Yüce Mevlânâ son demlerindeyken bile nasihat vermeyi sürdürmüş insanları hidayet yoluna davet etmiştir. Dostlarına vasiyeti şu olmuştur:
" Ben size; gizlice ve açıkça Allah'tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı, günahlardan çekinmeyi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmeyi, daima şehvetten kaçınmayı, halkın eziyet ve cefasına dayanmayı, avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmayı, kerem sahibi sâlih kişilerle beraber olmayı vasiyet ederim. Çünkü onların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır" Bir diğer vasiyeti de oğlu Sultan Veled'e dir: "Bahâeddin; senin düşmanını sevmeni, düşmanının da seni sevmesini istersen, kırk gün onun hayrını ve iyliğini söyle. O düşman senin dostun olur; Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır. Allah'ın sevgisini de O' nun aziz isimleriyle elde etmek mümkündür. Cenâb-ı Hak buyurduki: ' Ey kullar, kalbinizde safâ ( gönül temizliği) hâsıl olması için daima beni çok anmaktan geri durmayın.' Safâ ne kadar olursa Allah'ın nurunun parlaklığı da kalpte o nispette fazla olur. Tıpkı ekmekçinin fırını gibidir. Tandır ne kadar sıcak olursa o kadar ekmek alır. Soğuk olunca ekmek almaz"
Yine ölmesine yakın dostu Sirâceddin'e hem iyi, hem de sıkıntılı zamanlarında okuması için şu duayı okumasını tavsiye etmiştir:
"Ya Rabbî! Sana vesile olan sağlığı, seni bol bol tesbih etmek için istiyorum.Ya Rabbî! Bana, ne Senin zikrini unutturacak, Sana olan şevkimi söndürecek, Seni tesbih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık; ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver.Ey merhamet edenlerin En Merhametlisi! merhametinle bu duamı kabul et."
B)H.Z MEVLANA CELALEDDİN RUMİ HAZRETLERİB)
" Ben size; gizlice ve açıkça Allah'tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı, günahlardan çekinmeyi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmeyi, daima şehvetten kaçınmayı, halkın eziyet ve cefasına dayanmayı, avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmayı, kerem sahibi sâlih kişilerle beraber olmayı vasiyet ederim. Çünkü onların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır" Bir diğer vasiyeti de oğlu Sultan Veled'e dir: "Bahâeddin; senin düşmanını sevmeni, düşmanının da seni sevmesini istersen, kırk gün onun hayrını ve iyliğini söyle. O düşman senin dostun olur; Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır. Allah'ın sevgisini de O' nun aziz isimleriyle elde etmek mümkündür. Cenâb-ı Hak buyurduki: ' Ey kullar, kalbinizde safâ ( gönül temizliği) hâsıl olması için daima beni çok anmaktan geri durmayın.' Safâ ne kadar olursa Allah'ın nurunun parlaklığı da kalpte o nispette fazla olur. Tıpkı ekmekçinin fırını gibidir. Tandır ne kadar sıcak olursa o kadar ekmek alır. Soğuk olunca ekmek almaz"
Yine ölmesine yakın dostu Sirâceddin'e hem iyi, hem de sıkıntılı zamanlarında okuması için şu duayı okumasını tavsiye etmiştir:
"Ya Rabbî! Sana vesile olan sağlığı, seni bol bol tesbih etmek için istiyorum.Ya Rabbî! Bana, ne Senin zikrini unutturacak, Sana olan şevkimi söndürecek, Seni tesbih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık; ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver.Ey merhamet edenlerin En Merhametlisi! merhametinle bu duamı kabul et."
B)H.Z MEVLANA CELALEDDİN RUMİ HAZRETLERİB)