Mustafa Cilasun
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 22 Haz 2007
- Mesajlar
- 4,488
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 67
- Konum
- Kayseri
- Web Sitesi
- www.facebook.com
Gökyüzü bulutların hiddetiyle
Güneşi gizliyordu, gri bir tondu
Uzak diyarların gelen sakinleri
Havanın metaneti hissediyordu
Lakin çaresizdi bir kez gelmişti
Satmak için getirdiği her bir şeyi
Asvatasını yapmadan gidemezdi
Karar vermişti her şeyi satacaktı
Hareketli bir köşeye sergi açmıştı
Ne yapsın haklıydı mal görülmeliydi
Derken sakince beklerken su aldı
Kuruyan boğazını acıkan midesini
Islatmalıydı ne yapsın ki zavallıydı
Gelen üç adam yerden malları aldı
Para vereceklerini sandı oyalandı
O üç adam gözden kaybolanlardı
Neden sessiz kalmak zorundaydı
Dalyan gibi adamlardı ne yapardı
Bel kuşaklarında asılı kama vardı
Nihayet dayanamadı aniden bağırdı
Duyanlar şaşkın kaldı etrafa bakındı
Tacir yerlere yatıyor figan ediyordu
Gasp edildim hiç sahip yok diyordu
Feryadı duyanlar bir şey yapmalıydı
Şehrin ulularına haber tez ulaşmıştı
Bir araya gelen şehirde ki ekâbirler
Zavallı tüccarı dinledi karar verdiler
Sakin ol korkma senin olan verilecek
Diyerek zavallı taciri teskin etmişlerdi.
Aynı zaman da yeni bir kakara vardılar
Her kim bu şehre ticaret için gelir ise
Onun canı ve malı güvende olacaktır
Her kim karara uymazsa yakalanacak
Halkın önünde alenen teşhir edilecek
Verilen ceza meydanda uygulanacaktır.
Diyerek cahiliye döneminin erdem kokan
Henüz nübüvvet mührü bulunmayan
Ama herkes tarafından eminlikle anılan
Aminenin Abdullah oğlu muhammendin
İçinde bulunduğu şeref kattığı karardı
O tarihi kararın tek adı Hilfulfudul kaldı.