Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

mahremiyet (1 Kullanıcı)

AHSEN-I FIGAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2007
Mesajlar
1,021
Tepki puanı
0
Puanları
0
Şeytanın ilk hilesi


Mahremiyet insanın yaradılışına dayanır. İnsanlığın babası Hz. Adem ile anası Hz. Havva'nın avret yerleri cennet elbiseleriyle örtülmüştü. Yasak ağaçtan yediklerinde avret yerleri açılmış ve bundan utanç duymuşlardı. Yüce Mevla, onları ve onların soyundan gelenleri uyarmıştı. Şeytanın ilk hilesi olan insanın avret yerlerini soyup açığa çıkarma arzusunun hiç sona ermeyeceğini, buna karşı çok dikkatli olmamız gerektiğini tekrar tekrar ifade buyumuştu.

(Araf, 20-27)

Avret yeri vücudumuzun açılması haram olan ve örtülmesi farz olan kısımlardır. Bunlara avret yerleri dendiği gibi "mahrem yerler" de denir. Mahrem yerlerimizi, oralara bakması ve dokunulması haram olan kişilere karşı örtülü tutmak zorundayız.. Çünkü bizim açmamız haram, onların da bakması ve dokunması haramdır.

İnsanı yaratan Yüce Mevla, her varlığın asıl sahibinin kendisi olduğunu ve insanın kendi vücudunun ve ruhunun bile kendisine emanet olarak verildiğini bildirmiştir.
"Bedenim bana aittir, dilediğimi yaparım!" gibi ben-merkezci bakış açısının akisne, "Beden bile emanettir, Yaradn ne buyuruyorsa onu yapabilirim." anlayışı esastır. Bu anlayış cinsel dokunulmazlıklailgili olan yönü, mahremiyet anlayışımızı oluşturur.

Yüce Mevla, insana kendi vücudundan başlayan ve kademe kademe genişleyen mahremiyetle ilgili bir takım hükümler koymuştur. Bundan dolayı insan kendi vücudunun mahremiyetine de riayet etmek zorunda olduğu gibi, başkalarının vücudunun mahremiyetine de riayet etmek zorundadır. İçinde insan yaşadığı için evlerinde mahremiyeti vardır...
Ölçüler, Sınırlar


Yüce Rabbimiz, aynı evin içinde yaşayan insanların, birbirlerinin mahremiyetine saygılı davranmalarının gerekliliği üzerinde durmuş ve şöyle buyurmuştur:

"Ey mü'minler! ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin (sıcak memleketler de öğlen uykusu için) soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, mahrem halde bulunacağınız üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. İşte ALLAH (c.c.) ayetleri size böyle açıklar. ALLAH, (her şeyi) bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Çocuklar ergenlik çağına girdiklerinde, kendilerinden öncekiler izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler. İşte ALLAH, size ayetlerini böyle açıklar. ALLAH (c.c.) alimdir, hakimdir." (Nur Suresi, 58-59)

Bu ayetlerde Yüce Mevla evde yaşayan dört grup insandan bahsediyor. Birincisi anne-babalar veya ailede bulunan evli büyükler. İkincisi günümüzde bulunmayan fakat eski dönemlerde ev hizmetlerini gören köle ve cariyeler. Üçüncüsü ergenlik çağına ulaşmamış çocuklar. Dördüncü grup da ergenlik çağına girmiş olan çocuklardır. Köle ve cariyeler günümüzde bulunmadığı için onların hukukuna girmeyip, diğer üç gruba kısaca değinelim:

*Ergenlik çağından itibaren, ev de bulunan her ferdin diğerlerinin odalarına ve bu arada anne-babanın odasına girerken her zaman izin istemesi gerektiğinde görüş birliği vardır.

*Ergenlik çağına ulaşmamış olan küçüklere gelince: Önce anne-babalara ve ailedeki diğer büyüklere, bu küçüklerin eğitimi ile ilgili bir görev verilmektedir: Çocuklara, üç vakitte yani sabah namazından önce, öğleyin soyunulduğu vakit ve yatsı namazından sonra anne-babanın ve büyüklerin odalarına girmemeleri gerektiği öğretilmelidir. Bu vakitlerde onların odalarına girmeleri ihtiyaç olursa, hemen kapıyı zorlayıp girmelerinin yanlış olduğu güzelce anlatılmalıdır. Üçüncü defadan sonra da izin alınamadığı takdirde içeriye girmenin kesinlikle doğru olmayacağı iyice belletilmelidir.

Ayette geçen üç vakit, "İnsanın görülmesinden ar duyduğu, utandığı" üç vakit olarak tanıtılmıştır. Yüce Mevla bu ifade ile insanın eşiyle istirahata çekildiği vakitlerde üzerinin açılabileceğine ve küçük çocuklarının bu halde büyüklerini görmelerinin doru olmadığına dikkat çekmektedir. Buradan şu sonuca rahatlıkla ulaşılabilir:
Anne-babalar ve diğer büyükler, ev içerisinde bahsi geçen üç vaktin dışında derli toplu giyinmelidirler. Giydikleri ev içi kıyafetlerinin en azından mahremler arası örtünmeye uygun olması gerekir. Yani erkekler için göbekle diz kapağı arasının ve kadınlar içinde göğüz ile diz kapağı arasının asgari olarak örtülü olması lazımdır..

Büyüklerin çocuklara, mahremiyet anlayışını erken yaşlardan itibaren kazandırmalarının farz olduğu bu ayetten anlaşılmaktadır. Alimlerimiz, çocukların mahrem yerlerinin örtülmesi ve anne-babalar da dahil olmak üzere bu mahremiyete özen gösterilmesi gerektiği üzerinde titizlikle durmuşlardır.

*Bebekler için avretin söz konusu olmadığı genel olarak kabul edilir. Hanefi müçtehitlerinden bir kısmı bunu dört yaşı ile sınırlandırmışlardır. Onlara göre dört yaşından on yaşına kadar çocukların mahrem yerleri "birincil avret" dediğimiz insanın ön ve arkasıdır. On yaşından sonra da artık büyüklerin mahremiyet ölçülerinin onlara da uygulanması gerektiğini beyan ederler.

(İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar, 1/407, 408)

Diğer Alimlerimizi görüşleri de bu içtihada yakındır. Bazıları yedi yaşını esas almış, bazıları da cinsel olarak haz duyabilecek bir vücut yapısına ulaşılmış olmasına önem vermiştir..
Ağaç yaşken eğilir


Sonuç olarak, kız çocuğu olsun erkek çocuğu olsun, bahsi geçen yaşlardan itibaren avret mahallerini örtmek zorundadırlar. Anne- babalar bu mahremiyet anlayışını, başka bir ifade ile utanma duygusunu, örtünme gereğini küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kazandırmakla yükümlüdürler.

Alimlerimizin bir kısmına göre yedi yaşından, bir kısmına göre on yaşından itibaren ana-babalar dahil olmak üzere diğer büyükler çocukların mahrem yerlerine bakamazlar. Onlara banyo yaptırırken bile peştamal sarındırmak suretiyle yardımcı olmaları gerekir.

Çocuklara mahremiyet duygusunu kazandırması açısından büyüklerin bir konuya daha özen göstermeleri çok faydalı olacaktır. Çocuğa ayrılmış olan odaya büyükler girerken kapıyı çalarak izin istemeleri çok yerinde bir davranıştır. Böylece çocuk, hem kendisine değer verildiğinin farkına varacak, hemde özel oadalara girerken izin istenmesi gerektiğini büyüklerinden görerek öğrenmiş olacaktır.

Aile içinde mahremiyetle ilgili hükümlere özen göstermek Yüce Mevla'ya imanın bir gereğidir. Ayet-i Kerimeler'de oadalara hangi saatlerde nasıl girileceği ile ilgili hükümlerin ayrıntılı olarak ifade buyrulması, mahremiyet anlayışının bir müslüman için ne kadar önemli olduğunu zaten ortaya koymaktadır.

İslam'ın gerekli gördüğü mahremiyet anlayışını ihmal etmenin sebep olduğu buhranlar, günümüzde herkes tarafından müşahede edilmektedir...
ALLAH (c.c.) Neden Haram Kılar?

Dinimizde yasaklanmış olan her fiil için haram kelimesi kullanılır. Bu yasaklama bazen yasaklanan şeyin çok değerli ve saygın oluşundan, yani dokunulmazlığından kaynaklanır, bazen de yasaklanan şeyin değersizliğinden ve zararlı oluşundan kaynaklanır.

Kabe'yi yıkmanın, insan öldürmenin haram oluşu, çok değerli ve hürmete layık olmaları dolayısıyladır.

Leşin, dışkının, börtü böceğin ve benzeri şeylerin gıda olarak alınmasının haram oluşu ise onların değersiz, pis ve zaralı oluşundandır.


MEHMET IŞIK

SEMERKAND DERGİSİ
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt