nakşibendi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 12 Mar 2006
- Mesajlar
- 1,946
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Her insan mükemmel olmak ister ama çok az insan bu zirveye ulaşır. İnsan ilk önce kendine bir hedef seçmeli ve hedefe ulaşmasını engelleyecek her şeyi teker teker bertaraf etmelidir. Engeller ya yoldan kaldırılmalı yada hedefe ulaşmada bir araç haline getirilmelidir. Mükemmel bir kul olma yolunda şehvet bir engelse, ya evlenerek bu engel yoldan kaldırılmalı yada irade kullanılarak bir yükselme asansörü haline getirilmelidir. İnsan kendini çok iyi ölçüp biçmeli, realist olarak neyle nasıl savaşacağını belirlemeli ve olmadık hayallere hissi olarak kapılmamalıdır. Zira bu iş çok ciddidir. Çünkü yolun sonunda Rızayı İlahi vardır. Bu yolda ilerlerken kesinlikle lâubalîlikten uzak ve ciddi olunmalıdır. Kayma kendini hiç hissettirmez. Bazen akla gelen bir hayal insanı ağlatırken, böyle baş aşağı bir kayma sonunda dikkatli bir nazar ile bakılan haram manzara insanda bir burkuntu meydana getirmeyebilir. Bu durumun farkına varılırsa hemen tövbe edilmeli ve latifelerin yeniden canlanması için Allah’a dua edilmelidir. Bu hale gelmiş bir insanın yeniden eski konumunu kazanması çok zordur. Bir çok defa tövbe etse de nasuh tövbe etmeyi beceremez. Yine sürçer. Şeytanın eline bir koz vermiştir. Ne zaman biraz yükselse şeytan tutar ve zayıf noktasından aşağı çeker. Günahlarını hatırlatır ve yese düşürmeye çalışır. Paslanmış bir demiri yeniden pırıl pırıl yapmak neredeyse imkansızdır. Bir insan bunu beceremez. İşte bu noktada Allah’a teslim olmalı ve ona dua etmeli. En ufak işlerde dahi O’nun rızası araştırılmalıdır. Zira O isterse ölüleri diriltir. Çürümüş ve un ufak olmuş kemiklere hayat verir. İşte ölen latifeleri canlandıracak ve kalbe hayat verecek olan O’dur. Yeter ki ciddi bir inabe ile Allah’a dönülsün. Zira cahiliyede çok şiddetli kafir olan ve latifeleri çoktan ölen insanlardan Allah bir sahabeler cemaati meydana getirmiştir. Ama sahabe bunun bedelini bunun bedelini ödemeye azami gayret göstermiştir. Gerektiğinde eşler, çoluk çocuklar, anne ve babalar, mal ve mülkler, sıcak döşekler ve yuvalar göz kırpmadan terk edilmiş, Allah ve Resulü ile onların yolunda olan cihadı her şeyden daha çok sevilmiştir. Bütün dünyevi lezzetler Ahrete bırakılmış, çile, ızdırap ve işkenceyle dost olunmuştur. Birkaç sefer biat etmişler, defalarca canlarını birer zarfa koyarak Resulullaha teslim etmişlerdir. Damda deve aranmayacağı gibi, sıcak döşeklerde Allah rızasını aramamışlardır. Dünya nimetleri hiçbir zaman başlarını döndürmemiştir. Hepside İslam davasının kara sevdalıları olmuşlardır.Duayla kalınız.