Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mürşide tabii olmak.. (1 Kullanıcı)

hira06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2012
Mesajlar
559
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
38
Canım kardeşlerim; namaz,tesettür vb konularda tebliğde bulunuyoruz şükürler olsun.. Birazda bu konuda konuşmak bilgi paylaşımı yapmak isterim. Biliyoruz ki insanoğlu başıboş bırakılmamıştır. Kur'an-ı Kerim yol göstericimizdir şüphe yok, Peygamber Efendimizin sav ışığı bile yeter. Ama bize yaşayan yol gösterici var mıdır? Mürşid kimdir? Mürşid nasıl bulunur? Mürşide nasıl tabii olunur? Bilgi aktarımı yapıp faydalanalım inşallah..
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
inşallah paylaşımlarını ve paylaşım yapacak arkadaşlarımızın yorumlarını bekliyoruz.
 

hira06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2012
Mesajlar
559
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
38
MÜRŞİD KİMDİR?
Mürşid; kendisi hidayete ermiş ve Allah’ın emriyle hidayete erdiren, Allah'ın yardımıyla insanları irşad eden, bu konuda Allah’ın görevlendirdiği kişilerdir. Bir kısmı peygamberler, bir kısmı da Rabbimiz'in adına resul, imam, mürşid, sultan ve hidayetçi dediği vazifelilerdir.
İslâm’ın 7 tane safhası vardır:
1-Allah’a ulaşmayı dilemek,
2-Mürşide ulaşmak,
3-Ruhu Allah’a ulaştırmak.
4-Fizik vücudun teslimi,
5-Daimî zikre ulaşıp nefsi Allahû Tealâ’ya teslim etmek,
6-Muhlis olarak irşada ulaşmak,
7-Cüz’î iradeyi de onun gerçek sahibi olan Allah’a teslim ederek irşad makamına tayin olmak ve mürşid olmak. (28 basamaklık bir İslâm merdiveninin 28. basamağının 5. kademesini ifade ediyor.)
 

hira06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2012
Mesajlar
559
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
38
Hayatımıza mürşid ne zaman girer?

Tebliğe muhatab olan kişi ne zaman ki Allah'a ulaşmayı diler, bu dileğin sahipleri için mutlaka mürşid vardır.

BİR DİLEK: "Yarabbi, ben sana ruhumu ölmeden evvel ulaştırmak istiyorum. Benim ruhumu Sana ulaştır. Senin bunca ermiş evliyan var. Ben de o ermişlerden birisi olmak istiyorum. Beni sana ermiş, ruhunu Sana ulaştırmış evliyalardan birisi kıl."

Allah'a ulaşmayı dileyen kişi mutlaka mürşidini arar.

72/CİNN-14: Ve ennâ minnel muslimûne ve minnel kâsitûn(kâsitûne), fe men esleme fe ulâike teharrev raşedâ(raşeden).
Ve gerçekten bizden, (Allah’a) teslim olanlar da var ve bizden kasitun (kalpleri kasiyet bağlamış) olanlar da var. Artık kim (Allah’a) teslim olmuşsa (ruhunu teslim etmişse) işte onlar, irşad olmayı (nefsin ve iradenin teslimini) arayanlardır (dileyenlerdir).
 

hira06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2012
Mesajlar
559
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
38
Hidayete ermek için mürşid farzdır;

5/MAİDE-35: Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler)! Allah’a karşı takva sahibi olun ve O’na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki; siz felâha erersiniz.
 

hira06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2012
Mesajlar
559
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
38
Mürşidsiz Allah’a ulaşabilirmiyiz ?
Kişi bu yolculuğu yalnız yapabilir mi?

Allah'a ulaşmayı dilemeyen ve mürşide tabi olmayan hiçkimsenin ruhu Allah'a ulaştıracak yollar üzerinde (sırat-ı müstakim üzerinde) olamıyor, hiçkimsenin ruhu gök katlarını aşarak Allah'a ulaşamıyor ve kişi hidayete eremiyor. Bu nedenle mürşid farzdır. Kişinin ruhu ancak Devrin imamının yardımıyla Allah’a ulaşıyor.

55/RAHMÂN-33: Yâ ma’şerel cinni vel insi inisteta’tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuz(fenfuzû), lâ tenfuzûne illâ bi sultân(sultânin).
Ey insan ve cin topluluğu! Semaların ve arzın kuturlarından (çaplarından) nüfuz etmeye (çıkıp gitmeye) eğer gücünüz yetiyorsa, haydi nüfuz edin (geçip, çıkın)! Bir sultan (bir mürşid) olmaksızın nüfuz edemezsiniz (geçip çıkamazsınız).

Görüldüğü gibi kişi bu yolculuğu yalnız başına gerçekleştiremiyor. Mutlaka hidayete erdiren, Allah’a ulaştıran devrin imamı olan mürşid vasıtasıyla Allah’a ulaşılıyor.

7/A'RÂF-181: Ve mimmen halâknâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn(ya’dilûne).
Ve yarattıklarımızdan bir ümmet vardır ki, Hakk’a (Allah’a) ulaştırırlar ve onunla adaletle hükmederler.
 

hira06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2012
Mesajlar
559
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
38
Mürşidi Allah gösterir;

2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâşiîn(hâşiîne).
(Allah’tan) sabırla ve namazla istiane (yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah’a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
O (huşû sahipleri) ki; onlar, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.

Kişi Allah'a ulaşmayı diler, mürşidini Allah'tan talep eder hacet namazı kılar ve sabrederse Allahû Tealâ mutlaka ona mürşidini gösterir

Eğer kişi Allah'a ulaşmayı dilemiyorsa huşu sahibi değildir ve sabırla hacet namazı kılsada Allahû Tealâ o kişiye mürşidini göstermez, o kişi mürşidine ulaşamaz.
 

hira06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2012
Mesajlar
559
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
38

Mürşid hayatta mı olmalıdır?
Rahmetli olan bir mürşidin irşad görevi devam eder mi?

Peygamber Efendimiz s.a.v. kendi kavminin, arap kavminin Resul’ü, devrin en büyük mürşidi, imamı, halifesi ve kainatın son peygamberidir.

33/AHZAB-40: Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).
Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah'ın Resûl'ü ve Nebîlerin (Peygamberlerin) Hatemi'dir (Sonuncusu). Allah, herşeyi en iyi bilendir.

''Benden sonra nebi gelmeyecek, âlimler gelecek, halifeler gelecek. Onlara tabi olan bana tabi olur, onlara asi olan bana asi olur.” (Sahih Buhari 1.cilt 1409.Hadis)

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed sav. Rahmeti Rahman'a kavuştuktan sonra varisleri olan mürşidler irşad vazifesini yerine getirirler hidayetçiler kıyamete kadar gönderilecekler.

20/TÂHÂ-123: Kâlehbitâ minhâ cemîan ba’dukum li ba’dın aduvv(aduvvun), fe immâ ye’tiyennekum minnî huden fe menittebea hudâye fe lâ yadıllu ve lâ yeşkâ.
(Allahû Tealâ şöyle) dedi: “İkiniz oradan (aşağı) inin! Hepiniz (şeytan ve siz), birbirinize düşman olarak. Bundan sonra Benden size mutlaka hidayet gelecek. O zaman kim hidayetime tâbî olursa artık o, dalâlette kalmaz ve şâkî olmaz.”

13/RA'D-7: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihî), innemâ ente munzirun ve li kulli kavmin hâd(hâdin).
Ve kâfirler derler ki: “O’nun üzerine Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?” Sen, sadece bir uyarıcısın ve bütün kavimler için hidayetçi vardır (zamanın her parçasında ve bütün kavimlerde).

"Her devirde beni temsilen 1 kişi var. Hz.isa (A.S.)'ı temsilen 3 kişi var. Hz.Musa (A.S.)'ı temsilen 7 kişi var. Hz.ibrahim (A.S.)'ı temsilen 40 kişi var." Hadis-i Şerif

"Yeryüzü Halilürrahman (AS) gibi (kullara acıyan) kırk (abdal) kişiden katiyen hali kalmaz. Onların sayesinde size yağmur verilir. Onların sayesinde (dünyevi ve uhrevi) zafere kavuşturulursunuz. Onlardan (yani O hak dostlarından) biri vefat eder etmez derhal Allah (CC) yerine başka birini tayin eder." (Ramuzel Hadis 4384 Nolu Had. Şer.)

Kur’an ayetlerine göre kendilerini Allah’a ulaştırmakla vazifeli olan hidayetçinin (mürşidin) hayatta olması gerektiğinin bilincinde olan sahabe, bu farz emri yerine getirmek için, Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v) henüz daha defnedilmeden, hemen Vekaleten Devrin imami Hz.Ebu Bekir (r.a)‘a tâbî olmuşlar;

"Ömer bu sözleri söylerken öne doğru çıkıyor ve biat etmek üzere ellerini Ebu Bekir'e doğru uzatıyordu...Nihayet ensar da sanki gökten büyük bir haber almışcasına koşuşarak Ebu Bekir'e biat etti...! Müslümanlar başlarında işlerini düzene sokacak bir halife olmaksızın bir gün bile geçirmeyi hoş görmemişler ve bu duruma bir çözüm bulmaya calışmışlardı...Resulullah henüz defnedilmemişti...Fakat Allah islamı ve müslümanları o gün Ebu Bekir'le onurlandırdı." (Beş Raşid Halife (Hulefaü'r Resul) Halid Muhammed Halid S.73)

Peygamber Efendimiz s.a.v'e tabi olan bütün sahâbe irşad makamına kadar ulaşmışlar, hepsi mürşid olmuşlar. Ensar ve muhacirînin hepsine tâbî olunduğu, Tevbe 100. âyet-i kerimeyle kesinlik kazanmaktadır. Sahâbeye tâbî olan tâbiîn, tâbiîne tâbî olan ise tebei tâbiîn adını almış ve Tevbe 100. ayeti kerimesine göre irşad makamının sahipleri oldukları için kendi zamanlarında Allah'a ulaşmayı dileyen kişileri irşad ederek Allah'a ulaşmalarına ve böylece hidayete ermelerine vesile olmuşlar. Onlar Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile birlikte insanları Allah'a davet eden Allah'ın mürşidleriydi.

9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ıhsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu).
O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayırlarda yarışanlardan ulûl'elbab, ihlâs ve salâh makamlarını, en üst üç makamı işgal edenler), onların bir kısmı muhacirînden (Mekke'den Medine'ye göç edenlerden), bir kısmı ensardan (Medine'deki yardımcılardan) ve bir kısmı da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandı. (Sahâbe, irşad makamına sahip oldukları için onlara tâbî olundu.) Allah, onlardan razı ve onlar da O'ndan (Allah'tan) razıdır. Onlara Allah, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı ve orada ebediyyen kalacaklardır. İşte bu, en büyük (azîm) mükâfattır.

"Benim Sahabem gökteki yıldızlar gibidir, hangisine tabi olursanız hidayete erersiniz." (Şihabü’l Ahbar)

Hidayete ermek ancak mürşid vasıtasıyla gerçekleşir. Allahû Tealâ insanları hidayete erdirmek üzere mutlaka vazifeliler tayin eder. İşte mürşit mutlaka hayatta olmalı ki, Allah'a ulaşmayı dileyen kişinin ruhu tabiyetle vücudundan ayrılsın ve Allah'a ulaşsın, kişi hidayete ersin.

Her evliyanın bir mürşidi vardı. Hz.Yunus’un, Hz.Mevlâna’nın ve bütün Allah dostlarının ölmeden önce Allah’a kavuşup, vuslata ermek için neden aşk ile mürşid kapısına koşup önünde tövbe ettiklerini bir düşünün!!!

Kehf suresinin 17. ayetinde açıkca "veliyyen murşidâ" sözü beyan edilmiş. Bu ayete göre Allah'a ulaşmayı dilemeyen kişiler dalalette kalıyor ve onlar için bir veli mürşid bulunmuyor. Mürşide tabi olmayan dalalettedir.

18/KEHF-17: ...men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden).
Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt