CENNET GULU
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 9 Mar 2007
- Mesajlar
- 1,388
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 28
B)B)B).::Mimar Sinan, 400 yıl sonrayı gördü::.B)B)B)
Bir Mimar Sinan eseri olan Şehzadebaşı Camii'nin 1990'lı yıllarda devam eden
restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi...
Bir Mimar Sinan eseri olan
Şehzadebasi Camii'nin 1990'lı yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma
yetkililerinden bir insaat muhendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir
olayı TV'de şöyle anlatmaştı:
Cami bahcesini cevreleyen havale
duvarinda bulunan kapilarin uzerindeki kemerleri olusturan taslarda yer yer
curumeler vardi.
Restorasyon programinda bu kemerlerin yenilenmesi de yer
aliyordu. Biz insaat fakultesinde teorik olarak kemerlerin nasil insaat edildigini
ogrenmistik fakat tas kemer insaasi ile ilgili pratigimiz yoktu.
Kemerleri nasil restore edecegimiz konusunda ustalarla toplanti yaptik.
Sonuc olarak kemeri alttan yalayan bir tahta kalip cakacaktik. Daha sonra kemeri
yavas yavas sokup yapim teknikleri ile ilgili notlar alacaktik ve yeniden yaparken
bu notlardan faydalanacaktik.
Kalıbı söktük.
Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı
yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir
boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık.
Sisenin içinde durulmus
beyaz bir kağıt vardı. Şişeyi açıp kağıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu.
Hemen bir uzman bulup okuttuk.
Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafindan
yazılmıştı. Şunları söylüyordu:
"Bu kemeri olusturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu
muddet zarfinda bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek
isteyeceksiniz.
Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri
nasıl yeniden inşaa edeceğinizi bilemeyeceksiniz.
İşte bu mektubu ben size, bu
kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak icin yazıyorum. "
Koca Sinan mektubunda böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri taşları
Anadolu'nun neresinden getirttiklerini söylerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı
bir biçimde kemerin inşaasını anlatıyordu......
Bu mektup bir insanın, yaptığı işin kalıcı
olması için gösterebileceği çabanın insan üstü bir örneğidir. Bu mektubun ihtişamı,
modern çağın insanlarının bile zorlanacağı taşın ömrünü bilmesi, yapı
tekniğinin değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kağıt ve mürekkep
kullanması gibi yüksek bilgi
seviyesinden gelmektedir.
Şüphesiz bu
yuksek bilgiler de o koca mimarın erişilmez özelliklerindendir. Ancak erişilmesi
gerçekten zor olan bu bilgilerden çok daha muhteşem olan, 400 sene sonraya çözüm
üreten sorumluluk duygusudur.
Bir Mimar Sinan eseri olan Şehzadebaşı Camii'nin 1990'lı yıllarda devam eden
restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi...
Bir Mimar Sinan eseri olan
Şehzadebasi Camii'nin 1990'lı yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma
yetkililerinden bir insaat muhendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir
olayı TV'de şöyle anlatmaştı:
Cami bahcesini cevreleyen havale
duvarinda bulunan kapilarin uzerindeki kemerleri olusturan taslarda yer yer
curumeler vardi.
Restorasyon programinda bu kemerlerin yenilenmesi de yer
aliyordu. Biz insaat fakultesinde teorik olarak kemerlerin nasil insaat edildigini
ogrenmistik fakat tas kemer insaasi ile ilgili pratigimiz yoktu.
Kemerleri nasil restore edecegimiz konusunda ustalarla toplanti yaptik.
Sonuc olarak kemeri alttan yalayan bir tahta kalip cakacaktik. Daha sonra kemeri
yavas yavas sokup yapim teknikleri ile ilgili notlar alacaktik ve yeniden yaparken
bu notlardan faydalanacaktik.
Kalıbı söktük.
Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı
yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir
boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık.
Sisenin içinde durulmus
beyaz bir kağıt vardı. Şişeyi açıp kağıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu.
Hemen bir uzman bulup okuttuk.
Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafindan
yazılmıştı. Şunları söylüyordu:
"Bu kemeri olusturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu
muddet zarfinda bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek
isteyeceksiniz.
Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri
nasıl yeniden inşaa edeceğinizi bilemeyeceksiniz.
İşte bu mektubu ben size, bu
kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak icin yazıyorum. "
Koca Sinan mektubunda böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri taşları
Anadolu'nun neresinden getirttiklerini söylerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı
bir biçimde kemerin inşaasını anlatıyordu......
Bu mektup bir insanın, yaptığı işin kalıcı
olması için gösterebileceği çabanın insan üstü bir örneğidir. Bu mektubun ihtişamı,
modern çağın insanlarının bile zorlanacağı taşın ömrünü bilmesi, yapı
tekniğinin değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kağıt ve mürekkep
kullanması gibi yüksek bilgi
seviyesinden gelmektedir.
Şüphesiz bu
yuksek bilgiler de o koca mimarın erişilmez özelliklerindendir. Ancak erişilmesi
gerçekten zor olan bu bilgilerden çok daha muhteşem olan, 400 sene sonraya çözüm
üreten sorumluluk duygusudur.