Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslüman Sosyete (1 Kullanıcı)

´´GüLiѕтaи´´

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 May 2009
Mesajlar
1,209
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Birtakım kadınlar, sadece başlarını örtmekle İslâmî ölçülere göre örtünmüş olduklarını sanıyorlar. Tesettür sadece başını bir bez parçasıyla örtmekten ibaret değildir.

Birkaç yıldan beri bir kısım başları kapalı hanımlar, İslâm dinine ve ahlâkına yakışmayan davranışlar sergiliyorlar. Herkesi suçlamıyorum, “Bir kısım kadınlar...” diyorum. Bu gibilerin sergiledikleri uygunsuz ve yakışıksız haller hakkında örnekler vermek istiyorum:

(1) Çok aşırı ve istisna bir hadise ama yine de üzerinde durmak gerekiyor. Başı kapalı, göbeği açık kız bile görüldü, Hürriyet gazetesi resmini bastı. Akıl almaz bir şey. Binde bir de olsa, bir Müslüman kız nasıl böyle giyinebilir?

(2) Tesettür, örtünmek, saklanmak, gizlenmek, kapanmak mânâsına gelir. Binaenaleyh nâmahrem (yabancı) erkeklerin dikkatlerini çeken, cinsel arzularını tahrik eden, bakmalarına sebebiyet veren birtakım cırtlak renkli, dar elbiseler tesettürün gayesine tamamen zıttır. Öyle hanımlar görüyoruz ki, vücutlarının hatlarını dışa vuran daracık elbiselere bürünmüşler, başlarına bir eşarp sarmışlar ve sokaklarda, meydanlarda, çarşılarda, pazarlarda salına salına, kırıta kırıta, bin işve ile yürüyorlar. Ne kadar yakışıksız bir manzara...

(3) Renk kültürü diye birşey vardır. Tesettürlü bir İslâm hanımı gökkuşağı gibi rengârenk başörtülere, elbiselere bürünemez. Tesettür kıyafetinin renkleri sade olmalıdır, mat olmalıdır, göz çekmemelidir. Birtakım tesettür firmaları son birkaç yıl içinde pembe rengi ön plana çıkarttılar. Pembenin de tonları vardır, soluk pembe olsa fazla dikkati çekmez. Lakin para kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen bir takım tesettür konfeksiyoncuları, pembenin en cırtlağını, en çirkinini moda haline getirdiler. Bunların kurbanı olan bazı başı örtülü hanımları görünce Rio karnavalını hatırlıyorum. Efendiler, hanımlar!.. Ayıptır, lütfen kendinize geliniz.


Laiklerin ve çağdaşların türban dedikleri başörtüsü, İslâm Şeriatının öngördüğü tesettür kıyafeti değildir. Tesettürün, şer’î bakımından iki veçhesi vardır:
A. Vücudunu bol bir elbise veya çarşaf ile örtecek, dikkat çekmeyecek.
B. Nâmahrem erkeklerle görüşmeyecek.
İkinci madde bu devirde artık uygulanmıyor. Bari birinci maddeyi Şeriatın istediği şekilde uygulayalım.

Müslüman bir hanım, bu devirde doktorluk, eczacılık, hemşirelik, öğretmenlik, gazetecilik ve daha bir sürü iş yapabilir. Ancak her hal ü kârda başını örtmeli ve çok sade şekilde giyinmelidir.

Birtakım cahil kadın ve kızların saçlarını deve hörgücü şeklinde topuz yapmaları İslâm dininin hoş görmediği bir şeydir. Peygamber Aleyhisselâm saçlarını deve hörgücü gibi yapıp örtünen kadınlar için “Onlar cennetin kokusunu alamayacaklardır...” buyurmuşlardır. Böylesine ağır bir Peygamber tehdidi varken nasıl oluyor da birtakım İslâm kadınları saçlarına böyle bir şekil verebiliyorlar? Bu hanımları birtakım hocalar niçin uyarmıyor?


İslâmî kesimdeki son rezaletlerden biri de “Tesettürlü Müslüman sosyete” kepazeliğidir. Sosyete, Batı medeniyetine mahsus bir şeydir. Orada kadın erkek arasında kaç göç yoktur, orada bir erkek, dekolte kıyafetli karısının yabancı bir erkeğin kollarında dans etmesine izin verir, orada yine kadın erkek karışık fısk ve fücur alemleri tertip edilir. İslâm dini ve ahlâkı böyle şeyleri kabul etmez.

Şu sosyetik tesettürlülere bakınız. Başlarını kapatmışlar, rengârenk kıyafetlere bürünmüşler ve sonra diledikleri gibi yaşıyorlar. Bir Müslüman “dilediği gibi” yaşayabilir mi? İslâm dini birtakım ölçüler koymuştur, sınırlar çizmiştir, bunlara mutlaka uyulması gerekir.

Kapalı bir İslâm hanımı yabancı erkeklerle el sıkışabilir mi?

Tesettürlü bir Müslüman kadının yapabileceği işler vardır, yapamayacığı meslekler vardır. Müslüman bir kadın “zührevî hastalıklar” doktoru olabilir mi? Elbette olamaz.

Memleketimiz yıllardan beri çok ağır bir iktisadî kriz içinde çırpınıyor. IMF’nin pençesine düştük; borç, faiz, işsizlik, sefalet bataklıklarında çırpınıyoruz. Milyonlarca vatandaş aç,sefil, perişan. Çöplüklerden ekmek toplayanlar var, üç ayda verilen 155 YTL ile geçinmeye çalışan kimsesiz, bîçare, bîkes ihtiyarlar var. Bana inanmıyorsanız fakir mahallelerin muhtarlarına sorunuz, mesela Eminönü ilçesinde Küçük Ayasofya Mahallesi muhtarına gidiniz, bilgi alınız, sefalet diz boyu. Belediye bu gibi fakirler için yemek pişirip dağıtıyor. Üç torunuyla ortada kalmış ihtiyar bir kadın her gün öğleleri gidiyor, bu Belediye yemeğinden alıyor, evde bunları ısıtacak gaz tüpü yok... Sonra birtakım tuzu kuru (kupkuru) tesettürlü sosyetik Müslüman hanımlar beş yıldızlı otellerde toplantılar, çaylar, partiler düzenliyorlar. Maaşallah hepsi limuzinlerle, cehennemî lüks ciplerle geziyor. Bu kadınlar kendilerini, ekmek diye bağıran açlar için “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler...” diyen kraliçe mi zannediyorlar?

Çok zengin de olsa, kocası çok yüksek bir makamda da bulunsa Müslüman kadın sorumsuzca yaşayamaz.

Ülkede bunca aç ve sefil varken beş yıldızlı otellerde fink atmak bir Müslümana yakışır mı?

Sormuşlar:
- Efendim, niçin bu lüks ve pahalı beş yıldızlı otellerde kalıyorsunuz?
- Bunun ıstırabını ben de çekiyorum. Ne çare ki ülkemizde altı ve yedi yıldızlı oteller yok!
Basra Körfezi (Haliç) ülkelerinden birinde yedi yıldızlı bir otel varmış, dünyanın en lüks oteliymiş. Bizim Müslüman sosyete böyle otellerin hasretini çekiyor.

Zengin, yüksek tabaka Müslüman tesettürlüler var güçleriyle hayır, hasenat, kültür, sanat, fakirlere yardım gibi iyi, doğru, meşru sahalarda çalışmalı ve hizmet vermelidir. Onları fakir mahallelerde, çaresizlere, düşkünlere, sefalet çekenlere yardım ederken görmek istiyoruz.

“Bizim paramız var, istediğimiz gibi giyiniriz...” Ne kadar aptalca, şeytanca, beyinsizce bir düşünce... İslâm dini lüksü, israfı, gösterişi, saçıp savurmayı, gururu, kibri yasak ediyor. Zina yapmak, şarap içmek, faiz yemek, adam öldürmek nasıl haramsa, büyük günahsa israf da böyledir. Nasıl rakı içmekten tiksiniyorlarsa, israftan da o şekilde iğrenmeleri, kaçınmaları, uzak durmaları gerekir.

Kendilerine Müslüman sosyete denilen akılsızlar güruhu Batılıları örnek alıyorlar. Peygamber ne buyuruyor?.. “Bir topluma benzeyen onlardan olur” diyor. Müslüman kadınlar için örnek ve model Peygamberin zevceleri, Ehl-i Beyti, Asr-ı Saadetteki Müslüman hanımlar, daha sonraki asırlarda yaşamış büyük ve hayırlı İslâm kadınlarıdır. Başka medeniyetlerin, hele bozuk Batı medeniyetinin kadınları tesettürlü hanımlara örnek olamaz.

Bu gibi konularda keskin hükümler vermek, kesici konuşmak gerekir.
* İslâm’da sosyete olmaz... Müslüman kadınlar “İslâmî bir sosyete” teşkil edemezler. Bunlar bozuk ve sapık davranışlardır.
* Başımı örterim ve sonra her haltı yerim... Bu da olmaz. Müslümansan Müslümanlığını bil; Şeriat, fıkıh, ahlâk-ı İslâmiye kitaplarındaki hüküm, ölçü ve sınırları hayata uygula.

Peygamber Efendimize sormuşlar: “Din nedir?”, “Nasihattir” demiş. Aynı soruyu tekrarlamışlar, yine “Nasihattir” demiş. Üçüncü defa sormuşlar, yine aynı cevabı vermiş.

Bu memlekette binlerce Ezher mezunu hoca var. On binlerce medrese mezunu, ilahiyat fakültesi mezunu, Arap ülkelerinde, Pakistan’da Şeriat okumuş hoca var. Şeyhler var, Diyanet İşleri Başkanlığı var, onun yüz bine yakın hocası var, vaizleri var; mürşidler, şeyhler, üstadlar, ağabeyler, Efendi Hazretleri, Hazret-i Muhteremler var. Velhasıl bir sürü pabucu büyük var, lakin dinî konularda yeterli, tesirli nasihat yok. Müslümanlara mutlaka nasihat etmesi gereken zatlar niçin susuyorlar?

Allı zilli, cırtlak pembeli, yırtmaç etekli, dar elbiseli, işveli birtakım tesettürlü kadınlara kim nasihat edecektir?
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Tikky Tesettür Converse Hicab


mim.saka@googlemail.com[/EMAIL][/FONT][/COLOR]Kapitalist müslümanların düzenlediği İslâmî moda ve tesettür defilesinde verdiği fotoğrafla ortama akan, “yaanee” bütün dünyaya “oha felan olduran” converse tesettürlü, tikky hicablı kızım; “orda bekliosuaan, dönjüaam ben sana”!
Yukarıda paragrafda görüldüğü üzere, “kapitalist” ve “müslüman” gibi, “İslâmî” ve “moda” gibi, “tesettür” ve “defile” gibi, “tikky” ve “tesettür” gibi; “converse” ve “hicab” gibi, bir araya gelmeleri asla mümkün olmayan kelime ve kavramları terkib edebilenlerin bu becerilerini(!) takdir etmek amacıyla kullanılan bir kavram: “Oksimoron”.
Oxinos (Yun.): Ekşi.
Oxys (Yun.): Sivri.
Occident (Lat.): Batı.
Occidere (Lat.): Düşmek; Batmak; Telef olmak.
Moron (Yun.): Bebeksi; Bebe kadar aklı olan yetişkin.
Oksimoron: Öküzün konuşanı; mandanın söğüt dalına yuva yapanı; şizofreni bir nevî...
Bu oksimoron terkiblerin en önemlilerinden bazıları şunlar:
- Kurtuluş Savaşı!
- Mücahid Mustafa Kemal!
- AtaTürk!
- Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti!
- Laik Türkiye Cumhuriyeti!
- Müslüman Türkiye Cumhuriyeti!
- Demokratik Türkiye Cumhuriyeti!
- Türkiye Cumhuriyeti Hukuk Devleti!
- Türkiye Büyük Millet Meclisi!
- Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı!
- Ulusal Mücahid Perinçek!
- Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı!
- Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı!
- Türkiye Cumhuriyeti Millî İstihbarat Teşkilatı!
- Cumhuriyet Halk Partisi!
- Adalet ve Kalkınma Partisi!
- Terörist İslâm!
- Ilımlı İslâm!
Fazla örneğe ne hâcet, bir “Oksimoron Cumhuriyeti” Türkiye!
Tarihte eşi görülmemiş denli kitlesel bir “Telegram”ın başarısıdır bu!
Telegram: Kimliksizleştirme, kişiliksizleştirme, angutlaştırma, mankurtlaştırma...
80 küsur yıldır Anadolu kıtası çapında uygulanan bu “Telegram”ın adı “Kemalizm”dir!
Salih Mirzabeyoğlu’nun ifâdesiyle: “İdrakleri iğdiş etme”...
Sana gelince tikky tesettürlü, converse hicablı kızım...
İnsansın; göstermek - görünmek istiyorsun tabiî!
Bir ALLAH dostu, yolda yürürken, önünden geçtiği evin annesinin kızına bağırmasını duyuyor: “Kızım, güzelliğini gösterme kimseye!” Oracıkta cezbeye tutuluyor ALLAH dostu; “güzellik görünmek ister” diyerek dönmeye başlıyor.
Evet, görünmek ister güzellik!
İnsan ki eşref-i mahlûkattır, ahsen-i takvîm üzere yaratılmıştır; nasıl görünmek istemez!
Şahsiyet demektir, görünmek!
Ama nasıl şahsiyet; kimde ve nasıl bulacağız şahsiyeti, kime ve nasıl görüneceğiz?!
Kulluğumuz ile, ibadetimiz ile, salih amellerimiz ile, güzel ahlâkımız ile, edebimiz ile, bilgimizle, görgümüzle, yüreğimizle, iş ve eserlerimizle ve şahsiyetimizi şahsiyet aynasında bulacağımız büyüğümüz ile, şahsiyetini bir manto gibi bürüneceğimiz kocamız ile, şahsiyetimizi bir manto gibi bürüyeceğimiz kadınımız ile, şahsiyet sahibi kılacağımız küçüklerimiz ve çocuklarımız ile görünmek zor tabiî.
Bedenî bir zorluktan ziyade, nefsimize zor geliyor bu türlü şahsiyet olmak; irademizi teslim etmek sûretiyle irade sahibi olmak!
Yeni müslüman olmuş bir tanıdığımızın şu sözünden süzebiliriz bunun nasıl bir zorluk olduğunu: “İlk zamanlarda, alnımı yere koymak zor geldi en çok; egoma secde ettirmek!”
Başımızı yerin en dibine indirmemiz gereken yer, “secde”!
İlahlık taslamayı bırakıp, kul olduğumuzun şuuruna en yakın olduğumuz an, “secde”!
Bu gerekliliğin ve bu yakınlığın farkında olmadan yatıp kalktığımız secde...
Bu tikky tesettürlü, converse hicablı kızımız da kılıyormuş namaz; günde kırk defa yere idiriyormuş başını: «Adım Gül. Babam fotoğraflarımı görmedi, onun onayını almadan soyadımızı vermem doğru olmaz. 25 yaşındayım. Ben hep böyleydim. 15 yaşımdan beri örtülüyüm. 5 vakit namazımı da kılarım, cilt bakımımı, makyajımı da yaparım. Liseyi bitirdikten sonra cilt bakım ve makyaj kursları aldım. Tesettürlüyüm diye dört duvar arasına sıkışacak değilim. Modayı takip ederim. Marka giyerim. Defilede gazeteciler mankenlerden çok benim fotoğrafımı çekti.» (Gazeteler)
Bir “oksimoron” da bu işte; iradenin hevâya secdesi bu; tikky tesettür bu; converse hicab bu!
«Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Ali Akay ile sohbet ediyorduk. Laf arasında şöyle dedi: "Ben yabancı arkadaşlarıma sordum. 'Tiki' kelimesi onlarda yokmuş. Sanırım 'maganda' gibi bu da bizim uydurmamız." Biliyorsunuz marka tutkunu, baba parası harcayan, laklakçı, sürekli cep telefonuyla oynayan, Bağdat Caddesi'nde, Akmerkez'de dolanan zamane gençlerine tiki deniyor. Kelimeyi 'Tikky' diye yazanlar ve bunun İngilizce'den alındığını iddia edenler var. Hatta bunların erkeğine 'tikky boy', kızına 'tikky girl' dendiğini filan söylüyorlar. Ben de biraz araştırdım. Bir kere İngilizce'de 'tikky' (ya da 'tiky') diye bir kelime bulunmuyor. Ama işin gırgır yanı 'tiki' kelimesi var! Anlamı ise çok farklı: Polinezya mitolojisinde ilk insana (bizdeki 'Adem' gibi) ve onun ahşaptan ya da taştan heykeline 'tiki' deniyormuş. Özetle Rotring marka kalemlerin 'Tikky' modelini ya da takma adlar, kedi-köpek adları filan dışında Batı'da böyle bir kelimeye rastlamadım. Sanırım tikky (veya tiki), dünya kültür tarihine bizim bir katkımız.» (Emre Aköz)
Kısaca, marka hastası demek Tikky; pahalı giyinen ucuz insan demek, şahsiyetini parayla satın alan demek, göstermek için giyinen demek, marka giyerek kendini gösteren demek, utanmaz demek!
Converse ise bir ayakkabı markası; fotoğraftaki kızımızın ayağındaki, converseın sarısı; 400 YTL, orijinalinin fiyat ortalaması! Asgarî ücret ne kadar Türkiye’de?
Tikky Tesettür: Görsel hicab; gösteren tesettür; çıplaklık düpedüz!
Converse Hicab: Evrik hicab; zıt hicab; hayâsızlık düpedüz!


(Furkan Dergisi 25. Sayı, Mayıs 2008)
mim.saka@googlemail.com
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
bunun adı da tesettürse artık..
böyle giyineceklerine hiç kapanmasalar başlarındakini de çıkarsalar daha iyiymiş heralde.
en azından kapalılığın adını kirletmiş olmazlardı..
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum,

Arkadaşlar duruma tepki vermek güzeldir,tabiki tesettürün bilinçli yapılması için yazılar ve gayretler sarf edeceğiz ancak tanıdık veya tanımadık halkımızdan birilerinin ayıbını özellikle resim koyarak ortaya çıkarmak veya rencide etmek haklı bir davranış değil,resimdeki bayanlar da bizlerin kardeşleridir ancak yaptıkları yanlıştır,deşifre eder gibi resim yayınlamayı iyi bir davranış olarak görmüyorum...
Peki ya sizce ???
 

ŞEB-İ ARUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
1,904
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
37
Konum
"Lâ taknetû min Rahmetillâh"
Esselamu aleykum,

Arkadaşlar duruma tepki vermek güzeldir,tabiki tesettürün bilinçli yapılması için yazılar ve gayretler sarf edeceğiz ancak tanıdık veya tanımadık halkımızdan birilerinin ayıbını özellikle resim koyarak ortaya çıkarmak veya rencide etmek haklı bir davranış değil,resimdeki bayanlar da bizlerin kardeşleridir ancak yaptıkları yanlıştır,deşifre eder gibi resim yayınlamayı iyi bir davranış olarak görmüyorum...
Peki ya sizce ???

sizin yorumu görmeden bende aynı fikire kapıldım.

bu bayanların resimlerini daha bir çok yerde gördüm altında utanılası yazılar.doğruyuı yanlış yolla anlatma modası nerden çıktı bilmiyorum ama rabbimin hidayeti hepimize olsun inşa-ALLAH.

inşa-ALLAH resmi kaldıracagım.

 

Gülfidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2008
Mesajlar
679
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Kapanmanın manasını inşlaalah anlarlar da öyle kapanırlar.

Allah hidayet versin.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt