MEHMETÇİK ANLATIYOR
Mustafa Eser : Selamünaleyküm, Böyle bir konuyu başlattığınız için sizi tebrik ederim. Askerliğimi Şırnak Uludere 4. Bölük, Kayatepe'de yaptım. Yemekten önce tanrımıza hamd olsun denir, biz tanrımıza lafını Allahımıza hamd olsun dedik, o günün nöbetçi astsubayı tekrarlattı tanrımıza diyin diye, biz tekrar Allahımıza hamd olsun dedik ve bu lafı duyan bölük komutanı sırada bekleyen 100 civarında askeri yere çöktürdü ve tekmeyle askerlerin göğüs kısmına vurdu ve ardından dua tanrımıza hamd olsun diyerek okundu.
ESRAR SOKARKEN NASIL YAKALANDILAR?
Askerliğimi Van'da yaptım. Merkez Komutanlığı'nda nizamiye gece çavuşuydum. Yani gece ben ve 7 asker nizamiye kontrolleri yapıyor ve gece güvenliği sağlıyorduk.
Sizlerle paylaşmak istediğim anım her zamankinden farklı bir günde gerçekleşti. Çünkü ogün her zaman görevli olduğumuz nizamiyede farklı bir şeyler oluyordu. Nöbetçi amir nizamiyeye inmiş üst rütbelilere telkinlerde bulunuyordu. Ardından bize çelik yeleklerimizi, dolu şarjörleri dağıttılar. Olağanüstü bir şeyler olduğunu fark ettik ama ne olduğunu tam olarak anlayamadık. Ama askerler arasında bu bazı istihbaratların alındığını ve ‘alay'a teröristler tarafından tacizin olabileceği ihtimali ağır basıyordu. İlk defa nöbetçi amir (koskoca yarbay) saat 00.00'a kadar nizamiyede oturdu. Devamlı bize gençler dikkatli olun. Gözünüzü dört açın telkininde bulunuyordu. Biz iyice tedirgin olamaya başlamıştık. Tabi aynı zamanda korkuyorduk. (Her ne kadar askerin korkmaması gerekirse bile). Nöbetçi amir istirahat için alaya çıktı. Nöbetçi subay nizamiyedeki yatakhanesinde istirahata çekildi. En rütbeli ben kaldım nizamiyede. Sorumluluk bende. Nizamiye nöbetçileri talimatla mevzilere geri çekildi. Işıklar söndürüldü. Hazır kıta bekliyoruz. Sesiz gecede, tedirgin bekleyiş. Nizamiyede toplam görevli 7 asker vardı. 7 arkadaştık. Her biri gecenin ilerleyen saatlerinde nizamiyenin değişik köşesine sızdı kaldı. Benimde göz kapaklarım kapanmaya başladı ama uyuyamıyordum. Hem sorumluluğun verdiği stres, hem de içindeki tedirginlik uyutmuyordu beni. Alay Van'ın 5 km kadar dışındaydı. Merkezinde değil yani. Etrafımız tarlalarla çevrili. Silahımı aldım ve nizamiye kapısının önünden etrafı süzerken karşı tarlanın içinde bir hareket sezdim. İlk etapta yanlış gördüğümü sandım ama tarlanın içerisinde ilerleyen iki kişi vardı ve bana görünmemeye çalışır bir halleri vardı. Saat gecenin üçünde iki kişi tarlada dağın başında ne yapar. Hemen ortalığı velveleye vermek de istemedim. Sipere kadar gittim ve iyice emin oldum. Tarlanın tam da ortasında iki kişi. Ne yaptıkları, nereden geldikleri, nereye gittikleri meçhul. O esnada istemsiz olarak ‘Kalkın geldiler' diye bağırdım. Mermiyi namluya verip silahımın emniyetini açtım. Belli bir süre sonra etraf asker doldu. Tarladaki kişilere en yakın kişi ben ve bir uzman çavuş. ‘Dur' ihtarı yaptık. Ellerini kaldırıp bize doğru gelmeleri emrini verdik. Yaklaştılar yüz üstü yatmalarını istedik. Yattılar . Yanlarına gitmeye çekiniyorduk. Bizim zihnimizden hep terörist oldukları geçiyordu. Başka bir şeye ihtimal vermiyorduk. Uzman Çavuş kim olduklarına bakmak için yanlarına yanaştığında şok oldu. Tabi bende şok oldum. Bunlar bizim bölüğün askerleriydi. Sivil kıyafetleriyle gece saat 3.00'te, tarlanın ortasında ne işleri vardı. Hemen içeri aldık. Başçavuş ve Uzman çavuş önce iyi bir sopa çekti. Sonra dışarı neden çıktıklarını anlattılar. Gece Alayın 1 nolu nöbet kulubesinden kendi arkadaşlarının nöbeti sırasında çarşıya kaçmışlardı. Aynı yerden geri alaya gireceklerdi ki yakayı ele verdiler. Ama onları gece dışarı çıkmasının bir sebebi olmalıydı. Üst araması yapınca o da anlaşıldı. İçeri esrar sokmak için dışarı çıkmışlardı. Tutanak tutuldu. Mahkemeye sevk edildiler. Daha sonra 30 gün hapis, 30 gün geç terhis cezası aldıklarını duymuştum.
CEZALI ARAÇLAR
Aydinli: Yer Muş, 49 piyade komutanlığı, askeriyenin kazan dairesi cezalıydı, sebep, kazan patlamış asker ölmüş, dahası var.. Garnizondan 5 kilometre uzaklıkta bir tank cezalıydı, sebep, tatbikata giderken arıza yapmış, ceza almış. Devamlı askerler arabalara binip nöbet değişiyorlardı, hergün nöbete gidilen gelinen masrafla yeni tank alınır. Askerlerin çektiği çile yediği dayak yanlarına kar..Daha neler neler, kazanlar kepçeler ceza alıyor..
KOMUTANIM CEP TELEFONUMU ÇALDILAR
Usta birliğim olan 2. Ana Bakım Merkez Komutanlığı'nda askerken, cep telefonu yasak ya orduda, hele bir erin cep telefonu kullanırken, taşırken yakalanması çok büyük suç.. Bölüğe yeni gelmiş bir asker, uyanık geçinen aptallardan olsa gerek, sabah iştiması alınıyor, el kaldırıp bölük astsubayına komutanım diyor, bir şikayetim var, -daha geleli birkaç gün olmuş- komutan, söyle nedir diye cevap veriyor, bu uyanık(!) da, komutanım gece dolabımdan cep telefonumu çalmışlar demez mi? Tüm bölük başlıyor kahkaha atmaya. Komutan da. Ve tabi öyle mi oğlum, gel bakalım sen bir diyor ve odasına götürüyor. Bu çocuğun bu uyanıklığı tüm bölükte alay konusu olmuştu.
KOMUTANLAR KENDİ CEBİNDEN HARÇLIK VERİYORDU
msandal: Ben Mardin'de, tertemiz insanlarla karşılaştım, parası olmayan erlere komutanların yola çıkarken kendi cebinden harçlık verdiklerini gördüm. Sivil hayatta helalleşip ziyarete gelmemizi bile istediler, çok güzel ortamdı. Yine gitmek, isterim zorlukları kolaylaştırdılar.
BÖLÜK KOMUTANININ ÜNİFORMASINI GİYİNCE
Adım Ferhat: İstanbul Kartal'dan hepinizi selamlıyorum. 1985/2 devre askerlik yaptım. Size komik bir anımı anlatmak istiyorum; bir gün bölük komutanı 5 günlük izne çıkınca ben de postası (habercisi) olarak boşta kaldım, birlik komutanımın odasını temizlerken dolabını açtım ve bölük komutanımın yazlık üstlerini gördüm, dolabın içinde duruyordu. Aklıma bir muzurluk geldi ve bölük komutanımın üstlerini giydim. Askerlerle şaka takılırken dışarıdan bir beyefendi geldi ve ben üstümdekilerle aşağı askeri gazinoya indim, tam inerken gelen beyefendi bana ‘komutanım merhaba kaymakamlıktan geliyorum, asayiş toplantısının saati değişmiş, bilginiz olsun' deyince ben de ‘tamam beyefendi anlaşıldı' dedim, arkadaşları bir gülme aldı sormayın. Tabi aradan 1 hafta geçti bölük komutanı önde, ben arkada kaymakamlığa asayiş toplantısına gidiyoruz. Tam içeri girdik, merdivenden yukarı çıkıyoruz, o beyefendi beni görünce çok şaşırmış olmalı. Bölük komutanı toplantıya girince, adam yanıma gelip ‘ya sen komutan değil miydin' deyince ister istemez bir tebessümle, ‘o sadece o günlüktü beyefendi' demiştim. Yüzümün kızardığını, adamın da gülüp söylenmesini unutmak mümkün değil
TUGAY'DA KUR'AN HATMİ
2000 yılında askerliğimi Gaziantep 5. Zırhlı Tugay'da kısa dönem er olarak yaptım. Tugay'ın tam ortasında büyük bir camimiz vardı. Askerler arasından görevlendirilen cami imamı günde 5 vakit ezan okurdu. Yani her gün o minareden ezan sesleri yükselirdi. Benim askerliğe gittiğim dönem Mübarek Ramazan Ayı'na denk gelmişti. Hani derler ya “TSK din karşıtı” diye… Allah için ben orucumu rahat bir şekilde tuttum. Ve oruç tutan askerler için sahur hazırlanıyordu. Ayrıca akşam yemekleri Ramazan'da iftar vaktine denk getiriliyordu. Bir de beş vakit namazımı çok rahat bir şekilde kılabildim. Hatta Vakit namazından sonra Kur'anı-ı Kerim bile okuyordum. Şükürler olsun askerlik döneminde Kur'an-ı Kerim'i Arapça ve Türkçe olmak üzere hatim etme imkanı bile buldum. Hatta bir gün askerliğimi yazıcı olarak yaptığım için bana ihtiyaç duyulmuş. Komutanım beni aramış ve bir türlü bulamamış. Sonra ben bölüğe geldiğimde “Evladım; nerdesin sabahtan beri seni arıyorum” dedi. “Komutanım namazdaydım” dedim. “Tamam evladım” dedi. İstisnalar hariç din karşıtı bir tutumla asla karşılaşmadım. Lakin benim gittiğim dönemden önce bir Yüzbaşı'nın namaz kıldığı için ihraç edildiğini duymuş ve üzülmüştüm. Hatta Tabur Komutanımla bu durumu paylaştım. O da “Evladım ben de anlamadım, sözünü ettiğin Yüzbaşı çok değerli bir arkadaşımızdı. Alanında çok başarılıydı. Herhalde yukarıdan emir geldi. Öyle durumlarda mesleki başarılara bakılmıyor maalesef” dedi. O gün şöyle düşünmüştüm: “Galiba TSK'dan uzaklaştırılan subay ve astsubaylar önyargı ve saplantı kurbanı. Ve de bölgeden bölgeye komutandan komutana durum değişiyor…”
ORUÇ YASAĞI GELDİ
Musa Özkan: 63/2 tertip piyade er, samsun 56.p.alayı esentepe kışlası alay komutanı Atilla Nabioğlu.. Ramazanda oruç yasağı geldi.
Ramazanın ilk günlerinde sahur yemeği çıktı, yasaktan sonra orucu bırakanlar oldu biz birkaç arkadaş gece lambaları yakmadan karanlıkta sahura kalkardık.
Askere çok baskı vardı..hatta bir asker nöbette intihar etti.
TABURDA ÇOBAN YATIRI
Dr.Ömer Nasuhi BİLDİK : 1995 yılında sakıncalı olarak sürgün edildiğim Edirne/Uzunköprü 4.Mekanize Piyade Taburu'nda Revir Tabip Asteğmeni'yken avluda bir Çoban gördüm; ne işin var Senin burada, nasıl girdin Sen bu bölgeye? diye sordum. Benim yerim şurası, kabir taşlarımı asker kireçle boyasın! deyince boya yapan bir askerin olduğunu farkettim. Asker de benim konuşmama tanık olmuş, sordu; Neresi boyanacak Komutanım!? deyince; 'Şurada bir yatır varmış, neresi o?!' dedim. Asker 'Tamam Komutanım, yerini ben biliyorum; kireçle boyarım taşlarını, basılmasın!' dedi. Uzunköprü Taburu'nda görev yapanlara da Çoban Yatıra da Selamlar...
BÖLÜĞÜ DÖRT ... TESLİM ETTİK DAYI
Hasan Tahsin: Askerliğini çavuş olarak yapan Niğde Ulukışlalı bir genç, terhis olduktan sonra evinde bir odaya çekilir,günlerce kimseyle kanuşmaz.Babası yıllar önce vefat ettiğinden annesi dayısı Adil Amcaya koşar"ağabey bu oğlan kimseyle konuşmuyor.Sorularımıza da cevap vermiyor.Buna bi şey olursa ben ne yaparım"der. Dayısı umur görmüş bir insan,yiğeninin odasına girer ve genci konuşturur.Genç çok veciz bir ifadeyle;" dayı sorma,bölüğü dört ... teslim ettim geldim" der. Aaa yiğenim şu düşündüğün şeye bak! Sen görevini yaptın,bundan sonra senin sorumluluğun bitti,o işleri bi yapan bulunur.Anneni üzme gibi nasihat.
NÖBETTE NE İZLERLERDİ?
Ömer Şener: S.A. Askerliğimi bahriyeli olarak yaptım .. Askerliğimi yaptığım yerde nöbete kalan çoğu astsubayların (bir veya ikisi hariç) nöbet gecelerini ahlak dışı film izliyerek geçirdiklerine çoğu kez şahit oldum. Peygamber ocağı diyerek gittik bazı ahlaksızlıkların içine düştük. O yüzden deniz okulunda yaşanan ahlaksızlığı hiç yadırgamadım. Allah ordumuzu yönetenleri ıslah etsin.
BİR ASKERİN ÖLÜMÜ
Aydınlı: Ben de askerlik anilarimi anlatmak istiyorum. Yil 1985, yer MuŞ, 49. piyade tugayi, o yillarda pkk terör örgütünün eylemlerini cogalttiginda, bizi de 40 gün gibi hizli bir egitimle güneydoguya gönderdiler, 40 günlük asker ne yaparsa biz de o kadar yapabildik, neyse rabbim bizi korudu. Opersyon bitti, Mus garnizonuna döndük, sonra bir olay oldu, merasim takimindaki bir er merasim takimina ayak uyduramadi diye feci şekilde dövülmüş eğitim subayı tarafından. Ben dövdügünü görmedim ama arkadaslar anlatmıştı, o asker hayatını kaybetmişti, bu dayaktan ötürü öldüğü iddia edildi durdu. Orda ona cenaze merasimi yaptik ve memleketine gönderildi. Hiç aklımdan çıkmıyor, neden öldüğünü hep düşünürüm.
EĞİTİMDE ALLAH ALLAH, YEMEKTE TANRI
Yavuz Şamyanlı : Yer Ankara Etimesgut Tank bölümü Yıl 1999 sürekli eğitimlerle geçen acemi birliğinde bir ara Uzman Çavuş "arkadaşlar mantığın bittiği yerde askerlik başlar derler" dedi varmı bir mantıksızlık hiç şahit oldunuz mu gördüğünüz gibi herşey mantıklı değil mi dedi ben el kaldırdım dedim ki eğitim halinde Allah Allah diye bağıttrıyorsunuz yemek yerken de Tanrı diye bu mantıksızlıktır dedim cevap otur yerineydi
selamlar
AFRİKA'NIN İLKEL KABİLE HİKAYELERİ DEĞİL BUNLAR
kütahyali43: Kazan cezaliymis, bilmem kac tarihinde, bilmem kac kisi zehirlenmis, o günden bu yana cezali kazan bekciligi vármis !!!!!! Bir de gurbetci kardesler anlatti, ucak bekciligi yapmislar galiba, kibris savasinda ucmamis milyon dolarlik ucak, cezali o günden bu yana bekleniyo!!! Afrikanin ilkel kabile hikayeleri degil bunlar...
KULEDE EZAN
RUMUZ ÖĞRETMEN : Merhaba, İngilizce Öğretmeniyim. Askerliğimi geçtiğimiz sene güneydoğuda suriye sınırında bir hudut karakolunda yaptım. Çölün ortasında insanlardan uzak, mayınlı arazi arasında 30 kişilik bir karakolda vatani görevimi tamamladım. Çavuştum fakat asker azlığından gece 4 gündüz 4 saat olmak üzere günde 8 saat hergün nöbete çıkıyorduk. Nöbetlere timler eşliğinde çıkıyorduk ve 8 saat boyunca çölü seyretmekten başka birşey yapmıyorduk. 6 aylık askerliğim boyunca 6000 sayfa kitap okudum. Kuran-ı Kerim-i mealiyle birlikte hatim ettim. Çölün ortasındaydık ve yakınlarımızda hiç köy yoktu, dolayısıyla hiç ezan duyamıyorduk, bu ezansızlık gerçektente namaz kılsın kılmasın tüm askerleri üzüyordu. Bazen 30 - 40 gün çarşıya çıkamadığımız oluyordu. Sonraları bu duruma dayanamaz oldum, vakit girdiğinde çelik kuleye çıkıp ezan okuyordum. Hatta bazen iki çavuş aynı anda nöbete çıkmışsak ikili ezan yapıp öyle okuyorduk... Zor ama yaşadığım için pişman olmadığım günlerdi... Komutanlarda sağolsun namazımıza olsun, kitabımıza olsun pek müdahale etmiyorlardı. Askere gidecek arkadaşlara tavsiyem, askerlik dine verilen bir ara değildir. Ne olursa olsun askerde namaz kılamadım diye bir bahane bence geçersizdir. Gerçekten isteyen bu görevini mutlaka ifa eder. Bence namaz bir askerin askerdeki ana kucağıdır. Selamlar...
KIŞLADA AHLAKSIZ FİLM
M.D.: Yıl 2000. Antalya 3. piyade er eğitim tugayında kısa dönem olarak askerlik yapıyoruz. birliğimizde son derece dindar arkadaşlarımız var.
mescitte namaz kılmamıza kimse karışmıyor ama peygamber ocağına yakışmayacak şeyler de yok değil.
kışlaya sık sık dansöz getirilerek bu tür programların biletleri biraz da zorla erata sattırılıyor.
hatta bir gün kışlanın açık hava sinemasına porno film getirdiler ve biletleri zorla askerlere satmaya başladılar.
bu işte bölük komutanları ve takım komutanları biraz da istemeyerek kullanıldı.
almak istemeyenlere ısrar edildi. işin garibi komutanlar bu tür filmleri normal karşılıyorlardı.
KOMUTANIN METRESİNE SELAM DURURDUK
mustafa i.: selam ile; ben mustafa, askerligimi kisa donem olarak ispartada yaptim.
acemilikten sonra(2 hafta) beni egirdir jandarma komutanligina cavus olarak gonderdiler.
(cavustum ama rutbesiz askerler askerligi benden daha iyi biliyordu ama hernasil oldu ise ben onlarin ustu yapilmistim)
Egirdir soguktur ve jandarma cezaevinde nobet tutar. sifirin altinda 4 derece soguk havada 3 saat araliksiz cezaevi nobetine gonderiliyordum.
en komik tarafi ise verdikleri ak47 kalasnikof silahi kullanmasini bile bilmiyordum.
zannederdim ki en azindan bir kac atis talimi yaptirirlar mahkumlarin basinda nobet tutmaya baslamadan once.
maalesef ilk atis talimini askerligimin bitmesine 1 ay kala yaptim. onun sebebide ust duzey komutanlar ankaradan denetime geliyordu.
yoksa tufek kullanmadan terhis edilecektik. belediye secimleri zamaniydi. benim gorev yerim egirdir jandarma'dan Barla'ya daha sonra da Sariidris kasabasi jandarma karakoluna kaydirilmisti. Secim gunu cok iyi hatirliyorum komutanlar koyluleri Ak partiye oy vermeme konusunda ikna etmeye calisiyorlardi.
Direk olarak degil koy kahvesine gider selam verirler ve chp adayi hakkinda guzel seyler konusup ak partiyi hain gibi gosterirlerdi.
mahalle baskisi diyorlar herhalde buna. Komutanlarin siyasetle ilgilenmesi sadece detaydir.
Ancak acemi bir asker olarak secim gunu bos bir kalasnikof tufekle asayis saglamak cok tehlikeliydi.
Secimin sonunda olay da cikti kavga da cikti. isin en garibi Acemi asker mustafa bos bir tufekle komutansiz tek basina olayi yatistirmisti.
Sarjorumde mermi olmamasina ragmen varmis gibi davranip vatandaslarin tufegi doldurduguma inanmasini saglamistim ve insanlar dagilmisti.
Allah'in yardimi ile kazasiz belasiz atlattik o gunu ama bir trajedi cikabilirdi.
Bu olaylar ordumuzun savunma acisindan aslinda cok eksik oldugunu alenen ortaya koymustu. Bosvermislik ve gosteris hep bu vardi benim askerlik yaptigim bolgede. Bir gun Sariidris karakol komutani beni koy kahvesine gonderdi. Git cay seker meyve suyu al gel karakolda cayi cok iciyoruz dedi.
komutana para sordum sen git komutan gonderdi de onlar sana 2 paket cay seker ne lazimsa verir dedi.
ben neden bedava diye dusunurken komutan kendisi soyledi. Eger onlar cayimizi kahvemizi vermezse onlarin kahvesini kapatirim dedi.
Arabalarini durdururum ceza basarim arabalarini trafikten men ederim dedi. Bu adeta mafyalik idi. harac kesiyorlardi koyluye.
Elmalar bedava ayda bir iki defa kuzu kestirirlerdi koyluye. Bunlar icler acisi yanlari. bir de komik ve uzucu yanlari var benim askerlik yaptigim yerin.
Hemen hemen butun jandarma askerler cok acemi idi hatta uzmanlar ve astsubaylar vurdumduymaz idi.
Egirdir jandarma komutanligindan emir gelirdi anayola cikip araclari durdururduk. Komutana sordum ne ariyoruz.
[b]Komutan hiic emir geldi onu yerine getiriyoruz.[/b] Duur Jandarma Nerden gelin nereye giden. Ne is yapan ehliyetini goster. hayirli yolculuklar.
Hic anlam veremedim. Hadi komutan bir isim biliyor da onu ariyor olsa anlayacam. komutan arabada oturuyor askerler araclari durduruyor ve gonderiyor.
Hatta aracin bir tanesi durmadi tam gaz kacti. Ne mi yaptik. Arkasindan baktik... Egirdir komutani yuzbasinin da pavyonlari haraca bagladigi butun askerler arasinda konusuluyordu. Nedendir bilmiyorum ama kendisini adeta Egirdirin krali gibi goruyordu yuzbasi.
Cok yazik ama gercek Egirdirde medine isimli bir hayat kadini 20 yaslarinda bir kiz, komutanin metresi idi.
askerler ona selam dururdu ne zaman nizamiyeye gelse. Hatta bir keresinde bu kiz komutani ziyarete geldiginde komutan onu askerlerin yattigi kogusa getirmisti ve bu hayat kadini sanki komutanmis gibi askerlere tekmil getirtirdi. Ben askerligimi 2004 yilinda yaptim.
Ve isterseniz arastiriniz komutanin bu hayat kadiniyla iliskisinin en aci gerekcesi ise isminin medine olmasi.
Benden bu kadar, guzel anilarim da oldu askerde ama bu anlattiklarim yuzde yuz gercek yasanmis ve vay be neler oluyor peygamber ocagina kimleri getirtmisiz dedirttiren cinsten.
Mustafa Eser : Selamünaleyküm, Böyle bir konuyu başlattığınız için sizi tebrik ederim. Askerliğimi Şırnak Uludere 4. Bölük, Kayatepe'de yaptım. Yemekten önce tanrımıza hamd olsun denir, biz tanrımıza lafını Allahımıza hamd olsun dedik, o günün nöbetçi astsubayı tekrarlattı tanrımıza diyin diye, biz tekrar Allahımıza hamd olsun dedik ve bu lafı duyan bölük komutanı sırada bekleyen 100 civarında askeri yere çöktürdü ve tekmeyle askerlerin göğüs kısmına vurdu ve ardından dua tanrımıza hamd olsun diyerek okundu.
ESRAR SOKARKEN NASIL YAKALANDILAR?
Askerliğimi Van'da yaptım. Merkez Komutanlığı'nda nizamiye gece çavuşuydum. Yani gece ben ve 7 asker nizamiye kontrolleri yapıyor ve gece güvenliği sağlıyorduk.
Sizlerle paylaşmak istediğim anım her zamankinden farklı bir günde gerçekleşti. Çünkü ogün her zaman görevli olduğumuz nizamiyede farklı bir şeyler oluyordu. Nöbetçi amir nizamiyeye inmiş üst rütbelilere telkinlerde bulunuyordu. Ardından bize çelik yeleklerimizi, dolu şarjörleri dağıttılar. Olağanüstü bir şeyler olduğunu fark ettik ama ne olduğunu tam olarak anlayamadık. Ama askerler arasında bu bazı istihbaratların alındığını ve ‘alay'a teröristler tarafından tacizin olabileceği ihtimali ağır basıyordu. İlk defa nöbetçi amir (koskoca yarbay) saat 00.00'a kadar nizamiyede oturdu. Devamlı bize gençler dikkatli olun. Gözünüzü dört açın telkininde bulunuyordu. Biz iyice tedirgin olamaya başlamıştık. Tabi aynı zamanda korkuyorduk. (Her ne kadar askerin korkmaması gerekirse bile). Nöbetçi amir istirahat için alaya çıktı. Nöbetçi subay nizamiyedeki yatakhanesinde istirahata çekildi. En rütbeli ben kaldım nizamiyede. Sorumluluk bende. Nizamiye nöbetçileri talimatla mevzilere geri çekildi. Işıklar söndürüldü. Hazır kıta bekliyoruz. Sesiz gecede, tedirgin bekleyiş. Nizamiyede toplam görevli 7 asker vardı. 7 arkadaştık. Her biri gecenin ilerleyen saatlerinde nizamiyenin değişik köşesine sızdı kaldı. Benimde göz kapaklarım kapanmaya başladı ama uyuyamıyordum. Hem sorumluluğun verdiği stres, hem de içindeki tedirginlik uyutmuyordu beni. Alay Van'ın 5 km kadar dışındaydı. Merkezinde değil yani. Etrafımız tarlalarla çevrili. Silahımı aldım ve nizamiye kapısının önünden etrafı süzerken karşı tarlanın içinde bir hareket sezdim. İlk etapta yanlış gördüğümü sandım ama tarlanın içerisinde ilerleyen iki kişi vardı ve bana görünmemeye çalışır bir halleri vardı. Saat gecenin üçünde iki kişi tarlada dağın başında ne yapar. Hemen ortalığı velveleye vermek de istemedim. Sipere kadar gittim ve iyice emin oldum. Tarlanın tam da ortasında iki kişi. Ne yaptıkları, nereden geldikleri, nereye gittikleri meçhul. O esnada istemsiz olarak ‘Kalkın geldiler' diye bağırdım. Mermiyi namluya verip silahımın emniyetini açtım. Belli bir süre sonra etraf asker doldu. Tarladaki kişilere en yakın kişi ben ve bir uzman çavuş. ‘Dur' ihtarı yaptık. Ellerini kaldırıp bize doğru gelmeleri emrini verdik. Yaklaştılar yüz üstü yatmalarını istedik. Yattılar . Yanlarına gitmeye çekiniyorduk. Bizim zihnimizden hep terörist oldukları geçiyordu. Başka bir şeye ihtimal vermiyorduk. Uzman Çavuş kim olduklarına bakmak için yanlarına yanaştığında şok oldu. Tabi bende şok oldum. Bunlar bizim bölüğün askerleriydi. Sivil kıyafetleriyle gece saat 3.00'te, tarlanın ortasında ne işleri vardı. Hemen içeri aldık. Başçavuş ve Uzman çavuş önce iyi bir sopa çekti. Sonra dışarı neden çıktıklarını anlattılar. Gece Alayın 1 nolu nöbet kulubesinden kendi arkadaşlarının nöbeti sırasında çarşıya kaçmışlardı. Aynı yerden geri alaya gireceklerdi ki yakayı ele verdiler. Ama onları gece dışarı çıkmasının bir sebebi olmalıydı. Üst araması yapınca o da anlaşıldı. İçeri esrar sokmak için dışarı çıkmışlardı. Tutanak tutuldu. Mahkemeye sevk edildiler. Daha sonra 30 gün hapis, 30 gün geç terhis cezası aldıklarını duymuştum.
CEZALI ARAÇLAR
Aydinli: Yer Muş, 49 piyade komutanlığı, askeriyenin kazan dairesi cezalıydı, sebep, kazan patlamış asker ölmüş, dahası var.. Garnizondan 5 kilometre uzaklıkta bir tank cezalıydı, sebep, tatbikata giderken arıza yapmış, ceza almış. Devamlı askerler arabalara binip nöbet değişiyorlardı, hergün nöbete gidilen gelinen masrafla yeni tank alınır. Askerlerin çektiği çile yediği dayak yanlarına kar..Daha neler neler, kazanlar kepçeler ceza alıyor..
KOMUTANIM CEP TELEFONUMU ÇALDILAR
Usta birliğim olan 2. Ana Bakım Merkez Komutanlığı'nda askerken, cep telefonu yasak ya orduda, hele bir erin cep telefonu kullanırken, taşırken yakalanması çok büyük suç.. Bölüğe yeni gelmiş bir asker, uyanık geçinen aptallardan olsa gerek, sabah iştiması alınıyor, el kaldırıp bölük astsubayına komutanım diyor, bir şikayetim var, -daha geleli birkaç gün olmuş- komutan, söyle nedir diye cevap veriyor, bu uyanık(!) da, komutanım gece dolabımdan cep telefonumu çalmışlar demez mi? Tüm bölük başlıyor kahkaha atmaya. Komutan da. Ve tabi öyle mi oğlum, gel bakalım sen bir diyor ve odasına götürüyor. Bu çocuğun bu uyanıklığı tüm bölükte alay konusu olmuştu.
KOMUTANLAR KENDİ CEBİNDEN HARÇLIK VERİYORDU
msandal: Ben Mardin'de, tertemiz insanlarla karşılaştım, parası olmayan erlere komutanların yola çıkarken kendi cebinden harçlık verdiklerini gördüm. Sivil hayatta helalleşip ziyarete gelmemizi bile istediler, çok güzel ortamdı. Yine gitmek, isterim zorlukları kolaylaştırdılar.
BÖLÜK KOMUTANININ ÜNİFORMASINI GİYİNCE
Adım Ferhat: İstanbul Kartal'dan hepinizi selamlıyorum. 1985/2 devre askerlik yaptım. Size komik bir anımı anlatmak istiyorum; bir gün bölük komutanı 5 günlük izne çıkınca ben de postası (habercisi) olarak boşta kaldım, birlik komutanımın odasını temizlerken dolabını açtım ve bölük komutanımın yazlık üstlerini gördüm, dolabın içinde duruyordu. Aklıma bir muzurluk geldi ve bölük komutanımın üstlerini giydim. Askerlerle şaka takılırken dışarıdan bir beyefendi geldi ve ben üstümdekilerle aşağı askeri gazinoya indim, tam inerken gelen beyefendi bana ‘komutanım merhaba kaymakamlıktan geliyorum, asayiş toplantısının saati değişmiş, bilginiz olsun' deyince ben de ‘tamam beyefendi anlaşıldı' dedim, arkadaşları bir gülme aldı sormayın. Tabi aradan 1 hafta geçti bölük komutanı önde, ben arkada kaymakamlığa asayiş toplantısına gidiyoruz. Tam içeri girdik, merdivenden yukarı çıkıyoruz, o beyefendi beni görünce çok şaşırmış olmalı. Bölük komutanı toplantıya girince, adam yanıma gelip ‘ya sen komutan değil miydin' deyince ister istemez bir tebessümle, ‘o sadece o günlüktü beyefendi' demiştim. Yüzümün kızardığını, adamın da gülüp söylenmesini unutmak mümkün değil
TUGAY'DA KUR'AN HATMİ
2000 yılında askerliğimi Gaziantep 5. Zırhlı Tugay'da kısa dönem er olarak yaptım. Tugay'ın tam ortasında büyük bir camimiz vardı. Askerler arasından görevlendirilen cami imamı günde 5 vakit ezan okurdu. Yani her gün o minareden ezan sesleri yükselirdi. Benim askerliğe gittiğim dönem Mübarek Ramazan Ayı'na denk gelmişti. Hani derler ya “TSK din karşıtı” diye… Allah için ben orucumu rahat bir şekilde tuttum. Ve oruç tutan askerler için sahur hazırlanıyordu. Ayrıca akşam yemekleri Ramazan'da iftar vaktine denk getiriliyordu. Bir de beş vakit namazımı çok rahat bir şekilde kılabildim. Hatta Vakit namazından sonra Kur'anı-ı Kerim bile okuyordum. Şükürler olsun askerlik döneminde Kur'an-ı Kerim'i Arapça ve Türkçe olmak üzere hatim etme imkanı bile buldum. Hatta bir gün askerliğimi yazıcı olarak yaptığım için bana ihtiyaç duyulmuş. Komutanım beni aramış ve bir türlü bulamamış. Sonra ben bölüğe geldiğimde “Evladım; nerdesin sabahtan beri seni arıyorum” dedi. “Komutanım namazdaydım” dedim. “Tamam evladım” dedi. İstisnalar hariç din karşıtı bir tutumla asla karşılaşmadım. Lakin benim gittiğim dönemden önce bir Yüzbaşı'nın namaz kıldığı için ihraç edildiğini duymuş ve üzülmüştüm. Hatta Tabur Komutanımla bu durumu paylaştım. O da “Evladım ben de anlamadım, sözünü ettiğin Yüzbaşı çok değerli bir arkadaşımızdı. Alanında çok başarılıydı. Herhalde yukarıdan emir geldi. Öyle durumlarda mesleki başarılara bakılmıyor maalesef” dedi. O gün şöyle düşünmüştüm: “Galiba TSK'dan uzaklaştırılan subay ve astsubaylar önyargı ve saplantı kurbanı. Ve de bölgeden bölgeye komutandan komutana durum değişiyor…”
ORUÇ YASAĞI GELDİ
Musa Özkan: 63/2 tertip piyade er, samsun 56.p.alayı esentepe kışlası alay komutanı Atilla Nabioğlu.. Ramazanda oruç yasağı geldi.
Ramazanın ilk günlerinde sahur yemeği çıktı, yasaktan sonra orucu bırakanlar oldu biz birkaç arkadaş gece lambaları yakmadan karanlıkta sahura kalkardık.
Askere çok baskı vardı..hatta bir asker nöbette intihar etti.
TABURDA ÇOBAN YATIRI
Dr.Ömer Nasuhi BİLDİK : 1995 yılında sakıncalı olarak sürgün edildiğim Edirne/Uzunköprü 4.Mekanize Piyade Taburu'nda Revir Tabip Asteğmeni'yken avluda bir Çoban gördüm; ne işin var Senin burada, nasıl girdin Sen bu bölgeye? diye sordum. Benim yerim şurası, kabir taşlarımı asker kireçle boyasın! deyince boya yapan bir askerin olduğunu farkettim. Asker de benim konuşmama tanık olmuş, sordu; Neresi boyanacak Komutanım!? deyince; 'Şurada bir yatır varmış, neresi o?!' dedim. Asker 'Tamam Komutanım, yerini ben biliyorum; kireçle boyarım taşlarını, basılmasın!' dedi. Uzunköprü Taburu'nda görev yapanlara da Çoban Yatıra da Selamlar...
BÖLÜĞÜ DÖRT ... TESLİM ETTİK DAYI
Hasan Tahsin: Askerliğini çavuş olarak yapan Niğde Ulukışlalı bir genç, terhis olduktan sonra evinde bir odaya çekilir,günlerce kimseyle kanuşmaz.Babası yıllar önce vefat ettiğinden annesi dayısı Adil Amcaya koşar"ağabey bu oğlan kimseyle konuşmuyor.Sorularımıza da cevap vermiyor.Buna bi şey olursa ben ne yaparım"der. Dayısı umur görmüş bir insan,yiğeninin odasına girer ve genci konuşturur.Genç çok veciz bir ifadeyle;" dayı sorma,bölüğü dört ... teslim ettim geldim" der. Aaa yiğenim şu düşündüğün şeye bak! Sen görevini yaptın,bundan sonra senin sorumluluğun bitti,o işleri bi yapan bulunur.Anneni üzme gibi nasihat.
NÖBETTE NE İZLERLERDİ?
Ömer Şener: S.A. Askerliğimi bahriyeli olarak yaptım .. Askerliğimi yaptığım yerde nöbete kalan çoğu astsubayların (bir veya ikisi hariç) nöbet gecelerini ahlak dışı film izliyerek geçirdiklerine çoğu kez şahit oldum. Peygamber ocağı diyerek gittik bazı ahlaksızlıkların içine düştük. O yüzden deniz okulunda yaşanan ahlaksızlığı hiç yadırgamadım. Allah ordumuzu yönetenleri ıslah etsin.
BİR ASKERİN ÖLÜMÜ
Aydınlı: Ben de askerlik anilarimi anlatmak istiyorum. Yil 1985, yer MuŞ, 49. piyade tugayi, o yillarda pkk terör örgütünün eylemlerini cogalttiginda, bizi de 40 gün gibi hizli bir egitimle güneydoguya gönderdiler, 40 günlük asker ne yaparsa biz de o kadar yapabildik, neyse rabbim bizi korudu. Opersyon bitti, Mus garnizonuna döndük, sonra bir olay oldu, merasim takimindaki bir er merasim takimina ayak uyduramadi diye feci şekilde dövülmüş eğitim subayı tarafından. Ben dövdügünü görmedim ama arkadaslar anlatmıştı, o asker hayatını kaybetmişti, bu dayaktan ötürü öldüğü iddia edildi durdu. Orda ona cenaze merasimi yaptik ve memleketine gönderildi. Hiç aklımdan çıkmıyor, neden öldüğünü hep düşünürüm.
EĞİTİMDE ALLAH ALLAH, YEMEKTE TANRI
Yavuz Şamyanlı : Yer Ankara Etimesgut Tank bölümü Yıl 1999 sürekli eğitimlerle geçen acemi birliğinde bir ara Uzman Çavuş "arkadaşlar mantığın bittiği yerde askerlik başlar derler" dedi varmı bir mantıksızlık hiç şahit oldunuz mu gördüğünüz gibi herşey mantıklı değil mi dedi ben el kaldırdım dedim ki eğitim halinde Allah Allah diye bağıttrıyorsunuz yemek yerken de Tanrı diye bu mantıksızlıktır dedim cevap otur yerineydi
AFRİKA'NIN İLKEL KABİLE HİKAYELERİ DEĞİL BUNLAR
kütahyali43: Kazan cezaliymis, bilmem kac tarihinde, bilmem kac kisi zehirlenmis, o günden bu yana cezali kazan bekciligi vármis !!!!!! Bir de gurbetci kardesler anlatti, ucak bekciligi yapmislar galiba, kibris savasinda ucmamis milyon dolarlik ucak, cezali o günden bu yana bekleniyo!!! Afrikanin ilkel kabile hikayeleri degil bunlar...
KULEDE EZAN
RUMUZ ÖĞRETMEN : Merhaba, İngilizce Öğretmeniyim. Askerliğimi geçtiğimiz sene güneydoğuda suriye sınırında bir hudut karakolunda yaptım. Çölün ortasında insanlardan uzak, mayınlı arazi arasında 30 kişilik bir karakolda vatani görevimi tamamladım. Çavuştum fakat asker azlığından gece 4 gündüz 4 saat olmak üzere günde 8 saat hergün nöbete çıkıyorduk. Nöbetlere timler eşliğinde çıkıyorduk ve 8 saat boyunca çölü seyretmekten başka birşey yapmıyorduk. 6 aylık askerliğim boyunca 6000 sayfa kitap okudum. Kuran-ı Kerim-i mealiyle birlikte hatim ettim. Çölün ortasındaydık ve yakınlarımızda hiç köy yoktu, dolayısıyla hiç ezan duyamıyorduk, bu ezansızlık gerçektente namaz kılsın kılmasın tüm askerleri üzüyordu. Bazen 30 - 40 gün çarşıya çıkamadığımız oluyordu. Sonraları bu duruma dayanamaz oldum, vakit girdiğinde çelik kuleye çıkıp ezan okuyordum. Hatta bazen iki çavuş aynı anda nöbete çıkmışsak ikili ezan yapıp öyle okuyorduk... Zor ama yaşadığım için pişman olmadığım günlerdi... Komutanlarda sağolsun namazımıza olsun, kitabımıza olsun pek müdahale etmiyorlardı. Askere gidecek arkadaşlara tavsiyem, askerlik dine verilen bir ara değildir. Ne olursa olsun askerde namaz kılamadım diye bir bahane bence geçersizdir. Gerçekten isteyen bu görevini mutlaka ifa eder. Bence namaz bir askerin askerdeki ana kucağıdır. Selamlar...
KIŞLADA AHLAKSIZ FİLM
M.D.: Yıl 2000. Antalya 3. piyade er eğitim tugayında kısa dönem olarak askerlik yapıyoruz. birliğimizde son derece dindar arkadaşlarımız var.
mescitte namaz kılmamıza kimse karışmıyor ama peygamber ocağına yakışmayacak şeyler de yok değil.
kışlaya sık sık dansöz getirilerek bu tür programların biletleri biraz da zorla erata sattırılıyor.
hatta bir gün kışlanın açık hava sinemasına porno film getirdiler ve biletleri zorla askerlere satmaya başladılar.
bu işte bölük komutanları ve takım komutanları biraz da istemeyerek kullanıldı.
almak istemeyenlere ısrar edildi. işin garibi komutanlar bu tür filmleri normal karşılıyorlardı.
KOMUTANIN METRESİNE SELAM DURURDUK
mustafa i.: selam ile; ben mustafa, askerligimi kisa donem olarak ispartada yaptim.
acemilikten sonra(2 hafta) beni egirdir jandarma komutanligina cavus olarak gonderdiler.
(cavustum ama rutbesiz askerler askerligi benden daha iyi biliyordu ama hernasil oldu ise ben onlarin ustu yapilmistim)
Egirdir soguktur ve jandarma cezaevinde nobet tutar. sifirin altinda 4 derece soguk havada 3 saat araliksiz cezaevi nobetine gonderiliyordum.
en komik tarafi ise verdikleri ak47 kalasnikof silahi kullanmasini bile bilmiyordum.
zannederdim ki en azindan bir kac atis talimi yaptirirlar mahkumlarin basinda nobet tutmaya baslamadan once.
maalesef ilk atis talimini askerligimin bitmesine 1 ay kala yaptim. onun sebebide ust duzey komutanlar ankaradan denetime geliyordu.
yoksa tufek kullanmadan terhis edilecektik. belediye secimleri zamaniydi. benim gorev yerim egirdir jandarma'dan Barla'ya daha sonra da Sariidris kasabasi jandarma karakoluna kaydirilmisti. Secim gunu cok iyi hatirliyorum komutanlar koyluleri Ak partiye oy vermeme konusunda ikna etmeye calisiyorlardi.
Direk olarak degil koy kahvesine gider selam verirler ve chp adayi hakkinda guzel seyler konusup ak partiyi hain gibi gosterirlerdi.
mahalle baskisi diyorlar herhalde buna. Komutanlarin siyasetle ilgilenmesi sadece detaydir.
Ancak acemi bir asker olarak secim gunu bos bir kalasnikof tufekle asayis saglamak cok tehlikeliydi.
Secimin sonunda olay da cikti kavga da cikti. isin en garibi Acemi asker mustafa bos bir tufekle komutansiz tek basina olayi yatistirmisti.
Sarjorumde mermi olmamasina ragmen varmis gibi davranip vatandaslarin tufegi doldurduguma inanmasini saglamistim ve insanlar dagilmisti.
Allah'in yardimi ile kazasiz belasiz atlattik o gunu ama bir trajedi cikabilirdi.
Bu olaylar ordumuzun savunma acisindan aslinda cok eksik oldugunu alenen ortaya koymustu. Bosvermislik ve gosteris hep bu vardi benim askerlik yaptigim bolgede. Bir gun Sariidris karakol komutani beni koy kahvesine gonderdi. Git cay seker meyve suyu al gel karakolda cayi cok iciyoruz dedi.
komutana para sordum sen git komutan gonderdi de onlar sana 2 paket cay seker ne lazimsa verir dedi.
ben neden bedava diye dusunurken komutan kendisi soyledi. Eger onlar cayimizi kahvemizi vermezse onlarin kahvesini kapatirim dedi.
Arabalarini durdururum ceza basarim arabalarini trafikten men ederim dedi. Bu adeta mafyalik idi. harac kesiyorlardi koyluye.
Elmalar bedava ayda bir iki defa kuzu kestirirlerdi koyluye. Bunlar icler acisi yanlari. bir de komik ve uzucu yanlari var benim askerlik yaptigim yerin.
Hemen hemen butun jandarma askerler cok acemi idi hatta uzmanlar ve astsubaylar vurdumduymaz idi.
Egirdir jandarma komutanligindan emir gelirdi anayola cikip araclari durdururduk. Komutana sordum ne ariyoruz.
[b]Komutan hiic emir geldi onu yerine getiriyoruz.[/b] Duur Jandarma Nerden gelin nereye giden. Ne is yapan ehliyetini goster. hayirli yolculuklar.
Hic anlam veremedim. Hadi komutan bir isim biliyor da onu ariyor olsa anlayacam. komutan arabada oturuyor askerler araclari durduruyor ve gonderiyor.
Hatta aracin bir tanesi durmadi tam gaz kacti. Ne mi yaptik. Arkasindan baktik... Egirdir komutani yuzbasinin da pavyonlari haraca bagladigi butun askerler arasinda konusuluyordu. Nedendir bilmiyorum ama kendisini adeta Egirdirin krali gibi goruyordu yuzbasi.
Cok yazik ama gercek Egirdirde medine isimli bir hayat kadini 20 yaslarinda bir kiz, komutanin metresi idi.
askerler ona selam dururdu ne zaman nizamiyeye gelse. Hatta bir keresinde bu kiz komutani ziyarete geldiginde komutan onu askerlerin yattigi kogusa getirmisti ve bu hayat kadini sanki komutanmis gibi askerlere tekmil getirtirdi. Ben askerligimi 2004 yilinda yaptim.
Ve isterseniz arastiriniz komutanin bu hayat kadiniyla iliskisinin en aci gerekcesi ise isminin medine olmasi.
Benden bu kadar, guzel anilarim da oldu askerde ama bu anlattiklarim yuzde yuz gercek yasanmis ve vay be neler oluyor peygamber ocagina kimleri getirtmisiz dedirttiren cinsten.