Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müfsidi Kebir (Büyük fesatçı) (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Osmanlı Devleti’ni yıkmak için, önce zayıflatmak gerektiği kanaatına varan İngilizler, padişahın manevî gücü olan halifeliği ondan koparıp tekrar Mısır’a nakletmek için yoğun çalışmalar yürütüyorlardı.

Bu hususta onların yardımcıları da masonlardı.

Mısır’da başlatılan bu çalışmaların başını, mason olan Abduh çekmekteydi.

Abduh da Afgânî de, talebe–hoca olarak her ikisi de masondu.

Belge: (Serge Hutin Les Francs–Maçons, Editions du, Seuil, Paris, sh. 127.)

Abduh’un, yıkıcı faaliyetlerine dair bir belge de Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndedir: (YEE, 39, 424, 128, 137)

Mısır’da neşredilen Mir’at–ı Türkiye Gazetesi sahibi ve başyazarı Mehmed Safâ’nın, Sultan Abdülhamid Han’a gönderdiği ve Abduh hakkında “Müfsid–i Kebir–Büyük Fesatçı” ifadesini kullandığı rapor enteresan.

Mehmet Safâ, bu raporda, Osmanlıyı yıkmak isteyenlerin toplandığı sözde İslam Konferansından bahsediyor:

“Bu İslam konferasından maksat şudur ki, evvelâ eski Mısır Müftüsü müfsid–i kebir Muhammed Abduh’un yaydığı fikre istinaden (dayanarak) 4 mezhebi terk ile yalnız ilk esası olan Kur’an’ı kabul etmek...”

(Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Esas Evrakı, Kısım 39, Karton 128, Zarf 137, Evrak no: 424)

Zamanımızda da, mezhepleri kabul etmeyenlerin ve “Bize sadece Kur’an yeter” diyenlerin bulunduğunu biliyoruz.

* * *

Abduh’un masonluğu hususunda, son zaman ulemâsından Süleyman Efendi Hazretleri’nden de nakledilen bir bilgi var.

Süleyman Efendi Hazretleri (ks) 1957 senesinde, o civardaki talebelerinin vaziyetlerini tetkik için Konya’ya gidiyor.

Ali Ardıç isimli bir zatın evinde misafirken, kendilerini ziyaret için gelenler arasında Çumra vâizi Tahir Hoca da bulunmaktadır.

Tahir Hoca, Süleyman Efendi Hazretleri’ni imtihan etmek ve mahcup bırakmak maksadıyla,

–Efendim birkaç sualim var, diyerek bazı sorular soruyor.

Süleyman Efendi Hz. Bu suallere yarım saat kadar cevap verdikten sonra, kendi talebelerine dönerek,

–Evlatlarım! İyi dinleyin. Şimdi sizlere bu hoca efendinin ağzından bazı hakikatları duyuracağım. İyi dinleyin” diyor.

Ve Tahir Hoca’ya dönerek,

–Eee... Hoca Efendi, söyle bakalım nerede okudunuz?

–Câmi’ul–Ezher’de okudum efendim.

–Mezun oldunuz mu?

–Oldum.

–Kaç sene evvel?

–60 sene evvel.

–Hocanız kimdi?

Muhammed Abduh idi efendim.

–Hocanız akidesini (inancını) biliyor muydunuz?

–Maalesef masondu efendim.

–Peki diğer hocaların yüzde kaçı masondu?

–Yüzde doksan dokuzu masondu efendim.

Bunun üzerine Süleyman Efendi Hazretleri,

–Hoca efendi, hoca efendi! Zaten sizin bir mason terbiyesi ile yetiştiğinizi daha ilk anda, geldiğinizde tavır, hareket ve konuşmanızdan anlamıştım, diyor.

Bu hadiseyi, o mecliste bulunan ve hâlen hayatta olan Hâfız İbrahim Dinç 1999 senesi Şubat ayında nakletmiştir.

www.yenimesaj.com.tr
 

tevhiteri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
364
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
tevhiteri

tevhiteri

نعىمة;529305' Alıntı:
Osmanlı Devleti’ni yıkmak için, önce zayıflatmak gerektiği kanaatına varan İngilizler, padişahın manevî gücü olan halifeliği ondan koparıp tekrar Mısır’a nakletmek için yoğun çalışmalar yürütüyorlardı.

Bu hususta onların yardımcıları da masonlardı.

Mısır’da başlatılan bu çalışmaların başını, mason olan Abduh çekmekteydi.

Abduh da Afgânî de, talebe–hoca olarak her ikisi de masondu.

Belge: (Serge Hutin Les Francs–Maçons, Editions du, Seuil, Paris, sh. 127.)

Abduh’un, yıkıcı faaliyetlerine dair bir belge de Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndedir: (YEE, 39, 424, 128, 137)

Mısır’da neşredilen Mir’at–ı Türkiye Gazetesi sahibi ve başyazarı Mehmed Safâ’nın, Sultan Abdülhamid Han’a gönderdiği ve Abduh hakkında “Müfsid–i Kebir–Büyük Fesatçı” ifadesini kullandığı rapor enteresan.

Mehmet Safâ, bu raporda, Osmanlıyı yıkmak isteyenlerin toplandığı sözde İslam Konferansından bahsediyor:

“Bu İslam konferasından maksat şudur ki, evvelâ eski Mısır Müftüsü müfsid–i kebir Muhammed Abduh’un yaydığı fikre istinaden (dayanarak) 4 mezhebi terk ile yalnız ilk esası olan Kur’an’ı kabul etmek...”

(Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Esas Evrakı, Kısım 39, Karton 128, Zarf 137, Evrak no: 424)

Zamanımızda da, mezhepleri kabul etmeyenlerin ve “Bize sadece Kur’an yeter” diyenlerin bulunduğunu biliyoruz.

* * *

Abduh’un masonluğu hususunda, son zaman ulemâsından Süleyman Efendi Hazretleri’nden de nakledilen bir bilgi var.

Süleyman Efendi Hazretleri (ks) 1957 senesinde, o civardaki talebelerinin vaziyetlerini tetkik için Konya’ya gidiyor.

Ali Ardıç isimli bir zatın evinde misafirken, kendilerini ziyaret için gelenler arasında Çumra vâizi Tahir Hoca da bulunmaktadır.

Tahir Hoca, Süleyman Efendi Hazretleri’ni imtihan etmek ve mahcup bırakmak maksadıyla,

–Efendim birkaç sualim var, diyerek bazı sorular soruyor.

Süleyman Efendi Hz. Bu suallere yarım saat kadar cevap verdikten sonra, kendi talebelerine dönerek,

–Evlatlarım! İyi dinleyin. Şimdi sizlere bu hoca efendinin ağzından bazı hakikatları duyuracağım. İyi dinleyin” diyor.

Ve Tahir Hoca’ya dönerek,

–Eee... Hoca Efendi, söyle bakalım nerede okudunuz?

–Câmi’ul–Ezher’de okudum efendim.

–Mezun oldunuz mu?

–Oldum.

–Kaç sene evvel?

–60 sene evvel.

–Hocanız kimdi?

Muhammed Abduh idi efendim.

–Hocanız akidesini (inancını) biliyor muydunuz?

–Maalesef masondu efendim.

–Peki diğer hocaların yüzde kaçı masondu?

–Yüzde doksan dokuzu masondu efendim.

Bunun üzerine Süleyman Efendi Hazretleri,

–Hoca efendi, hoca efendi! Zaten sizin bir mason terbiyesi ile yetiştiğinizi daha ilk anda, geldiğinizde tavır, hareket ve konuşmanızdan anlamıştım, diyor.

Bu hadiseyi, o mecliste bulunan ve hâlen hayatta olan Hâfız İbrahim Dinç 1999 senesi Şubat ayında nakletmiştir.
sa .ben bu yazıyı sanki başka bir yerde okudum gibi .a.e.o
 

tevhiteri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
364
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Tevhiteri

Tevhiteri

نعىمة;529316' Alıntı:
olabilir uydurduğumuz bir hikaye değil zaten
hem ben fikir yürütmek değil Kitablar okumayı sevenlerdenim
sa.doğru sen sen degilsin o sun bu sun ama adamım diye geziyorsun birde buralara giriyorsun.onun bunun yazılarını doğru kabul edip buralara yazı yorsun.birileride soru sorduğu zaman başlı yorsun fitne fesat ,hakaret,artık ne varsa .kendinde fikir yokya mecbursun zavallı.a.e.o
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
İslamiyet dini felsefe dini değildir

Selamün aleyküm !
Allahü Tealanın yeryüzüne gönderdiği son Peygamber Muhammed Mustafa Efendimiz aleyhi salatü ve selam buyurmuşlar ki 'Size iki emanet bırakıyorum ki onlara sımsıkı sarıldıkça asla dalalete düşmezsiniz,bunlar Kuran ve Sünnetim'
Lütfen Peygamberimizin sözüne kulak verelim
Dinimiz felsefe dini değil fikir yürütme değil çünkü o zaman bunun adı İslam olmaz şunun bunun dini olur
Peygamber Efendimizin Veda Hutbesinden sonra 'Bugun dininizi tamamladım' buyuruyor Zatı Zülcelal o yüzden biz müslümanlara kalan o dini yaşamaktır
Efendim Kitabtan yazmayın nerden yazalım o zaman
Unutanlar için tekrarlayalım Edileyi Şeriyeyi :
1. Kitab
2.Sünnet
3.İcma
4.Kıyas
bunlar Dinimizin İslam ana esasları bunlara ters düşenin İslam olması sözkonusu bile olamaz!Bu esaslara riayet etmek için de onları bilmemiz gerekiyor,bilmek için de Kitablar okumak zorundayız.Hurafeci demek dini tahrib eden çünkü Sünneti ve Kuranı bilmediği için o boşluğu nasıl dolduracak ? kendi kafasından fikir üreterek
Kitab okumaktan aciz kalanlara sesleniyorum bilmeden konuşmayın gidin başta nasılmış öğrenin burda İslama uygun olmayan şeyleri yazarak hiç kaldıramayacağınız vebalini yüklemiş oluyorsunuz
Bu din benim hem anam hem de babam (adam anasına babasına hiç toz kondurur mu)benim herşeyim ayrıca da Allahtan korkuyorum onun için sus pus kalmam mümkün değil
Burası elbette bir tartışma forumu değil ama kardeşim neler oluyor burda öyle yanlışlar konuşuluyor ki bazen! biz de hoşgörü mü yapalım susalım öyle mi?!
İyileri emretmek ve Yasakları yasaklamak herkese farzdır

İslamın gayesi felsefeden yana değil çok ciddi ve farklı insana Allaha kul omanın yolunu göstermektir.Peygamber Efendimizin davası Allaha kul olmak davasıydı!
Hafife almayalım çünkü biz bir imtihandan geçiyoruz son varacağımız yer ya ebedi cennet ya da ebedi cehennem olabilir.

Ben de şöyle diyerek yazıma son vermek istiyorum:'Ben gelmedim benim için benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim'
Hepimiz Kuran ve Sünnete sımsıkı sarılmak dileğiyle Allaha emanet olun değerli müslüman kardeşlerim!

sen sahib çıkarsan bu din batmayacaktır!
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt