Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mekan Algısı (1 Kullanıcı)

YOL GÖSTERİCİ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eyl 2008
Mesajlar
99
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
68
Şu anda hangi ilde bulunuyorsunuz? İstanbul mu? Peki, ayni anda Ankara’da da bulunabilir misiniz? Ya da dünyanın herhangi bir yerinde? Hayır değil mi?

İnsan beynindeki mekân algısı ilginçtir. Biz insanlar için mekân kavramı sadece bulunduğumuz noktanın koordinatları olarak yorumlanır. Oysa mekân kavramı ayni zaman kavramı gibi kişisel algıya göre değişir.

Maddesel boyutta bulunduğumuz bir anda, manevi anlamda başka bir mekânda bulunabilir ve sanki o ortamda bulunduğumuzu sanabilirisiniz. Söz gelimi, uyku anında yatakta bulunduğunuz halde, gördüğünüz bir rüya sizi farklı mekânlara götürebilir ve kendinizi orada sanmanıza neden olabilir. Aslında sandığımız şey zanlarımızdır.

Mekânı daima maddesel boyutta algıladığımız için, astral seyahat diye adlandırılan ruhun seyahatini kafamızda şekillendiremeyiz ve bu bize mantıksız gelir. Oysa bir olayın bize mantıksız gelmesi, böyle bir şeyin olmadığı anlamına gelmez.

Kuran-ı Kerim de de bahsi geçen miraç olayı işte böyle zaman ve mekân kavramlarının ötesinde gerçekleşmiş bir olaydır.

Bütün varlıkların tespihi o kudretdir ki, ayetlerimizden bazılarını kendisine gösterelim/kendisini ayetlerimizden bir parça olarak gösterelim diye kulunu, gecenin birinde Mescit-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya yürütmüştür. Hiç kuşkusuz, O'dur Semî' ve Basîr. İSRA SURESİ 1.

İsviçre’de Cern laboratuarlarında meloküler transplantasyon denemeleri yapılmakta olup maddenin meloküler bazda bir yerden bir yere transferi gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Oysa canlı organizmalarda DNA yapısındaki zincir kırıldığında tekrar ayni dizilim ile birleştirilmesi problem olduğu için, ışınlama tabir edilen bu işlem canlılarda mümkün olamamıştır.

İnsan bedeni yalnızca bir araçtır. Ve bu araç, aslında ruh adını verdiğimiz biyoenerjinin içine hapsedilmiş olduğu bir kafestir. Ve ruhun kabiliyetini kısıtlar. Bir mekândan başka bir mekana ulaşabilmemiz, zaman bağlantısı ile yakından ilgilidir. Mesela İstanbul’dan Ankara’ya yürüyerek gitmek haftalar süren bir yolculuktur. Oysa otobüs ile bu yol saatler ile ifade edilir. Uçak ile ise, uçağın iniş ve kalkış formaliteleri hesaba katılmaksızın dakikalar ile ölçülebilir.

Süleyman, kurmaylarına dedi ki: "Onlar teslim olup huzuruma gelmeden önce, o kadının tahtını hanginiz bana getirebilir?" Cinlerden bir ifrit şöyle dedi: "Sen daha makamından kalkmadan, onu sana getirebilirim. Ben bunu yapacak güçteyim ve gerçekten güvenilir biriyim." NEML SURESİ 38-39

Şimdi düşünün ki uzaydasınız, zaman kavramı anlamını yitirir. Çünkü zamanı oluşturan bir unsur olan dünyanın dışına çıkmışsınızdır. Oysa mekân kavramı uzayda bile anlamını yitirmez. Çünkü bulunduğunuz yer, uzay ismini verdiğimiz sistemin içidir. Mekândan sıyrılabilmeniz ancak sistemin dışına çıkmanız ile mümkün olabilir. Sistemin dışı ise uzay ismini verdiğimiz boşluğun dışıdır.

Cenab-ı Allah zaman ve mekândan münezzehtir. Çünkü zamanı ve mekânı yaratan zaten kendisidir. Dolaysı ile yaratıcı sistemin içine sığamayacak kadar büyüktür. Ayni zamanda sistemin dışında olmak, sistemin kontrolü ve kusursuz işlemesi açısından önemlidir.

Peki, o halde Allah her yerdedir demek ne anlama gelir?

Allah, enerjiden maddeyi yaratmış ve maddenin tüm zerreciklerini kontrol etmektedir. Eğer maddeyi oluşturan tüm zerrecikleri kontrol edebiliyorsanız, o zerreciklerin oluşturduğu maddeyi de kontrol edebilirsiniz. Bir toplumu oluşturan insanları tek tek kontrol edebiliyorsanız dolaysı ile o toplumu da kontrol edebilirsiniz. İnsan vücudunu bir madde olarak düşünürsek, vücudumuzu oluşturan hücreleri tek tek kontrol edebilen Allah, elbette ki vücudumuzun tümünü de kontrol edebilir.

Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiç bir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.) HÛD SURESİ 56.

Hücrelerimizin yapısındaki DNA melokülleri onun kontrolü altındadır.
Saçınızın yada gözünüzün rengi, boyunuzun uzun yada kısa oluşu ve tüm detaylar, çok küçük bir hacme sığdırılmış büyük bir veri tabanıdır ve onun kontrolü altındadır.

Cenab-ı Allah, zaman ve mekândan münezzehtir, yani yarattığı sistemin dışında fakat sistemin tüm zerrecikleri ile bağlantı, kontrol ve denetim halindedir. İşte Allah her yerdedir demenin anlamı budur.

Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız. Sağında ve solunda oturmuş iki görevli, kayıt yapmaktadır. Bir söz sarfetmeye dursun, yanındaki gözcü hemen zaptediverir. KAF SURESİ 16-17-18

Sistemin denetimi tamamıyla onun kontrolü altındadır. Çünkü sistemin işleyiş kurallarını koyan yine kendisidir. Mesela, dünya gezegeninin ne kadar zaman dilimi içinde, kaç tur atacağını, hangi noktalarda aya veya güneşe ne kadar yaklaşacağını veya uzaklaşacağını o belirler. Sistemin kurallarını koyan, sisteme egemen olur.

Gerçek olan şu ki, sizin ilahınız kendisinden başka hiçbir tanrı olmayan Allah'tır. O, ilim bakımından herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. TÂHÂ SURESİ 98.

Maddesel anlamda bulunduğumuz mekân sadece sizin vücudunuzun bulunduğu koordinatları belirler. Oysa ruhsal anlamda çok farklı bir yerde olabilirsiniz. Bu uyanık yada uyku halinde olabilir.

Zaten uyku hali, insan ruhunun kısmen serbest kaldığı bir haldir. Yani ruhumuz kısmen bedenimizin dışına çıkar fakat bedenimizi terk etmez. Beden ile irtibat halindedir. İşte bu yüzden uyku, ölümün kardeşidir denilir.

Sizin uykunuzu bir dinlenme/bir rahatlama/bir tür ölüm yaptık. NEBE SURESİ 9.

Oysa ölüm, ruhun tamamıyla serbest kalması, özgürlüğüne kavuşması ve bedeni terk etmesidir. Bu yüzden insan öldüğü vakit, ruh bedenin tamamıyla dışına çıktığından, insan öldüğünü hemen anlayamaz. Çünkü maddesel bir boyuttan, manevi bir boyuta intikal etmiş, mekân değiştirmiştir.

Bir insanın bedensel olarak bir mekândan başka bir mekâna hızlı bir şekilde seyahati için bir araca ihtiyacı vardır. Oysa ruhumuz seyahat için bir araca ihtiyaç duymaz.


ALLAH YAR VE YOLDAŞINIZ OLSUN.

(Akın Örsmen 30.8.2008)
Yol Gösterici
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt