Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

<<< MEHİR NEDİR?<<< (1 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Sual: Mehr nedir? Dinimizde mehrin önemi nedir?CEVAP :
Mehr, erkeğin evlenirken kıza vermesi gereken altın, mal veya bir menfaattir. İstanbulda genel olarak 11 Reşat altını mehir olarak verilir. Mehrin altın olması şart değildir. Herhangi bir mal [ev, apartman, bağ, araba, fabrika] veya bir menfaat de olabilir. Dul kadınla evlenen de mehr verir.
Mehr söylenmeden yapılan nikah da sahihtir. Fakat evlendikten sonra da erkeğin hanımına Mehri misil vermesi gerekir.

Bir kız veya kadın evlenirken, (Benim nikahım mehirsiz olsun) diyemez. Bir mehirde anlaşılır. Bu mehir kadının hakkı olduktan sonra, henüz almadan da kocasına bağışlayabilir. Bağışlaması ise çok sevaptır.

Hanım, mehrimi helal ettim dedikten sonra, haram olsun demesi ile haram olmaz, hediyesini geri isteyemez.

Düğünden önce, kıza verilen takılar, nikahta mehirden söz edilmemişse, mehr yerine geçer. Erkek, nişan için gönderdiğim şeyler mehr idi dese, kadın ise, hediye idi dese, yenilen şeyler hediye olur. Başka şeyler, mehr olur.

Mehr iki kısımdır. Mehri muaccel ve mehr-i müeccel. Her iki mehr, nikahta bildirilmedi ise, Mehr-i misil verilmesi gerekir. Kadının baba tarafından akrabasına verilen kadar verir.


Mehri muaccel: Acele verilmesi gereken mehr demektir. Bir bilezik, bir küpe, bir buzdolabı vesaire olabilir. Nikah yapılınca, verilmesi vacip olur. Zifaftan veya halvetten önce verilir. Mehr-i muacceli geciktirmek caiz değildir. Hanım ayrılmaya sebep olan bir şey yaparsa, mesela mürted olursa, hürmet-i musahere’ye sebep olursa, mehr-i muaccel verilmez. Erkek boşarsa veya ayrılığa sebep olanı yaparsa, yarısı verilir.

Önce kıza takılan takılardan hangisinin mehri muaccel olduğu bilinmeli. Nikah kıyılırken o zaman (malum olan) denilir. Bilinmiyorsa, malum olan demek yanlış olur. En uygunu ise, mehri müeccel gibi muaccel de tespit edilip, şu kadar mehri muaccel ve şu kadar mehri müeccel ile denmelidir. Taraflar, mehri muacceli tespit ettikleri halde söylemek istemezlerse o zaman, (aralarında malum olan mehri muaccel ile) ifadesi kullanılır. İleride boşanma vaki olunca takılan takıların hangisi emanet, hangisi hediye, hangisi mehri muaccel olduğu bilinmeli, herhangi bir uyuşmazlığa sebep olmamalı.


Mehr-i müeccel: Hemen verilmeyip daha sonra verilmesi gereken mehr demektir. Halvet olmuşsa veya ikisinden biri ölmüşse, mehri müeccelin verilmesi vacip olur. Hanımının istediği zamanda verilir. Eğer istemedi ise, ikisinden biri ölünce, verilmesi vaciptir. Hanım ölünce, kocası, hanımının vârislerine verir. Kocası ölünce, mirasından hanımına verilir. Mehrin başlık parası ile ilgisi yoktur. Başlık parası almak haramdır.

Boşanma halinde, zifaf veya halvet olmuşsa, müeccel mehrin tamamı, olmamışsa yarısı verilir. Bir âyeti kerime meali:
(El dokunmadan boşadığınız kadınlara, mehrin yarısını verin!) [Bekara 237]

Nikah kıyılırken mehr söylenip de, ne kadarı muaccel olduğu bildirilmedi ise, âdete ve hanımının emsaline göre, söylenilenin bir miktarı muaccel olur. Nikah kıyılırken, mehr-i müeccelin belli bir tarihte ödenmesini şart etmek caizdir. Boşanma halinde, mehrin ödeme tarihi beklenir. Ödeme tarihi belli değilse, boşarken hemen ödenir. (Fetvayı Hindiyye)

İslamiyette mehr parası, evlenmek için değildir. Evliliğin düzenli, mutlu olarak devam etmesi, kadının hak ve hürriyetlerinin korunması, din cahili huysuz erkeğin elinde oyuncak olmaması içindir. Mehr parasını vermek ve çocukların nafaka paralarını her ay ödemek korkusundan, erkek, hanımını boşayamaz. Bu korkunun olmadığı yerlerde, mahkemeler boşanma davaları ile dolup taşar. Bunun için, evlenecek kızın, İslamın güzel ahlakını ve kadına verdiği kıymeti bilen ve bunlara önem veren erkekten az miktarda, böyle olmayandan ise, fazla miktarda mehr istemesi efdaldir.

Mehr parası, kadın için bir sigorta sayılır. Erkeğin zor ödeyeceği veya hiç veremeyeceği bir mehr ile evlenen kadını, erkek boşayamaz. Boşarsa, maddi hayatı felce uğrar. Mehr vermek korkusu, erkeğin iyi geçinmesine de sebep olur. Şayet erkek, mehr parasını verir de, hanımından ayrılırsa, hanımın kimsesi de yoksa, bu mehr parası ile geçinme imkanı bulabilir. İmkanı olan erkeğin, saliha kız veya kadına çok mehr vermesi iyi olur. Habeş imparatoru Necaşi, Ümmi Habibe validemiz ile Peygamber efendimizin nikahlarını kıyınca, mehr olarak yaklaşık 2 kilo altın vermişti. (Nesai)

Mehr biçilmeden yapılan nikah da sahihtir. Ama daha sonra mehr-i misil vermek gerekir. Mehrin çoğunun bir sınırı yoktur. Fakat en azı, 5 gram altındır.

Boşadığı kadına mehrini ödememek kul hakkıdır. Ödemezse, ahirette azabı çok şiddetlidir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kadınlara mehrlerini gönül rızası ile verin; kendi arzuları ile mehrin bir kısmını size hediye ederlerse, onu da afiyetle yersiniz.) [Nisa 4]

Hadisi şeriflerde de buyuruldu ki:
(Mehr vermemek niyeti ile evlenen, kıyamette hırsızlarla haşrolur.) [R.Nasıhin]
(Hanımını bırakıp mehrini vermemek haramdır.) [Hakim]

(Mehr olarak, bir yüzük olsa da verin!) [Müslim]
(Mehr parası hayırlı maldır.) [Deylemi]

(En iyi mehr kolay ödenendir. Mehirde kolaylık gösterin. Çok mehr istemek düşmanlığa sebeptir.) [Abdürrezzak]

Karı koca arasında olan meşru halvet, yabancı kadın ile olan haram halvet gibi değildir. Yanlarında hissen veya şeran yahut tabiaten cinsi münasebete mani bir sebep bulunursa, meşru halvet olmaz. İkisinden birinin hasta olması, ihramlı olması, farz namazda, Ramazan orucunda olması, kadının hayız veya nifas halinde olması, yanlarında akıllı [7 yaşında] bir çocuk bulunması bu halvete mani olur. Fakat akıl baliğ olmayan bir çocuk, haram olan halvete mani olamaz. (Mezahibi erbea)

Bir kız ile bir erkek nikahlanıp, sonra boşanırlarsa, böyle meşru bir halvet de olmamışsa, mehrin yarısını verir. Halvet olmuşsa mehrin tamamını verir.

Zifafa girmeyen ve halvet de olmayan kız, bir kere boşanınca, bain [kesin boşanmış] olur. Erkeğin buna hemen yarım mehir vermesi lazım olur ve iddet beklemez. Boşandığı gün bile, başkası ile evlenebilir.


 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
RE: <<< MEHİR NEDİR?<<<

S.A ALLAH CC RAZI OLSUN...SELAM VE DUA İLE...
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: <<< MEHİR NEDİR?<<<

Aziz İslam Hukukunda Kitap ve Sünnet ile hükmü vacip olan Mehir; nikâhta erkeğin kadına sunduğu veya vaad ettiği bir meteadır.

'Kadınlara mehirlerini gönülden isteyerek (ve bir hak olarak) verin, fakat onlar, gönül hoşluğuyla size ondan bir şeyi bağışlarsa, onuda afiyetle, iç huzuruyla yiyin' (Nisa/ 4)

'Sağ ellerinizin malik olduğu (cariyeler) dışındaki kadınlardan evli ve özgür olanlarla da (evlenmeniz haramdır.) Bunlar Allahın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında kalanı iffetlerini koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla (mehir vererek) evlenecek kadın aramanız size helal kılındı. Öyleyse onlardan hangi şeyle (veya ne kadar) yararlandıysanız, onlara ücret (mehir)lerini tesbit edildiği miktarıyla ödeyin. Miktarın tesbitinden sonra, karşılıklı hoşnut olduğunuz bir şey konusunda üstünüze sorumluluk yoktur. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.' (Nisa/24) ayeti kerimeleri ve Resulullah(s.a.v)in uygulamaları mehirin vucubunun delili olarak İslam Hukukunda zikredilir.

Kadının hiçe sayıldığı bir çağda, hatta kadınların para biriktirip erkeğe vermek zorunda olduğu hıristiyanlık hukukunun işlediği bir zamanda, mehir hükmü ile kadının imdadına yetişmiş bu şeri ahkam, kadın erkek ilişkilerinin en karanlık noktalarını dahi aydınlatan bir nur olmuştur. Özellikle bu çağda fıtri duruş noktasını tespit edemeyen kadın ve erkek toplulukları, cahiliye yönlendirmeleriylede ivme kazanarak sapkın yollara düşmekten kurtulamamıştır. Birliktelik başlangıcında mehirin yol gösterici hikmeti sayesinde fıtri duruş noktasını belirlemek erkek ve kadının insani ve islami bir vazifesidir.

Mehir ve nikâhın yol gösterici hikmetlerini kavramanın en evvel şartı; Mehir ve nikâh fıkhını bilmektir. Zira bilgi olmadan hikmetin kavranması imkânsıza yakındır. Nikah fıkhı incelendiğinde takip edilen yol İslam iktisadı yolu ile kesişecektir. Bu kavşakta nikah fıkhı ile ticaret fıkhı aynı kaidelerden beslenecektir. Arz talep ilişkisi, icap kabul şekilleri, mal bedel tanımlamaları, mal iadesi ve boşama ifadeleri, birliktelik sonu gibi daha bir çok konunun ana kaideleri İslam iktisadı ile İslam içtimai (sosyal hayat) hukuku gibi iki ana damardan beslenir. Bu pencerenin iktisat pervazından bakıldığında nikâh; bireysel alışverişlerdir ve bedeli Mehir ile başlar. Nikâh pervazından bakıldığında ise alışverişler sosyal hayat içerisinde bireysel yâ da toplumsal akidlerdir.

Kadın erkek ilişkilerinde fıtri duruş noktasını tespit için gerekli olan Mehir-bedel ilişkisi cidden önemli bir noktadır. Zira baş taraftaki Nisa 24 ayeti kerimesinden de anlaşıldığı gibi mehir, kadından faydalanmanın bir bedelidir. Ancak bu bedel, kadını her hangi bir mal gibi görmek için değildir. Tam aksine kadını onurlandırmak ve ağırlığını korumak için ortaya konmuş hediye mukabilinden bir bedeldir. Erkekteki fıtri duruş noktası; sahip olma duygusuyla çevrilidir. Kadının fıtri duruş noktası ise ait olma duygusu ile çevrilidir. İktisat ve nikah ilişkisi açısından bakıldığında kadın arz halinde erkek talep halindedir. Arz talep ilişkisinde arzın (sunumun) kısıtlı olması talebin artmasını sağlayacak mal kıymetini artıracaktır. Talep edenler yüksek bedeller ödemeye razı olacaktır. Fıtrı duruş noktasını şaşıran cahiliye kadını kendisine yaratılışta verilen değerleri koruyamamış, Rahmani duygular yerine şeytani ve nefsi duygularla hareket etmiş arz noktasından ayrılmıştır. Böylelikle kadın açısından cinsel enflasyon oluşmuştur. Bu hal kadını manevi bir değer olmaktan çıkarıp materyal bir değer haline sokmuş, ictimai değerlilikten iktisadi değerliliğe taşımıştır. Kadın reklam malzemesi olmuştur. Kadına değer verdiğini iddia eden küfür rejimleri kadına iktisadi değer vermişliklerini ictimai değer gibi sunmuştur. Bu aldatmaca kadının otobanlardan tutunda olmadık evlerde satılmasına sebep olmuştur. Kadın fıtratındaki ait olma ve ilgi görülüp değer verilme duygusu ile oynanmış 'herkese ait olan, herkesten ilgi gören kadın en mutlu kadındır' psikolojisi beyinlere zekredilmiştir. İşte nurlu Mehir hükmü bu fıtri sapmanın oluşumuna engel bir İlahi bilgilendirme ve hatırlatmadır.

Fıtratında sahip olma duygusu olan erkek sadece kendisine ait olan bir kadınla nikâh edebilmenin ulvi şerefine bir bedel ödeyerek erebilir ki yine bu mehirdir. Böylelikle kadın ve erkek, Mehir hükmü ile pak ve şerefli bir birlikteliğin onuruna ererler. Nikâhtan sonra amiyane tabirle cicim ayının bitip geçim ayının başladığı zaman özellikle günümüz aile yapısında birinci suçlu görülen kadın yine Mehir hükmü sayesinde haklı savunmalarını yapabilecektir. Kadın, kendisinin başlangıçta değerli ve arzu edilir olduğunu, nikâhta kendisine Mehir verildiğini, kendisinin zorla yamanmış bir varlık olmadığını yine Mehir hükmünü ve bedelini delil göstererek savunmasını ve kıymetliliğini ispat edecektir. Bu hatırlatma ile erkek aklı selim düşünmeye zorlanacaktır. Nikâh hukukunu islamın çizdiği içtimai değerlerle değil de küfrün öngördüğü iktisadi ve materyalist felsefeler üzerine kuran tüm aileler mutsuzluğa ve ihanete mahkûmdur. Yüce yaratıcının ortaya koyduğu Mehir hükmü kadına ve erkeğe fıtri duruş noktasının bir hatırlatmasıdır. Bu hatırlatma sayesinde kişilikli bireyler tarafından özgür iradeli ve etkin aile yapısı oluşacaktır.

Nikâh akdinin erkek tarafından feshi ile birlikte kadının mehri kendisine verilmek zorundadır. Bu sayede kadın iddet döneminden sonrada bir dönem ihtiyaçlarını giderebilecektir. Kadının isteği ile boşanma gerçekleşmişse, kadın mehrini alamayacaktır. Bu seferde rencide olabilecek erkeğin gönlü hoş edilmiş olacaktır. Zifaftan önce nikâh akdinin feshi söz konusu olmuşsa hükmü şu ahkâm ayeti kerime belirler; 'Kendilerine Mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvaya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür.' (Bakara/ 237) Eğer Mehir tayin edilmeden zifaf öncesi nikâh akdi fesh edilmişse hükmü şu ayeti kerime belirler; 'Nikâhtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir Mehir tayin etmeden kadınları boşarsanız bunda size Mehir zorunluluğu yoktur. Bu durumda onlara müta (hediye cinsinden bir şeyler) verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. Münasip bir müt'a vermek iyiler için bir borçtur.' (Bakara/ 236)

Burada temas edilmesi gereken güncel bir mesele de vardır ki o da şudur; 'Nişanlılık döneminde İslam nikâhı gereklimidir?'

Öncelikle şunu bilmek gerekiyor; Bir hukukun işlemesi için üç şey gereklidir. Birincisi; hukukun kendisi, ikincisi; hukukun gerekliliğini ve geçerliliğini vicdanında kabul etmiş bireylerden oluşan bir toplum, üçüncüsü; hukukun işleyişini sağlayacak hukuk organları. Günümüz şartlarında İslam Hukukunun işletilmediği malumdur. Ticaret, nikâh, miras gibi konuları içerisine alan muamelat fıkhı sadece mü'minlerin vicdani samimiyet ve kabulü ile bireysel olarak işleyebilmektedir. Nişanlılık döneminde yapılmalımıdır diye sorulan İslam nikâhının gerekçeleri, fayda ve sakıncaları açısından incelenmelidir. Gerekçe olarak genelde; nişanlı gençler arasında oluşabilecek tenhalaşmalarda uhrevi sorumluluklardan kurtulma hali gereklilik mazereti olarak sunulmaktadır. Gerçekten uhrevi kaygı sebebiylemi böyle bir ameliyeye girişiliyor yoksa nikâh olsa da olmasa da oluşabilecek tenhalaşmaları nikâh adı altında meşrulaştırmaya çalışıp nikâh hukuku suiistimal mi ediliyor?

İslam Hukukunun icra edilmediği beldelerde muamelat fıkhının bireysel katkılarla işletilmeye çalışıldığında dikkatli olunması gereken hususlar vardır. Taraflardan herhangi birisinden yada her ikisinden kaynaklanabilecek hüküm ihlalinde hükmü nihayete bağlayacak bir merci olmamasından mütevellit taraflardan en az biri mutlak zarar görecektir. İslam'ı yaşama adına bir müslüman diğer müslümana zarar verecektir. Günümüzde nikâh fıkhının ihlalinde en çok zarar gören taraf özellikle kız ve kız tarafı olmuştur, olmaktadır. Zira toplumsal örfte nişandan ayrılmış kız olmanın bir bedeli vardır. Hele birde nikâh akdinin ve mehrin belgelenmemesi, senede ve kayda alınmaması söz konusu ise erkek tarafıda Allahtan korkmuyorsa kız tarafı maddi ve manevî açıdan olmadık zorluklar yaşamaktadır. Nişan akdinin bozulmuş olmasına rağmen, düğünün gerçekleşmeyeceği kesinleşmesine rağmen, erkek, boşamama tehdidi ile kadının hakkı olan mehri dahi almaya kalkışması görülür şeyler olmuştur. Günümüzde İslamın kolluk kuvvetleri ve mahkemesi olmaması hasebiyle zalim taraf dilediği gibi nikâh fıkhını suiistimal etmektedir. İşin başında konuşup anlaşırken nice İslamcı (!) kişi ticaret, miras, mehir, nikâh gibi konularda sonlara doğru İslamcılığını yitirmiştir. Böylesi durumlardan korunmak için aileler nişanlılık dönemindeki oluşabilecek tenhalaşma problemini nikâh usulü ile değil de, meşru görüşme için aileden üçüncü şahsın bulunma zorunluluğunu esas alan fıkhi hükümle çözmelidir. Nikâh kıyan hoca efendiler ve nikâh şahitleride nikâhtan sonra oluşabilecek olumsuz olaylara binaen taraflardan birine yapılan haksızlıklardan mutlak mesul olduğunu unutmamalıdır. Ailenin izni ve haberi olmaksızın bakireye kıyılan İslam nikâhının hükmü; en hafif hükmüyle harama yakın mekruh olduğu unutulmamalıdır. Birçok müctehid imama görede nikâhın geçersiz olduğu yine unutulmamalıdır. Mehir mutlaka senede bağlanmalı, borç ve alacak kısmı, borçlu ve alacaklı isimleriyle belirtilmelidir. Bu senet düğüne kadar yedi eminde de kalabilir. Düğünde ya senet ya da senedin karşılığı kadına teslim edilmelidir. Kadın alacağını erteler ya da bağışlarsa kendi bileceği iştir. Muamelat fıkhının içerisindeki herhangi bir fıkhi hüküm üzerinde anlaşıp ta sonradan bu anlaşmayı ihlal eden günahkâr kişilere mutlaka iyilik emredilmeli, fıkha tabi oluncaya kadar kendisine tavır alınmalıdır. İyiliği emir, kötülüğü men etmeyen ve tavır almayan günahkar kişiye yakın çevre bu günah ve suiistimalden mesuldür. Nurlu İslam Hukukunun herhangi bir hükmünün birileri tarafından suistimal edilip zulüm malzemesi olarak kullanılmaması için kötü niyetli kişilerin olabileceği, hidayet sapması olabileceği ve ya düğünden önce kıyılan tescilsiz nikahın hemen ardından erkeğin ölmesi ile kadının miras hakkını gözetecek erkek tarafının olup olmadığı mutlaka hesaba katılmalıdır. Malesef cahiliye örflerinin ve kanunlarının hâkim olduğu bir toplumda yaşayan mü'minlerin bir kısmı sadece karşı tarafın parmağını kesen şeriatı severler ve kendi parmağını kesen şeriatı inkar etmede de bir beis görmezler. Bu durumun imanlarını zedeleyebileceğini de malesef kavrayamazlar.

Son söz olarak; ticaretle uğraşan mü'minin ticaret fıkhını bilmesi gerektiği gibi evlenecek veya evlenmiş erkek ve kadın mü'mininde nikah, mehir, talak, boşanma gibi konuları bilmesi gerekir. Bu konulardaki bilgi eksiklikleri için fıkıh kitaplarına müracaat edilmelidir. Bize her konuda nurlu ve hikmetli bir hukuk gönderen Allahu Tealaya hamd olsun. Her konuda kendisine ve bizlere emredilen hukuku tebliğ edip pratik hayatta yaşayan ve yaşatan Hz. Muhammed Mustafaya ve Ashabına salât ve selam olsun.
 

gulen

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
216
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: <<< MEHİR NEDİR?<<<

GÜZEL KARDEŞİM ÇOK GÜZEL YAZMIŞSIN.

SANA KENDİ HAYATIMDAN BİR ÖRNEK VEREYİM.
EŞİM BANA 100 GR ALTINI MEHİR OLARAK NİKAHIMIZDA SÖYLEDİ.EVLENDİK. EŞİM VEFAT ETTİ. ANA VE BABASI BIRAK MEHİR VERMEYİ SANA YEMİN EDİYORUM ÜMMEDİ MUHAMMET İÇİN DÜĞÜNDE TAKILAN ALTINLARIN TÜMÜNÜ İSTEDİLER. ÜSTELİK KENDİLERİ BEŞ KURUŞ PARA VERMEDEN BİZ KENDİMİZ EVLENDİK. BÜTÜN TAKILARI EŞİM ALDI ONLARA VERDİ KIZA TAKIN DİYE. TÜM BİLEZİKLERİ VE TÜM ÇEYREKLERİ İSTEDİLER. SADECE EŞİMİN BANA TAKTIĞI SETLE NİŞANDA TAKTIĞI BİRKAÇ ŞEY SEN DE KALSIN DİYE DE BİR DE EKLEDİLER.
KİRADA OTURUYORDUM. YENİ EVLİ İDİK. EŞİMLE BİR BANKANIN KASASINA KOYMUŞTUK ALTINLARI. BABASI DENEN VARLIK BANKAYA GİDİP OĞLUNUN ÖLDÜĞÜNÜ SÖYLEYİP KASANIN KAPATILMASINI SAĞLADI. ( EŞİM ASIL BEN DE KASANIN VEKİLİ İDİM. ASIL ÖLÜNCE VEKİLLİK DÜŞÜYOR KANUNEN VE KASA KAPATILIYOR.TÜM VARİSLER BİR ARAYA GELENE KADAR)
TELEFON ETTİM BEN ŞİMDİ NE YAPICAM KİRA VAKTİ GELDİ UTANMIYOR MUSUNUZ DİYE BANA BİZ SENİN NEYLE GEÇİNDİĞİNİ BİLMEYİZ DEDİLER.GAZETEYE BENİM RESMİMİ VERDİLER EŞİMLE BERABER OĞLUMUZ ÖLDÜ GELİN OĞLUMUZUN MALINA EL KOYMAK İSTİYOR DİYE UYDURUK BİR HABER YAZDIRDILAR. DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ????????????

GERİ ZEKALI GAZETECİNİN BİRİNE TAM 1 SAAT YALVARDIM GÜNAHTIR ÖLENLERİN SÖZ HAKKI YOK RESMİNİ BASMAYIN YARIN MİLLET O GAZETEYE ÇOCUĞUNUN BEZİNİ SARIP ATACAK AYIPTIR BİZ NİKAH RESİMLERİMİZİ SİZ BİZİM SULİYETİMİZİ KULLANIN DİYE ÇEKTİRMEDİK DİYE. ORALI BİLE OLMADILAR.

BIRAKIN MEHRİ VERMEYİ BAZILARI DUL HANIMLARDAN MEHİR İSTİYORLAR.

VE BU YARATIKLAR MÜSLÜMANIM DİYE ORTALARDA GEZİNİYORLAR.

YAZIKLAR OLSUN ACABA BU TARZ İNSANLAR YARIN RABBİN KARŞISINDA NASIL HESAP VERECEK!

OĞULLARINA NE SÖYLEYECEKLER????

Kİ EŞİM BÜTÜN ALTINLAR EŞİMİNDİR DİYE BİR YAZISI VAR FAKAT NOTER ONAYLI DEĞİL DİYE VASİYET OLMUYOR.

AİLESİ BİLDİĞİ HALDE EVLATLARINI HİÇE SAYIYORLAR.

YA KARDEŞİM ÖYLE UTANDIM ANLATAMAM BEN ONLARIN SOYADINI TAŞIRKEN BANA BABAM BAKTI. NASIL MAHÇUP OLDUM AİLEME ANLATAMAM. BİR DE ORDAN BURDAN BORÇ ALMAK ZORUNDA KALDIM.

ALLAH DEVLETİMİZDEN RAZI OLSUN MAAŞ BAĞLANDI DA RAHATLADIM.

DEMEK İSTEDİĞİM ŞU;
SENİN YAZDIĞINI ANCAK GÖNLÜ GERÇEKTEN RABBE DÖNÜK OLAN, EL KIZINI DA EVLAT BİLEN, İNSAN OLMANIN FAZİLETİNE EREN BİRİ ANLAYIP TATBİK EDER.

BAKSANA İNSAN CİSİMLİ YARATIKLAR NELER YAPIYOR NELER....

ALLAH DOĞRU YOLDAN AYIRMASIN..

ALLAH SİZLERİ İYİ İNSANLARLA KARŞILAŞTIRSIN, BAHTINIZDAN GÜLDÜRSÜN...

BENİ EŞİMLE TANIŞTIRAN,ONU SEVDİREN, BİZİ BİRBİRİMİZE YAZAN RABBİME HAMDOLSUN.

BAZI PIRLANTA GİBİ EVLATLAR NE ANA BABALARA DÜŞÜYORLAR:(:(:(:(

ÖMÜR BOYU RAHAT YÜZÜ GÖSTERMİYORLAR. SANIRIM BU DA ONLARIN İMTİHANI....:(:(:(

EŞİNİZLE İYİ GEÇİNEBİLİRSİNİZ, ÇOK SEVEBİLİRSİNİZ FAKAT AİLESİ İYİ DEĞİLSE NE EVLADINA NE DE SİZE HEM DÜNYADA HEM DE ÖLDÜĞÜNÜZDE HUZUR VERİRLER.
BENDEN SİZE BİR BACINIZ OLARAK NACİZANE TAVSİYEMDİR, BİR YÜREK ACISIDIR, BİR ÇIĞLIKTIR, NE OLUR DUYMAMAZLIK ETMETİN.

RABBİM SİZLERE GÜZEL KADERLER YAZMIŞ OLSUN TEK TEMENNİMB)B)B)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: <<< MEHİR NEDİR?<<<

gulen yazdı:
GÜZEL KARDEŞİM ÇOK GÜZEL YAZMIŞSIN.

SANA KENDİ HAYATIMDAN BİR ÖRNEK VEREYİM.
EŞİM BANA 100 GR ALTINI MEHİR OLARAK NİKAHIMIZDA SÖYLEDİ.EVLENDİK. EŞİM VEFAT ETTİ. ANA VE BABASI BIRAK MEHİR VERMEYİ SANA YEMİN EDİYORUM ÜMMEDİ MUHAMMET İÇİN DÜĞÜNDE TAKILAN ALTINLARIN TÜMÜNÜ İSTEDİLER. ÜSTELİK KENDİLERİ BEŞ KURUŞ PARA VERMEDEN BİZ KENDİMİZ EVLENDİK. BÜTÜN TAKILARI EŞİM ALDI ONLARA VERDİ KIZA TAKIN DİYE. TÜM BİLEZİKLERİ VE TÜM ÇEYREKLERİ İSTEDİLER. SADECE EŞİMİN BANA TAKTIĞI SETLE NİŞANDA TAKTIĞI BİRKAÇ ŞEY SEN DE KALSIN DİYE DE BİR DE EKLEDİLER.
KİRADA OTURUYORDUM. YENİ EVLİ İDİK. EŞİMLE BİR BANKANIN KASASINA KOYMUŞTUK ALTINLARI. BABASI DENEN VARLIK BANKAYA GİDİP OĞLUNUN ÖLDÜĞÜNÜ SÖYLEYİP KASANIN KAPATILMASINI SAĞLADI. ( EŞİM ASIL BEN DE KASANIN VEKİLİ İDİM. ASIL ÖLÜNCE VEKİLLİK DÜŞÜYOR KANUNEN VE KASA KAPATILIYOR.TÜM VARİSLER BİR ARAYA GELENE KADAR)
TELEFON ETTİM BEN ŞİMDİ NE YAPICAM KİRA VAKTİ GELDİ UTANMIYOR MUSUNUZ DİYE BANA BİZ SENİN NEYLE GEÇİNDİĞİNİ BİLMEYİZ DEDİLER.GAZETEYE BENİM RESMİMİ VERDİLER EŞİMLE BERABER OĞLUMUZ ÖLDÜ GELİN OĞLUMUZUN MALINA EL KOYMAK İSTİYOR DİYE UYDURUK BİR HABER YAZDIRDILAR. DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ????????????

GERİ ZEKALI GAZETECİNİN BİRİNE TAM 1 SAAT YALVARDIM GÜNAHTIR ÖLENLERİN SÖZ HAKKI YOK RESMİNİ BASMAYIN YARIN MİLLET O GAZETEYE ÇOCUĞUNUN BEZİNİ SARIP ATACAK AYIPTIR BİZ NİKAH RESİMLERİMİZİ SİZ BİZİM SULİYETİMİZİ KULLANIN DİYE ÇEKTİRMEDİK DİYE. ORALI BİLE OLMADILAR.

BIRAKIN MEHRİ VERMEYİ BAZILARI DUL HANIMLARDAN MEHİR İSTİYORLAR.

VE BU YARATIKLAR MÜSLÜMANIM DİYE ORTALARDA GEZİNİYORLAR.

YAZIKLAR OLSUN ACABA BU TARZ İNSANLAR YARIN RABBİN KARŞISINDA NASIL HESAP VERECEK!

OĞULLARINA NE SÖYLEYECEKLER????

Kİ EŞİM BÜTÜN ALTINLAR EŞİMİNDİR DİYE BİR YAZISI VAR FAKAT NOTER ONAYLI DEĞİL DİYE VASİYET OLMUYOR.

AİLESİ BİLDİĞİ HALDE EVLATLARINI HİÇE SAYIYORLAR.

YA KARDEŞİM ÖYLE UTANDIM ANLATAMAM BEN ONLARIN SOYADINI TAŞIRKEN BANA BABAM BAKTI. NASIL MAHÇUP OLDUM AİLEME ANLATAMAM. BİR DE ORDAN BURDAN BORÇ ALMAK ZORUNDA KALDIM.

ALLAH DEVLETİMİZDEN RAZI OLSUN MAAŞ BAĞLANDI DA RAHATLADIM.

DEMEK İSTEDİĞİM ŞU;
SENİN YAZDIĞINI ANCAK GÖNLÜ GERÇEKTEN RABBE DÖNÜK OLAN, EL KIZINI DA EVLAT BİLEN, İNSAN OLMANIN FAZİLETİNE EREN BİRİ ANLAYIP TATBİK EDER.

BAKSANA İNSAN CİSİMLİ YARATIKLAR NELER YAPIYOR NELER....

ALLAH DOĞRU YOLDAN AYIRMASIN..

ALLAH SİZLERİ İYİ İNSANLARLA KARŞILAŞTIRSIN, BAHTINIZDAN GÜLDÜRSÜN...

BENİ EŞİMLE TANIŞTIRAN,ONU SEVDİREN, BİZİ BİRBİRİMİZE YAZAN RABBİME HAMDOLSUN.

BAZI PIRLANTA GİBİ EVLATLAR NE ANA BABALARA DÜŞÜYORLAR:(:(:(:(

ÖMÜR BOYU RAHAT YÜZÜ GÖSTERMİYORLAR. SANIRIM BU DA ONLARIN İMTİHANI....:(:(:(

EŞİNİZLE İYİ GEÇİNEBİLİRSİNİZ, ÇOK SEVEBİLİRSİNİZ FAKAT AİLESİ İYİ DEĞİLSE NE EVLADINA NE DE SİZE HEM DÜNYADA HEM DE ÖLDÜĞÜNÜZDE HUZUR VERİRLER.
BENDEN SİZE BİR BACINIZ OLARAK NACİZANE TAVSİYEMDİR, BİR YÜREK ACISIDIR, BİR ÇIĞLIKTIR, NE OLUR DUYMAMAZLIK ETMETİN.

RABBİM SİZLERE GÜZEL KADERLER YAZMIŞ OLSUN TEK TEMENNİMB)B)B)B)



ve aleyküm selam ablam, başınızdan geçenlere çok üzüldüm.. hak verdiğim çok şey vardı yazınızda.. haklısınız bu konuda o duyarlılığa, o müslümanlık bilincine erişebilmiş pek az insan kalmış malesef.. istisnalar mutlaka vardır. fakat genelde müslümanım diyen insanların böyle hatalara düşmeleri üzüyor en çok da bizleri.. Amin ablam rabbim bu güzel duanızı kabul etsin inşallah. burada paylaşmanız beni çok etkiledi.ve üzüldüm de.. rabbim bir daha böyle acı şeylerle imtihan etmesin inşallah.. bizlere de ibret olsun.Rabbim yar ve yardımcınız olsun ablam..Allah'a emanet olun inş. selametle kalın:(:(
 

CEVDET-71

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
60
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
62
RE: <<< MEHİR NEDİR?<<<

GÜLEN KARDEŞİMİZE BENDE COK ÜZÜLDÜM ALLAH YARDIMCIN OLSUN KARDEŞİM ALLAHA EMANET OLUNB)B)
 

gulen

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
216
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: <<< MEHİR NEDİR?<<<

ALLAH SİZLERDEN DE RAZI OLSUN, SELAMETLE KALIN CANIM KARDEŞLERİM

B)B)B)B)B)B)B)B)
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: <<< MEHİR NEDİR?<<<

selamun aleykum...

cok güzel bir hatırlatma olmus bilmeyenlerimiz cok bu konuyu emeginize saglık...Rahman razı olsun ..selametle..
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: <<< MEHİR NEDİR?<<<

s.a güzel kardeşim, çok önemli bir konu paylaşmışsın

gerçekten...Rabbim razı olsun inşAllah.Emeğine sağlık...Allah'a emanet ol Aliyecim...Dua ile

inş..B)B)B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt