Münakaşa
Münakaşa, fayda kapılarını kapatır
Münakaşa; çekişmek, tartışmak anlamındadır. Herhangi bir konuda, haklı olduğunu karşı tarafa kabul ettirebilmek için, sert, hırçın, öfkeli davranmaktır. Sert, öfkeli olan bir kimse ise, kontrolünü kaybeder, aklı ile hareket edemez. Muhatabının doğru sözlerine kulak veremez ve kendi yanlışlarını savunmaya kalkar. Sert söyleyen ve münakaşa eden kimse, fitne çıkmasına sebep olur. İmam-ı Gazali hazretleri; “Dostlar arasında kin ateşini en kuvvetli tutuşturan; münakaşa ve mücadeledir” buyurmuştur.
Münakaşa, kendini üstün bilmekten yani kibirden kaynaklanır. Kibir ise, her iyiliğe engeldir. Dinimizde ilim öğrenmek, çok kıymetli olmasına rağmen, münakaşa etmek, başkalarından üstün görünmek ve övünmek için öğrenilirse, riya olmaktadır. Peygamber efendimiz; (Kimse ile münakaşa etmeyen, haklı olsa bile, dili ile kimseyi incitmeyen Müslümanın, Cennete gireceğini size söz veriyorum. Şaka yapmak, yanındakileri güldürmek için olsa bile, yalan söylemeyenin Cennete gireceğini size söz veriyorum. İyi huylu olanın, Cennetin yüksek derecelerine kavuşacağını size söz veriyorum) buyurmuşlardır.
Aklı olan, İslamiyet’e uyar, münakaşayı terk eder ve Allahü teâlânın kullarına hizmet eder. Nefsine, şeytana uyan kimse ise, inkâr, küfür bataklığına kayar, kendini beğenip kibirlenir. İslamiyet’e uyan Cennete, nefsine uyan ise, Cehenneme gider.
Münakaşada, birçok kötülüklerin yanı sıra, kalb kırmak da vardır ki, bu da kul hakkıdır. Kul hakkından sakınmalıdır. Her şeyin çaresi var ama kul hakkı, helalleşilmediği müddetçe, affolmaz. Kul haklarını, ahirete bırakmamalı, burada halletmelidir. Kimin haklı kimin haksız olduğu, orada açıkça belli olacaktır. Dünyada ben haklıyım diyenler, orada haksız çıkabilirler. Bir kimse, herhangi bir konuda yüzde yüz haklı olsa bile, muhatabına “Tamam kardeşim, ben hakkımı helal ettim” deyip münakaşayı terk ederse, bu kimseye Cennette köşk vaat ediliyor. Bunu Peygamber efendimiz vaat ediyor. Bu yüzden, münakaşa etmemeli, haklı olunsa bile münakaşadan vazgeçmelidir.
“Kötülerle münakaşa etme üzerler, iyilerle münakaşa etme küserler.”