Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müminlere hitâbe (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Müminler!

İman ehli olarak yaşamanız ve imanlı olarak ölmeniz için Allah’ın dinine sımsıkı sarılmanız şarttır. Siz, yaptığınız ibadetlerle nefsinizi temizleyip terbiye edersiniz. Böylece şeytan sizin vücut ülkenizdeki hakimiyetini kaybeder. Fakat şeytan hiç durmaz, kaybettiği saltanatını geri alıp sizleri kendisine kul etmek ister. Eğer ona uyarsanız, onu memnun edecek ve de sizi mağlup etmesine vesile olacaksınız. Onun için dikkatli olun, adımlarınızı temkinli atın.

Peygamberimizin (sav), Veda Hutbesi’nde buyurduğu gibi; “Allah katında en hayırlınız, Allah’tan en çok korkanınızdır”. Yaptığınız ibadetlerle yükseldiğiniz takva halini muhafaza edin. Nefsinize esir olup, kazandıklarınızı kaybetmeyin.
İman, ibadetle ispatlanır. Nasıl ki, bir dâvâda şahit aranıyorsa, inancınızın ispatında da sizden şahit sorulur. İbadetleriniz şahidinizdir. Bugüne kadar kıldığınız namazlarınızı bundan sonra da hûşû ile kılın. Muktedir iseniz hacca gidin, zekat verin, fakirlere yardım edin.

Her halükârda Allah’ın Kitabı’na ve Resulullah’ın Sünnetine sımsıkı sarılın. İnancınızı paylaşanlarla kardeş olun. Müminler, birbirinin kardeşidir. Kardeş kardeşin namusuna göz dikmez, malına, canına tecavüz etmez. Bilakis bunları muhafaza eder. O halde siz de muhafaza edin. Allah için kardeş olun ve birbirinizi sevin.

Müminler!

Sizi konrol eden ilahî kudreti unutmayın. Aldığınız her nefesin hesabı sorulacaktır. O halde, İlahî Hesap Günü’ne en güzel şekilde hazırlanın. Ömür kısadır; tıpkı bir rüya gibi gelip geçer, farkında olmazsınız. Sonunda pişman olmanız da sizi kurtaramaz. O halde tedbirlerinizi şimdiden alın.
Ananıza, babanıza ve ailenize adaletle muamele edin. Onların elbette ki sizin üzerinizde hakları vardır. Siz onların haklarını korursunuz, Allah da sizin bütün işlerinizi kolaylaştırır.

Dargınlıklarınız sona ermeli. Mümin, sadece Allah için buğzeder. Nefsi için kimseye kin tutamaz. İnandım, diyen her müminle kucaklaşın ve kardeş olun. Kimseye haset etmeyin. Eğer bir mümine haset ederseniz, bütün ibadetleriniz boşuna gider. Zira Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis–i şeriflerinde; “Haset, müminin amelini, ateşin odunu yediği gibi yer bitirir” (Ebu Davut’tan Kütüb–ü Sitte Muhtasarı, Hadis No:1164, c.VI, s.325). buyuruyor. Sonra, haset etmene ne gerek var? Mülkün sahibi Cenab–ı Hakk’tır. Kulun elindekine göz dikmek yerine, O’nun hazinesinden isteyip almak en doğrusu değil mi?

Zaman zaman kabirleri ziyaret ediniz. Dikkat edin, orada yatan insanlar dün sizin gibi hayatta olan insanlardı. O halde, siz de yarın onlar gibi olacaksınız. Gerçek kabir ziyareti, orada, ölmeden evvel ölümü yaşayan, hesaba çekilmeden evvel nefsini hesaba çekebilenin ziyaretidir. Eğer, o kabirde hislenip kendinizi kontrol ve murakabe etmediyseniz, demek ki, siz kabri ziyaret etmediniz.
Yine zaman zaman fakirleri sadaka ile, yaşlı ve çocukları onlara gerekli saygı ve sevgiyi göstererek, hediyelerini ihmal etmeyerek sevindirin.

Müminler!

İbadetleriniz, sizi mütevazı eylesin. Böylece insanlarla iyi geçinirsiniz. Mütevazı insanların hayatı huzur içinde geçer. Allah’ı zikri unutmayın. Kalpleriniz Allah’ın zikri ile huzur bulur. Zira Allah (cc), Kuran–ı Kerim’de; “Dikkat edin, kalpleriniz ancak Allah’ı zikretmekle tatmin olur” (Rad Süresi, 13.Ayet) buyurdu.
Gurur ve kibirden kaçının. Gurur ve kibir, müminin en büyük düşmanıdır. Bu hâl, insanı küfre kadar götürür.

Helaliniz olmayan kadına bakmayın. Kötü niyet beslemeyin. Zinanın her çeşidi haramdır. Ve de her çeşidine şiddetli azap vardır. Kimsenin hakkına tecavüz etmeyin. Herkese adaletle muamele edin. Dinde takva yolunu seçin. Allah’a teslim olun. Gönlünüz Hak ile olsun”

(Prof. Dr. Haydar Baş, Makâlât, İcmal Yayınları.1995, s.296–298).
 

sengul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
733
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İSTANBUL
1991 VE 1995 BASKI KİTAPLARDAKİ ÜNVAN FARKI
MAKALAT; Haydar Baş'ın, İcmal Dergisine yazmış olduğu başyazılarının toplandığı kitabı. 1991 deki baskısında, hiçbir unvan yazılmamış. Ama 1995'teki baskısına Prof Dr ünvanı eklenmiş. 4 yılda; Dünyanın neresinde ve nasıl; bu ünvanı veriyorlar ? El-cevap; Azerbaycan'da ve para ile….


MAKALAT; Haydar Baş'ın, İcmal Dergisine yazmış olduğu başyazılarının toplandığı kitabı. 1991 deki baskısında, hiçbir unvan yazılmamış. Ama 1995' teki baskısına Prof Dr ünvanı eklenmiş. 4 yılda; Dünyanın neresinde ve nasıl; bu ünvanı veriyorlar ? El-cevap; Azerbaycan'da ve para ile….

es1.jpg





Resmini görmüş olduğunuz kitaplardan ilki; Haziran-1991' de basılmış. Kitabın yazarı Haydar Baş. Sağında solunda hiçbir unvan yok. İçinde Haydar Baş'ı anlatan biyografi de yok. Ama Aralık-1995'te basılan aynı kitaba, Azerbaycan'dan illegal yolla, para ile satın alınan Prof Dr ünvanı eklenmiş. Kitabın içine de, Haydar Baş adına Uluslararası Biyografi Enstitüsü'nden yine herkesin cüz i bir ücret ile legal olarak satın alabileceği ödüller ve biyografi konulmuş.






Haydar Baş bunlara neden ihtiyaç duyuyor ? Niçin böyle sahteliklere müracaat ediyor ? Göz göre göre insanları neden kandırıyor ? Ve müritleri bunlara neden ses çıkarmıyor ?????
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
1991 VE 1995 BASKI KİTAPLARDAKİ ÜNVAN FARKI
MAKALAT; Haydar Baş'ın, İcmal Dergisine yazmış olduğu başyazılarının toplandığı kitabı. 1991 deki baskısında, hiçbir unvan yazılmamış. Ama 1995'teki baskısına Prof Dr ünvanı eklenmiş. 4 yılda; Dünyanın neresinde ve nasıl; bu ünvanı veriyorlar ? El-cevap; Azerbaycan'da ve para ile….


MAKALAT; Haydar Baş'ın, İcmal Dergisine yazmış olduğu başyazılarının toplandığı kitabı. 1991 deki baskısında, hiçbir unvan yazılmamış. Ama 1995' teki baskısına Prof Dr ünvanı eklenmiş. 4 yılda; Dünyanın neresinde ve nasıl; bu ünvanı veriyorlar ? El-cevap; Azerbaycan'da ve para ile….

es1.jpg





Resmini görmüş olduğunuz kitaplardan ilki; Haziran-1991' de basılmış. Kitabın yazarı Haydar Baş. Sağında solunda hiçbir unvan yok. İçinde Haydar Baş'ı anlatan biyografi de yok. Ama Aralık-1995'te basılan aynı kitaba, Azerbaycan'dan illegal yolla, para ile satın alınan Prof Dr ünvanı eklenmiş. Kitabın içine de, Haydar Baş adına Uluslararası Biyografi Enstitüsü'nden yine herkesin cüz i bir ücret ile legal olarak satın alabileceği ödüller ve biyografi konulmuş.






Haydar Baş bunlara neden ihtiyaç duyuyor ? Niçin böyle sahteliklere* müracaat ediyor ? Göz göre göre insanları neden kandırıyor ? Ve müritleri bunlara neden ses çıkarmıyor ?????

şengüllll

PROFESSÖRLÜK ÜNVANI MI?

ŞİMDİ TEK TEK YAZICAM MERAK ETME...

* HANGİ SAHTELİKLERE ? :):)

LÜTFEN BURAYA TIKLAYIN : BELGERE DE BURADAN BAKIN :

Prof. Dr. Haydar BAŞ'a Yapılan İftiralara Cevaplar


Haydar Baş’ın profesörlüğü ile ilgili iddialar yeni değildir. Yıllardan beri bazı odaklar profesörlük konusunu gündeme getirir. Profesörlük unvanının sahte olduğunu iddia ederler. Oysa Haydar Baş, profesörlük unvanını Bakü Devlet Üniversitesi’nden almıştır. Yaptığı bilimsel çalışmalardan ötürü almıştır. Her şey yasalara ve hukuka uygundur. Halen Bakü Devlet Üniversitesi öğretim üyesidir. Binlerce öğrenci yetiştirmiştir. Lisans ve lisansüstü dersler vermektedir.




Buna rağmen her ne hikmetse bazı çevreler bu gerçekleri görmezden gelirler. Yıllardan beri Azerbaycan Devletinin en köklü üniversitesinden bileğinin hakkıyla alınan bir akademik unvana sahte diyenler, kargaları dahi güldürecek cinsten bir metot izliyorlar.
Profesörlüğün nasıl alındığının bütün belgelerini aşağıdaki bölümlerde aktaracağız. Ancak önce profesörlüğe yönelik saldırıların kısa bir seyrini anlatalım:
28 Şubat'ın bir kaç ay sonrası... Akçaabat Savcılığına ilginç bir suç duyurusunda bulunulur. Suç duyurusunu yapan kişi dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'dür. Gürüz, savcılığa yaptığı suç duyurusunda Prof. Dr. Haydar Baş'ın profesörlüğünü Türkiye'de kullanamayacağını, iddia ederek dava açar. Davanın temel konusu Haydar Baş'ın profesörlüğüdür. YÖK, Baş'ın profesörlüğüne karşı adeta savaş ilan etmiştir.
Akçaabat Asliye Ceza Hakimliği 1999/196 nolu kararıyla konunun kendilerini ilgilendirmediğini ifade ederek İstanbul Bakırköy Asliye Ceza Hakimliği'ne havale eder. YÖK'ün başlattığı bu operasyon devam eder. Bu defa Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne ihbarda bulunarak Prof. Dr. Haydar Baş hakkında aynı gerekçelerle dava açılması istenir.



Ankara DGM Başsavcılığı konuyu inceler, 2002/45 nolu kararı ile görevsizlik kararı alarak evrakı Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na gönderir.

Bu arada YÖK Başkanlığı hemen Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı'na aynı ihbarı yineleyerek Prof. Dr. Baş'ın profesörlüğü hakkında dava açılmasını ister.



Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2002/32283 nolu kararı ile bu iddialar hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına karar verir.



YÖK'ün başlattığı bu mücadele diğer taraftan İçişleri Bakanlığı müfettişlerince devam ettirilecek, Prof. Dr. Haydar Baş'ın profesörlüğü hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulacaktır. Bu suç duyurusu müfettiş raporlarına da yansıyacaktır.



Diğer taraftan Ankara DGM tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 2 yıl süren araştırma aşamasında, "profesörlük" konusu ilk sıralarda yer alacaktır.

TARİHTE PROFESÖRLÜĞÜNE EN ÇOK SALDIRILAN FİKİR ADAMI
Bir yandan İçişleri Bakanlığı müfettişleri, bir yandan YÖK, bir yandan yerel mahkemeler, diğer yandan DGM!..

Prof. Dr. Haydar Baş'ın profesörlüğüne yönelik 4 koldan bir takibat başlar.
Dünya tarihinde bir kişinin akademik unvanı ile ilgili böylesine geniş bir tahkikatın yapıldığına ilk kez şahit olunuyordu.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın akademik unvanına karşı başlatılan operasyonlara en güzel cevabı bağımsız Türk mahkemeleri verir.

Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1999/1380, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararları "Prof. Dr. Haydar Baş'ın profesörlüğünü kullanmasının çok doğal bir yasal hakkı olduğuna" karar verir.

belge07.jpg


Mahkeme kararlarında, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Bakü Devlet Üniversitesi'nden aldığı profesörlük unvanını Türkiye'de kullanmasına hiç bir iradenin ve gücün engel olamayacağının altı çiziliyordu. 28 Şubat'ın hemen sonrasında başlayan bu olaylar zinciri aslında daha sonra dalga dalga büyüyerek
gelecek olan başka soruşturmaların sadece bir sinyali olacaktı. Sadece profesörlük konusu bile, kendisini ruhsal yönden çökertmek, bilimsel, akademik, stratejik ve ekonomik çalışmalarını durdurmak, ulusal meselelerde milyonları etkileyen mesajlarını susturmak amacıyla defalarca farklı
merciler tarafından, medya kuruluşları tarafından ortaya atılacaktı. Ama yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, bağımsız Türk mahkemeleri verdikleri kararlarda Prof. Dr. Haydar Baş'ın profesörlüğünü hukuk önünde tescilleyerek çok önemli bir karara imza atıyorlardı.

KAPI GİBİ PROFESÖRLÜK
Yani bugün internet sitelerinde Haydar Baş’ın profesörlüğünün sahte olduğunu iddia edenler aslında daha önceki iddiaları papağan gibi gündeme getiriyorlar. Mahkemeler bütün bu iddialara tokat gibi cevaplar vermiş, Haydar Baş, Prof. Unvanıyla onlarca kitap yazmış, yüzlerce konferans vermiş, binlerce öğrenci yetiştirmiş, ama bazıları hala geçmişin çöplüklerindeki iftiraları koklamakla meşgul.

“İT ÜRÜYOR KERVAN YÜRÜYOR...”
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
KİMLER HEDEF SEÇTİ ? NİÇİN SALDIRIYORLAR ?


Prof. Dr. Haydar Baş'a yönelik ahlaksızca ve alçakca iftira kampanyası yürütenler, ülkemizi ve milletimizi yok etmek isteyen küresel güç odakları ve onların içerdeki piyonlarıdır. İftira kampanyasının ABD kaynaklı internet siteleri üzerinden yürütülmesi ve iftiracılara komut veren kişilerin Yahudi lobileri ve papazlarla kol kola ve Büyük Ortadoğu Projesinin taşeronu olarak ABD himayesinde yaşayan kişiler olması tesadüf değildir.

NİÇİN HEDEF SEÇTİLER
Müfterilerin amaçları; Ülkenin ateş çemberi içine atıldığı bir dönemde milli hassasiyetleri ayakta tutmak, Kuva-yı Milliye Ruhunu canlandırmak, ülkenin yeniden dirilişini gerçekleştirmek isteyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın itibarını lekeleyerek, bu kritik dönemde ülkeyi kucaklamaktan başka bir hesabı olmayan bir lideri sindirmektir. Böylece; aslında ulusal reflekslerin yeniden uyanmaya başlamasının da önü kesilmek istenmektedir.


Türkiye'nin içeriden ve dışardan yapılan baskılarla ateş çemberi içine düştüğü dönemler hayli fazladır. Türkiye'yi bu ateş çemberi içine itenlerin amacı açıktır: Son Türk Devletini ortadan kaldırmak, Devlet-Millet kaynaşmasını baltalamak, toplumsal dokuyu dejenere etmek.
Böyle dönemlerde eğer ülke içinde birlik ve beraberliği tesis etmek için uğraşan kişiler varsa ve bu kişiler ülkeyi ayağa kaldırmak için fikri, siyasi, ekonomik projelerle halkın uyanmasını sağlıyorlarsa, bunlar her zaman hedef tahtasına alınmıştır.

İşte bugün Türkiye böyle bir dönemdedir. Böyle bir ateş çemberinin içindedir. Bu dönemde halkı uyandırma, ülkeyi ayağa kaldırma, milli hassasiyetleri bayraklaştırma görevini Prof. Dr. Haydar Baş büyük bir gayret ve vecdle üstlenmiş durumdadır.
Bundan dolayıdır ki, bazı odaklar tarafından, zaman zaman kendisine yönelik olarak alçakça bir karalama kampanyası devreye konulmaktadır.

Prof. Dr. Haydar Baş'a yönelik ahlaksızca ve alçakca iftira kampanyası yürütenler, ülkemizi ve milletimizi yok etmek isteyen küresel güç odakları ve onların içerdeki piyonlarıdır. İftira kampanyasının ABD kaynaklı internet siteleri üzerinden yürütülmesi ve iftiracılara komut veren kişilerin Yahudi lobileri ve papazlarla kol kola ve Büyük Ortadoğu Projesinin taşeronu olarak ABD himayesinde yaşayan kişiler olması tesadüf değildir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı hedef seçmelerinin sebepleri ise, her meslekten ve mevkiden insanları satın alıp vatanına, milletine, dinine, devletine karşı kullanarak Türk Milletini yok etmek istedikleri bir anda Prof. Dr. Haydar Baş'ın milli bir duruşla bu değerlere sahip çıkarak Türk Milletine ve onun değerlerine tavizsiz sahip çıkmasıdır. Ve Milletimize kurulan tuzakları boşa çıkarmasıdır. Müfterilerin amaçları; Ülkenin ateş çemberi içine atıldığı bir dönemde milli hassasiyetleri ayakta tutmak, Kuva-yı Milliye Ruhunu canlandırmak, ülkenin yeniden dirilişini gerçekleştirmek isteyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın itibarını lekeleyerek, bu kritik dönemde ülkeyi kucaklamaktan başka bir hesabı olmayan bir lideri sindirmektir. Böylece; aslında ulusal reflekslerin yeniden uyanmaya başlamasının da önü kesilmek istenmektedir.


Bu sitede Prof. Dr. Haydar Baş'a yönelik olarak ortaya atılan ve tamamen mesnetsiz olan bazı iddialara cevap vererek müfterilerin çirkin ve şaklabanca iftiralarını, belgelerle yüzlerine çarpacağız.


Prof. Dr. Haydar BAŞ'a Yapılan İftiralara Cevaplar
 

sengul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
733
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İSTANBUL
hay da rrr baş a döndük...

hay da rrr baş a döndük...

s.a..

lütfen yukarıdaki belgenin tarihine ve aşağıdaki belgenin tarihine bakınız...

yukarıda biz ne dedik ..arkadaşımız ne dedi..
bi türlü anlaşamıyoruz yahu...


................................
profx.jpg
......................

bende çok iyi maliyeciyim ama başım kapalı diye..almıyorlar...
ee napalım ???ama ben maliyecimiyim evet...(kendi çapımda)

..............................

eeee bunlar da hediyemiz olsun..dimi ya...



............................................................



HAYDAR BAŞ’IN SAHTE PROF ÜNVANININ RESMİ BELGESİ
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ İNCELEME RAPORU SAYI ; H.Y. 128/16 21-4/4 117/1 178/1 TARİH; 07.12.2000 NO ; 107-5/7132-37 KONU; Başbakanlık Makamının 27.11.2000 tarihli onayı uyarınca yürütülen inceleme sırasında; Haydar BAŞ'ın 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 28 nci Maddesi hükmü gereğince Üniversitelerarası Kurul Kararı olmadan geçerli olmayan


BELGESİNİ TIKLA AL


İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ İNCELEME RAPORU
SAYI ; H.Y. 128/16 21-4/4 117/1 178/1
TARİH; 07.12.2000


NO ; 107-5/7132-37





KONU; Başbakanlık Makamının 27.11.2000 tarihli onayı uyarınca yürütülen inceleme sırasında; Haydar BAŞ'ın 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 28 nci Maddesi hükmü gereğince Üniversitelerarası Kurul Kararı olmadan geçerli olmayan "Prof. Dr." Unvanını Türkiye'de kullanması; yine Kanunun 29 ncu Maddesi hükmü gereğince, kazanılan unvan döneminde yükseköğretim kurumlarında fiilen iki yıl görev yapmadan, yükseköğretim kurumları dışındaki çalışmalarında "Prof. Dr.'' Unvanını kullanması incelemenin konusunu oluşturmaktadır.

Mülkiye Başmüfettişi :Hamit YÜKSEL


Vakıflar Gn. Md. Başmüfettişi :Baki KESTEK


Polis Başmüfettişi İsmail YALDIZ

Vergi Denetmeni :Mehmet ÖZKAN



I-BASLANGIÇ :





Başbakanlık Makamının 27.11.2000 gün ve 107-5/6507-122 sayılı- Onayları, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.12.2000 gün ve 107-5/7132-37 -sayılı görev emirleri, Emniyet Genel Müdürlüğünün 11.12.2000 gün ve 505386, 08.12.2000 gün ve.05.1-EMG.0.60.12.04 (501.400) sayılı, Vakıflar Genel Müdürlüğünün 14.12.2000 gün ve 301 sayılı, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Ankara Gelirler Bölge Müdürlüğünün 18.12.2000 gün ve 987 sayılı görevlendirme yazılan uyarınca, tarafımızdan mahallinde yapılan inceleme sonucu bu rapor düzenlenmiştir, (ek: l-1/7)


II-İNCELEME KONUSU :


Başbakanlık Makamının 27.11.2000 tarihli onayı uyarınca yürütülen inceleme sırasında, Haydar BAŞ'ın 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 28 nci Maddesi hükmü gereğince Üniversitelerarası Kurul Kararı olmadan geçerli olmayan "Prof. Dr." Unvanını Türkiye'de kullanması; yine Kanunun 29 ncu Maddesi hükmü gereğince, kazanılan unvan döneminde yükseköğretim kurumlarında fiilen iki yıl görev yapmadan, yükseköğretim kurumlan dışındaki çalışmalarında "Prof Dr." Unvanını kullanması incelemenin konusunu oluşturmaktadır.


III-İNCELEME VE TAHLİL :


1-25.05.2001 tarihli ve Ahmet KURT imzalı, Ankara Valiliğine hitaplı dilekçe ekindeki konuşmacılar arasında "Prof. Dr. Haydar BAŞ'"ın olduğunun belirtildiği; (EK:2-2/3)


2-İstanbul'da yayınlanan İcmal Dergisinin Eylül 2001 sayısının Başyazısının "Prof. Dr." Haydar BAŞ tarafından yazıldığı; (EK3-3/2)


3-29 Nolu İcmal yayınlatınca bastırılan, "Dini ve Milli Bütünlüğümüze yönelik Tehditler" isimli kitabın basımında Haydar BAŞ'ca "Prof. Dr." Unvanının kullanıldığı, (EK:4-4/5) ayrıca kitabın baş tarafından, Haydar BAŞ'ın Biyografisinin anlatıldığı;


4-Ülke genelinde dağıtımı yapılan Yeni Mesaj Gazetesinin Başyazarı olarak Haydar BAŞ'ın "Prof.Dr." unvanını kullandığı, yine Gazetenin haber ve yorumlarında Haydar BAŞ'a "Prof. Dr." Dendiği; (EK:5-5/33)


5-1995 yılında Azerbeycan Ülkesinden Haydar BAŞ'a "Profesör Elmi Adı Verilmiştir." Dendiği, bu belgenin içeriğinin anlaşılamadığı; (EK:6/3)


6-Haydar BAŞ'ın 14.12.1995 tarihli Resmi Gazetede "Prof. Dr." Unvanıyla Orman Bakanlığı Bakanlık Müşavirliğine alındığı, (EK:6-6/l) 18.12.1995'de bu göreve başladığı, (EK:7/7) Orman Bakanlığına verilen dilekçelerde, "Prof. Dr." Unvanını kullandığı, (EK:7-/76)


7-Trabzon Emniyet Müdürlüğünde alınan bilgi notunda Haydar BAŞ'ın hak etmeden Profesör Unvanını kullandığının belirtildiği; (EK:8)


İncelenmiştir. Ayrıca Haydar BAŞ'ın Ülke genelinde yayın yapan Meltem TV Ve Mesaj TV 'de de "Prof Dr" Unvanıyla programlara katıldığı ya da program yaptığı, yine "Prof Dr." Unvanıyla yaklaşık olarak 10 adet kitap yazdığı, bunların basıldığı ve Ülke genelinde satıldığı, bu kitap satışlarının genelde İlmi Araştırmalar Vakfı tarafından yada elden yapıldığı anlaşılmıştır


2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun Tanımlar Başlıklı 3 ncü Maddesinin l nci Fıkrasında; "(1) Profesör: En yüksek düzeydeki akademik unvana sahip kişidir. (21 Doçent Doçentlik sınavını başarmış akademik unvana sahip kişidir (3) yardımcı Doçent Doktora





çalışmalarını başarı ile tamamlamış, tıpta uzmanlık veya belli sanat dallarında yeterlik belge ve yetkisini kazanmış, ilk kademedeki akademik unvana sahip kişidir." yine 7 nci Fıkrasının 2 nci bendinde "Doktora: Lisansa dayalı en fazla altı veya Yüksek Lisansa ve Eczacılık veya Fen Fakültesi mezunlarınca Sağlık ve Sosyal yardım Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre bir laboratuar dalında kazanılan uzmanlığa dayalı en az dört yan yıllık programı kapsayan ve orijinal bir araştırmanın sonuçları ortaya koyması amaçlayan bir Yükseköğrenimdir." Hükümleri yer almıştır. Buna göre Haydar BAŞ'ın herhangi bir akademik kariyeri kazanmadan "Prof. Dr" Unvanını kullandığı incelenmiştir. Bu durumun 2547 Sayılı Kanunun 28 ve 29 ncu Maddelerine aykırı olduğu ve bu maddelere göre değerlendirilmesinin gerektiği kanaatine varılmıştır.


Şöyle ki Kanunun 28 nci Maddesinde; " Doktora veya tıpta uzmanlık unvanını kazandıktan veya sanat dallarında belirli süre çalıştıktan sonra yabancı ülkelerde profesörlük unvanını veya yetkisini almış olanlardan en az iki yıl bu unvan ve yetki ile yabancı ülkelerde öğretim ve araştırma kurumlarında çalışmış olanların bu ünvanlarının Türkiye'de geçerli sayılması Üniversitelerarası Kurul kararıyla olur. Bunun için başvuran adayın çalıştığı yabancı ülkelerdeki yükseköğretim kurumunun, Türk yükseköğretim kurumu düzeyinde olduğunun Üniversitelerarası kurulunca belirlenmesi gerekir.",


29 ncu Maddesinde; "Öğretim üyeleri, bu kanunda yazılı hükümler dışında kazanmış oldukları akademik unvanlardan yoksun bırakılamazlar.


Başka bir işe geçmek, emekli olmak veya çekilmek yada işten çekilmiş sayılmak yoluyla öğretim görevinden ayrılanlar, akademik unvanlarını taşıyabilirler. Ancak Profesörlük, doçentlik veya yardımcı doçentlik unvanlarını kazananlar her unvan dönemi içinde yükseköğretim kurumlarında fiilen iki yıl görev yapmadıkları takdirde yükseköğretim kurumlan dışındaki çalışmalarında bu unvanı kullanamazlar" hükümleri yer almıştır.


IV-SONUC VE KANAAT :


Başbakanlık Makamının 27.11.2000 tarihli onayı uyarınca tarafımızdan yürütülen inceleme sırasında; Hasan ve Ayşe Oğlu Akçaabat 1947 doğumlu Haydar BAŞ'ın Türkiye'de ve Dış Ülkelerde bir akademik kariyeri kazanmadan "Prof. Dr." Unvanını her yerde ve her alan da kullandığı incelendiğinden, 2547 Sayılı Kanunun 28 ve 29 ncu Maddeleri uyarınca, konunun Y.Ö.K. Başkanlığınca ve Cumhuriyet Başsavcılığınca değerlendirilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.









Baki KESTEK Vakıflar Genel Müdürlüğü


Başmüfettişi /













ismail YALDIZ 1. Sınıf Emniyet Müdürü Polis Başmüfettişi






Mehmet ÖZKAN Vergi Denetmeni






Tarafımızdan (6) örnek olarak hazırlanan bu inceleme (Tevdi) raporunun, dizi pusulasına bağlı ekleriyle birlikte gereği için; (1) Örneği Yüksek Öğrenim Kurumu Başkanlığına, (1) örneği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, bilgi için; eksiz (1) örneği Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığına, eksiz (1) örneği Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığına,


(1) örneği ekli, (1) örneği eksiz olarak İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına sunulmuştur. 05.03.2002
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
s.a..

lütfen yukarıdaki belgenin tarihine ve aşağıdaki belgenin tarihine bakınız...

yukarıda biz ne dedik ..arkadaşımız ne dedi..
bi türlü anlaşamıyoruz yahu...


................................
profx.jpg
......................

bende çok iyi maliyeciyim ama başım kapalı diye..almıyorlar...
ee napalım ???ama ben maliyecimiyim evet...(kendi çapımda)

..............................

eeee bunlar da hediyemiz olsun..dimi ya...



............................................................



HAYDAR BAŞ’IN SAHTE PROF ÜNVANININ RESMİ BELGESİ
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ İNCELEME RAPORU SAYI ; H.Y. 128/16 21-4/4 117/1 178/1 TARİH; 07.12.2000 NO ; 107-5/7132-37 KONU; Başbakanlık Makamının 27.11.2000 tarihli onayı uyarınca yürütülen inceleme sırasında; Haydar BAŞ'ın 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 28 nci Maddesi hükmü gereğince Üniversitelerarası Kurul Kararı olmadan geçerli olmayan


BELGESİNİ TIKLA AL


İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ İNCELEME RAPORU
SAYI ; H.Y. 128/16 21-4/4 117/1 178/1
TARİH; 07.12.2000


NO ; 107-5/7132-37





KONU; Başbakanlık Makamının 27.11.2000 tarihli onayı uyarınca yürütülen inceleme sırasında; Haydar BAŞ'ın 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 28 nci Maddesi hükmü gereğince Üniversitelerarası Kurul Kararı olmadan geçerli olmayan "Prof. Dr." Unvanını Türkiye'de kullanması; yine Kanunun 29 ncu Maddesi hükmü gereğince, kazanılan unvan döneminde yükseköğretim kurumlarında fiilen iki yıl görev yapmadan, yükseköğretim kurumları dışındaki çalışmalarında "Prof. Dr.'' Unvanını kullanması incelemenin konusunu oluşturmaktadır.

Mülkiye Başmüfettişi : Hamit YÜKSEL


Vakıflar Gn. Md. Başmüfettişi : Baki KESTEK


Polis Başmüfettişi İsmail YALDIZ

Vergi Denetmeni :Mehmet ÖZKAN



I-BASLANGIÇ :





Başbakanlık Makamının 27.11.2000 gün ve 107-5/6507-122 sayılı- Onayları, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.12.2000 gün ve 107-5/7132-37 -sayılı görev emirleri, Emniyet Genel Müdürlüğünün 11.12.2000 gün ve 505386, 08.12.2000 gün ve.05.1-EMG.0.60.12.04 (501.400) sayılı, Vakıflar Genel Müdürlüğünün 14.12.2000 gün ve 301 sayılı, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Ankara Gelirler Bölge Müdürlüğünün 18.12.2000 gün ve 987 sayılı görevlendirme yazılan uyarınca, tarafımızdan mahallinde yapılan inceleme sonucu bu rapor düzenlenmiştir, (ek: l-1/7)


II-İNCELEME KONUSU :


Başbakanlık Makamının 27.11.2000 tarihli onayı uyarınca yürütülen inceleme sırasında, Haydar BAŞ'ın 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 28 nci Maddesi hükmü gereğince Üniversitelerarası Kurul Kararı olmadan geçerli olmayan "Prof. Dr." Unvanını Türkiye'de kullanması; yine Kanunun 29 ncu Maddesi hükmü gereğince, kazanılan unvan döneminde yükseköğretim kurumlarında fiilen iki yıl görev yapmadan, yükseköğretim kurumlan dışındaki çalışmalarında "Prof Dr." Unvanını kullanması incelemenin konusunu oluşturmaktadır.


III-İNCELEME VE TAHLİL :


1-25.05.2001 tarihli ve Ahmet KURT imzalı, Ankara Valiliğine hitaplı dilekçe ekindeki konuşmacılar arasında "Prof. Dr. Haydar BAŞ'"ın olduğunun belirtildiği; (EK:2-2/3)


2-İstanbul'da yayınlanan İcmal Dergisinin Eylül 2001 sayısının Başyazısının "Prof. Dr." Haydar BAŞ tarafından yazıldığı; (EK3-3/2)


3-29 Nolu İcmal yayınlatınca bastırılan, "Dini ve Milli Bütünlüğümüze yönelik Tehditler" isimli kitabın basımında Haydar BAŞ'ca "Prof. Dr." Unvanının kullanıldığı, (EK:4-4/5) ayrıca kitabın baş tarafından, Haydar BAŞ'ın Biyografisinin anlatıldığı;


4-Ülke genelinde dağıtımı yapılan Yeni Mesaj Gazetesinin Başyazarı olarak Haydar BAŞ'ın "Prof.Dr." unvanını kullandığı, yine Gazetenin haber ve yorumlarında Haydar BAŞ'a "Prof. Dr." Dendiği; (EK:5-5/33)


5-1995 yılında Azerbeycan Ülkesinden Haydar BAŞ'a "Profesör Elmi Adı Verilmiştir." Dendiği, bu belgenin içeriğinin anlaşılamadığı; (EK:6/3)


6-Haydar BAŞ'ın 14.12.1995 tarihli Resmi Gazetede "Prof. Dr." Unvanıyla Orman Bakanlığı Bakanlık Müşavirliğine alındığı, (EK:6-6/l) 18.12.1995'de bu göreve başladığı, (EK:7/7) Orman Bakanlığına verilen dilekçelerde, "Prof. Dr." Unvanını kullandığı, (EK:7-/76)


7-Trabzon Emniyet Müdürlüğünde alınan bilgi notunda Haydar BAŞ'ın hak etmeden Profesör Unvanını kullandığının belirtildiği; (EK:8)


İncelenmiştir. Ayrıca Haydar BAŞ'ın Ülke genelinde yayın yapan Meltem TV Ve Mesaj TV 'de de "Prof Dr" Unvanıyla programlara katıldığı ya da program yaptığı, yine "Prof Dr." Unvanıyla yaklaşık olarak 10 adet kitap yazdığı, bunların basıldığı ve Ülke genelinde satıldığı, bu kitap satışlarının genelde İlmi Araştırmalar Vakfı tarafından yada elden yapıldığı anlaşılmıştır


2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanununun Tanımlar Başlıklı 3 ncü Maddesinin l nci Fıkrasında; "(1) Profesör: En yüksek düzeydeki akademik unvana sahip kişidir. (21 Doçent Doçentlik sınavını başarmış akademik unvana sahip kişidir (3) yardımcı Doçent Doktora





çalışmalarını başarı ile tamamlamış, tıpta uzmanlık veya belli sanat dallarında yeterlik belge ve yetkisini kazanmış, ilk kademedeki akademik unvana sahip kişidir." yine 7 nci Fıkrasının 2 nci bendinde "Doktora: Lisansa dayalı en fazla altı veya Yüksek Lisansa ve Eczacılık veya Fen Fakültesi mezunlarınca Sağlık ve Sosyal yardım Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre bir laboratuar dalında kazanılan uzmanlığa dayalı en az dört yan yıllık programı kapsayan ve orijinal bir araştırmanın sonuçları ortaya koyması amaçlayan bir Yükseköğrenimdir." Hükümleri yer almıştır. Buna göre Haydar BAŞ'ın herhangi bir akademik kariyeri kazanmadan "Prof. Dr" Unvanını kullandığı incelenmiştir. Bu durumun 2547 Sayılı Kanunun 28 ve 29 ncu Maddelerine aykırı olduğu ve bu maddelere göre değerlendirilmesinin gerektiği kanaatine varılmıştır.


Şöyle ki Kanunun 28 nci Maddesinde; " Doktora veya tıpta uzmanlık unvanını kazandıktan veya sanat dallarında belirli süre çalıştıktan sonra yabancı ülkelerde profesörlük unvanını veya yetkisini almış olanlardan en az iki yıl bu unvan ve yetki ile yabancı ülkelerde öğretim ve araştırma kurumlarında çalışmış olanların bu ünvanlarının Türkiye'de geçerli sayılması Üniversitelerarası Kurul kararıyla olur. Bunun için başvuran adayın çalıştığı yabancı ülkelerdeki yükseköğretim kurumunun, Türk yükseköğretim kurumu düzeyinde olduğunun Üniversitelerarası kurulunca belirlenmesi gerekir.",


29 ncu Maddesinde; "Öğretim üyeleri, bu kanunda yazılı hükümler dışında kazanmış oldukları akademik unvanlardan yoksun bırakılamazlar.


Başka bir işe geçmek, emekli olmak veya çekilmek yada işten çekilmiş sayılmak yoluyla öğretim görevinden ayrılanlar, akademik unvanlarını taşıyabilirler. Ancak Profesörlük, doçentlik veya yardımcı doçentlik unvanlarını kazananlar her unvan dönemi içinde yükseköğretim kurumlarında fiilen iki yıl görev yapmadıkları takdirde yükseköğretim kurumlan dışındaki çalışmalarında bu unvanı kullanamazlar" hükümleri yer almıştır.


IV-SONUC VE KANAAT :


Başbakanlık Makamının 27.11.2000 tarihli onayı uyarınca tarafımızdan yürütülen inceleme sırasında; Hasan ve Ayşe Oğlu Akçaabat 1947 doğumlu Haydar BAŞ'ın Türkiye'de ve Dış Ülkelerde bir akademik kariyeri kazanmadan "Prof. Dr." Unvanını her yerde ve her alan da kullandığı incelendiğinden, 2547 Sayılı Kanunun 28 ve 29 ncu Maddeleri uyarınca, konunun Y.Ö.K. Başkanlığınca ve Cumhuriyet Başsavcılığınca değerlendirilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.









Baki KESTEK Vakıflar Genel Müdürlüğü


Başmüfettişi /













ismail YALDIZ 1. Sınıf Emniyet Müdürü Polis Başmüfettişi






Mehmet ÖZKAN Vergi Denetmeni






Tarafımızdan (6) örnek olarak hazırlanan bu inceleme (Tevdi) raporunun, dizi pusulasına bağlı ekleriyle birlikte gereği için; (1) Örneği Yüksek Öğrenim Kurumu Başkanlığına, (1) örneği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, bilgi için; eksiz (1) örneği Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığına, eksiz (1) örneği Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığına,


(1) örneği ekli, (1) örneği eksiz olarak İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına sunulmuştur. 05.03.2002

ŞENGÜL SEN ŞEYCİ DELSİNİ MALİYECİ FİLAN BUNLARI YAZAN SİTEYİ BİLİYORUM BEN...

VE İNAN Kİ İLK DEFA DEĞİL ...BEN BURADA SADECE 1 BELGEYİ YÜKLEDİM KALANLAR İÇİN DE LİNK VERDİM :Prof. Dr. Haydar BAŞ'a Yapılan İftiralara Cevaplar


AYRICA OKUMAYI DE BİLMİYORSUN GALİBA ÇÜNKÜ


KARAYLA AK ÜZERİNDE YAZIYOR :

Akçaabat Asliye Ceza Hakimliği 1999/196 nolu kararı NUMARASI BU YANİ DAVANIN BAŞLATILDIĞI TARİH 2000 YIL....:D




İLLE DE HEPSİNİ YÜKLETECEKSEN...BELGELERE LİNKLERDEN BAKIN DEDİM...

belge06.jpg





SENİNKİ 2 YIL GERİDE KALMIŞ...

KAPI GİBİ PROFESÖRLÜK
Yani bugün internet sitelerinde Haydar Baş’ın profesörlüğünün sahte olduğunu iddia edenler aslında daha önceki iddiaları papağan gibi gündeme getiriyorlar. Mahkemeler bütün bu iddialara tokat gibi cevaplar vermiş, Haydar Baş, Prof. Unvanıyla onlarca kitap yazmış, yüzlerce konferans vermiş, binlerce öğrenci yetiştirmiş, ama bazıları hala geçmişin çöplüklerindeki iftiraları koklamakla meşgul.

“İT ÜRÜYOR KERVAN YÜRÜYOR...”
 

sengul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
733
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İSTANBUL
Tamam Işte Ayni şeyleri Diyoruz....
Beni Desteklediğin Için Tşk...

Ben Zaten Yukaridaki Belge Diyorum Yukaridaki Belgene Bi Gözünü Iyi Aç Bi Bak Bakim... Kaç...???


22.12.1999
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
DAVA 1999 ARALIK AYINDA BAŞLANDI VE İKİ YIL SÜRDÜ...2002 DE YANİ SON BULDU...

Akçaabat Asliye Ceza Hakimliği 1999/196 nolu kararıyla konunun kendilerini ilgilendirmediğini ifade ederek İstanbul Bakırköy Asliye Ceza Hakimliği'ne havale eder. YÖK'ün başlattığı bu operasyon devam eder. Bu defa Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne ihbarda bulunarak Prof. Dr. Haydar Baş hakkında aynı gerekçelerle dava açılması istenir.



belge01.jpg



Ankara DGM Başsavcılığı konuyu inceler, 2002/45 nolu kararı ile görevsizlik kararı alarak evrakı Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na gönderir.

Bu arada YÖK Başkanlığı hemen Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı'na aynı ihbarı yineleyerek Prof. Dr. Baş'ın profesörlüğü hakkında dava açılmasını ister.

belge02.jpg


belge03.jpg
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2002/32283 nolu kararı ile bu iddialar hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına karar verir

belge04.jpg


YÖK'ün başlattığı bu mücadele diğer taraftan İçişleri Bakanlığı müfettişlerince devam ettirilecek, Prof. Dr. Haydar Baş'ın profesörlüğü hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulacaktır. Bu suç duyurusu müfettiş raporlarına da yansıyacaktır.

belge05.jpg


Diğer taraftan Ankara DGM tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 2 yıl süren araştırma aşamasında, "profesörlük" konusu ilk sıralarda yer alacaktır.

TARİHTE PROFESÖRLÜĞÜNE EN ÇOK SALDIRILAN FİKİR ADAMI
Bir yandan İçişleri Bakanlığı müfettişleri, bir yandan YÖK, bir yandan yerel mahkemeler, diğer yandan DGM!..

Prof. Dr. Haydar Baş'ın profesörlüğüne yönelik 4 koldan bir takibat başlar.
Dünya tarihinde bir kişinin akademik unvanı ile ilgili böylesine geniş bir tahkikatın yapıldığına ilk kez şahit olunuyordu.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın akademik unvanına karşı başlatılan operasyonlara en güzel cevabı bağımsız Türk mahkemeleri verir.

Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1999/1380, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararları "Prof. Dr. Haydar Baş'ın profesörlüğünü kullanmasının çok doğal bir yasal hakkı olduğuna" karar verir.

belge06.jpg


belge07.jpg


Mahkeme kararlarında, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Bakü Devlet Üniversitesi'nden aldığı profesörlük unvanını Türkiye'de kullanmasına hiç bir iradenin ve gücün engel olamayacağının altı çiziliyordu. 28 Şubat'ın hemen sonrasında başlayan bu olaylar zinciri aslında daha sonra dalga dalga büyüyerek
gelecek olan başka soruşturmaların sadece bir sinyali olacaktı. Sadece profesörlük konusu bile, kendisini ruhsal yönden çökertmek, bilimsel, akademik, stratejik ve ekonomik çalışmalarını durdurmak, ulusal meselelerde milyonları etkileyen mesajlarını susturmak amacıyla defalarca farklı
merciler tarafından, medya kuruluşları tarafından ortaya atılacaktı. Ama yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, bağımsız Türk mahkemeleri verdikleri kararlarda Prof. Dr. Haydar Baş'ın profesörlüğünü hukuk önünde tescilleyerek çok önemli bir karara imza atıyorlardı.

KAPI GİBİ PROFESÖRLÜK
Yani bugün internet sitelerinde Haydar Baş’ın profesörlüğünün sahte olduğunu iddia edenler aslında daha önceki iddiaları papağan gibi gündeme getiriyorlar. Mahkemeler bütün bu iddialara tokat gibi cevaplar vermiş, Haydar Baş, Prof. Unvanıyla onlarca kitap yazmış, yüzlerce konferans vermiş, binlerce öğrenci yetiştirmiş, ama bazıları hala geçmişin çöplüklerindeki iftiraları koklamakla meşgul.

“İT ÜRÜYOR KERVAN YÜRÜYOR...”
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
İŞTE İKİ YIL SÜREN BU DAVANIN BELGELERİ, SENİN YUKARDAKİ O SİTEDEN ALDIĞIN BELGEN DAVANIN BAŞLANGICI ESNASINDA İDİ (VE ORADA İNCELENME KONUSU OLARAK ELE ALNIDI YAZIYOR OKUMAYI BİLENLER İÇİN FAZLA BİR ŞEY DEĞİL!) SONRAKİ BELGELERDE İSE SÖZKONUSU İNCELEMENİN SONUÇLARI ! VE TARİHE BAK 2002 YIL TARİHLİ ... BEN BURAYA YÜKLEDİM İŞTE YUKARIDA...

ONUN İÇİN DİKKAT ETTİYSEN DEDİK YA :



Yani bugün internet sitelerinde Haydar Baş’ın profesörlüğünün sahte olduğunu iddia edenler aslında daha önceki iddiaları papağan gibi gündeme getiriyorlar. Mahkemeler bütün bu iddialara tokat gibi cevaplar vermiş, Haydar Baş, Prof. Unvanıyla onlarca kitap yazmış, yüzlerce konferans vermiş, binlerce öğrenci yetiştirmiş, ama bazıları hala geçmişin çöplüklerindeki iftiraları koklamakla meşgul.

“İT ÜRÜYOR KERVAN YÜRÜYOR...”

S-E-L-A-M-E-T-L-E...
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
51
İbadetleriniz, sizi mütevazı eylesin. Böylece insanlarla iyi geçinirsiniz. Mütevazı insanların hayatı huzur içinde geçer. Allah’ı zikri unutmayın. Kalpleriniz Allah’ın zikri ile huzur bulur. Zira Allah (cc), Kuran–ı Kerim’de; “Dikkat edin, kalpleriniz ancak Allah’ı zikretmekle tatmin olur” (Rad Süresi, 13.Ayet) buyurdu.

SELAMUNALEYKUM KARDEŞIM
EMEĞINE SAĞLIK
ALLAH ZIKIR CEKIP UYUMAK NASIP EYLESIN
ALLAH KALBIMIZE HUZUR VERSIN
ALLA HA EMANET OLUN
SELAM VE DUA ILE
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
نعىمة;673147' Alıntı:
İŞTE İKİ YIL SÜREN BU DAVANIN BELGELERİ, SENİN YUKARDAKİ O SİTEDEN ALDIĞIN BELGEN DAVANIN BAŞLANGICI ESNASINDA İDİ ONUN İÇİN DİKKAT ETTİYSEN DEDİK YA :


Yani bugün internet sitelerinde Haydar Baş’ın profesörlüğünün sahte olduğunu iddia edenler aslında daha önceki iddiaları papağan gibi gündeme getiriyorlar. Mahkemeler bütün bu iddialara tokat gibi cevaplar vermiş, Haydar Baş, Prof. Unvanıyla onlarca kitap yazmış, yüzlerce konferans vermiş, binlerce öğrenci yetiştirmiş, ama bazıları hala geçmişin çöplüklerindeki iftiraları koklamakla meşgul.

“İT ÜRÜYOR KERVAN YÜRÜYOR...”

S-E-L-A-M-E-T-L-E...

İlk defa bir hayırlı işin oldu!
 

sengul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
733
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İSTANBUL
görevsizlik kararı: Yargıcın bir davada mahkemeyi görev alanında bulmaması

ALLAH ALLAH KOVUŞTURMAYA YER YOK KARARI ÇIKIYOR NEDEN ACABA...???


ama bizim yazdıklarımız nedense unutuluyor...


peki bu sözü kim söylemiş...(birazdan vereceğim)

sanki burası bir mahkeme..

aaa siz peki iti kervanı kendi kendinize yürütmüyormusunuz???

işte cevap:


Konunun, YÖK Başkanlığı ve Cumhuriyet başsavcılığınca değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığını belirten Aksu, "YÖK Başkanlığı’nca adı geçenin Prof. Dr. unvanını hakketmeden kullandığı, ancak memur olmaması nedeniyle hakkında herhangi bir yasal işlemin yapılamayacağı şeklinde görüş belirtilmiştir" dedi.


yani aynı şeyleri diyoruz...da farkında değlsiniz...

ben de iyi bir maliyeciyim ama...başım kapalı görev vermiyorlar...

ama ben maliyecimiyim ?evet...(kendi kervanımda)...


BU SATIRLAR ANLAMAK İSTEYENLERE YAZILMIŞTIR...

SELAMETLE...
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
İbadetleriniz, sizi mütevazı eylesin. Böylece insanlarla iyi geçinirsiniz. Mütevazı insanların hayatı huzur içinde geçer. Allah’ı zikri unutmayın. Kalpleriniz Allah’ın zikri ile huzur bulur. Zira Allah (cc), Kuran–ı Kerim’de; “Dikkat edin, kalpleriniz ancak Allah’ı zikretmekle tatmin olur” (Rad Süresi, 13.Ayet) buyurdu.

SELAMUNALEYKUM KARDEŞIM
EMEĞINE SAĞLIK
ALLAH ZIKIR CEKIP UYUMAK NASIP EYLESIN
ALLAH KALBIMIZE HUZUR VERSIN
ALLA HA EMANET OLUN
SELAM VE DUA ILE

ALEYKÜM SELAM
TEŞEKKÜRLER
BÜTÜN DUALARINIZA AMİN DİYORUM
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
görevsizlik kararı: Yargıcın bir davada mahkemeyi görev alanında bulmaması

ALLAH ALLAH KOVUŞTURMAYA YER YOK KARARI ÇIKIYOR NEDEN ACABA...???


ama bizim yazdıklarımız nedense unutuluyor...


peki bu sözü kim söylemiş...(birazdan vereceğim)

sanki burası bir mahkeme..

aaa siz peki iti kervanı kendi kendinize yürütmüyormusunuz???

işte cevap:


Konunun, YÖK Başkanlığı ve Cumhuriyet başsavcılığınca değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığını belirten Aksu, "YÖK Başkanlığı’nca adı geçenin Prof. Dr. unvanını hakketmeden kullandığı, ancak memur olmaması nedeniyle hakkında herhangi bir yasal işlemin yapılamayacağı şeklinde görüş belirtilmiştir" dedi.


yani aynı şeyleri diyoruz...da farkında değlsiniz...

ben de iyi bir maliyeciyim ama...başım kapalı görev vermiyorlar...

ama ben maliyecimiyim ?evet...(kendi kervanımda)...


BU SATIRLAR ANLAMAK İSTEYENLERE YAZILMIŞTIR...

SELAMETLE...

SEN VARYA ŞEYCİ MAİLYECİ DEĞİLSİN AMA...KİM NE YAPIYOSA ODUR..SENİN YAPTIKLARIN ORTADA..

ALLAH ALLAH NEDEN BÖYLE DER Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ???

NEDEN ŞENGÜLE SORMAYI UNUTMUŞLAAAAR ŞENGÜL RAZI DEĞİL...:D
 

sengul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
733
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İSTANBUL
نعىمة;673167' Alıntı:
SEN VARYA ŞEYCİ MAİLYECİ DEĞİLSİN AMA...KİM NE YAPIYOSA ODUR..SENİN YAPTIKLARIN ORTADA..

ALLAH ALLAH NEDEN BÖYLE DER Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ???

NEDEN ŞENGÜLE SORMAYI UNUTMUŞLAAAAR ŞENGÜL RAZI DEĞİL...:D



doğru söylüyorsun kardeşim...yaaa

çok afedersin...

ünvanı cumhuriyet baş savcısı veriyor ya...

biz zaten prof değil mi dedik...

ama sen konuyu oraya getiriyorsun bizde yutuyoruz...

biz baküden almış ünvanı diye yazdık istersen gözlerini iyi aç..ağzını fazla açıcağına...

4 yılda da prof olmuş...
1. baskıdaki ünvan nerede???

sen bizi getirdin..baş savcıya...

ALLAH ALLAH ŞU İÇ İŞLERİ BAKANI KOVUŞTURMA KAVRAMINI NEDEN ÖĞRETMEZ...

ŞU ZATI MUHTEREME...

E DİYOZ ONA DİNLEMİYOR Kİ?

KAVRAM ÇALIŞ DİYE...
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
doğru söylüyorsun kardeşim...yaaa

çok afedersin...

ünvanı cumhuriyet baş savcısı veriyor ya...

biz zaten prof değil mi dedik...

ama sen konuyu oraya getiriyorsun bizde yutuyoruz...

biz baküden almış ünvanı diye yazdık istersen gözlerini iyi aç..ağzını fazla açıcağına...

4 yılda da prof olmuş...
1. baskıdaki ünvan nerede???

sen bizi getirdin..baş savcıya...

ALLAH ALLAH ŞU İÇ İŞLERİ BAKANI KOVUŞTURMA KAVRAMINI NEDEN ÖĞRETMEZ...

ŞU ZATI MUHTEREME...

E DİYOZ ONA DİNLEMİYOR Kİ?

KAVRAM ÇALIŞ DİYE...

BAK ŞENGÜLCÜM..SANA NE YA.. PR. MI DEĞİL Mİ? PROFESSÖR OLMAK ÇOKMU ZOR ?
EVET POFESSÖR EVET BAKIDA OKUDU..EVET HALADA ORAYA HER AY SONU BAKIYA GİDİYOR O ÜNİVERSİTEDE DERS VERİYOR...BİR PARTİ BAŞBAKANI OLDUĞUNA RAĞMEN...DÜNYA ŞU İKİTSADİ KRİZ ORTAMINDA BOĞULUYORKEN O "İLERİ" BİLDİĞİMİZ ÜLKELERİN DAHİ (ABD AB ÜLKELERİ DAHİL ) UYGULAMAK ZORUNDA KALDIKLARI MİLLİ EKONOMİ MODELİ İCAT ETTİ...MİLLİ EKONOMİ MODEL İLE EKONOMİ TARİHİ YENİDEN YAZILDIDI...FAİZSİZ EKONOMİ MODELİ...BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN...


BU LİNKİ TIKLA ÖĞRENCİLERİNİ DİNLE...BENDE BAKIYA GİTTİM BİLİYOM ŞENGÜLCÜM..Prof. Dr. Haydar BAŞ'a Yapılan İftiralara Cevaplar

SENLE FAZLA KONUŞASIM GELİMİYO...
BİZ VATİKAN KAPILARINA GİTMEDİK, BİZ "ALLAH KATINDA TEK DİN İSLAM" DİYE MÜCADELE VERDİK /VERİYORUZ...BİZ "NE AB NE ABD SADECE BAĞIMSIZ TÜRKİYE" DEDİK...BU UĞURDA NELER ÇEKMEDİK ? NELER...AMA ÖLMEYE DEĞER BU UĞURDA...

YADA BAĞIMSIZ TÜRKİYEDE AYYILDIZLI BAYRAK ALTINDA EZAN SESİNİ DOYA DOYA DİNLEYEREK HÜR YAŞAMAK YADA ONURLU ÖLMEK...BİZLER NEFES ALDIĞIMIZ MÜDETTÇE "BU VATAN BİZİMDİR . BİZİM KALACAKTIR...!!!"

"ALLAH KATINDA TEK DİN İSLAMDIR!"
 

sengul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
733
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İSTANBUL
haklısın ya...

bu sana ikinci kez katılışım...

birincisi:şu binaların üzerindeki ...haç işaretleri...
ikincisi: sanane pr mi ne..(bana ne) bir an sana benzemek istedim..

ben en iyisi kavramlara çalışmaya devam edeyim...

hakkını helal et..

selametle...

e bi seferde hakkını helal et ...yani...(bu kaçıncı yazışım)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt