Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

`Medeni `avrupa 18 asra kadar insan etini yiyordu ! (1 Kullanıcı)

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
gorun medeniyeti >>>18 asrin sonuna kadar Avrupada insan eti yeniyordu , eczanelerde insan kemiklerinden kanindan cigerinden vs yapilmis ilaclar yapiliyordu , kasablarda insan eti satiliyordu bu etler bazen hapiste yatanlarin etleri idi yada kimsesiz garibanlari etlerini yiyorlardi .Bunun adi kanibalizm idi ve ancak 19 asirda insan etlerini yemekten vazgectiler ama yinde de bazilari bu avrupali adetini devam ettiriyor
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
18. yüz yılda kapı arkalarında icra ettikleri “büyük abdestlerini” sokağa fırlattıkları için Taksim ve çevresinde kiracı olamayan çağdaş Avrupalı, Müslüman seyyahlardan görüp öğrendiği tahareti sadece kendince “modernize” etti o kadar.
İnsanın necasetten emin olabileceği alaturka tuvaleti, necasetten pay kapma adına olsa gerek alafrangaya çevirdi.
Suyun bir damlasının dolaşmadığı çöl ortasında bile taharetlenmek için kurallar koyan İslam’ı hala çağdaş görmeyen gözlere ne demeli?
İbadetin sıhhatine mani necasetin ölçüsü şudur fıkıh ilminde;
Sıvı ise el ayası kadar bir genişliği aşması, katı ise üç gramdan fazla olması.
Kur’an’da ehl–i kitap için kullanılan “necistirler” ifadesi ayrıca dikkate değer.
Avrupa’da tuvaletlerde “taharet musluğu” bulundurup bulundurmamak, demokratik hak bağlamında ele alınabilir.
Ama “taharet musluksuz” bu ülkelere giden Müslümanların suçu ve günahı ne?
Tarihi Gerçekler
Bir dahaki sefer ellerinizi yıkarken suyun sıcaklığı tam istediğiniz gibi değilse, eskiden İngiltere’de bu işlerin nasıl yapıldığını düşünün.

1500’lü yıllarda, İngiltere’de işler şöyle yapılıyordu:
İnsanların çoğu, haziranda evleniyordu. Çünkü, senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar; Haziranda henüz çok kötü kokmuyorlardı. Ama yine de kokmaya başladıkları için, gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla, ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.
Banyolar, içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu.
Evin erkeği, temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti.
Ondan sonra,oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak da bebekler, aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü.
İngilizce’deki “Banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın”(Don’t throw the baby out with the bath water) deyimi, buradan gelmektedir.

Evlerin çatıları, üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor; kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası, hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için, bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar (fareler, böcekler) çatıda yaşıyordu. Yağmur yağdığı zaman, çatı kayganlaşıyor ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu. İngilizce’deki “Kedi köpek yağıyor”(It’s raining cats and dogs) deyimi buradan gelmektedir.
Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu. Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi, büyük bir sıkıntı oluşturuyordu. Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan İngiliz usulü yataklar, buradan gelmektedir.
Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı.
Bunlar, kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu. Bunu önlemek için, yere saman (thresh) seriyorlardı. Kış boyunca saman sermeye devam ediliyordu. Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca, saman dışarıya taşıyordu. Buna mani olmak üzere, kapının altına bir tahta parçası konuyordu ki bunun adı “threshold” (saman tutan; Türkçesi “eşik”) idi.

Yemek pişirme işlemi, her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük bir kazanın içinde yapılıyordu. Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu. Çoğu zaman sebze yeniyor; et pek bulunmuyordu.
Akşam yahni yenirse, artıklar kazanda bırakılıyor; gece boyunca soğuyan yemek, ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu. Bazen, bu yahni çok uzun süre kazanda kalıyordu. “Bezelye lapası sıcak,bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası dokuz günlük” (Peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the pot nine days old) tekerlemesinin menşei budur.

Parası olanlar, kalay–kurşun alaşımından yapılmış tabaklar alabiliyordu. Asidi yüksek olan yiyecekler, kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep oluyor; böylece gıda zehirlenmelerine ve ölüme yol açıyordu. Domatesler,buna sık sık sebep olduğu için, bundan sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca, domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü.
Çoğu insanın, kalay–kurşun alaşımından yapılmış tabakları yoktu. Onun yerine, tahta tabaklar kullanıyorlardı. Çoğu zaman, bu tabaklar, bayat ekmekten yapılıyordu. Ekmekler, o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu. Bunlar, hiçbir zaman yıkanmadığı için, içinde kurtlar
ve küfler oluşuyordu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların ağızlarında, “tabak ağzı” (trench mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu.
Bira ve viski içmek için, kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim, insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen insanlar, bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yapıyorlardı.

Bunlar, birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor; aile, etrafına toplanıp yiyip içerek uyanıp uyanmayacağına bakıyordu. Buna, “uyanma” nöbeti deniyordu.
İngiltere, eski ve küçük bir yerdi; insanlar, ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı. Bunun için, mezarları kazıp tabutları çıkarıyor; kemikleri bir “kemik evi”ne götürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı.
Tabutlar açıldığında, her 25 tabutun birinde, iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü. Böylece, insanların diri diri gömüldükleri ortaya çıktı. Buna çözüm olarak, cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana dolamaya başladılar. Bir kişi, bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna, mezarlık nöbeti (graveyard shift) denirdi. Bazıları, zil sayesinde kurtulmuş (saved by the bell); bazıları da “ölü zilci” (dead ringer) olurdu.
Gerçekler bunlar. Kim demiş tarih sıkıcıdır diye. Kadriye ADAY
Nasıl?
Garip, tuhaf ve acayip değil mi?
Temizliği/nezafeti imanın bir parçası ilan ettiği 1400 seneden fazla olan bir dinin, İslam’ın mensupları batı değerleri(!) karşısında utanadursun, vakıa budan çok daha fazla.
Ama, neylersin, “izzeti zillette arar” olduktan sonra…

Muslim Karabacak
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
`Medeni` avrupanin toplumunda kanibalizm anlayisi uzerine sok eden bir arastirma

Der Spiegel dergisi

O zamanda elektirk kesfedilmisti ,vapur tren gibi medeni araclari fabrikalarda uretiyorlardi ama avrupanin eczaneleri hala insan etinden yapilmis merhem haplarla dolup tasiyordu . Medeni avrupa dunyasinda insan etini 19 asra kadar sifali otlarla bir tutuyorlardi . Tibbi kitablarda bas agrisina karsi ogutulmus insan kafatasindan yapilmis haplari oneriliyordu, romatizma gibi hastaliklara kasri ise insan yagini,
kalb hastaliklarina karsi ise insan kurutulmus insan kalbini yemeye

Her doktor her eczaneci insan bedenini parcalama islemini biliyordu , insan teninden yapilan ilaclarin bin bir rectesini biliyorlardi

` medeni aydin`olarak gecinen avrupalilar insan etini yiyerek kanini icerek olunun arta kalan omurunun seneleri kendi omurlerine eklenerek omurlerinin uzayacagini saniyorlardi
Tarihciler bu vahsi dusuncelere ancak 19 asirda son verildigini soyluyor
 

BULENT TUNALI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
2,307
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
52
Konum
BURSA-m.k.paşa
Web Sitesi
www.bilsankimya.com
SELAMÜN ALEYKÜM KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN.18 YÜZ YILA KADAR AVRUPADA AÇLIK SEFALET PİSLİK İÇİNDE BİR YAŞAM TARZI VARDI.BU DÖNEMDE DÜNYA TİCARETİNİN MERKEZİ SEMERKANT İPEKYOLU GİBİ YERLERDİ.İSLAM ÜLKELERİ İLİM ALANINDADA AVRUPANIN ÇOK İLERİSİNDE İDİ.YAPILAN MEDRESELE CAMİLER KISACASI İSLAM TARİHİ BUNUN AÇIK GÖSTERGESİDİR.FAKAT AVRUPADA RÖNESANS DÖNEMİNDEN SONRA DEĞİŞİKLİKLER BAŞ GÖSTERMEYE BAŞLADI İLME ÖNEM VERİLDİ.BU DÖNEMDE OSMANLI DEVLATİNDE DAHİ ARADIĞINI BULAMAYAN BİR ÇOK İLİM ADAMI.AVRUPAYA GÖÇ ETMİŞ BURADA İLMİN VE SANAYİLEŞMENİN GELİŞMESİNE KATKIDA BULUNMUŞLARDIR.BU DEĞİŞİKLİKLER KARŞISINDA İSLAM DEVLETLERİNDE BİR AVRUPA ÖZENTİSİ BAŞLAMIŞ.KENDİ KÜLTÜRLERİNİ BIRAKARAK BU GELİŞMEKTE OLAN AVRUPA ÜLKELERİNİN KÜLTÜRLERİNİ KAZANMAYA BAŞLAMIŞLARDIR.BU ÖZENTİ HALA VARDIR.VE AVRUPA İNSANINA BENZEMEYE MEDENİYET DENMİŞTİR.
PAYLAŞIMINIZDAKİ AÇIKLAMALARI GÖZ ÖNÜNE ALIRSAK NE DERECE BİR İNSAN TOPLULUĞUNUN YAŞAM TARZINI BENİMSEME ÖZENTİSİ OLDUĞU AÇIKÇA GÖRÜLECEKTİR.DOĞRUYU GÜZELİ GÖSTERMEK ADINA GÜZEL PAYLAŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.SELAM VE DUA iLE
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
SELAMÜN ALEYKÜM KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN.18 YÜZ YILA KADAR AVRUPADA AÇLIK SEFALET PİSLİK İÇİNDE BİR YAŞAM TARZI VARDI.BU DÖNEMDE DÜNYA TİCARETİNİN MERKEZİ SEMERKANT İPEKYOLU GİBİ YERLERDİ.İSLAM ÜLKELERİ İLİM ALANINDADA AVRUPANIN ÇOK İLERİSİNDE İDİ.YAPILAN MEDRESELE CAMİLER KISACASI İSLAM TARİHİ BUNUN AÇIK GÖSTERGESİDİR.FAKAT AVRUPADA RÖNESANS DÖNEMİNDEN SONRA DEĞİŞİKLİKLER BAŞ GÖSTERMEYE BAŞLADI İLME ÖNEM VERİLDİ.BU DÖNEMDE OSMANLI DEVLATİNDE DAHİ ARADIĞINI BULAMAYAN BİR ÇOK İLİM ADAMI.AVRUPAYA GÖÇ ETMİŞ BURADA İLMİN VE SANAYİLEŞMENİN GELİŞMESİNE KATKIDA BULUNMUŞLARDIR.BU DEĞİŞİKLİKLER KARŞISINDA İSLAM DEVLETLERİNDE BİR AVRUPA ÖZENTİSİ BAŞLAMIŞ.KENDİ KÜLTÜRLERİNİ BIRAKARAK BU GELİŞMEKTE OLAN AVRUPA ÜLKELERİNİN KÜLTÜRLERİNİ KAZANMAYA BAŞLAMIŞLARDIR.BU ÖZENTİ HALA VARDIR.VE AVRUPA İNSANINA BENZEMEYE MEDENİYET DENMİŞTİR.
PAYLAŞIMINIZDAKİ AÇIKLAMALARI GÖZ ÖNÜNE ALIRSAK NE DERECE BİR İNSAN TOPLULUĞUNUN YAŞAM TARZINI BENİMSEME ÖZENTİSİ OLDUĞU AÇIKÇA GÖRÜLECEKTİR.DOĞRUYU GÜZELİ GÖSTERMEK ADINA GÜZEL PAYLAŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.SELAM VE DUA iLE

aleykum selam ,cumlemizden hala avrupali medeniyetin ne oldugundan haberleri yok ki neye ozendiklerini bir bilseler

tek kelimeyle TEK DISI KALMIS CANAVARLAR

medeniyet aydinlik sadece ve sadece Islamda vardir bu bir gercektir
insanlik tarihi boyunca bu gercek zuhur etmisti Islamin oldugu yerde Muslumanin oldugu yerde huzur baris saadet medeniyet vardir

Kafirlerin oldugu yerde ise hep vahset gericilik kan ve gozyasi vardi kendileri mutmain olamadilar kendileri aradigini bulamadilar nerde kaldi ki baskalarina huzur ve demokrasi getirsinler

uluslararasi insan haklari beyannamesi dahi Hz Muhammedin sav Veda Hutbesinden (c)alnimisti kaynak belirtmemislerdi

iste AB Iste ABD iste gercek yuzleri ..
daha cok paylasacak sey var
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt