Hicret, göç etmektir. Maddî göç bellidir. Bir şehirden diğer bir şehre gitmek gibi…
Manevî göç teferruatlıdır. Bir Müslüman, bulunduğu beldede veya şartlar içinde dinini yaşayamıyorsa, o Müslüman dinini yaşayacağı bir beldeye gidebilir.
Bulunduğumuz odada televizyon varsa ve odada bulunanlar istemediğimiz bir programı izliyorlarsa, o odadan diğer bir odaya geçmek HİCRETTİR.
Akrabalar, arkadaşlar, komşular İslam’a aykırı yaşayışlarını sürdürmek için toplanmışlarsa, onların toplantısına katılmamak HİCRETTİR.
Her gün kahveye gidenler, her gün sohbetlere gitmeye başlarsa bu hal bir HİCRETTİR.
Kötü arkadaştan ayrılıp, âlimleri ziyarete gitmek HİCRETTİR.
Buyrulmuş ki “Bir dağın hareket ettiğini duyarsanız inanın; bir insanın huyunun değiştiğini duyarsanız inanmayın.”
Huylar değiştirilmez ama yönü değiştirilir. Huylara yön vermek, yönünü değiştirmek HİCRETTİR.
Bedenimizi bir yerden bir yere taşıma yerine, huyumuzu, âdetimizi, örfümüzü bir yerden bir yere taşıyalım.
Peygamberimiz’in ve O’nunla beraber hicret eden sahabenin bu hareketi, bütün Müslümanlara örnektir.
Bulunduğunuz işyerinde İslamiyet’i yaşayamıyorsanız, işinizi değiştirin.
Oturduğunuz muhit iyi değilse, evinizi değiştirin. Yaşayış tarzınızdan siz ve yakınlarınız memnun değilse, yaşayış tarzınızı değiştirin. Bu değişiklikler, dünyanızı cennet eder.
Alâk Sûresi “oku” diye başlar. Nasıl okuyacağımızı da hemen açıklar: “Oku, seni yaratan Rabbinin adıyla…”
Ne okursak okuyalım, Allah adına okumak lazım. Allah’ın yarattıklarını öğrenmek için okumak, dalaletten hakka HİCRETTİR.
Bir hanım tesettürün şartlarına riayet etmiyorsa, karar verip tesettürün şartlarını tam yerine getirmesi HİCRETTİR.
Çocuğumuza Kur’an öğretmeye başlamak bir HİCRETTİR.
Kısacası insanın kendi hayatında yaptığı iyiliklere doğru hareketlerin bütünü HİCRETTİR.
Hicret zordur; fakat cennet de ucuz değildir.
Allah, türlü işkencelere maruz kalan Peygamber’ine ve Müslümanlara, “hicret edin” diyor. “O işkencenin içinde kalın, sabredin” demiyor. Bu ayetten, olaydan bizim almamız gereken ders şudur: “Müslüman bile bile zarara giremez, haramdır!”
Haline bak…
Olumsuz bir durum varsa, olumlu hale geçmeye çalış. İşte hicret budur.
“Yer çalışsın, gök çalışsın, sen sıkılmazsan otur!
Bunların hakkında bilmem bir bahanen var mı? Dur!
Mâsivâ bir şey midir, boş durmuyor Hâlık bile,
Bak tecelli eyliyor bin şe’n-i günâgûn ile.
Ey bütün dünya ve mâfihâ ayaktayken, yatan!
Leş misin, davranmıyorsun? Bari Allah’tan utan!” Mehmed Akif Ersoy
Manevî göç teferruatlıdır. Bir Müslüman, bulunduğu beldede veya şartlar içinde dinini yaşayamıyorsa, o Müslüman dinini yaşayacağı bir beldeye gidebilir.
Bulunduğumuz odada televizyon varsa ve odada bulunanlar istemediğimiz bir programı izliyorlarsa, o odadan diğer bir odaya geçmek HİCRETTİR.
Akrabalar, arkadaşlar, komşular İslam’a aykırı yaşayışlarını sürdürmek için toplanmışlarsa, onların toplantısına katılmamak HİCRETTİR.
Her gün kahveye gidenler, her gün sohbetlere gitmeye başlarsa bu hal bir HİCRETTİR.
Kötü arkadaştan ayrılıp, âlimleri ziyarete gitmek HİCRETTİR.
Buyrulmuş ki “Bir dağın hareket ettiğini duyarsanız inanın; bir insanın huyunun değiştiğini duyarsanız inanmayın.”
Huylar değiştirilmez ama yönü değiştirilir. Huylara yön vermek, yönünü değiştirmek HİCRETTİR.
Bedenimizi bir yerden bir yere taşıma yerine, huyumuzu, âdetimizi, örfümüzü bir yerden bir yere taşıyalım.
Peygamberimiz’in ve O’nunla beraber hicret eden sahabenin bu hareketi, bütün Müslümanlara örnektir.
Bulunduğunuz işyerinde İslamiyet’i yaşayamıyorsanız, işinizi değiştirin.
Oturduğunuz muhit iyi değilse, evinizi değiştirin. Yaşayış tarzınızdan siz ve yakınlarınız memnun değilse, yaşayış tarzınızı değiştirin. Bu değişiklikler, dünyanızı cennet eder.
Alâk Sûresi “oku” diye başlar. Nasıl okuyacağımızı da hemen açıklar: “Oku, seni yaratan Rabbinin adıyla…”
Ne okursak okuyalım, Allah adına okumak lazım. Allah’ın yarattıklarını öğrenmek için okumak, dalaletten hakka HİCRETTİR.
Bir hanım tesettürün şartlarına riayet etmiyorsa, karar verip tesettürün şartlarını tam yerine getirmesi HİCRETTİR.
Çocuğumuza Kur’an öğretmeye başlamak bir HİCRETTİR.
Kısacası insanın kendi hayatında yaptığı iyiliklere doğru hareketlerin bütünü HİCRETTİR.
Hicret zordur; fakat cennet de ucuz değildir.
Allah, türlü işkencelere maruz kalan Peygamber’ine ve Müslümanlara, “hicret edin” diyor. “O işkencenin içinde kalın, sabredin” demiyor. Bu ayetten, olaydan bizim almamız gereken ders şudur: “Müslüman bile bile zarara giremez, haramdır!”
Haline bak…
Olumsuz bir durum varsa, olumlu hale geçmeye çalış. İşte hicret budur.
“Yer çalışsın, gök çalışsın, sen sıkılmazsan otur!
Bunların hakkında bilmem bir bahanen var mı? Dur!
Mâsivâ bir şey midir, boş durmuyor Hâlık bile,
Bak tecelli eyliyor bin şe’n-i günâgûn ile.
Ey bütün dünya ve mâfihâ ayaktayken, yatan!
Leş misin, davranmıyorsun? Bari Allah’tan utan!” Mehmed Akif Ersoy