Hacı Beltaş-ı Veli diyor ki; “Bir kuyunun içine bir damla içki damlasa, suyunu dışarıya çıkartsalar.
Kovayla çıkartıp çıkartıp kuyuyu boşaltsalar temiz olsun diye, dökseler suyu… Dışarısı ıslandı. Islandığı yerde ot bitse, o otu koyun yese; o koyunun etini yemem diyor.
Neden?...
Su şaraplıydı. Ot şaraplı sudan büyüdü. Koyun şaraplı suda büyümüş otu yedi. Onun için etini bile yemem diyor.
Bu neyi gösteriyor?...
Buna mübalağa sanatı derler. Bir şeyin kötülüğünü kesin olarak göstermek için mübalağa sanatı yapılır bazen… Yani, o koyunun eti aslında temiz… O ot da temiz… Ot şarabı emmiyor, ki suyunu emiyor, şarabı almıyor topraktan …
Alıntı: Prof.Dr. M. Es'ad COŞAN İSLAM tasavvuf hayat kitabından alınmıştır.
Kovayla çıkartıp çıkartıp kuyuyu boşaltsalar temiz olsun diye, dökseler suyu… Dışarısı ıslandı. Islandığı yerde ot bitse, o otu koyun yese; o koyunun etini yemem diyor.
Neden?...
Su şaraplıydı. Ot şaraplı sudan büyüdü. Koyun şaraplı suda büyümüş otu yedi. Onun için etini bile yemem diyor.
Bu neyi gösteriyor?...
Buna mübalağa sanatı derler. Bir şeyin kötülüğünü kesin olarak göstermek için mübalağa sanatı yapılır bazen… Yani, o koyunun eti aslında temiz… O ot da temiz… Ot şarabı emmiyor, ki suyunu emiyor, şarabı almıyor topraktan …
Alıntı: Prof.Dr. M. Es'ad COŞAN İSLAM tasavvuf hayat kitabından alınmıştır.