Kaan Erdem
Yönetici
- Katılım
- 9 Ara 2006
- Mesajlar
- 11,197
- Tepki puanı
- 230
- Puanları
- 63
Bizim Türkiye'de bir başka olur ramazanlar.İnananı - inanmayanı Ramazan yaklaşınca bir faaliyet içerisine girerler.Televizyon, eğlenceler tertiplemek için, memlekette ne kadar muzır sanatçı varsa, ne kadar hokkabaz, madrabaz, dinle alay etmesini beceren, dini esasları en usta bir şekilde alaya alan kimseleri bulur, onları ekrana getirir ve ''ramazan = eğlence'' senaryosunu oynar.Televizyonun bu güzel programını takidir etmemek mümkün değildir.
Türkiye'de Ramazan'ın en önemli ibadeti teravihlerdir.Tarihi kesin bilinmemekle beraber Türkiye'de ''Teravih müslümanları'' diye bir tür müslüman tipi oluşmuş.Bunlar, farz namazları kılmazlar; fakat iftardan sonra, teravih namazına oradan da kahveye okey oynamaya giderler.Tıpkı cumadan cumaya namaz kılan ''cuma müslümanları'', ya da bayramdan bayrama camiye giden ''bayram müslümanları'' olduğu gibİ.
TELEVİZYONDA RAMAZAN PROGRAMI
Televizyonun ramazan programı, güzel sesli şık giyimli, son model kıravatlı, sakalsız hafızların Kur'an okumasıyla başlar.Kuran okunmasını takiben, çağdaş bir din alimi dini bir sohbet yapar.Dini sohbet memurunun ''birlik-beraberlik'' çağrısından sonra dini(!) musiki, ilahi başlar.Musikinin neresi dini, bilemiyoruz fakat, olsa olsa iftardan sonra müslümanı uyutmak için en yumuşak nağmelerin seçilmiş olmasıdır.
TARİKAT FAALİYETİ YASAK AMA
Bazen bu musıkiye ''tasavvuf musikisi'' de diyorlar.
Tarikat faaliyetlerinin yasaklandığı Türkiye'de papiyon
kıravatlı sanatkarların bu sermonisi nasıl değerlendiriliyor, onu da bilmiyoruz.
Biz çağdaş olmaya namzet bir toplum olduğumuz için televizyonumuzu sadece böyle gerici eylemlere ayırmıyoruz; bu dini programlar arasına çok güzel reklamlar serpiştiriyoruz.
REKLAMLAR İLE ''ŞOKLAMA''
Televizyonumuzun reklamcılığı gerçekten ödüllendirilmeye layık.
Mesela; bir araba veya lastik reklamı yaparken araba çıplak birine sürdürülür ve yine lastik tanıtımı, lastiğin üzerine oturtulan çıplak bir kadın ile yapılır.Patates cipsini üstsüz bir kadın yiyerek tanıtırken, tanıtım icabı telefon kullanan bayan da gayri ahlaki bir vaziyette olur.
İslami diyerek izlediğiniz bir kanalda peygamberden, Kurandan, hadisten bahsedilirken huşu ile izlediğiniz televizyon kutusu reklamlar diyerek birden öyle bir kare gösterir ki size adeta fevriniz döner.
Alışmış olanlara çok bayağı, normal bir tablo olsa da hassasiyeti olanlar için tam bir ızdıraptır.
GAZETELERDE RAMAZAN
Ramazanın gelişine en çok sevinenler her halde gazetecilerimizdir.Hiçbir fedakarlıktan çekinmeyerek, değerli gazetelerinin bir sahifesini ramazana ayırırlar.
Gayet renkli gazetelerinde, özellikle sex ile dini bağdaştırmaya, aynı sahifelerde komşu yapmaya, onları birbirlerinden ürkmeyecek düzende vermeye itina gösterirler.
Sayfa başında Kuran meali reklamı yapılırken diğer bir sayfa, dağıttıkları Kuran'ın emirlerine aykırı kareler ile doludur.
Sebeb-i varlıkları, zaman zaman irticayı hortlatmakta olan bu süper tirajlı gazeteler, ramazan gelmeden önce, düzenleyecekleri din sahifesinin fizibillitesini yaparlar.Onların bu konuda en yakın yardımcıları olan çağdaşsal ve bilimsel din adamları, tefsirden hadise, islam tarihinden, tasavvufa kadar bütün islami bilgileri ihtiva edecek bir sahife hazırlamaya cehd u azm ederler.
RAMAZANI ZEHİR ETME PLANI
Bir taraftan ramazan sayfaları hazırlanırken diğer
taraftan ramazanın huzurunu bozucu haberler
hazırlanır medyamızda.Bu haberler ile hem
Ramazan ayı hem de müslümanlar aşağılanmak
istenir.Yapılan haberlerde bazı insanlara Ramazan
Ayı üzerinden iftira atılır ve o insanlar karalanmaya çalışılır.Malum haber ajansı ..... muhabirleri olan her olayı Ramazan ile bağdaştırmaya çalışarak iletir abonelerine.Haberi veren malum kanallar, haberden sonra şöyle bir not düşer; ''Efendim biz Ramazan Ayı'na terbiyesizlik etmek istemiyoruz, ne haddimize, oruçla bir derdimiz yok.Bu haberi hazırlayanlarda oruçlu(!).Bizim derdimiz Ramazan'ı ve orucu suistimal edenler ile...''
Her Ramazan'da aynı şeyleri görmekten bıkmış olan vatandaş da artık alışmıştır bu alçak tavırlara....
TEREVİHİ BİLMEYEN YAYIN YÖNETMENİ
Bu gün olduğu gibi geçmişe de gazeteler, Ramazan sayfaları hazırlarlardı.Yetmişli yılların en güçlü yayın organlarından olan ....... gazetesi de bir ara modaya uymuş, imaj değiştirmek için, çağdaş, ilerici -güya entelektüel- birini genel yayın yönetmeni yapmıştı.Sabah kahvaltısını İstanbul'da yapıp, öğle yemeğini Paris'te yiyen, kravatını Avrupa'dan getiren, azametinden yanına yaklaşılamayanbu genel yayın müdürünün yazı işlerinde bulunduğu bir akşam, ramazan sayfasının sonuncusu hazırlanmaktadır.
Derken bir konuda anlaşmazlık çıkar.Aslında bu bir anlaşmazlık değil, tam bir cehalet örneğidir.O akşam ramazan sayfasını hazırlayanlar, bu mubarek ayın son günü teravih namazı kılınıp kılınmadığı kanosunda aralarında tartışma başlar.Her kafadan bir ses yükselir.Meseleyi halledemeyeceklerini anlayınca içlerinden biri şöyle der: ''Yahu arkadaşlar, niçin kendimizi boşuna yoruyoruz.İ...... müftülüğüne bir telefon açalım, işin aslını öğrenelim.''
Bir diğeri daha akıllı olduğunu isbat etmek için: ''Hiç öyle şey olur mu? Koskoca bir gazetee, hem de ........ gibi sağcı bir gazetede bu kadar basit bir şeyi bilen yok mu? Bilmiyorsanız gazetenizin ramazan sayfasını hazırlayanalara sorun derlerse ayıp olmaz mı?'' şeklinde konuşur.
Bu hararetli konuşma devam ederken, masanın öbür başında bulunan gazetenin genel yayın müdürü ve başyazarı söylenenlere kulak vermiş olacak ki bir ara elinden kalemi bırakır, arkadaşlarına yönelir, sorumuzun cevabını alacağız diye sevinmeye hazırlanan sayfa sekreterine sorar:
''Sahi çocuklar, bu teravih dediğiniz şey nedir?''
BAKALIM DAHA NELER GÖRECEĞİZ?
Bakalım önümüzdeki ramazan neler göreceğiz.Ne güzelliklere veya alçaklıklara şahit olacağız.
Biz müslüman bir toplumuz, medyamızında bu hassasiyeti göstermesi gerekir.İşte bu yok bizim ülkemizde.Karşı tarafın kutsalına saygı duymak yok.
Ramazanımızı zehir etme planları yapan gazetelere şöyle sesleniyoruz; Bakın! Sahibiniz müslüman olmayabilir, islami hassasiyetleriniz de olmayabilir.Kimse sizden ramazan sayfası yapmanızı da istemiyor.Yani bir sayfanızı ramazana ayırmanız gerekmiyor.
Siz, oruç tutmasanızda olur.Çünkü önce iman gerekir.İmanı olmyanaın orucu aç kalmaktan başka bir şey değildir.
Siz, rahat durun yeter.Yani Ramazanımızı zehir etmeyin.Belki böylelikle Allah'ın rahmetine nail olursunuz.Belki iman nasib olur bu sebeple.Bir kıssa ile noktalayalım:
Bir Ramazan ayında çocuğun bir tanesi, sokakta elindeki ekmek ile yürüyordu.Bir yandan yiyiyor, diğer yandan ilerliyordu.Bunu gören babası çocuğunun kulağından çekerek, çocuğuna; bu zamanın, müslümanların oruç zamanı olduğunu dolayısıyla insanların açlık hissinin zirvede olduğunu ve alenen herkesin önünde yemek yememesini, bu hareketini tekrar etmemesini nasihtte bulundu.
Çocuğuda bu nasihate uydu ve bir daha bu harekette bulunmadı.
Şimdi burada ne var diyenler olabilir, ancak bu baba bir YAHUDİ idi.Ve Allah, bu hareketine mukabil ona iman nasib etti, hidayet yolunu buldu.....
Evet her Ramazan olduğu gibi önümüzdeki Ramazan ayınıda bekliyoruz.Bakalım neler yumurtlayacaklar...
ALINTIDIR............