Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mevlâna der ki ? (1 Kullanıcı)

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38


Mevlâna der ki,
“Aşk geldi. Damarımda, derimde kan kesildi; beni kendimden aldı, sevgiliyle doldurdu. Bedenimin bütün cüzlerini sevgili kapladı. Benden kalan yalnız bir ad, ondan ötesi hep o..”
Uğruna bir ömür bağışlanan, yanıp yakınılan bu eşsiz sevgili. Allah’tır. Âşk’da Allah’a karşı aşırı sevginin kemale erişi, âşığın âşkta yok oluşudur. Gerçek ilhama mazhar olmuş, gerçek yokluğu zevk edinmişlerin en büyük arzusu ilâhî vuslat’tır. Mevlâna, bu yolun coşkun âşığıdır, aşktan doğmuş, aşkla yoğrulmuştur.
“Bizim peygamberimizin yolu âşk yoludur. Biz âşk çocuklarıyız; âşk bizim anamızdır,”der ve hakiki diriliğin aşkta yok olmakla mümkün olabileceğini söyler “Aşksız olma ki ölü olmayasın. Âşkta öl ki diri kalasın..” Mevlâna’nın âşkı, ömrünün üç merhalesinde olgunlaşmış, bir ömür bu uğurda harcanmıştır. Mevlâna bunu bir beytiyle şöyle ifade eder:
“Bütün ömrümün hülâsası şu üç sözden fazla değil: Hamdım, pişdim, yandım.”
Tahsil ve yetişme devresinin hamlığını Tebrizli Şems pişirmiş, ondan sonra yokluğu ile Mevlâna’yı yakmış, kavurturmuştur. Mevlâna’ya göre, gerçek âşığa aşktan başka herşey haramdır. İlâhi âşk ve ma’şuk herşeyin üstünde ve içindedir. İnsan, kendisini yoktan var edeni nasıl sevmez? Bu sevgi, aslında onun özündedir, herşeyin sonu ona varır. “Fîhi Mâ-fih” adlı eserinde şöyle buyurur: “Aslolan sevmektir. İnsan’ın mayasındaki bu duyguyu arıtmalı. açıklamalıdır. Bedenimiz bir kovan gibidir. Bu kovanın balı ne mumu da ilâhî aşktır…”Mevlâna’nın Şems’e karşı yakınlığı ve âşkı da budur: Şeyh Şelâhaddin ve Çelebi Hüsameddin’e olan aşk da bu.. Onlarda mutlak varlığın kemâlini, cemâlinde Allah nurlarını gören Mevlâna, gerçek âşkı. yani “Zât-ı ilâhiye”yi sembolleştirerek terennüm etmiştir. Mesnevi’sinde, “Hakiki maşuk olan Allah’dan başka bir temaşası bulunan âşk. âşk olamaz, saçma-sapan bir sevda olur” buyurdukları gibi, Mevlâna’daki âşk, tam anlamıyla ilâhi âşk’tır; başka hiç bir şey değildir ve olamaz.
Mevlâna, coşkun âşkını Şems’in adında sembolleştirmiştir. Kendisinden yirmi yaş fazla 60-70 yaşındaki bu derviş, Mevlâna’da öz cevherini bulduğu ilâhî âşkı olgunluğa ulaştırmış, yokluğu ile de Mevlâna, O’nu âşkın sembolü yapmıştır. Bu sembol Allah’ın cemâl ve celalim imâ eder. Mevlâna, ezeli maşukun yüzünün aksını ve nurlu ışıklarını her yerde görür. Tebrizli Semseddinde bu nurlar; gören Mevlâna onu bunun için över. İlâhî vecdin verdiği mestligi, şarabın mestliğine benzetmiş, şarabı da âşk şarabı olarak sembolleştirmiştir. ilâhî âşkın, yakıcı sarhoşluğu bu.. Şiirlerindeki bağ, gül ve bülbül, hepsi de birer semboldür. Asıl maksat Allah’tır.Bir rubaisinde bunu şöyle dile getirir:
“Başımı koyduğum her yerde secde ettiğim O’dur. Attı yönde ve altı cihet dışında Mâbud O’dur. Boğ, bülbül, semâ ve sevgili.. Hepsi bahane, maksat daima O’dur.” İşte Mevlâna’daki âşk ve sevgili..
Çünkü o, herkesi seviyor, herkesi kabul ediyordu. Onca insanlar ceset ve kalıp itibariyle çok, fakat maya ve ruh bakımından tekli. Bir rubaisinde “Yine gel, yine gel.. Her kim olursan ol. yine gel.. İster kâfir ol, ister mecûsi, ister putperest. İster yüz kerre bozmuş o! tövbeni..” diyor ve ilâve ediyordu: “Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. Nasılsan öyle gel..” Bütün bir insanlığı çağırıyor, aydınlık, nurlu kapısında, onlara gerçek yolu, Hak yolunu gösteriyordu.
Bu çağrıya uyanlar, onun etrafında kümeleşiyor. hidayet yolunu seçiyorlardı. Bilgini, cahili, zengini, fakiri, köylüsü-kentlisi, sultanından çobanına kadar Mevlâna’nın kapısında, ona uyanlar arasındaydı. Bu ilâhî bir çağrıydı. Konya bir gönüller yurdu, âşıklar kabesı olmuştu. Nitekim bu çağrı Mevlâna devrinde de, Mevlâna’dan sonra da gönüllerde aksini bulmuş, onun mübarek türbesi, onu sevenlerin bir sığınağı, zıya retgâhı olmuştu. Artık simdi Mevlâna cağrılıyordu. Gecen yılların Mevlâna ihtifallerinde biz de Ona şöyle sesleniyorduk artık: Gel. yine de gel. yine de…
Gel, cana can ver, imâna imân, Gel vuslatı hasretinden güç olan..
Dillerde senin adın. gönüllerde sen…
Umutsuzlara umut, çaresizlere çare sen.. Her yüzde sen, her yönde sen.
Ey köpük köpük aşk olup coşan
Ey semâ semâ dökülen, taşan..
Gel.. Ölümsüzlük tahtından haber ver bize..
Bizi bizden al götür, O Mesnevi ummanına. O İlâhî aşk kervanına.
Ey yılları yıllara ulayıp aşan,
Ey nesillerden nesillere ulaşan..
Doyumsuz sevgine doymuyor ihvan.. Sulha, sükûna susamış cihan..
Yetiş imdada aman ey büyük dost.. Ey koca Sultan. Bir kerre değil asla, bin kerre gel. Yine de gel, yine de gel, yine gel.
 

bir_umut

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
2,564
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
“Bütün ömrümün hülâsası şu üç sözden fazla değil: Hamdım, pişdim, yandım.”


bu da kafi anlatmaya zaten..

aydın.a kardeşim bu yazıyı siz mi hazırladınız..çok güzel fevkalade..zaten aşk eri olur da o konu güzel olmaz mı..

herbir cümle destan yazılası değer..her çağa ışık tutmuş eserler...Hz.Mevlanayı anlatmaya benim kelimelerim yetersiz kalır..

ellerinize sağlık
 

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
selamun aleyküm bir_umut kardeşim,ben hazırlamadımnerde bu fakir kardeşinde o cevher.bende okuduğum zaman çok beğendim hatta çok çok beğendim...
ben Hz Pir-e aşığım çok farklı benim için ismi serifini okuduğumda,duyduğumda gözlerim yaşarıyo..bizlere şefaat etsin inşaALLAH'u teala...
ve ALLAH'u tealanın veli kuluna üveysi olmak intiyorum inşaALLAH...

Peygamber efendimiz veya evliyanın ruhları ile terbiye edilene üveysi denir. Kitaplardaki bilgiler şöyle:
Evliyadan birine üveysi olmak için her gün tenha bir yerde iki rekât namaz kılıp, bir Fatiha okuyup, sevaplarını onun mübarek ruhuna göndermeli, bir müddet onun ruhunu düşünmeli. Birkaç gün sonra onun üveysisi olunur. (Dürr-ül-mearif)

Evliyadan birinin üveysisi olmak için tenha bir yerde iki rekât namaz kılıp, sevabını o velinin ruhuna gönderip ruhunu düşünerek beklemelidir. (Makamat-i Mazheriyye)

Üveysi olmak için itikadın düzgün olması ve dinimizin emirlerine uyulması gerekir. Ayrıca, çok sevmek de şarttır. Böyle bir kimse, istediği velinin üveysisi olabilir. Üveysi olan da, o veli tarafından terbiye edilerek yükselir.

İmam-ı Rabbani hazretleri gibi Resulullah efendimizin vârislerinden birine üveysi olan, aynı zamanda Resulullaha da üveysi olmuş olur....

kardeşim sen düşünceden ibaretsin,geriye kalan et ve kemiksin,gül düşünürsen,gülüstan,diken düşünürsen,dikenlik olursun...

ALLAH'u teala bizlere gülüstan olmayı nasip etsin değerli kardeşim...

yolumuzdan saptırmasın inşaALLAH...
selam ve dua'ile,rahman'a emanet ol...
selametle...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ÜVEYSİLERİN PİRİ VEYSEL-ÜVEYSİ- KARANİYE VE HZ MEVLANAYA RAHMET...
Allahcc bizleri yollarından,sevdalarından ayırmasın...
Allahcc dostlarını sevmek, Allahccü sevmektir....
Allahcc sizlerden razı olsun gönüldaşlar...
Rabbimize emanetsiniz...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
Besmele...Selam...Dua...
 

_AYDIN_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2009
Mesajlar
1,485
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
ÜVEYSİLERİN PİRİ VEYSEL-ÜVEYSİ- KARANİYE VE HZ MEVLANAYA RAHMET...
Allahcc bizleri yollarından,sevdalarından ayırmasın...
Allahcc dostlarını sevmek, Allahccü sevmektir....
Allahcc sizlerden razı olsun gönüldaşlar...
Rabbimize emanetsiniz...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
Besmele...Selam...Dua...


amin abicim,islam'a izmeti gecen tüm zat-ı muhteremlerden RABBİM RAZI OLSUN İnşaALLAH...
ALLAH'u teala cümlemizden razı olsun abicim...
selam ve dua'ile,RABBİME emanet ol inşaALLAH...
 

bir_umut

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
2,564
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
aleyküm selam kardeşim

ne güzel siz o güzelliğe ermişsiniz..hadiste diyor ya "kişi sevdiğiyle beraberdir" ve Mevlanın bir sözü yine " neyi arıyor isen sen o'sundur " diye..

her zaman yazmak yeterli değildir kardeşim anlamak lazım önce..siz gayet net anlamışsınız aşk erini ve paylaşmak bu güzellikleri herkese duyurmak da güzeldir..Allah cc razı olsun gönlünüze göre versin her şeyi..selametle
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt