Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslüman'lar Fitne ye hep yenik düştü (1 Kullanıcı)

akın13

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2010
Mesajlar
190
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Osmanlı ne zaman Batıya akın etse vatikan denen cıfıt ve fitne yuvası şia yı harekete gecirmiştir.Evet Osmanlı en cok savaşını akidesi bozuk şiilerle yapmıştır.Osmanlı'nın son dönemlerindeki (1914) Vahabilerin İngilizlerle işbirliği neticesinde 60 bin Osmanlı askeri Şehid edilmiştir.Aradan gecen zaman içinde hristiyan fitnesinin Petrol merakı ve yahudilerin Kudüs'ü ele gecirmeleri Müslümanlar için ders olmamıştır.

30 yıldır Güneydogudaki fitne ateşine dikkat cekmek istedim.Fitnenin taktigi hiç degişmiyor.Sadece duruma göre oyuncak şahıslar degişiyor.Dogru veya yanlış Güneydogu için barış gündemde.Bakın fitne nasıl faal???
 

akın13

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2010
Mesajlar
190
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
FİTNE
Sözlükte "denemek, imtihan etmek, yakınmak, bir şeyden çok hoşlanmak, görüş ayrılığı, kargaşa, delilik, dalalet, sapıtmak, şaşırtmak, aldatmak, şiddet, işkence, öldürmek, belâ, musîbet, kötülük, mihnet" anlamlarına gelir. Çoğulu fitendir.

Bu kelime Türk diline de girmiş ve azdırma, baştan çıkarma, fesat, ara bozma, ihtilaf, âfet, musîbet, sıkıntı, belâ, ceza, delilik, dinsizlik, cânilik ve daha çok karışıklık ve kargaşa anlamına gelmektedir.

30 âyette geçen "fitne", çok anlamlı bir kavramdır. Kur'ân'da; imtihan (deneme-sınama) (Bakara, 2/102), belâ (musîbet-dert) (Hac, 22/11), saptırma (Mâide, 5/41), kandırma (Sâffât, 37/162), şaşırtma (A'râf, 7/27), delilik (cinnet) (Kâlem, 68/6), azap (yakılma / ateşe atılma) (Enfâl, 8/25; Zâriyat, 51/13-14), mazeret ve çare (En'âm, 6/23), günah (Tevbe, 9/40), savaşma (öldürme) (Nisâ,4/91; Ahzâb, 33/14), kargaşa, karışıklık, fesat (Âl-i İmrân, 3/7; Tevbe, 9/47, 48) ve baskı (işkence / eziyet / kötülük) (Bakara, 2/191, 193, 217; Nisâ, 4/101; Enfâl, 8/39) anlamlarında kullanılmıştır.

Malların ve çocukların insan için bir imtihan olduğu (Enfâl, 8/28), insanlara baskı, zulüm, işkence, eziyet ve kötülük etmenin öldürmeden daha büyük ve şiddetli olduğu (Bakara, 2/191, 217) fitne kavramı ile ifade edilmiş, inanca baskının (fitne) yok oluncaya kadar savaşılması emredilmiştir. (Bakara, 2/193) (İ.K.)
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
501
Puanları
83
Yaş
43
Namaza başlamadan İmam döner cemaate şöyle der
Ey Cemaat '' SAFLARINIZ SIK TUTUN ki şeytan aranıza girmesin...''

Bizim bu Yüce DİN ile şereflenmemize vesile olan Kutlu NEBİ öğretmişti bunu...
Her şeyde olduğu gibi bunda da bir bildiği vardı elbet...

Bizler en başta şunu unuttuk...
'' Size iki EMANET bırakıyorum onlara sımsıkı sarıldığınız sürece Asla sapmaz şaşırmazsınız.Bu Emanetler biri KURAN diğer SÜNNETİM''
Evet bizler Kuranı Yüce Dinimizin övüncü bilip odalarımızın en yüksek yerine asarak ancak öyle sahip çıktık...
Sünnete gelince...Bizler o emanete hiç sahip çıkamadık...
Saflarımızı sık tutmadık.. Her birimizi ayrı saflara oturttular...
Sen SAĞ safta ol.. Sen SOL safta... Ön saflarımıza ise batıyı koyduk...
Bizler asıl olan SÜNNET SAFINI bırakıp saflar tuttuk..
Arasını ise aç gözlülülük ve boşbogazlıktan boş bıraktık...
Şeytan hiç bir zaman sızma gereği duymadı...
Fitnesiyle beraber onun için hazırladığımız yere elini kolunu sallayarak oturdu...

Şimdi sadece haberlerde ağlayan analara bakıyoruz..
Oysa bu Fitne ateşiyle yana ocak ve ciğerlerden birinin yarın bizim ocağımız ve ciğerimiz olacağını unutuyoruz...

Selam ve dua ile
 

akın13

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2010
Mesajlar
190
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Resulullah (S.a.v) buyurdular ki: "Ya saflarınızı düzeltirsiniz ya da Allah kalplerinize muhalefet atar - veya yüzlerinize..." demişti.
Ravi: Nu'man İbnu Beşir

Kaynak: Buhari, Ezan 71; Müslim, Salat 127, (436); Ebu Davud, Salat 94, (662, 663); Tirmizi,Salat 167, (227)



Namaza başlamadan İmam döner cemaate şöyle der
Ey Cemaat '' SAFLARINIZ SIK TUTUN ki şeytan aranıza girmesin...''

Bizim bu Yüce DİN ile şereflenmemize vesile olan Kutlu NEBİ öğretmişti bunu...
Her şeyde olduğu gibi bunda da bir bildiği vardı elbet...

Bizler en başta şunu unuttuk...
'' Size iki EMANET bırakıyorum onlara sımsıkı sarıldığınız sürece Asla sapmaz şaşırmazsınız.Bu Emanetler biri KURAN diğer SÜNNETİM''
Evet bizler Kuranı Yüce Dinimizin övüncü bilip odalarımızın en yüksek yerine asarak ancak öyle sahip çıktık...
Sünnete gelince...Bizler o emanete hiç sahip çıkamadık...
Saflarımızı sık tutmadık.. Her birimizi ayrı saflara oturttular...
Sen SAĞ safta ol.. Sen SOL safta... Ön saflarımıza ise batıyı koyduk...
Bizler asıl olan SÜNNET SAFINI bırakıp saflar tuttuk..
Arasını ise aç gözlülülük ve boşbogazlıktan boş bıraktık...
Şeytan hiç bir zaman sızma gereği duymadı...
Fitnesiyle beraber onun için hazırladığımız yere elini kolunu sallayarak oturdu...

Şimdi sadece haberlerde ağlayan analara bakıyoruz..
Oysa bu Fitne ateşiyle yana ocak ve ciğerlerden birinin yarın bizim ocağımız ve ciğerimiz olacağını unutuyoruz...

Selam ve dua ile
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt