.....İŞTE NİCKLER.....
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
40 HADİS
1
اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ
(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ RasûlAllah?” diye sorduk. O da; “Allah’a Kitabına Peygamberine Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.
Müslim İmân 95.
2
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
İslâm güzel ahlâktır.
Kenzü’l-Ummâl 3/17 HadisNo: 5225.
3
مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ
İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.
Müslim Fedâil 66; Tirmizî Birr 16.
4
يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا
Kolaylaştırınız güçleştirmeyiniz müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz.
Buhârî İlm 12; Müslim Cihâd 6.
5
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:
إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ
İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.
Buhârî Enbiyâ 54; EbuDâvûd Edeb 6.
6
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ
Hayra vesile olan hayrı yapan gibidir.
Tirmizî İlm 14.
7
لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ
Mümin bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin iki defa aynı yanılgıya düşmez)
Buhârî Edeb 83; Müslim Zühd 63.
8
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.
Tirmizî Birr 55.
9
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ
Allah sizden birinizin yaptığı işi ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.
Taberânî el-Mu’cemü’l-Evsat 1/275; Beyhakî fiu’abü’l-Îmân 4/334.
10
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ
İman yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illAllah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.
Buhârî Îmân 3; Müslim Îmân 57 58.
11
مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ
Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.
Müslim Îmân 78; Ebû Dâvûd Salât 248.
12
عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ
بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
İki göz vardır ki cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz bir de gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz.
Tirmizî Fedâilü’l-Cihâd 12.
13
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ
Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.
İbn Mâce Ahkâm 17; Muvatta’ Akdıye 31.
14
لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.
Buhârî Îmân 7; Müslim Îmân 71.
15
اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez onu (düşmanına) teslim etmez. Kim (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.
Buhârî Mezâlim 3; Müslim Birr 58.
16
لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا
İman etmedikçe cennete giremezsiniz birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.
Müslim Îmân 93; Tirmizî Sıfâtu’l-Kıyâme 56.
17
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ
Müslüman insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
Tirmizî Îmân 12; Nesâî Îmân 8.
18
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا
وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ
Birbirinize buğuz etmeyin birbirinize haset etmeyin birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları kardeş olun. Bir müslümana üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
Buhârî Edeb 57 58.
19
إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا
Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe ***ürür. İyilik de cennete ***ürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye ***ürür. Kötülük de cehenneme ***ürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.
Buhârî Edeb 69; Müslim Birr 103 104.
20
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ
(Mümin) kardeşinle münakaşa etme onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.
Tirmizî Birr 58.
21
تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ
(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş diken kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.
Tirmizî Birr 36.
22
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.
Müslim Birr 33; ‹bn Mâce Zühd 9;
Ahmed b. Hanbel 2/285 539.
23
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ
Allah’ın rızası anne ve babanın rızasındadır.
Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.
Tirmizî Birr 3.
24
ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:
دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ
Üç dua vardır ki bunlar şüphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası misafirin duası ve babanın evladına duası.
İbn Mâce Dua 11.
25
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir
hediye veremez.
Tirmizî Birr 33.
26
خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
Sizin en hayırlılarınız hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.
Tirmizî Radâ’ 11; ‹bn Mâce Nikâh 50.
27
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا
Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimize saygı
göstermeyen bizden değildir.
Tirmizî Birr 15; Ebû Dâvûd Edeb 66.
28
كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى
Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.
Buhârî Talâk 25 Edeb 24; Müslim Zühd 42.
29
اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ
(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak sihir Allah’ın haram kıldığı cana kıymak faiz yemek yetim malı yemek savaştan kaçmak suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.
Buhârî Vasâyâ 23 Tıbb 48; Müslim Îmân 144.
30
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ
Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse ya hayır söylesin veya sussun.
Buhârî Edeb 31 85; Müslim Îmân 74 75.
31
مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ
Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;
ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.
Buhârî Edeb 28; Müslim Birr 140 141.
32
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ
Dul ve fakirlere yardım eden kimse Allah yolunda cihad eden
veya gündüzleri (nafile) oruç tutup gecelerini (nafile) ibadetle
geçiren kimse gibidir.
Buhârî Nafakât 1; Müslim Zühd 41;
Tirmizî Birr 44; Nesâî Zekât 78.
33
كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ
Her insan hata eder.
Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî Kıyâme 49; İbn Mâce Zühd 30.
34
عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ
Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.
Müslim Zühd 64; Dârim” Rikâk 61.
35
مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا
Bizi aldatan bizden değildir.
Müslim Îmân 164.
36
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ
Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe)
cennete giremezler.
Müslim Îmân 168; Tirmizî Birr 79.
37
أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ
İşçiye ücretini (alnının) teri kurumadan veriniz.
İbn Mâce Ruhûn 4.
38
مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ
طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan hayvan ve kuşların yedikleri şeyler o müslüman için birer sadakadır.
Buhârî Edeb 27; Müslim Müsâkât 7 10.
39
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ
وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ
İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O kalptir.
Buhârî Îmân 39; Müslim Müsâkât 107.
40
اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.
Tirmizî Birr 55.
Uzun mesafelere ulaşmak yakın mesafeleri aşmakla mümkündür. (İmam Gazali)
Tarih değil hatalar tekerrür ediyor. (Abdulhamid Han)
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme unutma ki ilik sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)
Cahillerin kalbi dudaklarında alimlerin dudakları kalplerindedir. (Hz.Ali (r.a))
Her kalbin çarpıntısı kendi ecelinin ayak sesleridir. (Beyazidi Bestami)
Mal cimrilerde silah korkaklarda karar da zayıflarda olursa işler bozulur. (Hz. Ebubekir (r.a)
Gecenin ne kadar uzun olduğunu ancak hastalar bilir. (Sadi)
Kibir bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. (Hacı Bayram-ı Veli)
Zalimler için yaşasın cehennem. (Bediüzzaman Said Nursi)
Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır. (Bediüzzaman Said Nursi)
Tatlı suyun başı kalabalık olur. (Mevlana)
Kurdun elinden çobanlık gelmez. (Sadi)
Eğri ok doğru yol almaz. (Hz. Ali (r.a)
Hiçbir acı cehaletten daha fazla zahmet verici değildir. (Hz. Ali (r.a)
İnsanı maskara eden dilidir. (Sadi)
Ham düşünceleri ancak akıl pişirir. (Firdevsi)
Fırsatlar da bulutlar gibi çabucak geçer gider. (Hz. Ebubekir (r.a)
Hasedciye rahat kötü huyluyu da şeref yoktur. (Ahnef bin Kays)
Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki ileride kuzu gibi güdülmesinler. (Şeyh Sadi Sirazi)
Hükümetlerin en kötüsü suçsuzu korkutandır. (Beydeba)
Hükümdar köylünün yumurtasını alırsa adamları bütün tavukları alır. (Sadi)
Bin zulme uğrasan da bir zulüm yapma. (Hz. Ali (r.a)
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. (Mevlana)
Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi.(İmam-ı Azam)
İnsan alışkanlıklarının çocuğudur. (İbni Haldun)
Herkes herkese bir lokma şey verebilir ama boğaz bağışlamak ancak Allah’ın işidir. (Mevlana)
Güzel söz söyleyen kimseden kötü söz işitmez. (Firdevsi)
Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak onu aramamak demektir. (Mevlana)
Avcı nice al (tuzak hile) bilirse ayı da onca yol bilir. (Kaşgarlı Mahmud)
Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali (r.a))
Güzel konuşmanın sırrı lüzumsuz sözleri terk etmektir. (Hz. Ebubekir)
Özü doğru olanın sözü de doğru olur. (Hz. Ali (r.a))
Birliğin kederi ayrılığın safasından daha hayırlıdır. (Yahya bin Muaz)
Her gecenin bir gündüzü vardır. (Hz. Ali (r.a))
Sakladığın sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun. (Hz. Bütün kötülüklerin anahtarı hiddettir. (Cafer bin Muhammed)
Kesilmiş koyuna derisinin yüzülmesi elem vermez. (Hz. Esma)
Güzel ahlak; bağışlayıcılık sabır ve tahammüldür. (Hasan-ı Basri)
En iyi nasihat; iyi örnek olmaktır. (Malcolm X)
Nefis üç köşeli dikendir ne türlü koysan batar. (Mevlana)
Geçmişler geleceğe suyun suya benzemesinden daha çok benzer. (İbni Haldun)
İnce sözler keskin kılıca benzer kalkanın yoksa geri dur. (Mevlana)
Gerçek zengin bilgisi çok olan insandır. (Hz. Ali (r.a))
Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. (Mevlana)
Cevizi kırıp özüne inemeyen hepsini kabuk zanneder. (İmam Gazali)
Hayat iman ve cihaddır. (Hz. Hüseyin (r.a))
Haksızlığa baş kaldırmayanlar onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar.(Hz.Ali(r.a))
Hayatında ekmeği yenmeyen kimsenin adı ölümünden sonra anılmaz. (Şeyh Sadi)
Hiç kimse diğer bir kimsenin kulu değildir. Hz. Ali (r.a)
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
40 HADİS
1
اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ
(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ RasûlAllah?” diye sorduk. O da; “Allah’a Kitabına Peygamberine Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.
Müslim İmân 95.
2
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
İslâm güzel ahlâktır.
Kenzü’l-Ummâl 3/17 HadisNo: 5225.
3
مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ
İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.
Müslim Fedâil 66; Tirmizî Birr 16.
4
يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا
Kolaylaştırınız güçleştirmeyiniz müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz.
Buhârî İlm 12; Müslim Cihâd 6.
5
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:
إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ
İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.
Buhârî Enbiyâ 54; EbuDâvûd Edeb 6.
6
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ
Hayra vesile olan hayrı yapan gibidir.
Tirmizî İlm 14.
7
لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ
Mümin bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin iki defa aynı yanılgıya düşmez)
Buhârî Edeb 83; Müslim Zühd 63.
8
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.
Tirmizî Birr 55.
9
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ
Allah sizden birinizin yaptığı işi ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.
Taberânî el-Mu’cemü’l-Evsat 1/275; Beyhakî fiu’abü’l-Îmân 4/334.
10
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ
İman yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illAllah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.
Buhârî Îmân 3; Müslim Îmân 57 58.
11
مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ
Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.
Müslim Îmân 78; Ebû Dâvûd Salât 248.
12
عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ
بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
İki göz vardır ki cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz bir de gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz.
Tirmizî Fedâilü’l-Cihâd 12.
13
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ
Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.
İbn Mâce Ahkâm 17; Muvatta’ Akdıye 31.
14
لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.
Buhârî Îmân 7; Müslim Îmân 71.
15
اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez onu (düşmanına) teslim etmez. Kim (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.
Buhârî Mezâlim 3; Müslim Birr 58.
16
لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا
İman etmedikçe cennete giremezsiniz birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.
Müslim Îmân 93; Tirmizî Sıfâtu’l-Kıyâme 56.
17
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ
Müslüman insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
Tirmizî Îmân 12; Nesâî Îmân 8.
18
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا
وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ
Birbirinize buğuz etmeyin birbirinize haset etmeyin birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları kardeş olun. Bir müslümana üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
Buhârî Edeb 57 58.
19
إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا
Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe ***ürür. İyilik de cennete ***ürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye ***ürür. Kötülük de cehenneme ***ürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.
Buhârî Edeb 69; Müslim Birr 103 104.
20
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ
(Mümin) kardeşinle münakaşa etme onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.
Tirmizî Birr 58.
21
تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ
(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş diken kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.
Tirmizî Birr 36.
22
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.
Müslim Birr 33; ‹bn Mâce Zühd 9;
Ahmed b. Hanbel 2/285 539.
23
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ
Allah’ın rızası anne ve babanın rızasındadır.
Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.
Tirmizî Birr 3.
24
ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:
دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ
Üç dua vardır ki bunlar şüphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası misafirin duası ve babanın evladına duası.
İbn Mâce Dua 11.
25
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir
hediye veremez.
Tirmizî Birr 33.
26
خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
Sizin en hayırlılarınız hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.
Tirmizî Radâ’ 11; ‹bn Mâce Nikâh 50.
27
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا
Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimize saygı
göstermeyen bizden değildir.
Tirmizî Birr 15; Ebû Dâvûd Edeb 66.
28
كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى
Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.
Buhârî Talâk 25 Edeb 24; Müslim Zühd 42.
29
اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ
(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak sihir Allah’ın haram kıldığı cana kıymak faiz yemek yetim malı yemek savaştan kaçmak suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.
Buhârî Vasâyâ 23 Tıbb 48; Müslim Îmân 144.
30
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ
Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse ya hayır söylesin veya sussun.
Buhârî Edeb 31 85; Müslim Îmân 74 75.
31
مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ
Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;
ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.
Buhârî Edeb 28; Müslim Birr 140 141.
32
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ
Dul ve fakirlere yardım eden kimse Allah yolunda cihad eden
veya gündüzleri (nafile) oruç tutup gecelerini (nafile) ibadetle
geçiren kimse gibidir.
Buhârî Nafakât 1; Müslim Zühd 41;
Tirmizî Birr 44; Nesâî Zekât 78.
33
كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ
Her insan hata eder.
Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî Kıyâme 49; İbn Mâce Zühd 30.
34
عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ
Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.
Müslim Zühd 64; Dârim” Rikâk 61.
35
مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا
Bizi aldatan bizden değildir.
Müslim Îmân 164.
36
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ
Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe)
cennete giremezler.
Müslim Îmân 168; Tirmizî Birr 79.
37
أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ
İşçiye ücretini (alnının) teri kurumadan veriniz.
İbn Mâce Ruhûn 4.
38
مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ
طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan hayvan ve kuşların yedikleri şeyler o müslüman için birer sadakadır.
Buhârî Edeb 27; Müslim Müsâkât 7 10.
39
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ
وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ
İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O kalptir.
Buhârî Îmân 39; Müslim Müsâkât 107.
40
اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.
Tirmizî Birr 55.
Uzun mesafelere ulaşmak yakın mesafeleri aşmakla mümkündür. (İmam Gazali)
Tarih değil hatalar tekerrür ediyor. (Abdulhamid Han)
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme unutma ki ilik sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)
Cahillerin kalbi dudaklarında alimlerin dudakları kalplerindedir. (Hz.Ali (r.a))
Her kalbin çarpıntısı kendi ecelinin ayak sesleridir. (Beyazidi Bestami)
Mal cimrilerde silah korkaklarda karar da zayıflarda olursa işler bozulur. (Hz. Ebubekir (r.a)
Gecenin ne kadar uzun olduğunu ancak hastalar bilir. (Sadi)
Kibir bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. (Hacı Bayram-ı Veli)
Zalimler için yaşasın cehennem. (Bediüzzaman Said Nursi)
Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır. (Bediüzzaman Said Nursi)
Tatlı suyun başı kalabalık olur. (Mevlana)
Kurdun elinden çobanlık gelmez. (Sadi)
Eğri ok doğru yol almaz. (Hz. Ali (r.a)
Hiçbir acı cehaletten daha fazla zahmet verici değildir. (Hz. Ali (r.a)
İnsanı maskara eden dilidir. (Sadi)
Ham düşünceleri ancak akıl pişirir. (Firdevsi)
Fırsatlar da bulutlar gibi çabucak geçer gider. (Hz. Ebubekir (r.a)
Hasedciye rahat kötü huyluyu da şeref yoktur. (Ahnef bin Kays)
Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki ileride kuzu gibi güdülmesinler. (Şeyh Sadi Sirazi)
Hükümetlerin en kötüsü suçsuzu korkutandır. (Beydeba)
Hükümdar köylünün yumurtasını alırsa adamları bütün tavukları alır. (Sadi)
Bin zulme uğrasan da bir zulüm yapma. (Hz. Ali (r.a)
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. (Mevlana)
Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi.(İmam-ı Azam)
İnsan alışkanlıklarının çocuğudur. (İbni Haldun)
Herkes herkese bir lokma şey verebilir ama boğaz bağışlamak ancak Allah’ın işidir. (Mevlana)
Güzel söz söyleyen kimseden kötü söz işitmez. (Firdevsi)
Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak onu aramamak demektir. (Mevlana)
Avcı nice al (tuzak hile) bilirse ayı da onca yol bilir. (Kaşgarlı Mahmud)
Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali (r.a))
Güzel konuşmanın sırrı lüzumsuz sözleri terk etmektir. (Hz. Ebubekir)
Özü doğru olanın sözü de doğru olur. (Hz. Ali (r.a))
Birliğin kederi ayrılığın safasından daha hayırlıdır. (Yahya bin Muaz)
Her gecenin bir gündüzü vardır. (Hz. Ali (r.a))
Sakladığın sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun. (Hz. Bütün kötülüklerin anahtarı hiddettir. (Cafer bin Muhammed)
Kesilmiş koyuna derisinin yüzülmesi elem vermez. (Hz. Esma)
Güzel ahlak; bağışlayıcılık sabır ve tahammüldür. (Hasan-ı Basri)
En iyi nasihat; iyi örnek olmaktır. (Malcolm X)
Nefis üç köşeli dikendir ne türlü koysan batar. (Mevlana)
Geçmişler geleceğe suyun suya benzemesinden daha çok benzer. (İbni Haldun)
İnce sözler keskin kılıca benzer kalkanın yoksa geri dur. (Mevlana)
Gerçek zengin bilgisi çok olan insandır. (Hz. Ali (r.a))
Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. (Mevlana)
Cevizi kırıp özüne inemeyen hepsini kabuk zanneder. (İmam Gazali)
Hayat iman ve cihaddır. (Hz. Hüseyin (r.a))
Haksızlığa baş kaldırmayanlar onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar.(Hz.Ali(r.a))
Hayatında ekmeği yenmeyen kimsenin adı ölümünden sonra anılmaz. (Şeyh Sadi)
Hiç kimse diğer bir kimsenin kulu değildir. Hz. Ali (r.a)