Dilin tefsiri gerçi pek aydınlatıcıdır, fakat dile düsmeyen ask daha aydındır,
çünkü kalem, yazmada kosup durmaktadır, ama ask bahsine gelince;
çatlar aciz kalır. Askı, asıklıgı yine ask serh etti.
Günesin vücuduna delil yine günestir. Sana delil lazımsa günesten yüz çevirme.
(Mesnevi I/ 112-116)
Mevlana da asıl aşk mutlak güzellige yani yaratıcıya duyulan
asktır. Yaratıklar fani oldukları için onlara duyulan ask da fanidir.
Baki olmak için baki olana asık olmak gerekir.
İnsanı olgunlastıracak olan da bu asktır.
"Onun askını seç ki bütün peygamberler, onun askıyla kuvvet
ve kudret buldular, is güç sahibi oldular."
(Mesnevi I/220)
Mevlana kararı olmayan askın insanı delilige götürecegini belirtir.
"Kararı sükunu olmayan suh ve sen ask da büsbütün bedeni
nasıl cünuna sürüklüyor."
(Mesnevi I /2827)
Askı kazanmak için cefa çekmek gerekir. "Aşk davaya benzer,
cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.
(Mesnevi III/4009)
ALLAH a aşk ile ulasılır. "İnsanla ALLAH arası bir deniz mesafesi
ise; akıl bu denizde yüzücü, ask ise bir gemidir.
Yüzmek güzeldir ama uzun bir yolculuk için yeterli degildir.
İnsan yüzerken yorulabilir, bogulabilir. Ama gemiye binen hedefine ulasır."
(Mesnevi IV/1423-1427)
Mevlana için ask ALLAH aşkıdır. Onun dısındakiler ask degildir.
"ask renge ve kokuya baglı (zahiri) olursa, o ask degildir. Kisiye
bir utançtır. (MesneviI/214)
"Faniye olan ask ebedi degildir. Zira insan bu düzenin hükmüne,
ebediligine müsait degildir.
(MMevlana ask ile yanıp tutusmayanları kanatsız bir kusa benzetir.
"Her kim ask ile yanıp tutusmamıssa; o, uçmayan kanatsız
bir kus gibidir. Mesnevi I/31)
Aşk gönle açılan kapıdır. O kapıdan içeriye girmek kolay degildir.
Aşkın ne oldugunu bilmek onu yasamakla mümkündür.
İnsanın olgunlasması esastır.
Bu olgunluga ulasmak ancak ilahi askın cezbesiyle olur.
Bu ise yasamayı yani kötülüklerden arınmıs bir gönülle yasamayı gerektirir.
Heves ve isteklerden dünya ya bağlılıktan kopmayı gerektirir.
Mevlana için aşk bir arkadastır.
Hem de kendisine sımsıkı baglı olan kendisinden hiç ayrılmayan bir arkadas.
"Benim asktan baska hiçbir arkadasım yoktu ve olmadı.
Ne bu dünyaya gelmeden önce, ne de daha sonra asksız yasadım."
(Can, 1990:Rübai;23)
Ondaki bu ask bu yönüyle ezeli ve edebidir.
Bu da ilahi asktır. İnsanı insan yapacak olan da bu asktır.
Mevlana bundan dolayı, asık olmayan insan degildir, demektedir.
alıntı