Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mücahitlere Yardım, Levazım V.s. Ile Destekleme, (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
MÜCAHİTLERE YARDIM, LEVAZIM V.S. İLE DESTEKLEME,
ONLARI YEDİRME, ONLARA HİZMET ETME,
ONLARI YÜREKLENDİME
VE
ONLARLA VEDALAŞMANIN FAZİLETİ HAKKINDA


412- İmam Ahmed, İbni Ebi Şeybe, Hakim ve başkaları Abdullah b. Muhammed b. Ukayl tarikiyle Abdullah b. Sehl b. Hanif ten rivayet etmişler. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş:

"Kim Allah yolunda bir mücahide, zorluk anında bir gaziye, yahut köleliğinde bir mükatibe (efendisiyle hürriyetinin bedelini ödemek kaydıyla anlaşma yapan köledir.) yardım ederse, O'nun gölgesinin dışında gölgenin olmadığı günde Allah onu gölgelendirir." (Ahmed Müsned: 3/487; İbni Ebi Şeybe El-Musannaf Kitab'ul-Cihad: 5/351 Hakim el-Müstedrek: 2/89. Hakim ve Zehebi bunda sukut etmişler.)

413- Ebu Said el-Hudri'den rivayet edilmiş. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş:
"Kim bir gaziyi işitir de ihtiyaçlarından bazısında ona yardım etmek için, veya bir müddet onu yüreklendirmek için yahut ona selam vermek için ona (doğru) kalkarsa, o anasından doğduğu gün gibi günahlarından çıkmış (temizlenmiş) olarak kalkar ve o kıyamet gününde şehitlerle beraber onun arkadaşı/refiki olur. Kim (savaşan) bir gaziyi mükemmel bir biçimde teçhiz ederse, ölünceye kadar onun ecri kadar ona ecir olur. Kim Allah'ın isminin anılacağı bir mescit yaparsa, Allah ona cennette bir ev yapar."
Bunu Şifa'us-Sudur'da zikretmiştir.

414- İbni Asakir Amr b. Zurare'den... oda İbni Abbas'tan rivayet etmiş. O şöyle der:
"Kim Allah yolunda bir atı(ın teçhizini) omuzuna alır ve bunu sürdürürse, bu at olduğu müddetçe canı ve malıyla Allah yolunda çıkan kişinin ecri gibi ona da ecir yazılır. Kim Allah yolunda bir kılıç verirse, kıyamet günü yaratıkların başında bu kılıç uzun bir dille gelerek şöyle der:

"Dikkat edin! Ben filanın oğlu filanın kılıcıyım. Ben kıyamete kadar onun için cihad ettim. Kim de Allah yolunda bir elbise verirse, Allah ona her gün bir dünya rengini alan cennet elbisesinden bir elbise verir."

415- Şifa'us-Sudur'da Kab'ul-Ahbar dan nakledilmiştir. O şöyle demiş:

"İyilik (maruf)tan hiçbir şeyi hakir (küçük) görmeyin. Şu gerçek ki bir adam Allah yolunda borç olarak verdiği bir iğne ile, Allah yolunda yardımda bulunduğu sepetle bir kadın ve yine Beyt'il-Makdıs'in yapımında kullanılmak üzere yardımda bulunduğu balyozla bir kadın cennete girdi."

416- Yahya b. Amr b. Seleme'den o da babasından o da İbni Mesud'dan rivayet etmiş. O şöyle demiş:

"Allah yolunda bir kamçıyla yardımda bulunmam (kamçıyla yararlandırmam) bana hac üstüne hac yapmaktan daha sevimlidir." (Kitab'ul-Cihad: 2/186; İbni Ebi Şeybe cl-Musannaf Kitab'ul-Cihad: 5/310.) İbni Mübarek ve İbni Ebi Şeybe rivayet etmiş.

417- Taberani'de rivayet etmiş. Ancak o şöyle der: "Abdullah şöyle diyordu:
"Allah yolunda bir kamçı hazırlaman bana hac ardından başka bir hac yapmaktan daha sevimlidir." (El-Mucem'ul-Kebir: 9/70 H. no: 9158.)

418- Ömer b. Hattab'dan rivayet edilmiş. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş:

"Kim (savaşan) bir gazinin başını gölgelendirirse Allah kıyamet gününde onu gölgelendirir. Kim Allah yolun da bir gaziyi teçhiz ederse, ölünceye veya dönünceye kadar onun ecri kadar ona da ecir var. Kim Allah için, Allah'ın adının zikredileceği bir mescit yaparsa, Allah onun için cennette bir köşk/ev bina eder." (El-Musannaf: 5/351; İbni Mace Kitab'ul-Cihad: 2/921-922; Mevarid'uz-Zaman Kitab'ul-Cihad s: 398; Beyhaki Sunen'ul-Kübra: 9/172; Bezzar Keşf ul-Estar: 2/264; Mecma'uz-Zevaid; 5/284.)

Bunu İbni Ebi Şeybe, İbni Mace, İbni Hibban, Beyhaki ve onun şeyhi Hakim rivayet etmiş ve (Hakim) "isnadı sahihtir" demiş.

419- İbni Münzir el-Evsat'ta Rasulullah'ın (s.a.v.) şu hadisini rivayet eder.
"Kim bir gazinin başını gölgelendirirse, o (gazi) dönünceye veya ölünceye kadar onun ecri kadar ona da ecir vardır."

420- Ebu Umame'den rivayet edilmiş. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş:
"Sadakaların en hayırlısı, Allah yolunda kıl çadırı vererek mücahidi gölgelendirmek, Allah yolunda (mücahidin hizmetine) bir hizmetçi vermek ve yine Allah yolunda bir aygır vermektir." Tirmizi rivayet etmiş ve "Hadis hasen ve sahihtir" der.

Hadisin anlamı şudur: "Kim bir mücahidi çadırla gölgelendirir, karşılıksız ona bir hizmetçi verirse veya aygır bir deve verirse işte bunlar en faziletli sadakalardır." (Tirmizi Ebvab'ul-Cihad: 3/91)

421- Cabir'den Rasulullah (s.a.v.) gaza etmek istedi ve şöyle buyurdu:

"Ey muhacir ve ensar topluluğu! Sizin kardeşlerinizden öyleleri vardır ki onların ne malı ne de aşiretleri var. Sizden her biri onlardan bir iki tanesini yanına alsın. Bizim sizin develeriniz gibisinden başka da bineceğimiz devemiz yoktu. İki veya üç kişiyi yanıma aldım." (Ebu Davud Sünen Kitab'ul-Cihad: 3/41; Hakim Müstedrek Kitab"ul-Cihad: 2/90.)
Ebu Davud ve Hakim rivayet etmiş. Hakim 'isnadı sahihtir" demiş.

422- Adiy b. Hatem'den rivayet edilmiş der ki:
"Ey Allah'ın Rasulu hangi sadaka daha hayırlıdır." dedim. Rasulullah (s.a.v.): "Allah yolunda kişinin arkadaşlarına hizmetidir." Buyurdu.

"Ey Allah'ın Rasulu bundan sonra hangi sadaka daha hayırlıdır?" dedim. Rasulullah:
"Adamın Allah yolunda arkadaşlarını gölgelendirmek için yaptığı evdir." Buyurdu.
"Bundan sonra hangi sadaka daha hayırlıdır?" dedim. Rasulullah (s.a.v.):
"Arkadaşını Allah yolunda taşıyacak bir atı ödünç vermektir." buyurdu. (Said b. Mansur Sünen: 2/3/167.) Said b. Mansur Sunen'inde zikretmiştir.

423- Hakim'in lafzı şöyledir: "Adiy b. Hatem'den rivayet edilmiş. O Rasulullah'a (s.a.v.):
"Hangi sadaka daha efdaldir" sormuş. Rasulullah (s.a.v.): "Allah yolunda bir kulun hizmeti, çadırla gölgelendirme veya Allah yolunda aygırı vermedir." buyurdu. Hakim isnadı sahihtir der. (El-Müstedrek Kitab'ul-Cihad: 2/91.)

424- Süleyman b. Ömer'den ona şunun ulaştığı nakledilmiştir.: "Üç şey vardır ki, onlardaki ecri hiç kimse bilmez Allah yolunda hizmet eden, Allah yolunda (gazileri) gölgelendiren ve atını borçla veren kişi." Bunu Said b. Mansur bu şekilde sahih bir isnad ile rivayet etmiş. (Said Sünen: 2/3/268.)

425- Şeddad b. Evs'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş:
"Kim (savaşan) bir gaziye bir yemek takdim ederse, Allah onun için cennette bir sofra hazırlar. O sofradan cin ve insanlar doyar. Kim (savaşan) bir gaziye bir su verirse, ona Firdevs'te bir nehir verilir; eni doğu ile bati arası kadardır. İki yakasında hurilerden zevcelerin olduğu inciden kubbeler vardır. Kim (savaşan) bir gaziye bir nafaka veya en küçük bir iyilikle iyilik ederse, günahlarından anasından doğduğu gün gibi çıkar. Allahu Teala ona şöyle der:
"Beni veli edindiğin gibi sana müjdeler olsun. Veli (yardımcı, dost) olarak Allah yeter."
Bunu Şifa'us-Sudur'da zikretmiş.

426- Aynı şekilde Selman'i Farisi'den zikretmiş Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş:
"Kim Allah yolunda on iki kişiye hizmet ederse anasının onu doğurduğu gün gibi günahlarından çıkar. Arkadaşlarından yedi yüz sene önce cennete girer. Kim arkadaşlarına bir tulum su içirirse anasının ona doğurduğu gibi günahlarından çıkar. Kim Allah yolunda bir adamın susuzluğunu giderirse, kıyamet gününde o ve onun şefaatinden yetmiş bin kişi Muhammed'in (s.a.v.) havuzuna gelirler."
Rasulullah'ın (s.a.v.) ashabı sefere çıktıklarında, en faziletlisi hizmete koşardı. Bunu kaçırdığında ezana koşardı.

427- Muaz'dan zikretmiş:
"Allah yolunda dostlarıma (yoldaşlarıma) tabi olup çul/keçe/lerini tamir etmem, bineklerine su vermem bana birinci hacdan sonraki on hacdan daha sevimlidir."

429- Damra b. Habib b. Şuayb ez-Zubeydi Ebu Ataba el-Humsi'den. -O sikadır-(Takrib s:155.) Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş: "Kavmin en fazla ecirlisi onlara hizmet edendir." (Said Sünen: 2/3/167.) Said b. Mansur rivayet etmiş.

 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
430- Abdullah b. Amr'dan. Şöyle der:
"Kim Allah yolunda arkadaşlarına hizmet ederse, onun o insanlardan her birinden ecirden bir kırat (Irak'lılara ve Mekkelilere göre değişen bir ölçü. Mut.) kadar üstünlüğü var." (Cihad:2/178.) İbni Mübarek İbni Lehia'dan (o da mevkuf olarak) rivayet etmiş.

431- Musa b. Uley b. Rebah, o da babasından: "Rasulullah (s.a.v.) arkadaşına hizmet eden kişi gördüğünde ona dua ederdi." (Cihad: 2/177.)
İbni Mübarek mürsel ve sahih bir isnad ile rivayet etmiş.

432- Ebu Kulabe'den "Rasulullah (s.a.v.) seferde ashabını birbirinin yol arkadaşı yapardı. Onlardan bir tanesinde ben de vardım. Onlar kendi aralarında bulunan bir adamı dövmeye başladılar. Ve:
"Ey Allah'ın Rasulu! Onun benzerini görmedik. Konakladığımızda namaz kılar, yolculuğa başladığımızda (Kur'an) okur ve devamlı oruç tutar(dı)." dediler. Rasulullah (s.a.v.):
"Bu kime yeter?" Bizler:
"Bize (yeter)" dedik. Tekrar:
"Bu kime yeter" Biz yine:
"Bize (yeter)" deyince. Rasulullah (s.a.v.):
"Tekiniz ondan daha hayırlısınız" buyurdu. (Cihad: 2/180.)
İbn'ul-Mübarek rivayet etmiş. Hadis mürsel ve isnadı da sahihtir.
Hadiste geçen "içlerinde bulunan bir adamı medhettiler" cümlesindeki "yehref'u-yehrefune" Birini uzun uzadıya övmektir. Atasözünde "Tanımadan övme (tehref'u)"
Harevi ise şöyle der: El-Herefu (övme); tanımadan bir adamı övmektir. Eğer (övme) bilgi ve tanıma neticesindeyse bu "Haref' olmaz.

433- Ebu Hureyre'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş:
"Allah yolunda (savaşan) gazilerin en hayırlısı onlara hizmet edendir. Sonra onları haber getirendir. Allah indinde özel bir yere sahip olan ise oruçlu olanıdır. Kim Allah yolunda arkadaşlarının susuzluğunu bir tulum su ile giderirse onlardan yetmiş yıl önce veya yetmiş derece ile cennete girer." (Heysemi "Bunu Taberani el-Evsaf'ta rivayet etmiş. Onda Anbese b. Mehran var. O da zayıftır" der. Mecma'uz-Zevaid: 5/290.)

Taberani rivayet etmiş. Aynı tarikle İbni Asakir de rivayet etmiş ve "(Hadis) gariptir" demiş.

434- Sultan Nuruddin kitabında kendi isnadıyla Enes b. Malik'ten rivayet etmiş. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş: "Kim mücahidlere bir gün hizmet ederse onun Allah indinde on bin senenin sevabı olur."

435- Şita'us-Sudur'da zikredilmiş. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş:
"Kim Allah yolunda bir kavme hizmet ederse onlardan her birinin ecrinden ona kirat ecir var. Onların ecrinden de bir şey eksilmez. Gazilerin en efdali onlara hizmet eden ve bineklerini güdendir."

436- Der ki: Başka bir hadiste:
"Gazilerin en efdali onlara hizmet edeni, sonra bineklerini güden, sonra da müezzinleridir."


437- Rasulullah (s.a.v.) arkadaşlarına yemek hazırlamakta olan, terleyip ateşin ısısından eziyet gören bir adama rastladı/uğradı. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Bundan sonra cehennemin ateşi ona değmez." Yunus es-Sehhak der ki: Bizden bir yaşlı gaza ettiğinde arkadaşlarına hizmet etmeyi şart koşardı. Biri başını veya elbisesini yıkamak istediğinde o şöyle derdi:
"Bu benim şartı (koştuğu)m dandır. (Dolayısıyla ben yıkayacağım) Der ki, onun vefatında ve guslünde hazır bulundum.Onun sağ elinde cennet ehlinden olduğu yazıldığı görüldü. Bakmaya gittim. Onun etle deri arasında olduğunu gördüm.

438- Muaz b. Cebel'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş:
"Kim gazinin mektubunu ehline veya ehlinden ona mektup ulaştırırsa, Allah ona kitabını sağdan verir ve ona ateşten bir beraat yazar."
Beyhaki Şuab'ta Halil b. Abdillah'tan... o da İbni Ğanam'dan rivayet etmiş ve "Bu Halil meçhuldür, hadisin metni de münkerdir" demiş.

439- Bilal b. Sad'ten rivayet edilmiş. O da Amir b. Abdulkays'i Rum diyarında gören bir kişiden rivayet etmiş: Amir nöbetleşe bindikleri bir katır üzerindeydi. Muhacirler de sırayla biniyorlardı. Bilal b. Sa'd der ki:
"Gazi olarak ayrıldığında durup geçen (grup) arkadaşları gözetlerdi. Ona uğrayan bir grup olduğunda şöyle derdi:
Baksanıza! Sizinle bana nefsinizden üç şey vermek üzere arkadaşlık ediyorum. "Onlar nedir?" dediklerinde şöyle derdi:
Sizin hizmetçiniz olacağım, sizden hiçbiri bu hususta benimle çekişmeyecek. Sizin müezziniz olacağım yine hiç kimse benimle çekişmeyecek ve gücüm oranında size infakta bulunacağım. Evet demeleri halinde onlara katılırdı, Onlardan biri bu hususta çekişme göstermişse onlardan başkasına geçerdi." (Cihad: 2/178-179.)

İbn'ul-Mübarek rivayet etmiş. Onun tarikiylede İbni Asakir rivayet etmiş.
Müellif -Allah onu affetsin- der ki: Selef gaza edici olarak çıktıklarında, onlardan her biri arkadaşlarının hizmetinde bulunmak, gücü oranında onlarda sevinci oluşturmak, gücü oranında onlara infak etmek, gücü yetmediğinde ise onları kendine tercih etmek için çaba gösteriyorlardı. Bunu yaparken de, bunu Allah için, O'nun rızasını kazanmak ve sevabına nail olmak için yapıyorlardı.

440- Onların başkalarını kendilerine tercih etmeleri ile ilgili en acayip (şaşılacak) kıssa İbn'ul-Mübarek'in Amr b. Said'ten... onun da Ebu'l-Cehm b. Huzeyfe el-Adavi'den rivayet ettikleri kıssadır. Ebu Cehm b. Huzayfe b. Ğanım b. el-Kuraşi el-Adavi -Fetih yılında müslüman oldu. Rasulullah'a (s.a.v.) dost oldu. Kureyş'in büyüğü ve liderlerindendi. Nesepte alimdi. Ka'be'nin binasına (yapımına) iki kez hazır oldu. Bir defa cahiliyesinde Kureyş'in yapımı döneminde, diğer bir defa İbni Zübeyr'in onun inşa etmesinde hazır oldu. Bazıları da onun Muaviye hilafetinin sonlarında vefat ettiğini söylerler.(İstiab: 4/32; el-İsabe: 4/35-36.)- der ki:
Yermuk günü (savaşında) az su ile amcamın oğlunu aramaya çıktım. Dedim ki: Eğer hayattaysa ona su verir, yüzünü de yıkarım. (Gezerken) bir baktım ki çok şiddetli ses çıkarıyor. Ona
"Su vereyim mi?" dedim.
"Evet" diye işaret etti. Bu arada bir başkası
"Ah!" dedi. Amcamın oğlu ona gitmemi söyledi. Onun Amr b. As'ın kardeşi Hişam b. As -Hişam b. As veya As b. Vail b. Haşim b. Said el-Kuraşi es-Sehmi. Amr b. As'ın kardeşidir, İslamı erken olmuş. Mekke'de müslüman olmuş, Habeşistan'a hicret etmiştir. Rasulullah'ın (s.a.v.) hicret ettiğini duyunca Mekke'ye geri dönmüş. Babası ve kavmi onu Mekke'de hapsetti. Taki Hendek (savaşın) dan sonra deyn günü Ebubekir'in hilafetinde öldürüldü. İbn'ul-Mübarek'ın Şam ehlinden rivayet ettiğine göre ise o Yermuk günü şehit olmuş. (el-İstiab: 3/593-594)- idi. Ona vardım,
"Sana su vereyim mi?" dedim. Bu arada bir başkasının
"Ah" sesi duyuldu. Hişam ona gitmemi işaret etti. Ona vardığımda vefat etmişti. Sonra Hişam'a döndüm o da vefat etmişti. Bundan sonra amcamın oğluna döndüm o da vefat etmişti. Allah'ın rahmeti onların üzerinde olsun." (Kitab'ul-Cihad: 1/132; İbn'ul-Mübarek ez-Zühd s: 185; El-İsabe: 4/35-36.)

441- Habib b. Ebi Sabit'ten rivayet edilmiş. Haris b. Hişam, Ikrime b. Ebu Cehil ve Ayaş b. Rabia Yermuk günü çıktılar. Aralandıklarında Haris b. Hişam içmek için su istedi. Ona İkrime bakınca, "Suyu İkrime'ye ver" dedi. İkrime suyu alınca Ayaş ona baktı. Bunun üzerine İkrime: "Suyu Ayyaş'a ver" dedi. Ayaş ona su yetişmeden vefat etti, su diğerlerine de ulaşmadı. Hepsi vefat etti."İbni Mendeh, Es-Sahabe, Ebu Naim ve İbni Abdi'l-Ber tahric etmiştir.

Müellif -Allah onu affetsin- der ki:
"Yermuk savaşı on beşinci yılda vuku bulmuştu. Rum (Bizanslı)lar. Yüz bin kimilerine göre de üç yüz bin, müslüman da otuz bindi.


Allah sana rahmetsin şu halde bile kardeşlerini kendilerini tercih etmelerine, ihtiyaç hissetmelerine rağmen cömert oluşlarına ve hayatlarına muadil (denk) şeylerde nefis¬lerinin iyiliklerine bir bak! Elbette Allah'ın rızasını ve güzel sonucu hak ettiler. Allah'ım onlara tabi olmayı bize nasip et, rızanın mahallinde ve bağışlamanın menzilinde bizimle onları bir araya getir ey Kerem’lilerin en keremlisi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt