Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Memurluk (1 Kullanıcı)

tan_vakti

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
84
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Selamün Aleyküm ben açıköğretimde okumaktayım bu yıl kpss ye de girmek istiyorum kazanarım yada kazanamam bilmiyorum merak ettiğim biliyorsunuzdur ki örtünerek devlet memuru olarak çalışmak yasak. Örtüsüz olarak çalışmanın günahı var mıdır bu durumda. Sizden ricam yargılamadan mantıklı cevaplar yazmanızdır çünkü ben bu konuda yeterince kendimle hesaplaşıyorum rica ediyorum bu konuda bilgisi olan yardım etsin
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam...

ihtiyaç içinde olduğundan çalışmak zorunda kalan kadın, tesettürüne, iffet ve vekarına halel gelmeyen ciddi iş yerinde çalışabilir. Çevredeki yabancı erkeklere bu tesettür ve vekar içinde ciddi şekilde muhatap olabilir. Bu şartların yok olduğu yerde kadının çalışma şartı da yok demektir.



Bir kadının yabancı bir erkeğin evinde veya iş yerinde çalışması İslâm'ın emrettiği şekilde olursa, yani birkaç kadın ile birlikte veya açık bir yerde çalışırsa beis yoktur. Ama, kapalı bir yerde yalnız yabancı bir kimse ile birlikte kalacak olursa halvet olduğundan haramdır (el-Fıkıh 'ala'l-Mezahip el-Arbaa, c.3 s.125).

SORU Kadınlarımızdan fabrika ve işyerlerinde başı açık ve bacağı pantolonla çalışanlar var.Bu şekilde geçinmek ve para biriktirmek için yapılan çalışmanın hükmü nedir?


CEVAP Bir kadının, evlenmesi yasak olan yakınları dışındaki bütün erkeklere karşı örtülü ve kapalı olması farzdır. Yüz ve elleri müstesnadır. Çünkü işini gücünü yaparken ellerinin ve yüzünün açık olması bir zaruret haline gelir. Çalışıp kazanmak, kadın olsun erkek olsun herkesin yapması gerekli olan bir vazifedir. Bir hadis-i şerifte “Kazanç yolu aramak müslüman olan her erkek ve kadın için farzdır.” buyrulmuştur. Çünkü herhangi bir müslümanın sorumluluklarını yerine getirebilmesi için bir kazanca sahip olması lazım gelir.

Bir kadının örtmesi farz olan organlarından herhangi birini açık bulundurmak suretiyle çalışması caiz değildir; haramdır. Ancak bu şekilde elde etmiş olduğu kazanç, çalışmasının karşılığı olacağından haram değildir. Yani başı açık olarak çalıştığı için günahkar olur ama, bundan dolayı kazancına haram karışmış olmaz.

Pantolon giymelerine gelince; şalvar şeklinde organlarını belli etmeyecek ölçüde bol bir pantolon giyilebilir. Ancak organların şeklini belli eden elbiseler erkeklerin arzularını celbettiği için haramdır.



selam ve dua ile kalınız..tam detaylı ve kaynaklara dayalı bilgi almak için sorularla islamiyet bölümüne sorabilirsiniz...
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Soru
HAYIRLI GÜNLER BEN TESETTÜRLÜ BİR BAYANIM EYLÜL AYINDA MEMURLUK SINAVLARINA GİRİP NASİP OLURSA MEMUR OLACAGIM BAŞÖRTÜMÜ AÇMAK DURUMUNDA KALICAM BU YÖNDE İÇİMDE HÜZÜN VAR DOGRUMU YAPIYORUM KAPILIPTA UC SEVİYEYE DÜŞERMİYİM AMACIM ALLAH YOLUNDA AYNI ZAMANDA EKONOMİK GÜCÜMÜ ELİME ALMAK SİZ NE DERSİNİZ


Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

Önce, kadınların başlarını örtmelerinin dinî yönüne bakalım. Bu hususta Kur'ân-ı Kerimde iki âyet mevcuttur. Bu âyetlerde Cenab-ı Hak gayet açık bir şekilde meâlen şöyle buyurmaktadır:

Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar."
"Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını da korusunlar, zînetlerini açmasınlar, bunlardan görünen kısmı müstesnadır. Başörtülerini de yakalarının üzerini kapatacak şekilde iyice örtsünler."

Âyetlerde mü'min kadınların nasıl örtünecekleri, hangi yerlerini açabilecekleri açıkça belirtilmiyor. Fakat şu mealdeki hadîs-i şerif âyetleri tefsir ediyor. Peygamberimiz (a.s.m.) baldızı Hz. Esma'ya hitaben şöyle buyurmuştu:

Ey Esma! Bir kadın âdet görmeye başlayınca el ve yüzünden başka yerini yabancılara göstermesi caiz değildir."

Demek ki, buluğ çağma gelmiş olan Müslüman bir hanımın başını kapatması hem Allah'ın hem de Peygamberin emridir. Yani yüz kısmı açık kalacak şekilde başın kalan kısmını, boyun ve göğüsleri örtmek farz-ı ayındır. Açmak ise bir farzın terki sayıldığından haramdır. Zaten âyetten de açıkça anlaşılacağı gibi "ırz ve namusun korunması" başı örtmenin bir hikmeti, aynı zamanda bir sebebi sayılmaktadır. Başlarını açan kadınlar ırz ve namuslarım muhafaza etseler de, bu 'Allah'ın emrine uygun bir koruma sayılmamaktadır. Allah ve Resulünün emrini dinlemediği için günahkâr olmakta, büyük bir mesuliyet altına girmiş bulunmaktadır.

Bir mü'min kadın için baş açık gezmek haram ve günah olduğuna göre, bu mesuliyetten kurtulmak için ne yapabilir? Yapılacak şey bellidir. Başını kapattığı zaman hayatî bir tehlike veya yanık ve benzeri sıhhî bir mahzurla karşılaşacaksa, o tehlike ve mahzur geçinceye kadar açık bırakılabilir. Fakat böyle bir durum yoksa, kapatmak gerekir.

Kapatmayınca ne olur? Başta da söylediğimiz gibi günahkâr olur. Günahkâr olan kimse, bu günahından kurtulmak için tevbe istiğfar eder, Allah'tan affını diler.

Al-i İmran suresinde şu mealdeki bir ayeti kerime yer almaktadır:

"Ve bir günah işledikleri veya nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı anarak günahlarının bağışlanmasını isteyenler, hem de yaptıkları günahta bile bile ısrar etmemiş olanlar—İşte onların mükâfatı, Rablerinden bir mağfiret, ağaçları altından ırmaklar akan Cennetlerdir. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Güzel amel yapanların mükâfatı ne güzeldir."4

Demek ki, bir tövbenin kabul olması, bir günahın affa liyakat kazanması için hiçbir mazeret yokken o günahta ısrar edilmemesi şartı aranmaktadır. Bir insan sadece nefsini yenemediğini, çevresinin nasıl karşılayacağını bahane ederek bir haramı işlemeye devam ederse ne olur? Bu husustaki bir hadisin meali şöyledir:

"Mü'min bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta belirir. Eğer o günahtan el çeker, Allah'tan günahı­nın affını dilerse, kalbi o siyah noktadan temizlenir. Eğer günaha devam ederse, o siyahlık artar. İşte Kur'ân'da ge­çen 'günahın kalbi kaplaması' bu mânâdadır."5

Evet, "Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var­dır" sözü mühim bir gerçeği dile getiriyor. Şöyle ki, bir gü­nahı işlemeye devam eden insan zamanla o günaha alışır, terk edemez bir hale gelir. Bu alışkanlık onu gün geçtikçe daha büyük manevî tehlikelere sürükler. Günahın uhrevî bir cezasının olmayacağına inanmaya, hattâ Cehennemin bile olmaması gerektiğine kadar gider. Yani kalpte yer tutan o günah tohumu zaman içinde—Allah korusun yeşillenerek bir zakkum ağacı haline dönüşebilir.6

Böyle bir tehlikeye maruz kalmamak ve şeytanın kinlerine kanmamak için bir an önce tövbeyi icap ettirecek günahı terk ederek insanın kendine çeki düzen vermesi gerekir.

Böylece hem Allah'ın emrini her şeyin üstünde kabul ederek bir farzı işlemiş olursunuz, hem de size "başınızı örtmemek" için vesvese veren şeytanı reddetmiş olursunuz. Zaten bir Müslüman hem Allah'ın rızasını kazanma­ya çalışacak, hem de bazı haramları işleyerek şeytanı "küstürmemek" gibi gülünç bir duruma düşecek, bu mümkün değildir.

1.Ahzab Sûresi, 59.
2.Nur Sûresi, 31.
3.Ebû Davud, Libas: 33.
4.Âl-i İmrân Sûresi, 135-136.
5.İbni Mace, Zühd:29.
6-Lem'alar, s. 7; Mesnevî-iNuriye, s. 115.
(Kaynak: Mehmet Paksu, Sünnet ve Aile)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
 

tan_vakti

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
84
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Çok teşekkür ederim Allah razı olur inşallah sizden
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt