Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mescidi didâr (2 Kullanıcı)

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
mevlana1.jpg

MESCİD-İ DİRAR

Münafıklar Müslümanlara oyun oynamak ve Rasûlullah’ı da bu oyuna âlet etmek istediler.
-“Ahmet’in dinini yüceltmek için bir mescit yapalım !..” dediler , işe koyuldular. Döşemesini , tavanını , kubbesini yaptılar. Amaçları cemaati bölmekti. Halbuki bu mürtetlikten başka bir şey değildi.
Nebi’nin huzuruna gelip deve gibi diz çöktüler , yalvarmaya başladılar.
-Ya Rasûlullah!… Bu mescit yoksulluk gününün , zaruretler içinde bulunulan zamanın mescidi. İstedik ki , gelen gariplerin yer bulacağı , hizmete ve bolluğu kavuşacağı bir yer yapalım. Bu surette din şiarı , alameti olsun , etrafa yayılsın. Lütfedip o mescide kadar teşrif etseniz , kademlerinizle kutlulandırsanız !… dediler.
Ah ne olurdu bu sözleri gönülden söyleselerdi de muratları olsaydı. Gönül istemeden ağıza gelen lâtif sözler ; külhanda ki yeşilliğe benzer. Uzaktan bak , geç. Yemeğe kalkışma. Vefasızlara gitme.
O merhametli , şefkatli Nebi gelenlerin niyetlerini de , kalplerindekini de biliyor , bilmemezlikten gelerek :
-Peki !… demişti.
Münafıkların dileği üzerine Nebi , o tarafa doğru yürümeye niyetlenince: “Sözlerini dinleme, Söylediklerinin hepsi yalandır , hile ettiler sana!… Cehennem köprüsü üstüne köprü kurdular!… Maksatları kara yüzlülükten başka bir şey değildir!… Hıristiyanlarla Yahudiler nasıl olur da en hayırlı dini ararlar?…” sözlerine muttali oldu. (Yahudiler , Şam’lı bir Yahudi’nin vaazından adeta sarhoş olmuşlar , amaçları onu getirmekti.) Münafıklara dönerek dedi ki:
-Gelmeye gelirdim ama savaşa gidiyoruz şimdi. Dönünce o mescide giderim , buyurdu , defetti onları. Dönünce , münafıklar tekrar gelip önce ki vaadini hatırlattılar Nebi’ye. Ayet geldi :” Ey Nebi : Açıkça söyle , neticesi savaş bile olsa onların hıyanetlerini açığa vur !…” Bunun üzerine Allah Rasûlü dedi ki:
-Ey hilebaz kavim ; susun da sırlarınızı açığa vurmayayım , deyip gizlediklerinden bir kaçını söyleyiverdi. Münafıkların hali kötüleşti.
-Haşa , haşa !… demeye başladılar. Her münafık Mushaf üzerine yemin ediyordu.
Nebi dedi ki:
-Sizin yemininize mi inanayım , Allah’ın yeminine mi?…
Münafıklar yine ellerini Mushaf’a basarak:
-Bu doğru ve temiz olan kelam hakkı için , o mescidi Allah rızasını umarak kurduk. Bu hususta hiçbir hilemiz ve düzenimiz yoktur. Orada ancak Allah’ı anacak , O’na doğru bir yürekle ibadet edecektik !… dediler.
Nebi dedi ki:
-Hak kulaklarınızı mühürledi de , Allah’ın sesini duyamıyorsunuz. Halbuki benim kulağıma aynı diğer sesler gibi gelmekte , apaçık duymaktayım.
Nebi’nin vaadinden dönmesi , sahabenin birinin gönlüne inkar düşüncesi doğurdu. “ Nebi böyle ak sakallı , kamil , koca kişileri neden utandırıyor ?… Nerede kerem , haya , ayıp örtme?…” dedi ama bu itirazı yüzünden mahcup düşmemek için istiğfar etti. “ Ey gizli şeyleri bütün inceliğiyle bilen Allah’ım ; beni küfrümde ısrar eder bir halde bırakma!… Bakışım nasıl elimde değilse , gönlüm de elimde değil!… Yoksa bu an hışımla gönlümü yakardım !.” diye dualar etti. Bu düşünceyle uykuya daldı. Rüyasında münafıkların yaptığı mescidin taşları pislikle harap olmuş , içerisi fışkı ile dolu idi. Her tarafından kara dumanlar çıkıyordu. Çıkan bu dumanlar adamın ağzına girdi , boğazı yandı. O acı dumanın kokusundan uyandı. Hemen yüz üstü kapanıp ağlamaya başladı.
Münafıkların yaptığı mescidin hakiki bir mescit olmayıp , hile yurdu, Yahudi tuzağı olduğu anlaşılınca Nebi:
-Onu yıkın, yerini çöplük yapın, buyurdu.
Mesnevi : 2.Cilt - Sayfa : 217 -….- 232
 

bozkurt_44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ara 2008
Mesajlar
63
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Emeğine sağlık kardeş teşekkürler her hikayeden bir ders çıkarmak lazım
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Emeğine sağlık kardeş teşekkürler her hikayeden bir ders çıkarmak lazım

bozkurt kardeşim sizinde gözlerinize sağlık
peygamber efendimiz (s.a.v) cahiliye dönemini aydınlattığı
gibi bu günümüzü de aydınlatıyor tabiki bizim için dersler var
örneğin yahudilere güvenmemek gibi
selametle kalın rabbim yar ve yardımcınız olsun
 

yalniz_yolcu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
634
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
emeğinize sağlık kardeşim güzeldi...hiç bi münafık yahudi hak din düşmanına uymamak kanmamak duasıyla kardeşim rabbim cümlemizi bunlardan muhafaza etsin inş.
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
emeğinize sağlık kardeşim güzeldi...hiç bi münafık yahudi hak din düşmanına uymamak kanmamak duasıyla kardeşim rabbim cümlemizi bunlardan muhafaza etsin inş.
amin kardeşim rabbim razı olsun gözlerinize sağlık
en güzele emanetsiniz
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
allah razı olsun güzel paylaşım
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
allah razı olsun güzel paylaşım

Amin kardeşim cümlemizden razı olsun hayırlı kandiller
rabbim bu mübarek gecenin yüzüsuyu hürmetine tüm hayırlı dualarınızı
kabul buyursun bu mübarek ayların feyzinden yararlana bilmeyi
hakkıyla ihya edebilmeyi nasip etsin
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
[ı]amin kardeşim cümlemizden razı olsun hayırlı kandiller
rabbim bu mübarek gecenin yüzüsuyu hürmetine tüm hayırlı dualarınızı
kabul buyursun bu mübarek ayların feyzinden yararlana bilmeyi
hakkıyla ihya edebilmeyi nasip etsin
[/ı]

ecmain olsun
aminnnnnn
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
namazda ne düşünürsünüz?

namazda ne düşünürsünüz?

NAMAZ
Tekbir getirince kurbanlık koç gibi âlemden çıkarsın. Ey ulu , tekbirin manası şudur : “Yarabbi, huzurunda kurbanız!…” Hani koyun keserken ,”Allahu Ekber-Allahu Ekber ” dersin ya!… O ölesice nefsini keserken de bu söz söylenir. Allahu Ekber de de ; vehmî benliğinin başını kes, ki , can mahvolmaktan kurtulsun. Ten; İsmail’e, Can ; Halil’e benzer. Can, yaptırdığı bu senin bedeninde tekbir getirdiğinde; ten kesilir, yani beden kaydından çıkar, şehvetlerden, hırslardan kurtulur, besmeleyle kesilmiş temiz bir kurban haline gelir.
Kıyamette olduğu gibi Hak huzurunda saf tutulur . Hesaba, rabbi ile konuşup görüşmeye geçilir. Allah huzurunda gözyaşı dökerek ayakta durmak, kıyamet gününde kabirden kalkıp mahşer yerinde dikilmeye benzer.
Hak:
- Sana bunca zamandır mühlet verdim, bana ne getirdin?… Ömrünü ne ile geçirdin , verdiğim gıdayı, ihsan ettiğim kuvveti ne uğurunda harcadın?.. Gözünü, kulağını , aklını, arşa ait bütün cevherleri harcadın… bunlara karşılık ne getirdin?… Sana kazma ve bel gibi el ve ayaklar verdim , bağışladığım bunca şeye karşılık ne var elinde, neler getirdin bana?… der.
Kıyamda iken kula gelen bu haberlerden kul utanır, iki büklüm olur, Rükûa varır. Utanmaktan ayakta duramaya kudreti kalmaz, rükûda Allah’ı tesbih eder.
Allah’tan:
- Başını kaldır, rükûdan kıyama dön de, sorulara birer birer cevap ver , fermanı gelir.
O utanan kul, rükûdan başını kaldırır,fakat olgun bir iş yapmamış olduğundan yüzüstü yere düşer. Yine emir gelir:
- Başını kaldır. Secdeden kalk da, yaptıklarından haber ver!…
Tekrar utana utana başını kaldırır ama, yine yılan gibi yüz üstü düşüverir. Hak tekrar sorar:
- Başını kaldır da söyle , kıldan kıla bütün yaptıklarını araştırmak istiyorum!…
Artık ayakta durmaya kudreti kalmadığından, Hakk’ın heybetli hitabı da canına tesir etmiş olduğundan, o ağır yükün altında ezilir , yere çöker, oturur.
Hak:
- Söyle bana ; sana nimet verdim, nasıl şükrettin?… Sermaye verdim, haydi göster kazandığını?… der.
Kul, sağ yanına dönüp peygamberlere, o ululara selam verip :
- Padişahlar, bu kötü kişiye şefaat edin , der.
Peygamberler:
- Çareye baş vuracak gün geçti. O , orada yapılacak bir şeydi. Elde alet oradaydı, orada kaldı. A bahtsız kişi , git oradan!.. Sen vakitsiz öten bir horozsun. Bırak bizi, kanımıza bulaşma, derler.
Bunun üzerine sol tarafa başını çevirir. Hısımından, akrabasından yardım ister. Onlar da:
- Sus!… Allah’a kendin cevap ver. Biz kim oluyoruz ki?.. Elini çek yakamızdan, derler.
Ne bu yandan bir çare olur, ne o yandan. O biçarenin canı da yüz parça olur. Herkesten ümidini keser de ellerini açar, duaya başlar :
- Yarabbi!… Herkesten ümidim kesildi. Evvel de sensin, âhir de. Senden başka önü, sonu olmayan yok!…
Namazdaki bu hoş işaretleri gör de, bunun eninde sonunda böyle olacağını bil. Namaz yumurtasından civcivi çıkarmaya bak!… Yoksa; tane toplayan yolsuz yordamsız kuş gibi yere başvurup durma!…
Mesnevi: 3. Cilt - Sayfa:174- … -177
 

Hasan011974

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Haz 2009
Mesajlar
289
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Emeğine sağlık kardeşim.RABBIM(C.C.) senden razı olsun.
 

Selçuk_lu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Haz 2008
Mesajlar
161
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Emeğine sağlık kardeş teşekkürler her hikayeden bir ders çıkarmak lazım

Yukarıda anlatılan bir hikaye değil, bizzat asr-ı saadette yaşanmış bir olaydır...

Kardeşimiz ''Mescid-i didar'' olarak yazmış ama, doğrusu ''Mescid-i Dirar'' olması lazım...
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Yukarıda anlatılan bir hikaye değil, bizzat asr-ı saadette yaşanmış bir olaydır...

Kardeşimiz ''Mescid-i didar'' olarak yazmış ama, doğrusu ''Mescid-i Dirar'' olması lazım...

S.A kardeşim çok haklısınız hikaye değildir efendimizin bizzat yaşadığı bir olaydır MEVLANA H.Z 'İN anlatımıyla yazdım mesneviden
başlığı yalnış yazmışım doğrusu sizinde belirttiğiniz gibi dirâr dır.
fakat konu başlığını düzeltemiyorum nasıl yapacağımı bilmiyorum
hakkınızı helal edin allaha emanetsiniz selametle


 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Namazdaki meşkuliyet!

Namazdaki meşkuliyet!

Mesaj: #3
NAMAZDA BAŞKA ŞEYLE MEŞGULİ YET
Meşhur ISLAM alimlerinden imam Birgivi Hazretleri zamanın ŞeyhülISLAMı tarafından verilen bir fetvayı yırtmış ye fetvanın yanlış olduğunu söylemişti. Verdiği fetvanın yırtıldığını haber alan ŞeyhülISLAM, Birgivi Hazretlerini huzuruna çağırdı. ŞeyhülISLAMın makamına yaran Birgivi Hazretleri namaz kılmakta olan ŞeyhülISLAMa selam verip içeri girdi... ŞeyhülISLAM namazı bitirdikten sonra:

- Namaz kılan bir kimseye selam verilir mi? diye sordu.

İmam Birgivi Hazretleri ise:

- Biliyorum namaz kılan bir kimseye selam verilemez... Lakin siz benim içeri girdiğimde namaz kılmıyor, içerisi çok karanlık, şu pencereyi nasıl büyütmeli, diye düşünüyordunuz. Ben de sizi pencere ile meşgul görüp selam yerdim, dedi.ŞeyhülISLAM, Birgivi Hazretlerinin kemalatını anlamıştı. Böyle bir kamil insanı ayağına çağırdığından dolayı özür diledi.





 

torressa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Tem 2009
Mesajlar
923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
çok güzel bir yazı sunmuşsun okudum ve beğendim her okuyan gibi allah senden razı olsun beğenilerini sunman hoşuma gitti allah yardımcın olsun
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Haşa , haşa !… demeye başladılar. Her münafık Mushaf üzerine yemin ediyordu.
Nebi dedi ki:
-Sizin yemininize mi inanayım , ALLAH’ın yeminine mi?…
Münafıklar yine ellerini Mushaf’a basarak:

Peygamber Efendimiz döneminde nasıl Mushaf a el basıyorlardı ki ?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt