Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mektûbât-ı Rabbânî'de Hazret-i Îsâ ve Hazret-i Mehdî (1 Kullanıcı)

Dizayn

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Nis 2006
Mesajlar
83
Tepki puanı
0
Puanları
56
İmâm-ı Rabbânî 'rahmetullahi aleyh' buyuruyor ki:

Îsâ 'aleyhisselâm' gökden inerek, âhır zemân Peygamberinin dînine uyunca, Onun hakîkati, kendi makâmından yükselerek, Ona uyduğu için, hakîkat-i Muhammedînin makâmına gelir. Onun dînini kuvvetlendirir. Bunun içindir ki, eski dinlerde, ülül'azm Peygamberin vefâtından sonra bin sene içinde, yeni bir Peygamber gönderilirdi. Bunlarla, o Peygamberin dîni kuvvetlendirilirdi. Onun dîninin zemânı bitince, başka bir ülül'azm Peygamber ile yeni bir din gönderildi. Muhammed 'aleyhisselâm', Peygamberlerin 'aleyhimüssalevâtü vetteslîmât' sonuncusu olduğu için ve Onun dîni hiç değişdirilemiyeceği için, Onun ümmetinin âlimleri, Peygamberler gibi oldu. İslâmiyyeti kuvvetlendirmek işi bunlara yapdırıldı. Bunlardan başka, ülül'azm bir Peygamber de, Onun dînine sokuldu. Onun dînini kuvvetlendirmek işi buna da verildi. Hicr sûresi dokuzuncu âyetinde meâlen, (Kur'ân-ı kerîmi sana biz indirdik. Biz onu elbette koruyucuyuz) buyuruldu. (c.1, m.209)

Allahü teâlâya hamd olsun! Onun seçdiği, sevdiği kullarına selâm olsun! Âhıretde azâblardan kurtulmak ve sonsuz se'âdete kavuşmak, ancak geçmiş ve gelecek bütün varlıkların en üstününe uymakla olur 'aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve ekmelühâ'. Bunun için, Ona uymakla, (Mahbûbiyyet makâmı)na erişirler. Onun yolunda bulunmakla, Allahü teâlânın zâtının tecellîsine kavuşurlar. Onun izinde ilerlemekle, bütün mertebelerin en üstünü olan ve Mahbûbiyyet makâmından sonra hâsıl olan, (Abdiyyet) mertebesine ulaşırlar. Onun izinde ilerliyenlerin büyükleri, İsrâîl oğullarının Peygamberlerine benzetildi. Peygamberlerin en üstünleri olan ülül'azm Peygamberler 'salevâtullahi aleyhim ecma'în' Onun yolunda olmağı istemişlerdir. Mûsâ 'aleyhisselâm' Onun zemânında bulunsaydı, Onun yoluna girmekden başka birşey yapmazdı. Îsâ aleyhisselâmın gökden ineceği ve Allahü teâlânın sevgilisine ümmet olacağı herkesin bildiği bir şeydir. Onun ümmeti, Onun yolunda bulundukları için, ümmetlerin en iyileri oldular ve Cennetdekilerin çoğu bunlar oldu. Ona uydukları için, âhıretde, bütün ümmetlerden önce Cennete girecekler, Cennet ni'metlerine kavuşacaklardır. Böyle dahâ nice üstünlükleri vardır. Bunun için, O yüce Peygamberin sünnetine uyunuz ve ahkâm-ı islâmiyyeye yapışınız! Ona ve Onun Peygamber kardeşlerinin hepsine en üstün düâlar ve en yüksek selâmlar olsun! (c.1, m.249)

Peygamberler 'aleyhimüssalevâtü vetteslîmât' Allahü teâlâ tarafından kullarına gönderilmiş insanlardır. Ümmetlerini Allahü teâlâya çağırmak, azgın, yanlış yoldan, doğru, se'âdet yoluna çekmek için gönderilmişlerdir. Dâ'vetlerini kabûl edenlere, Cenneti müjdelemişler, inanmıyanları ve inanıp da yapmıyanları Cehennem azâbı ile korkutmuşlardır. Onların Allahü teâlâdan getirdikleri her haber doğrudur, yanlışlık yokdur. Peygamberlerin sonuncusu, Muhammed aleyhisselâmdır 'sallallahü aleyhi ve selleme aleyhi ve aleyhim ecma'în'. Onun dîni bütün dinleri nesh etmiş, yürürlükden kaldırmışdır. Onun kitâbı, geçmiş kitâbların en iyisidir. Onun dîni kıyâmete kadar bâkîdir. Kimse tarafından değişdirilmiyecekdir. Îsâ 'aleyhisselâm' gökden inecek, Onun dîni ile amel edecek, ya'nî Onun ümmeti olacakdır. (c.2, m.67)

Muhbir-i sâdık [ya'nî hep doğru haber verici] 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' kıyâmet alâmetlerinden her ne haber verdi ise, hepsi doğrudur. Yanlışlık olamaz. O zemân güneş, âdet dışı olarak garbdan doğacakdır. Hazret-i Mehdî 'aleyhirrıdvân' çıkacak, Îsâ 'aleyhisselâm' gökden inecek, Deccâl çıkacak, (Ye'cûc ve Me'cûc) denilen insanlar yeryüzüne yayılacakdır. (Dabbetülerd) denilen hayvân çıkacak, gökleri bir duman kaplayıp, bütün insanlara gelip, cânlarını yakacak, herkes bunun acısından düâ edip, (Yâ Rabbî! Bu azâbı üzerimizden kaldır. Sana îmân ediyoruz!) diyecekdir. Alâmetlerin sonuncusu, bir ateşdir ki, Adenden çıkacakdır. [Aden, Yemendedir.] Hindistânda birisi, Mehdî olduğunu iddi'â etmişdi. Mezârı da Fere şehrinde imiş. Meşhûr, hattâ ma'nâsı tevâtür derecesine varmış birçok hadîs-i şerîfler böylelerinin bu i'tikâd ve sözlerini yalanlamakdadır. Hâlbuki birçok hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki, (Mehdînin başı hizâsında bir bulut olacakdır. Bulutdan bir melek: Bu Mehdîdir, sözünü dinleyiniz! diyecekdir.) Bir hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: (İsmini duyduğunuz kimselerden, yeryüzüne [ya'nî, o zemân bilinen memleketlerin çoğuna] dört kişi mâlik oldu. İkisi mü'min, ikisi de kâfir idi. Mü'min olan iki kişi, Zülkarneyn ile Süleymân 'aleyhimesselâm' idi. Kâfir olan ikisi de, Nemrûd ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak, yeryüzüne, benim evlâdımdan biri, ya'nî Mehdî de, mâlik olacakdır). (c.2, m.67)

Bir hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: (Kıyâmet kopmadan önce, Allahü teâlâ, benim evlâdımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur ve dünyâyı adâletle doldurur. Ondan önce dünyâ zulmle dolu iken, onun zemânında adl ile dolar). Bir hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: (Eshâb-ı Kehf, hazret-i Mehdînin yardımcıları olacakdır ve Îsâ 'aleyhisselâm' bunun zemânında gökden inecekdir. Îsâ 'aleyhisselâm', Deccâl ile harb ederken, hazret-i Mehdî, onunla berâber olacakdır. Bunun hükümdârlığı zemânında, her zemânkinin aksine olarak ve hesâbların tersine olarak, Ramezân-ı şerîfin ondördüncü günü güneş tutulacakdır ve birinci gecesinde ay tutulacakdır). O hâlde, insâf etsinler ki, bu alâmetler, [câhillerin, Mehdî zan etdikleri kimselerde ve] o ölen adamda var mıdır, yok mudur. Hazret-i Mehdînin dahâ birçok alâmetlerini, Muhbir-i sâdık 'aleyhissalâtü vesselâm' haber vermişdir. Ahmed ibni Hacer-i Mekkî hazretleri (Elkavlülmuhtasar fî alâmâtil-Mehdî) ismindeki kitâbında, hazret-i Mehdînin ikiyüze yakın alâmetlerini yazmışdır. Geleceği bildirilen Mehdînin alâmetleri meydânda iken, başkalarını Mehdî sananlar, ne kadar câhildir. Allahü teâlâ, onlara, doğruyu görmek nasîb eylesin! [Celâleddîn-i Süyûtînin (Cüz'ün minel-ehâdis vel-âsâr-il-vâride-ti fî hakk-ıl-Mehdî) kitâbında da hazret-i Mehdînin alâmetleri bildirilmekdedir]. (c.2, m.67)

Peygamberimiz 'sallallahü aleyhi ve sellem' buyurdu ki: (Benî İsrâîl, yetmişbir fırkaya ayrılmışdı. Bunlardan yetmişi Cehenneme gidip, ancak bir fırkası kurtulmuşdur. Nasârâ da, yetmişiki fırkaya ayrılmışdı. Yetmişbiri Cehenneme gitmişdir. Bir zemân sonra, benim ümmetim de yetmişüç kısma ayrılır. Bunlardan yetmişikisi, Cehenneme gidip, yalnız bir fırkası kurtulur). Eshâb-ı kirâm, bu bir fırkanın kimler olduğunu sordukda, (Cehennemden kurtulan fırka, benim ve Eshâbımın gitdiği yolda gidenlerdir) buyurdu. [Bu hadîs-i şerîfin dört (Sünen) kitâbında bulunduğu (Milel-Nihâl) tercemesinde yazılıdır.] O kurtulan fırka, Ehl-i sünnet velcemâ'atdir ki, insanların en iyisinin 'sallallahü aleyhi ve sellem' yoluna sarılmışlardır. Yâ Rabbî! Bizleri, Ehl-i sünnet âlimlerinin 'rahmetullahi aleyhim ecma'în' bildirdiği îmândan, i'tikâddan ayırma! Onlarla birlik olduğumuz hâlde, bu dünyâdan çıkar! Bizi onlarla haşr eyle, yâ Rabbî! Bize hidâyet verdikden sonra, kalblerimizi doğrudan kaydırma ve bize yüce katından rahmet ver. Sen ihsân edenlerin en büyüğüsün! (c.2, m.67)

Allahü teâlâ, kullarına merhamet ederek, Peygamberler 'aleyhimüssalevâtü vetteslîmât' göndermişdir. Bunlarla kullarına doğru yolu, se'âdet-i ebediyye yolunu göstermiş, kullarını kendine çağırmışdır. Rızâsının, sevgisinin yeri olan Cennete da'vet etmişdir. Böyle bir ihsân sâhibinin da'vetini kabûl etmiyen, ne kadar zevallıdır. Onun ni'metlerinden mahrûm kalan ne kadar ahmakdır. Bu büyüklerin, Allahü teâlâdan bildirdikleri haberlerin hepsi doğrudur. Hepsine îmân etmek lâzımdır. Akl, doğruyu, iyiyi bulan bir âlet ise de, yalnız başına bulamaz, noksandır. Peygamberlerin 'aleyhimüssalevâtü vetteslîmât' gelmesi ile temâmlanmışdır. Kullara özr, behâne kalmamışdır. Peygamberlerin birincisi hazret-i Âdemdir. Sonuncusu ise, hazret-i Muhammed Resûlullahdır 'aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât'. Peygamberlerin 'aleyhimüssalevâtü vetteslîmât' hepsine îmân etmek lâzımdır. Hepsini ma'sûm [ya'nî günâhsız] ve doğru sözlü bilmelidir. Bunlardan birine inanmamak, hepsine inanmamak demekdir. Çünki, hepsi aynı îmânı söylemişdir. Ya'nî, hepsinin dinlerinin aslı, temeli [ya'nî îmân edilecek şeyleri] birdir. Îsâ 'aleyhisselâm' kıyâmete yakın bir zemânda gökden inecek ve Muhammed aleyhisselâmın dînine tâbi' olacakdır.(c.3, m.17)


forum.ankebut.net alıntıdır.
 

emine364

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Nis 2007
Mesajlar
318
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
İSTANBUL
RE: Mektûbât-ı Rabbânî'de Hazret-i Îsâ ve Hazret-i Mehdî

EMEĞİNE SAĞLIK
ALLAH RAZI OLSUN B)
HAYIRLI GÜNLER
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt