Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Islanmak istiyorsa çatlamış saçların Bahar kokulu toprağın yüreği gibi Yağmur sonsuza dek yağmayacak Acele et Aç göğsünü ufuklara şimdi durmadan kalbin
Acele et Yıldızların arasından senin yıldızını göreceğiz Ve senin çiçeğini çiçeklerin arasından Bir defa koparacaklar Bir defa kopacak son fırtına Bir tane sen, bir defa sen, bir defa son
Bir daha şimdi olmayacak Bu şarkıyı bir daha duyamayacaksın rüzgarın kucağında Bu dans, ağaçların dansı bitecek Güneş batmadan Bir defa doğacaksın Ve bugünkü Güneş bir defa doğacak Bakınca ruhunla bak gözlerine kadının Acele et batıyor Güneş
Bugünün cenazesini kaldırmadan dün geceki gibi Hücrelerinle kokla doğayı, bir daha dokunamayacaksın Bir daha kapanmayacak gözlerin, hücrelerinle uyu Bu elmayı santim santim ye, tüm yapraklarını öp çiçeğin Acele et
kervan göçüyor Bitmez sandığın yolun yarısına bir çırpıda geldiğin gibi Bir çırpıda son çırpınış, son defa son dalga gelecek Okyanusun karnına göçtüğün zaman acele etme Sonsuzluğa yetecek vaktin olacak
Bir ıstırap verdin bana İç dedin Gözlerimden yudum yudum içmişim Daracık dünyaya saçılmış kalbim Saçlarımdan püfür püfür dumanlar Tutam tutam, avuç avuç saçlarım.
Bir dağ yaptın yollarımda Geç dedin Tepe taklak, baş üstünde geçmişim Zulüm kustu zalim mahluklar bana Yüreğim kan, ciğerim alev alev Parça parça, bölük pörçük yüreğim
Duyguları tek tek dizdin yoluma Seç dedin İçlerinde sevgi vardı, kin vardı Kan doldu gözlerim, kin doldu Sevsem ateş, sevmesem bin bir ateş Ezdi beni, yıktı beni aşklarım.
Ümitleri kapattın sımsıkıya Suç dedin Dağlar ördün aramıza, diken diktin Delinmez dağ parçaları, aşılmaz bu yol Ayaklarım delik deşik, kucağımda dağlarım Yapayalnız, hüngür hüngür ağlarım.
Lanet ettim bu karanlık döngüye Çık dedim İç döngüler batak gibi, çıkılmaz Al ellerim...Al kan olmuş yüreğim Bana beni bilen tek Rabbim yeter Hayaliyle cennet oldu bu batak Rahmetinde sımsıcacık ellerim
Daracık bir menzil burası, bir avuç kadar dar Ağaç ol, konuşurum, duy beni yeter Ayrı dünyamızda olsun, duyarım seni Yürek olsun sende, sevgi olsun Olsun, yeşillik yeşersin yerinde Sen şen ol ağacım, tüm dünya kadar
El pençeyim, mahzunum bugün Bekleşen ruhlarımızda dolaşan asırların rüzgarında Dans ederken engin eğlencelerinde sen Mahzunum, dostsuzum, yalnızım Evladım bile unuttu beni, dağlarım unuttu Kokularını paylaştığım çiçekler şimdi Ve varlığımı paylaştığım fani “sevdiğim” Şimdi senin göğsünde şenliği hayatın Bağrındaki kuşlardan biri de ben değilim
Benim selvimi özlüyorum şimdi Başımı okşayan bir şefkat eli vardı Dünyayı görürken gözlerim Göğsünün sıcaklığında kaybettiğim Şimdi başım senin kollarında selvim Senin dallarında ellerim
Saçlar yapraklarda yeşerirmiş Çiçeğe dönermiş dudaklar Emanet bedenimi özlüyorum şimdi Bahçendeki çiçeklerde kendimi arıyorum Yaprak yaprak inleyişlerini duyuyorum Bir zikir günü ki bugün gecemi kaplar Fani ağacım başucumda, sevdiğim ağacım Bugünkü günüm bir gün senin de gecene dolar Sendeki emaneti de teslim alır toprağın
Bir gün seninle de kavuşacağız Kana yaprak kemiğe odun Bedenimiz eriyip gitmiş olacak İkimizin ağacı doğacak yeniden Çürümezse benim bir mezar başlığım Senden bir kaç odun parçası Ve benden bir kaç kemik kalacak Ve eğer senin de bir ruhun olursa Bahçemiz ikimizin olacak
Şimdi Baki’yi özlüyoruz birlikte Fenadan bekaya seyahatin hayalleri Bu bir avuç, bu daracık menzilde Tek tesellimiz bizim şimdi
Çiçeklerin gözlerinden yalnızca arılar mı öper?
Yalnızca rüzgar mı okşar ağaçların saçlarını?
Yıldızlar mı halay çeker dilber yüzlü Ay’ın çevresinde
Kıskanmamak elimde değil
Ben de varım diye haykırırım gizlendiğim mağaradan
Ben de arıyım, ben de rüzgarım, ben de yıldızım
Benim yıldızım
Ben de varım diyen dünyalar sıyrılır aradan.
Dalgalarla dans eden ördeklerin dünyasını
Arılarla dans eden çiçeklerin dünyası kucaklar
Ocaklar tüter bizim mağaramızda, ocaklar söner
Dünya döner, yürekler döner, güneşler dinler
Ellerim şakağımda karanlık, toprağım ıslak
Tamtamlar yükselir dışarıdaki bahardan, kokusunu alırım.
Kış gider, yaz gelir, gizlendiğim mağarada
Ben hala yalnız kalırım.
Başımın tepesine bir hayat damlar buluttan
Dağdan fışkıran volkan gibi ben mağara adam
Toprağın arasından başımı kaldırırım yemyeşil
Bahar mevsiminde
Neredesin dar kafesimde özlediğim Güneş
Neredesin yüreğimde gizlediğim sevinç derim
Sıyrıldığım mağaradan yağmur gibi haykırırım
Cennet gibi bir dünya sıyrılır aradan
Çiçeklerin dudaklarındaki aşkı anlatamam
Anlatamam ovalarda kelebeklerle sevişmek nasıl bir duygu
Yıldızlarla göz göze gelince bulutlar bizi yalnız bıraktığında
Ağustos böcekleriyle muhabbetimizi
Oynaşmalarımızı denizin dalga dalga kucağında
Sırrımızı sadece sen biliyorsun
Anlatamam, kendimi ateşe atamam. Muhammed Bozdağ