Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslümanlar Mesleki alandada Kardeştir (1 Kullanıcı)

Mss.samyeLi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Kas 2010
Mesajlar
16
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Müslümanlar mesleki hayattada kardestirler!

Yüce dinimiz, toplumsal hayatın diğer alanlarında olduğu gibi ekonomik ilişkilerde de “Müslümanlar kardeştir” âyetini temel ilke olarak koymuş; hiçbir tutum ve davranışın bu kuralı ihlal etmesi dinimizde uygun görülmemiştir. “Müslümanlar kardeştir” kuralının bize yüklediği en önemli sorumluluklardan biri meslekî ehliyettir. Sevgili Peygamberimizin, “İşler, ehlinden başkasına verildiğinde kıyameti bekle!” anlamındaki hadisi, cemiyet hayatımızın her alanında ehliyet ve birikimin önemini gösteren vecîz bir ifadedir.

İşlerin ehil olanlar tarafından yapılması, bilhassa kul hakları ve dürüstlükle ilgisi dolayısıyla dinimizce son derece önemli bir ahlâkî ödev olarak görülmüştür. Zamanımızda mesleklerin çoğalması meslekî ehliyetin önemini daha da arttırmıştır. Bir meslek sahibinin kendi mesleğini istenilen şekilde icra etmesi, her şeyden önce kendisi için önemli ve gereklidir. Zira ehliyetsiz insanların yaptığı kötü ürünlerin, öncelikle onların meslekî itibarına, dinî ve ahlâkî şahsiyetine zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Peygamberimizin, “İki günü birbirine denk olanlar aldanmıştır” anlamındaki hadisine göre, yalnız dinî görevlerimizde değil, bütün bireysel ve toplumsal işlerimizde de ilerlememiz, işimizi her geçen gün biraz daha iyi ve kaliteli yapmamız gerekmektedir.
Her meslek sahibi, toplumsal bir hizmeti yerine getirmekte, bir ihtiyacı karşılamaktadır. Bu açıdan da her meşru meslek ve meslek sahibi değerlidir. Fertlerin olduğu gibi cemiyetlerin de dünü, bugünü ve yarını vardır. Yukarıdaki hadis-i şerife göre fertler gibi cemiyetlerin de iki günü birbirine denk olmamalıdır. Bunun en önemli yolu ise her meslekten insanların kendi mesleklerini en iyi, en dürüst bir şekilde icra etmeleri, bunun sorumluluğunu taşımalarıdır.


Peygamber Efendimiz, Müslümanı, “eliyle ve diliyle diğer Müslümanlara zarar vermeyen kimse” diye tarif etmiştir . Bir çiftçi, bir işçi, bir sanayici veya herhangi bir meslek sahibi, kendi mesleğini kötü yapmak, kalitesiz mal ve hizmet üretmek yüzünden Müslümanlara zarar verebilir. Nitekim hemen her vatandaşımız, kötü ve baştan savma iş yapanlardan zarar görmüştür. Ancak, birçoğumuz da aynı yoldan başkalarına zarar verdiğimizi unutuyoruz nedense!

Yüce Peygamberimiz, “Allah, işinizi yaparken onu sağlam yapmanızı ister” buyurduğu halde, Müslüman bir ülkede işlerin kötü yapılmasının milli bir sıkıntı halini alması gerçekten düşündürücüdür! Yine Peygamber Efendimiz, “İçinizden herhangi biri, kendisi için sevip istediğini başkası için de istemedikçe iman etmiş olmaz” buyurmuşlardır. Kendi işimizin iyi yapılmasını istemez miyiz!.. O halde biz de başkasının işini iyi yapmalıyız. Aksi halde, arzettiğim hadis-i şerife göre hem dünyevî işlerimize hem de ahlâkımıza ve imanımıza zarar vereceğimizi asla unutmayalım.



Alıntıdır, Yazıyı hazırlayandan Mevlam Celle celaluhü razı olsun.
Rabbimiz Teala bizleri her alanda birlik ve beraberlikten ayırmasın. amin
Selam Sevgi ve Dua ile
 

arzu74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2009
Mesajlar
2,336
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
49
Müslümanlar mesleki hayattada kardestirler!

Yüce dinimiz, toplumsal hayatın diğer alanlarında olduğu gibi ekonomik ilişkilerde de “Müslümanlar kardeştir” âyetini temel ilke olarak koymuş; hiçbir tutum ve davranışın bu kuralı ihlal etmesi dinimizde uygun görülmemiştir. “Müslümanlar kardeştir” kuralının bize yüklediği en önemli sorumluluklardan biri meslekî ehliyettir. Sevgili Peygamberimizin, “İşler, ehlinden başkasına verildiğinde kıyameti bekle!” anlamındaki hadisi, cemiyet hayatımızın her alanında ehliyet ve birikimin önemini gösteren vecîz bir ifadedir.

İşlerin ehil olanlar tarafından yapılması, bilhassa kul hakları ve dürüstlükle ilgisi dolayısıyla dinimizce son derece önemli bir ahlâkî ödev olarak görülmüştür. Zamanımızda mesleklerin çoğalması meslekî ehliyetin önemini daha da arttırmıştır. Bir meslek sahibinin kendi mesleğini istenilen şekilde icra etmesi, her şeyden önce kendisi için önemli ve gereklidir. Zira ehliyetsiz insanların yaptığı kötü ürünlerin, öncelikle onların meslekî itibarına, dinî ve ahlâkî şahsiyetine zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Peygamberimizin, “İki günü birbirine denk olanlar aldanmıştır” anlamındaki hadisine göre, yalnız dinî görevlerimizde değil, bütün bireysel ve toplumsal işlerimizde de ilerlememiz, işimizi her geçen gün biraz daha iyi ve kaliteli yapmamız gerekmektedir.
Her meslek sahibi, toplumsal bir hizmeti yerine getirmekte, bir ihtiyacı karşılamaktadır. Bu açıdan da her meşru meslek ve meslek sahibi değerlidir. Fertlerin olduğu gibi cemiyetlerin de dünü, bugünü ve yarını vardır. Yukarıdaki hadis-i şerife göre fertler gibi cemiyetlerin de iki günü birbirine denk olmamalıdır. Bunun en önemli yolu ise her meslekten insanların kendi mesleklerini en iyi, en dürüst bir şekilde icra etmeleri, bunun sorumluluğunu taşımalarıdır.


Peygamber Efendimiz, Müslümanı, “eliyle ve diliyle diğer Müslümanlara zarar vermeyen kimse” diye tarif etmiştir . Bir çiftçi, bir işçi, bir sanayici veya herhangi bir meslek sahibi, kendi mesleğini kötü yapmak, kalitesiz mal ve hizmet üretmek yüzünden Müslümanlara zarar verebilir. Nitekim hemen her vatandaşımız, kötü ve baştan savma iş yapanlardan zarar görmüştür. Ancak, birçoğumuz da aynı yoldan başkalarına zarar verdiğimizi unutuyoruz nedense!

Yüce Peygamberimiz, “Allah, işinizi yaparken onu sağlam yapmanızı ister” buyurduğu halde, Müslüman bir ülkede işlerin kötü yapılmasının milli bir sıkıntı halini alması gerçekten düşündürücüdür! Yine Peygamber Efendimiz, “İçinizden herhangi biri, kendisi için sevip istediğini başkası için de istemedikçe iman etmiş olmaz” buyurmuşlardır. Kendi işimizin iyi yapılmasını istemez miyiz!.. O halde biz de başkasının işini iyi yapmalıyız. Aksi halde, arzettiğim hadis-i şerife göre hem dünyevî işlerimize hem de ahlâkımıza ve imanımıza zarar vereceğimizi asla unutmayalım.



Alıntıdır, Yazıyı hazırlayandan Mevlam Celle celaluhü razı olsun.
Rabbimiz Teala bizleri her alanda birlik ve beraberlikten ayırmasın. amin
Selam Sevgi ve Dua ile

paylaşım için Allah razı olsun.selamlar
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt