HUSEYIN SASMAZ
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 11 Eyl 2009
- Mesajlar
- 1,204
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 61
Mezalim Hâkimi
Mezalim hâkimi: İster İslâm devletini reayasından olsun, ister başkalarından olsun, devletin egemenliği altında yaşayan herhangi bir kişiye karşı devlet tarafından yapılan her türlü haksızlığın -bu haksızlık ister Halife tarafından yapılmış olsun, ister onun dışındaki diğer yönetici ve memurlar tarafından yapılmış olsun- kaldırılması için tayin edilen hâkimdir.
Mezalim hâkiminin tarifi budur. Mezalim türünden meseleler hakkında hüküm vermesinin delili ise şudur: Nebi (s.a.v.)'den, yöneticinin herhangi bir mesele hakkında, hakka aykırı bir hüküm vermesi halinde onu bu hükmünü raiyyeye bir zulüm olarak değerlendirdiğine dair gelen rivayettir.
Enes'den şöyle dediği rivayet edilmektedir: Rasul (s.a.v) döneminde fiyatlar yükseldi. O'na; Ey Allah'ın Rasulü! Fiyat sınırlandırmasına gitsen, dediler. Şöyle buyurdu: "Şüphesiz yaratan da, kısan da, yayan da rızık veren de, fiyatları belirleyen de Allah'tır. Herhangi bir kimsenin, kan ya da mal hususunda kendisine yapmış olduğum bir zulüm ve bir haksızlığın karşılığını benden istemeksizin aziz ve celil olan Allah'ın huzuruna çıkmayı ümid ederim." [1]
Peygamebr, burada fiyat belirlemeyi devlet zulmü olarak değerlendirmiştir. Çünkü öyle bir şeyi yapsaydı, hakkı olmayan bir şeyi yapmış olurdu. Aynı şekilde devletin, insanlar lehine düzenlediği genel haklarda ortaya çıkan yargı meselelerine bakmayı da mezalimlerin kapsamı içerisinde muteala etmiştir. Kamuya ait bir sudan, ekinlerin sırası gelen bir zamanda sulanması gibi. Rasulullah (s.a.v), ez-Zübeyr b. Avvam (r.a.) ile, Ensar'dan birisinin anlaşmazlığa düştüğü sulama meselesine bakmış, bizzat kendisi bu mesele hakkında hüküm vermek üzere hazır bulunarak Zübeyr'e şöyle demiştir: "Önce sen ekinini sula ey Zübyer, sonra da Ensar'dan olan kişi sulasın."
Buna göre ister yönetici tarafından olsun, ister devletin düzenlemeleri ve emirleri dolayısıyla meydana gelmiş olsun; her hangi bir şahsa yapılmış bir haksızlık, bir zulüm olarak değerlendirilir. Nitekim bu iki hadisi şeriften anlaşılan da budur. Bu zulme bakmak ve onun hakkında hüküm vermek üzere konu, Halifeye ya da Halife’nin bu gibi konulara bakmak üzere kendisine vekil olarak tayin ettiği mezalim hâkimlerine götürülür.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Ahmed b. Hanbel, 12131; Enes b. Malik yoluyla rivayet etmiştir
Mezalim hâkimi: İster İslâm devletini reayasından olsun, ister başkalarından olsun, devletin egemenliği altında yaşayan herhangi bir kişiye karşı devlet tarafından yapılan her türlü haksızlığın -bu haksızlık ister Halife tarafından yapılmış olsun, ister onun dışındaki diğer yönetici ve memurlar tarafından yapılmış olsun- kaldırılması için tayin edilen hâkimdir.
Mezalim hâkiminin tarifi budur. Mezalim türünden meseleler hakkında hüküm vermesinin delili ise şudur: Nebi (s.a.v.)'den, yöneticinin herhangi bir mesele hakkında, hakka aykırı bir hüküm vermesi halinde onu bu hükmünü raiyyeye bir zulüm olarak değerlendirdiğine dair gelen rivayettir.
Enes'den şöyle dediği rivayet edilmektedir: Rasul (s.a.v) döneminde fiyatlar yükseldi. O'na; Ey Allah'ın Rasulü! Fiyat sınırlandırmasına gitsen, dediler. Şöyle buyurdu: "Şüphesiz yaratan da, kısan da, yayan da rızık veren de, fiyatları belirleyen de Allah'tır. Herhangi bir kimsenin, kan ya da mal hususunda kendisine yapmış olduğum bir zulüm ve bir haksızlığın karşılığını benden istemeksizin aziz ve celil olan Allah'ın huzuruna çıkmayı ümid ederim." [1]
Peygamebr, burada fiyat belirlemeyi devlet zulmü olarak değerlendirmiştir. Çünkü öyle bir şeyi yapsaydı, hakkı olmayan bir şeyi yapmış olurdu. Aynı şekilde devletin, insanlar lehine düzenlediği genel haklarda ortaya çıkan yargı meselelerine bakmayı da mezalimlerin kapsamı içerisinde muteala etmiştir. Kamuya ait bir sudan, ekinlerin sırası gelen bir zamanda sulanması gibi. Rasulullah (s.a.v), ez-Zübeyr b. Avvam (r.a.) ile, Ensar'dan birisinin anlaşmazlığa düştüğü sulama meselesine bakmış, bizzat kendisi bu mesele hakkında hüküm vermek üzere hazır bulunarak Zübeyr'e şöyle demiştir: "Önce sen ekinini sula ey Zübyer, sonra da Ensar'dan olan kişi sulasın."
Buna göre ister yönetici tarafından olsun, ister devletin düzenlemeleri ve emirleri dolayısıyla meydana gelmiş olsun; her hangi bir şahsa yapılmış bir haksızlık, bir zulüm olarak değerlendirilir. Nitekim bu iki hadisi şeriften anlaşılan da budur. Bu zulme bakmak ve onun hakkında hüküm vermek üzere konu, Halifeye ya da Halife’nin bu gibi konulara bakmak üzere kendisine vekil olarak tayin ettiği mezalim hâkimlerine götürülür.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Ahmed b. Hanbel, 12131; Enes b. Malik yoluyla rivayet etmiştir