Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslümanım,islamcı değilim (1 Kullanıcı)

kaniirfan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
647
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Müslümanım, İslâmcı değilim...


İslâmcılık adıyla yeni bir doktrin, ideoloji çıkarttılar. Bendeniz bunu kesinlikle kabul etmiyorum, benimsemiyorum. Müslüman olmak bana yetiyor.

Müslümanlıkta olumlu, faydalı, müsbet çeşitlilikler vardır.

İtikaden Mâturidî mezheben Hanefîyim.

Şu veya bu tarikata mensubum demek bence yanlıştır.

Tarikat reklamı yapılmaz.

Ülkemizde çok faydalı dinî cemaatler var. Bunlardan birine mensup olmak iyidir, cemaatçilik yapmak iyi ve doğru değildir.

Dindar bir Müslümana dinci demek de yanlıştır. Zaten bu dinCİ kelimesini din düşmanları çıkartmıştır.

Dinini, vatanını, devletini, halkını savunan Müslümanlara terörist demek yanlıştır. Onlar, fıkıh ve şeriatin hükümleri dairesinde savaşıyorlarsa yaptıkları iş cihaddır, kendileri de mücahidtir.

Müslümanlar dinî alt-kimliklerini bayraklaştırmamalıdır.

Lüzum ve zaruret varsa "Ehl-i Sünnet Müslümanıyım..." denilebilir.

İslâmcılık tuzağına düşülmemelidir.

Cemaatlere ve tarikatlara karşı değilim; cemaatçiliğe ve tarikatçılığa karşıyım.

İkinci Mahmud'tan bu yana Türkiye'de ve İslâm âleminde dine en büyük hizmeti Nakşîler yapmıştır.

Tekkelerin ve tarikatların kapatılmış olmasına rağmen Türkiye'de İslâm'a ve Ümmet'e en büyük hizmeti tasavvuf mensupları yapmaktadır.

Nurculuk tarikat ve cemaat değildir. Risale-i Nur yoluyla imana, İslâm'a, Kur'ân'a büyük hizmetler edilmiştir.

Kendilerini Nurcu olarak tanıtanların hepsi gerçek Nurcu değildir.

1. Gerçek Nurculukta tarikatçılık ve cemaatçilik yapılmaz.

2. Gerçek Nurculukta din ve iman hizmetleri parayla yapılmaz.

3. Gerçek Nurculukta, din ve siyaset, din ve particilik birbirine karıştırılmaz.

4. Gerçek Nurculukta, Ehl-i Sünnet ve Cemaate aykırı hiçbir şey yoktur.

5. Gerçek Nurculuk tefrikayı, hizipleşmeyi, Nurcu geçinenlerin birbirleri aleyhinde konuşup gıybet yapmalarını kabul etmez.

6. Bediüzzaman hazretlerinin sağlığında bir tek Nur hareketi vardı. Bugün yirmi kadar... Hangisi aslına uygun, hangisi değil?

7. Gerçek Nurculukta müsbet veya menfi kavmiyetçilik yoktur.


Bugün Nurcu geçinen bazıları, Bediüzzaman hazretlerinin hizmet metodlarına aykırı işler yapmaktadır.

Müslümanlıkta mânevî üstünlük takva iledir. Takva da ilimle, irfanla, yüksek ahlâkla, faziletle, mürüvvetle, ihlâsla olur. Lâfla, edebiyatla, ben çok dindarım demekle olmaz.

Farz namazları açıkça ve cemaatle kılmak fazilettir. Nafile ibadetleri göstermek riyakârlık ve faziletsizliktir. Biz her gece kalkıyor ve teheccüd namazı kılıyor, tesbihat yapıyoruz reklâmı yapanlar münafıktır. Nafile ibadetler söylenmez, gösterilmez, fahr ve reklâm konusu yapılmaz.

Bugünkü Diyalogçuluğun Bediüzzamanla, Nurculukla, Risale-i Nurlarla bir ilgisi yoktur.

Nakşîlik çok yüksek, çok ulvî, çok muazzez bir tarikattir ama sırf Nakşî olmakla kişi yükseklik ve üstünlük kazanamaz. Takva bakımından daha ileride ise Kadirî Nakşîden üstündür.

Ben filan veya falan şeyhe bağlıyım... Benim tarikatım feşmekân tarikattır diye durmadan reklâm yapan, vır vır eden kimselere acınır.

Allah Kur'ân'da bütün mü'minleri kardeş yapmıştır. Bu kardeşliği bozanlar kötü ve günahkârdır.

Adamda Ümmet şuuru yok, tarikat veya cemaat asabiyeti çok... Böylesi iyi ve olgun Müslüman değildir.

Kendisine iyi diyen Müslüman iyi değildir.

İyi Müslüman ise iyiyim demez.

İyi Müslüman değil ise yine iyiyim diyemez.

Futbol kulübü tutar gibi tarikatçılık ve cemaatçilik yapanlar cahil kimselerdir.

Dinde holiganlık yoktur.

Bize şeref olarak iman ve İslâm yeter.

İSLÂM'IN SAF, DOĞRU ve TEMİZ YORUMU
İslâm İslâm diye feryat etmek yetmez. Bid'atsiz, reforme ve deforme edilmemiş, yanlış yorumlanmamış, Kur'ân'a ve Sünnete yâni aslına uygun, cumhur-i ulemânın anlattığı saf ve katışıksız İslâm için çalışmak, insanları ona çağırmak, ona bağlanmak, onu savunmak gerekir.

Yıllar önce bozuk bir mezhebe bağlı olan birisi "Sizin en sağlam hadîs kaynağı olarak gösterdiğiniz Buharî'de belki sadece iki sahih hadîs vardır" demişti.

Bu kişinin İslâm'ı aslına uygun İslâm değildir.

Yetmiş iki bozuk fırkanın mensupları İslâm İslâm demez değil.

İslâm'ın çeşit çeşit beşerî yorumları bulunmaktadır. Önemli olan şu ölçülere uygun olan gerçek ve saf İslâm'dır.

* Kur'ân'a uygun İslâm,

* Sünnete uygun İslâm,

* İcmâ-i ümmete uygun İslâm,

* Cumhur-i ulemânın anlattığı ve öğrettiği İslâm.

* Hepsi din konusunda âdil olan Ashab-ı Kiram radiyallahu anh efendilerimizin anladığı ve anlattığı İslâm.

* Yüce Allah'ın göndermiş olduğu bozulmamış, tahrife uğramamış ilâhî ve münzel (hak katından indirilmiş) İslâm.

* Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) insanlara tebliğ ettiği, kendi hayatına uyguladığı İslâm.

* Sevad-ı A'zam İslâm'ı.

* Ondört asırdır nesilden nesile icazetli ulemâ, fukaha, eimme tarafından bize ulaştırılan İslâm.

İşte gerçek ve saf İslâm budur.

Bunun dışında çeşit çeşit, türlü türlü yanlış yorumlar vardır.

Fazlurrahman'ın Tarihselcilik ekolü bu yanlış yorumlardan biridir.

Gerçek ve saf İslâm'a, Kur'ân'ın ve Sünnetin doğru yorumuna bağlı Müslümanların Fazlurrahman fırkasından uzak durmaları gerekir.

"Kur'ân âyetlerinin ve sahih hadîslerin önemli bir kısmı tarihseldir, hükümleri bugün geçerli değildir" dediniz mi, bir müddet sonra elinizde din diye bir şey kalmaz.

"Eskiden etler kontrol edilemiyordu. Şimdi ediliyor. Binaenaleyh, vaktiyle trişin yüzünden haram kılınmış olan domuz eti yenilebilir" diyen çıkarsa, dinden de çıkmış olur.

Din bir bütündür. Bu bütünün aslî ve zarurî bir hükmünü inkâr, red, tekzib eden (yalanlayan) iman dairesinden çıkmış, küfre sapmış olur.

İslâm dini zinayı büyük bir günah, büyük bir suç olarak kabul etmiştir. Batı medeniyeti ise suç saymıyor. İslâm'ı bu konuda AB standartlarına uygun hale getirmek kişinin imanını götürür.

İmanın şartları altıdır. Bu altı şarttan, temelden olan kaderi inkâr eden dinden çıkmış olur.

Tesettür konusunda ondört asırlık genel bir icmâ vardır. Bunu inkâr edenin Müslümanlığı tehlikeye girer.

Müslümanları sekülerleştirmek isteyenler İslâm'ı yıkmak istiyor.

İslâm'ın, Kur'ân'a ve Sünnete dayanan doğru yorumunu bırakıp da bid'atlere sapanlar yanlış yoldadır.

Diyanet'in mezhepler üstü olmasını savunanlar var. Bu da son derece yanlıştır.

Komşumuz İran'da Şiîlik ve Şiîler hâkimdir. Aramızda fitne ve fesat çıkartılmamalıdır. Lakin Türkiye'nin Şiîleştirilmesi faaliyetlerine kesinlikle karşı çıkarız.

Türkiye'deki Sünnî itikadın, Sünnî fıkhın, Sünnî kültürün yıkılmasına, onun yerine şu veya bu bid'at cereyanlarının ve mezheplerinin getirilmesine izin vermeyeceğiz.

Mert iseler taqiyyeyi bıraksınlar ve açık, samimî bir şekilde "Sünnîlik yanlıştır. Biz onun yerine ılımlı ve evcil Fazlurrahman mezhebini getirmek istiyoruz..." desinler.

Saman altından su yürütmesinler.

Müslüman, temiz ve şeffaf kişidir. Din ve iman kardeşlerine taqiyye yapmaz, onları aldatmaz.

Çok yüklü ücretler karşılığında dini tahrife, tağyire, bozmaya çalışanlar iyi bilsinler ki, bu iş için aldıkları ücret ateştir.
M. Şevket Eygi
 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Selamun Aleyküm,

Bir laf vardır, "çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz" diye...

Tek mesajda birden bire o kadar geniş konulara temas etmişsin ki hangi birine yorum getireyim... Doğruların da var yanlışların da... İsabet ettiklerin de var afedersin ama çuvalladıkların da...

Mesela, İslamcılık tesbitin bana eski cumhurbaşkanlarından Fahri Korutürk'ü hatırlattı...
"Ben Şeriat'a değil Şeriatçılığa karşıyım" demişti bir seferinde... Gülünç bir ifade...

İslamcılık deyince ne anlıyorsun bilmiyorum ama kısaca günümüzde uzaklaşılan İslami yönetim tarzına yeniden erişebilme gayreti olarak tarif edebilirim kısaca ve bu doğrultuda da ben İSLAMCIYIM... Günümüzde sistem içinde İslamı yaşamaya gayret eden ve İslami yönetim derdi olmayan ve ben müslümanım iddiasında olan kimselerle aramızdaki farkı ortaya koyuyor bu... Ve bence gerekli bir tavır...

Ayrıca " cumhur-i ulemânın anlattığı saf ve katışıksız İslâm için çalışmak" ifadesi için bir kaç kelime belirteyim: İtikadi mezhepler içinde Cumhuriyye mezhebini duydun mu hiç bilmiyorum ama Ehl-i Sünnet'in dışında bir mezheptir ve sen sanki bu mezhep mensubu gibi ifadeler kullanmışsın. Halbu ki ehl-i sünnet itikadına mensup olduğunu belirtiyorsun, burada da bir çelişki içerisindesin...

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama, polemiğe girmenin kimseye bir faydası olmadığı için uzatmıyorum. Bence Fıkhi ve itikadi yönlerimizi çok fazla kurcalamadan günümüzde İslami Hareketi en iyi şekilde nasıl aktive eder ivme kazandırabiliriz ona bakmak lazım...

Yoksa öbür türlü sürekli olarak birbirimizi rencide eder dururuz boş yere...

Allah'a emanet ol...
 

kaniirfan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
647
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
polemiğe girmekten kaçınan CEMALDURRA arkadaşıma dolaylı olarak bir cevaptır.fakat kendi yazısından alıntı yapılmadan yazılan bu cevabı aynı şekılde polemiğe girmemek için düz mesaj olarak veriyorum

Cemaatlere ve tarikatlara karşı değilim; cemaatçiliğe ve tarikatçılığa karşıyım.


Bu cümleyi kafamda baya bir evirip çevirdim olayı kavradım..kavradıgım sonuc şudur: CEMAATLERİN VARLIGINDAN HİZMET ETMESİNDEN,YOL GÖSTERMESİNDEN,BÜTÜNLÜĞÜNDEN RAHATSIZ DEĞİLİM ..
FAKAT; BAĞLI OLUNAN CEMAATÇİLİĞİN TEK KURTULUŞ OLDUGUNU VE BU CEMAATİN FETVA VEREBİLECEK ,İSLAMA KENDİ BAŞINA ŞEKİL VEREBİLECEK YAPIDA OLDUGUNU,CEMAAT LİDERİNİN ,CEMAAT LİDERİ OLMAKTAN ÇIKARILIP BAMBAŞKA BİR BOYUTA TAŞINMASINI DOĞRU BULMUYORUM şeklinde anlamak gerekir
 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Selamun Aleyküm,

Bu son ifadeye kesinlikle katılıyorum, aynı görüş ve düşüncelere imzamı atarım...
Ve ilave ederim; Cemaatlere değil cemaatçiliğe, tarikatlara değil tarikatçılığa, mezheplere değil mezhepçiliğe, partilere değil particiliğe karşıyım ve bunların müslümanlar arasında tefrikaya düşülmeden iyi niyet ve hoşgörü çerçevesinde yaşanabileceğine inanıyorum, ama İslam ve İslamcılık ya da Şeriat ve Şeriatçılık bir bütün olduğundan bu kavramlarla eş tutulamaz...
İslami otoritenin hakim olduğu bir toplum düzenine razı olmayan bir müslüman düşünemiyorum ve ilk mesajımda da belirttiğim gibi yeniden İslami otoritenin hakimiyeti için çalışmayı doğru bir tanımlama ile İSLAMCILIK olarak kabul ediyorum... Bu olması gereken bir tavırdır...
Farklı düşündüğümüzü de zannetmiyorum aslında ama kelimeler üzerinde maalesef çok fazla oynuyoruz gereksiz yere...

Allah'a emanet olun...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt