MODA NEDİR
“ Moda” içtimai hayatın en hızlı ve en kolay değişen yönünü temsil eder. “Moda” toplumun farklı birim ve tabakalarında farklı, farklı karşılansa bile daha çok toplum ( cemiyet) un KAYMAK tabakasına ait günlük zevkleri ifade eder. “Moda çok yönlü bir akım olmakla birlikte “modanın yönü güçlü kültür ve medeniyetlerden zayıf kültür ve medeniyetlere, büyük şehirlerden kasabalara kasabalardan köylere doğru yayılır yön bulur. Ancak bu son ifadenin günümüzün teknolojik ve iletişim çağının olması göz önüne alınırsa yayılma hususunda mekân ve belde farkının pek kalmadığı göze çarpıyor.“Moda”lar günlük hayatın birçok alanını ilgilendirecek kadar geniş ve kapsamlı bir akımdır. Yani giyim, kuşam, bıyık sakal, yemek yeme biçimi sofra düzeni, vs. aklımıza hangi alan gelirse moda oda takımları moda filmler moda sözler gibi.
Geçmişe şöyle bir bakıldığı zaman her kesimin anlayacağı üzere güçlü toplumlar, milletlerin aynı zamanda modanın belirleyici gücünü insanları etkisi altına alabilmek için kullandıkları anlaşılmaktadır. Nitekim İSLAM kültürünün ve medeniyetinin içtimai ve sosyal hayatta güçlü olduğu dünyaya meydan okuduğu dönemlerde moda kültürü İslam medeniyetine göre yön bulmakta idi, demek ki moda aynı zamanda her alanda bir güç gösterme vasıtasıdır.
Konu ile ilgili Büyük üstat S.Ahmet Arvasi Hasbihal isimli eserinde, Başta 2. papa Silverst olmak üzere birçok Hıristiyan din adamının İslam Medreselerinde mezun olmakla övünür, Avrupalı şairlerin Arap ve Farslar gibi Divan yazdığını ve Avrupa’nın bir çok yerinde Türk mallarının arandığı ile İstanbul’lu gibi giyim ve davranış sergilemeye özen gösterirlerdi diyor. Günümüzde durum nedir ?. Her alanda Avrupalı olma yarışı, gerçi bu tutku son zamanlarda biraz yavaşladı özellikle İslam’ın bir nebze canlandığı görülmekle birlikte bu sefer de başka hastalıklar sirayet ediyor insanımıza.
Mesela günümüzde kasıtlı ve maksatlı olarak kadın erkek eşitliği işlenmekte bu konu o kadar sulandırıldı ki mutaassıp ve mazbut Müslüman Türk aileleri içinde bile yıkıcı tesirler bırakıyor. Bu konuyu işleyenlerin maksadı kadın erkek eşitliği falan değil. Eğer maksat bu olsaydı söz de aydın avukat, mühendis vs. gibi kariyer sahibi insanların karsına şiddet uyguladığı haberlerini okuyup duymazdık. Her ne kadar işlerlerse işlesinler fiziki olarak Kadın ve erkeğin eşitli fıtraten mümkün değildir. Dini hak ve özgürlüklere gelince bununda bir örfü ve adabı var. Allah aşkına söyleyelim bir bayan eşitliğini ispatlarcasına bir park, kafe gibi yerde oturmuş güya tesettürlü onunda böyle mekânlarda oturup eğlenmeye hakkı varmış. Sigarayı veya nargileyi yakmış bacak bacak üstüne atmış yanında ki bir erkekle nahoş hareketler bunun neresi eşitlik. Bakın bakalım bizim bin küsür yıllık gelenek ve göreneğimizde böyle bir uygulama var mı?.
Özetlemeye çalışırsak Moda diye kendi benliğimiz fıtrı özümüzü kaybetmeyelim. Zira örnek alınan Avrupa Modası zaten iflasta idi fakat uyuşturulan İslam toplumları fark edemiyorlardı. Ancak biraz düşünen ve idrak sahipleri düşünürse Avrupa modasının aile hayatında, iş hayatında, her alanda iflas ettiğini anlayabilir. Unutmayalım ki kişi nasıl yaşarsa öyle haşr olunacaktır. Abdullah PEHLİVAN