Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mısır: Gazze'nin Karşı Cephesindeki Ülke (1 Kullanıcı)

whamzaw

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ocak 2009
Mesajlar
133
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Mısır, Gazze için füze üretimi yapan 15 Mısırlıyı tutukladığını açıkladı.

Mısır kaynakları, Gazze’ye ulaştırmak için füze yapan 15 Mısırlıyı tutukladığını açıkladı. Tutuklananlardan bazılarının demirci dükkanı, bazılarının da kamyon sahibi oldukları öğrenildi.

Reuters’in bildirdiğine göre demirci dükkanı sahibi tutuklanırken, dükkanın önüne de polislerin konuşlandırıldığı öğrenildi. Dükkanın, Gazze sınırına 15 km mesafede olduğu bildirildi.

Mısır: Gazze'nin Karşı Cephesindeki Ülke

Mısır, İsrail ile vardığı anlaşma gereği Gazze’ye silahın girmesini engellemek için, Gazzelilerin temel gıda ve tüketim maddeleri Gazze’ye sokabilmek için kullandıkları tünelleri bombalamak suretiyle işlevsiz hale getirmişti.

Mısır kaynaklarına göre, Mısır güvenlik güçleri 2009 yılı içerisinde yaklaşık 70 tüneli kapattı. Bu rakam 2008 yılı içerisinde 461 olarak belirlenmişti.

Filistin halkını tünel kullanmaya sevkeden, Filistin halkının özgürlüğe olan bağlılığıdır. İsrail ve Mısır, Gazze’nin dünyaya açılan sınır kapılarını kapattı. Diğer yandan İsrail, Gazze’nin deniz sahasını kullanmasına da müsaade etmiyor.

Mısır ve İsrail, Gazze’nin idaresini 14.06.2007’de tamamen kontrolüne geçiren Hamas liderliğindeki hükümeti düşürmek için ambargo uygulamasına başlamışlardı. Fakat, bekledikleri gibi Gazze halkı Hamas hükümetine karşı ayaklanmadı. Gazze, savaşı sırasındaki beklentiler de bu yöndeydi. Halk Hamas’a isyan edecek ve Muhammed Dahlan liderliğindeki Fetih milisleri, Gazze’ye gireceklerdi. Beklentileri, gerçekleşmedi. Gazze halkı, açlığa ve bombalara karşı Hamas hükümetine daha bir sarıldı.

Gazze halkının Filistin hükümetine bağlı kalması karşısında hedeflerine ulaşamayan İsrail, ABD, AB ve Mısır, Gazze’ye silahın girmesini engellemek için elbirliği ile çalıştı.

Gazze savaşından hemen sonra Fransa donanması, Gazze’ye silah naklini yapan gemileri denetlemek için Akdeniz sularına geldi. Mısır, Rafah sınırındaki Gazze’ye silah girişini engellemek için, İsrail’den izin alarak Rafah sınırına asker yığdı. Bunun yanı sıra Batılı ülkelerin de desteğiyle, Rafah sınırında denetimin sağlanabilmesi için her türlü gözetleme cihazı yerleştirildi.

Hamas ve askeri kanadı İzzeddin el Kassam Tugayı, başta her yönüyle alakası olduğu Mısır olmak üzere batılı ülkelerin aldığı bu tedbirler karşısında “Her ne yaparsanız yapın, silahımızı Gazze’ye sokacağız” dediler.

İsrail istihbarat kaynakları da Hamas ve Kassam’ın açıklamalarını doğrular nitelikte. Hatta, onlar açısından daha da ürkütücü bir tablo var. Çünkü İsrail istihbaratına göre, 22 gün süren yoğun bombardıman günlerinde dahi, Gazze’ye silah ve askeri muhimmat sokulabildi. Üstelik sokulan silah ve askeri muhimmatın tonlarca olduğu yine İsrail istihbaratının raporlarında itiraf edildi.

Mısır’ın Gazze’ye karşı yaptıkları bununla da sınırlı kalmadı. Filistin iç barış görüşmelerinde Mısır, Fetih Hareketi’ni destekleyerek, görüşmelerinde tıkanmaların yaşanmasına yol açtı. Hamas’a gösterdiği baskıyı, Fetih’e göstermedi. Batı Şeria’daki 500’den fazla siyasi tutuklunun serbest bırakılması için üzerine düşeni yapmadı.

Gazze savaşı öncesinde ve savaş günlerinde, Gazze için düzenlenen her türlü gösteriyi güç kullanarak bastırdı. Gösteriye katılanları, aynı gece bir bir tutuklayarak hapishanelerinde işkence uyguladı. Tutuklananlar arasında Mısırlılar, Filistinliler ve Lübnanlılar yer almaktadır.

Mısır ayrıca bazı Hamas liderlerinin Gazze’ye girmesine yasak getirdi. Yasaklanan liderler arasında Muşir el Mısri, Muhammed Nezzal ve Sami Ebu Zuhri bulunmakta. Ebu Zuhri, Gazze savaşı öncesinde ayrıldığı Gazze’ye Mısır engelinden ötürü hala dönemedi.

Bütün bu yaptıklarıyla Mısır, İsrail’in yanında, Gazze’nin karşı cephesinde durduğunu ispatlamış oldu.

Mısır ve İsrail Arasındaki Stratejik İlişkiler


İsrail, stratejik ortağı olan Mısır ile 30 yıl önce imzaladığı Camp David anlaşmasının yıl dönümü münasebetiyle kutlamalar yapıldı. Kutlamalara Knesset’teki milletvekilleri de katıldı.

İsrail ile Mısır arasında zaman zaman gerginlikler doğsa da 30 yıllık geçmişi olan stratejik bağlar her zaman korunmuştur. Akan Filistinlilerin kanlarına rağmen her defasında bu stratejik bağlar korunmuştur.

2 ülke arasında 1948 yılında başlayan gergin ilişkiler ve savaşları 1979 yılında imzalanan Camp David antlaşmasıyla stratejik ilişkilere terk etmiştir.

1979 yılındaki anlaşmayla Mısır’ın Tel Aviv’de büyükelçiliği, Eilat’ta da konsolosluğu, İsrail’in ise Kahire’de büyükelçiliği ve İskenderiye’de de konsolosluğu açılır.

İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Mısır için stratejik bir ülke olduğunu söylerken boş konuşmuyor. Çünkü 2004 yılında imzalanan bir anlaşmayla, İsrail ekonomisi Mısır tarafından canlandırıldı.

2004 yılında Amerikayla imzalanan QIZ (Qualified Industrial Zones) Nitelikli Sanayi Bölgeleri(NSB) ile, Mısır’da üretilen ürünler, ABD’ye gümrük vergisi uygulanmaksızın ve kota kısıtlaması getirilmeksizin ihraç edilebiliyor. Fakat bunun için asgari İsrail girdisini şart koşuluyor.

Amerika, İsrail'i düştüğü ekonomik krizden kurtarmak ve Ortadoğu ekonomisini İsrail'e bağımlı hale getirmek amacıyla, QIZ (Qualified Industrial Zones) Nitelikli Sanayi Bölgeleri(NSB) ihdas etti. Bu bölgelerde İsrail ortaklığıyla üretilen ürünler ABD'ye gümrük vergisiz ve kota sınırlaması olmaksızın ihraç ediliyor.

QIZ anlaşmasına göre, bu bölgelerden ABD'ye ihracat yapılabilmesi için söz konusu mamulün üretiminde asgari İsrail ortaklığı şart koşuluyor. QIZ'ler için asgari İsrail ortaklığı, Mısır'da yüzde 11,7'yi buluyor. Nitelikli Sanayi Bölgeleri'nde İsrail ortaklığıyla üretilen ürünler, Arap ülkeleri tarafından üretilmiş gibi piyasaya sürülüyor. Bu şekilde İsrail malları, Mısır malı diye İslam ülkelerine pazarlanıyor.

2005 yılında İsrail ile 20 yıllığına imzalanan bir anlaşmaya göre de Mısır, 1.7 milyar metre küplük bir gazı İsrail’e ihraç edecek.

Camp David Antlaşması (26.03.1979)

26.03.2009 tarihinde Mısır Devlet Başkanı Mübarek'i telefonla arayan İsrail Cumhurbaşkanı Peres, barışa katkılarından ötürü Mısır'a teşekkür etti.

İsrail Cumhurbaşkanı Shimon Peres, bugün Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’e görüşerek, 30 yıl önce imzalanan barış anlaşmasından ötürü tebrik etti.

Telefon görüşmesinde Peres, Ortadoğu barışına yıllardır olan katkılarından ötürü Mübarek ve Mısır rejimine teşekkür etti.

Camp David Antlaşması, Mısır devlet başkanı Enver Sedat ile, İsrail başbakanı Menahem Begin arasında, 12 gün süren gizli pazarlıkların ardından Washington’un Camp David şehrinde ABD başkanı Jimmy Carter'ın gözetiminde 26 Mart 1979 tarihinde yapıldı.

Bu anlaşma ile 1948’den beri süregelen savaş hali sona erdi. Mısır ve İsrail, birbirlerinin egemenlik, toprak bütünlüğü ve siyasi bağımsızlıklarına saygı göstermeye, güvenlikli ve tanınmış sınırları içinde barış içinde yaşama hakkını kabul ettiler.

Antlaşmaya göre İsrail, 27 Nisan 1982 tarihine kadar Sina’dan çekilecek, Mısır ile İsrail arasında diplomatik ilişkilerini normalleştirecek, ticari ilişkiler canlanacak, havayolu taşımacılığı başlayacak ve Mısır İsrail'e petrol satışına başlayacaktı.

ABD ile İsrail arasında yapılan anlaşmaya göre ise bu barış antlaşmasının ihlali veya İsrail’in bir saldırıya uğraması halinde, ABD İsrail’e diplomatik, ekonomik ve askeri tedbirleri almayı kabul etti.

İsrail basınına göre bu antlaşmanın yapılmasında, İran’da başlatılan İslami devrimin 11 Şubat 1979 tarihinde başarı ile neticelenmesi etkili olmuştu.

Bu antlaşma, Arap dünyasında tepkiyle karşılandı. 27 Mart 1979’da Irak’ın başkenti Bağdat’ta toplanan Arap Birliği, elçilerini Kahire’den geri çekmeye, Mısır’a yaptıkları mali yardımı kesme kararı aldı.

Fakat Mısır yalnız kalmadı. ABD ve Avrupa ekonomik ve askeri yardımlar ile anltlaşmaya imza atan Enver Sedat’ı destekledi.

Filistin topraklarını işgal eden Menahem Begin ve bir Arap toprağını işgal edenle barış antlaşması imzayan Enver Sedat’a 1978 Nobel Barış Ödülü verildi.

Mısır ve İran İlişkileri

Mısır ile İran arasındaki ilişkiler, 1930’lu yıllara dayanmaktadır. Dönemin Şah’ı, Mısır ile ilişkilerini geliştirmek için Mısır kralının büyük kızıyla evlenir.Fakat bu evlilik de iki ülkenin yıldızlarını barıştırmaz. Evlilik boşanmayla neticelenir ve Mısır kralının kızı, ülkesine döner.

1952 yılına kadar gergin devam eden ilişkiler, Cemal Abdunnasır’ın bu yıl gerçekleştirdiği devrimden sonra da düzelmez. Çünkü Abdunnasır, bir Arap milliyetçisi ve Sovyet taraftarıdır. İran Şah’ı ise Amerika ve İsrail’in yanındadır. İran-İsrail ilişkilerinden ötürü Nasır, Mısır ile ilişkilerini dondurma kararı alır.

1979 yılında gerçekleştirilen devrimle birlikte iki ülke arasındaki gergin ilişkilere yine devam edilir. Çünkü Mısır, İran’dan kaçan Şah’ı ağırlar.

İran, Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'ın 1979 yılında İsrail ile Camp David Anlaşması'nı imzalaması üzerine Mısır’la diplomatik ilişkisini kesmişti. Bu dönemde diğer Arap ülkeleri de Mısır’a karşı ortak tavır almışlardı. İran buna ilave olarak Mısır elçiliğinin bulunduğu caddeye, Sedat’a suikast düzenleyen Hamdi islamboli’nin ismini vermişti.

1980 yılında Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in İran’a karşı başlattığı savaş sırasında Mısır, Irak’ın en önemli destekçisi olarak İran karşıtı duruşunu korumuştu.

1990 yılına gelindiğinde değişen dengelere bağlı olarak Cumhurbaşkanı Rafsancani’nin döneminde her iki ülke karşılıklı olarak “Çıkarları Koruma Büroları”nın açılmasına müsaade etti.

Muhammed Hatemi’nin 1997’de cumhurbaşkanı seçilmesi Mısır-İran ilişkilerindeki gerginliğin sona erdirileceği umud edildi. 2002 yılında Hatemi’nin Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile Cenevre’de görüşmesine rağmen yine bir gelişme kaydedilemedi. Karşılıklı olarak büyükelçiliklerin açılması kararı da eyleme geçirilemedi.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad da gerginliğin sona ermesi için çalıştı. Mısır’ın istemesi halinde bir gecede elçilik açabileceklerini söyledi. Fakat elçilikler yine açılamadı.

İran son yıllarda Araplarla ilişkilerini geliştirme projesi kapsamında Mısır ile de gergin ilişkilerine son vermek istemiş fakat Mısır buna sıcak bakmamıştı.

İran’ın Hamas’a verdiği destek, Tahran’daki İran karşıtı gösteriler ve Halid İslamboli’nin Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat’a suikast düzenlemesini hikaye eden belgeselin Tahran’da üretilmesi ve dağıtımının yapılması, iki ülke ilişkilerini tamamen gerginleştirdi.

İsrail'in Gazze'ye saldırdığı günlerde Rafah sınır kapısını kapatması da İran tarafından şiddetli tepkiyle karşılanmıştı. İran, sınır kapısının açılması için tüm diplomatik yolları kullanmıştı.

Mısır, Gazze savaşı sırasında Tahran’da artan protestolar üzerine İran'daki diplomatik temsilcisini geri çekmişti. Mısır’ı protesto eden İranlılar, Rafah sınır kapısını açmayan Mısır’ın İsrail’le işbirliği içerisinde olduğunun açık göstergesi olduğuna inanmakta.

İran’ın Arap dünyasına açılmasını engelleyen Mısır, Arpa dünyasındaki İran karşıtı projelerin de başını çekmektedir. Mısır, İran ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki adalar sorununda da İran’ın karşısındadır.

Mısır Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hussam Zeki, Basra Körfezi'ndeki Büyük ve Küçük Tunb ile Ebu Musa adaların Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait olduğunu, İran ise işgalci olduğunu ifade etmişti.

İran ise bu adaların kendisine ait olduğunu inanıyor. Buna delil olarak da adalar İran’ın elindeyken Birleşik Arap Emirlikleri’nin olmadığını söylüyor.

Mısır, İran ile ilişkilerini geliştirmeye sıcak bakmadığı gibi, İran’ın Arap dünyası ile temas kurmasının da önünde engel olarak durmaktadır. Katar’da düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’de İran’a karşı aldığı tavır da bu tutumunun bir ürünüdür.

israhaber.com
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt