Mesajlar
106
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Hep söylediğim olaylardı. Biz müslümanlar maalesef sadece FİLİSTİNİ TAKMISIZ KAFAMIZA başka bi derdimiz yok gibi öteki sorunlarda başımız toprağa gömüp bu FİLİSTİN ortaya cıkınca ERKEKLEŞİYORUZ.Çünkü içimizde İSLAMİ HİSLERDEN DAHA COK YAHUDİ DÜSMANLIĞI var.Oysa rakamlara bakın 70 yılda ölen TOPLAM DOĞU TÜRKİSTANLI SAYISI 50 MİLYON CİVARI DENİYOR.Rakama baksanıza akıl oynatıyor.FİLİSTİN meselesindeki hassasiyetin belki 10 katını bu meselye göstermek gerekirken, 150 kişi öldürünce ah vah edip duruyoruz. OYSA rakamlara bakın ya 50 milyon insan gelde delirme.Sevgili Başbakan DAVOSTA YAPTIGINI ÇİNE YAPSANIZA.Yoksa sizde iyi biliyorsunuz ki bu ülkede YAHUDİ DÜSMANLIĞI PRİM YAPIYOR.İSLAMİ HİSLERDEN ÇOK.Çecenyada ,Irakta öldürülen din kardesleri konusundada sessiz kaldık .Ki sadece Irakta ölen sayısı 5-6 milyon deniyor.NE ZAMAN Kİ YAHUDİ DÜSMALIĞI ile hareket etmeyi bırakıp, İSLAMİ HASSASiYETLE ZULUM GÖREN TÜM KARDESLERİMİZE sahip cıkarız İŞTE O ZAMAN RABBİN İSTEDİĞİ GERCEK MÜSLÜMANLAR OLURUZ.Yoksa kimse kusura bakmasın Bi meselede aslan kesilen kisi öteki meselede yazık diye gecistiriyorsa, o zulum gün gelir onu bulur.Kaldıki müslümanlar olarak görevimiz, sadece zulum gören müslümanları savunmakta değildir.Müslüman olmasa da BURMA,VİETNAM,TİBET gibi zulum gören halkların özgürlüklerini savunmadıkça yine bi sonuca varmayacagız.
 

buket58

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Haz 2009
Mesajlar
1,331
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Doğu Türkistan’daki durum Filistin, Keşmir ve Çeçenistan’da olduğundan çok daha kötü, çok daha berbat ve çok daha korkunçtur. Dünyadaki Müslümanlar bu ülkelerde ne olup bittiğini anında öğrenebiliyorlar. Ancak bizim ülkemizde Çin hükümet medyası ya da aynı eğilimdeki medya sadece kendi çıkarlarına uyan şeyleri yayınladığından önemli şeylerden haberdar olmamız çok zor.
 

Firdevs Nisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Haz 2009
Mesajlar
75
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Gündemdeki konuya çok güzel değinmiş,çok da güzel bilgilendirmişsiniz.ALLAH razı olsun, elinize,emeğinize sağlık...
Zulüm kime olursa olsun,alevisi,sünnisi,kürtü,lazı,çerkezi,türkü ne bileyim işte insandan geçtim hayvana kadar hiç bir varlığa yapılmamalı.Yapılıyorsada biz müslümanlar olarak buna karşı koymayı bilmeliyiz.Bir müslüman komşusu aç yatarken tok yatamaz diyen Peygamberin ümmetiyken onlar zulüm görürken onca yıldır biz sessiz kalamayız.Ne gerekiyorsa yapmalıyız küçükte olsa bir tepki vermek tamamen tepkisiz kalmaktan iyidir.çin malını boykot fikri şuan bizim yapabileceğimiz en basit şey,her ne kadar elimizi attığımız her şey ucuz ama kalitesiz çin malı olsada....

ALLAH zulmü sevmez,zulmedeni ise hiç sevmez....

ALLAH'a emanet olun.
SELÂMÛN ALEYKÛM​
 

kaniirfan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
647
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
ÖNEMLİ BİR DURUM OLDUĞU İÇİN BU HABERİ TEKRAR güncelliyorum
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
index2i.jpg
 

edam005

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2008
Mesajlar
982
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Allah razı olsun paylaşımın için kardeşim
rahmetli ninem seferberlik kadınıydı
az sırtında mermi taşımamış.fransızlara çarşafı için diklenmiş bi müslüman hanım dı ..
o çinliler için geleceğin ecüt mecütleri kızım onlar derdi..
yıllara olaylara bakınca ne demek istediğini şimdi anlıyorum...
selametle kalınız kardeşim..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt