Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Manevi afetler (1 Kullanıcı)

cerennur16

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ocak 2010
Mesajlar
17
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Afet: Bela, musibet, büyük felaket diye bilinir. Tarihte çok büyük afetler olmuştur. Ad kavmi, Hud kavmi, Lut kavmi, Nuh kavminin helakleri gibi ve buna benzer toplumların başına gelen büyük felaketler bu kabildendir. Allah korusun günümüzde benzer felaketler hep olmaktadır. Depremler, sel felaketleri, kuraklık ve son olarak Bangladeş’te on binlerce insanın ölümüne sebeb olan kasırgalar gibi. Cenab-ı Hak ölenlere rahmet, kalanlara sabırlar versin. Âmin.
Bazende ferdi felaketler olur. Kazalar, yangınlar, hastalıklar gibi. Bütün bu olaylar karşısında bize düşen görev tevbe etmek, dua etmek ve sabretmektir.

İnsan güçleri bu büyük afetler karşısında bazen aciz kalır. Aczimizi itirafla yaratanımızdan yardım dilememiz gerekir. Zira Cenab-ı Hak yaratan, yaşatan ve yönetendir. Bu ve bunun gibileri maddi afetlerdir.

Bir de manevi afetler vardır ki bunlar daha büyük felaketler getirir. Maddi felaketler karşısında nihayet mal mülk ve canımız gider, sabırla karşılanıldığı an ahirette dünyada iken kaybettiğimizin karşılığı olarak Allah bizlere Cenneti verir. Manevi afet ise insanın hem dünyasını hem ahiretini karartır. Neuzubillah.

Bu manevi afetleri peygamberimizin dilinden dinleyelim.

-Dinin afeti üçtür:

1-) Facir olan fakih. (Bildiğini yaşamayan ilim adamı.)

2-) Zalim yönetici.

3-) Cahil müctehid. (İhtisası olmadığı ve bilgisi bulunmadığı dini konularda fetva vermek. Herhangi bir konuda bana göre bu böyledir diyen kişi.) Deylemi. İbn-i Abbas’tan rivayet ediliyor.

Başka bir Hadis-i Şerif’te

“İlmin afeti; onu unutmaktır. Onu kaybetmek ise ehli olmayana onu öğretmektir.”

Yıllarca emek vererek öğrenilen bilgileri unutmak, o ilmin bir afetidir. Nice hafızlar tanırız ki ha’sı gitmiş vız’ı kalmıştır böylelerine peygamberimiz çok acı ifadeler kullanarak yermiştir. Allah affeylesin.

Bir diğer Hadis-i Şerif’te de bazı manevi afetlerden bahsedilir. Konu ile ilgili peygamber efendimiz buyuruyor ki,

Zarafetin afeti

Öğünmek ve faydasız sözlerdir.” Yani kibarlığın, beyefendiliğin, inceliğin afeti öğünmek malayani (manasız boş sözlerdir). Böbürlenen öğünen kimselerin, çoğu zaman kibarlığı, beyefendiliği, inceliği kalmıyor, kaba sapa bir insan halini alıyor bu da bir afet değil midir?

Şecaatin afeti: Serkeşliktir. Buyurmuştur.

Yiğitlik, cesurluk anlamına gelen bu güzel huy ve vasıf aşırılığa, inatçılığa, haddi tacavuza serkeşliğe dönüştüğünde insanda ne yiğitlik ne de cesurluk kalır. İyi hatırlıyorum gençliğimizde yiğitliği ve cesurluğu ile tanınan, sevilen bir adam vardı gün oldu yiğitliği, cesurluğu zulme vardırdı. Çevrede hiç ümit edilmeyen pısırık bir adam tarafından vuruldu, ne yiğitlik kaldı ne cesaret bir afet oldu gitti. Böyle ibretli hadiseler her gün olmaktadır. İbret alına.

Hoşgörünün afeti: Minnet etmektir. Buyurulmuştur. Minnet etmek başa kakmaktır. Yapılan yardımlar ve iyilikler Allah rızası için olmazsa bu yapılan yardımlar ve iyilikler boşa gider, heba olur bu da bir felakete dönüşerek böylece manevi kazançlarımızın yok olmasına sebeb olunur. Dikkatli oluna.

Güzelliğin afeti: Kibir göstermektir. Allah c.c. insanlara farklı güzellikler vermiştir. Fiziki güzellik, güzel bir ses, güzel bir makam ve mevki, mal, mülk, servet güzelliği v.s. bu ilahi lutuflar karşısında nimeti veren Allah’a şükretmek gerekirken, kibirlenmek her şeyi kendinden bilmek, bu gibi düşünce ve hareketler nimetlerin birer afeti haline dönüşmesidir.

İbadetin afeti: İbadetin afeti olur mu? Evet olur. Bazı insanlar Ramazan’da ve başka zamanlarda her nasılsa bir aşka gelir gecesini gündüzüne katar ibadete yoğunlaşır. Bir de bakarsın ki bir bıtkınlık gelmiş alıştığı bu güzel ibadetlere ara verir. Tembelleşir farz ibadetleri bile yapmaz. Bu halde ibadetin afeti durumundadır. Zira Peygamberimiz “ Az da olsa ibadetin devamlı olmasını makbul saymıştır.

Söz afeti: Yalan söylemektir. Zira Peygamberimiz yalanla imanın bir arada olamayacağını bildirmektedir. Yalancılığıyla tanınan kimselerin hiç adam yerine konmadığı bellidir. Tevbe istiğfar etmek gerek.

Asalet afeti: Kavmi, akrabası ve geçmişleri ile öğünmek. Benim babam, dedem müftü, âlim şöyle böyle diye öğünür ama kendinde bunlardan hiçbir şey yoksa ne demeli bilmem. Sen nasılsın? O dedene uygun bir yaşantın var mı geçmişiyle öğünen kimselerin geçmişine uygun güzel amelleri yoksa bu da asaletin afetidir.

Cömertliğin afeti: İsraftır buyurulmuştur.

İsraf: Gereksiz harcanan her şey israftır. Mal, mülk, servet, para, elektrik, su her türlü enerji hele en mühimi zaman bu israf a dâhildir. Kişi sahip olduğu değerleri gereksiz ve luzumsuz yere harcama lüksüne sahip değildir. Dinimiz bunu yasaklamıştır. Cömertlik övülmüş israf ise yerilmiştir. Ayet-i kerime’de “Allah israf edenleri sevmez.” diye buyurulmaktadır.

Dinin afeti: Hevadır. Heva nefsine uymaktır. Kuralları tanımamak keyfine göre yaşamak dini konularda kendi kafasına göre hareket etmektir. Din işleri ciddiyet ister, ilim ister, ihtisas ister, her meslek grubu kendi işini yapmalı dini konularda işi ehline bırakıp onların verdikleri fetvaya göre dünya ve ahiret işlerimizi şekillendirmemiz gerekir günümüzde herkes ulu orta kendisine göre fetva verip bir kargaşa ortamı meydana getirmektedir. İşte dinin afet böyle olur Allah korusun.

Bu sayılan manevi afetler bütün kazanımlarımıza ve sevablarımızı alıp götürmekte akıbetimizi de zarara sokmakta, ahiret işlerimiz zorlaşmaktadır Cenab-ı Hak hepimizi maddi ve manevi afetlerden korusun
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
emeğine sağlık kardeşim, selam ve dua ile..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt