Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

..m.zahid Kotku... (1 Kullanıcı)

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Mehmet Zahid Kotku Hazretleri 1897 yılında Bursa kale içinde Türkmenzade Sokak'ta dünyaya gelmişlerdir. Ailesi Şirvân'a bağlı, eski bir hanlık merkezi olan Nuha'dandır. Kafkasya'da bir dağ eteğinde bulunan ve ipekçiliği ile meşhûr olan bu yöreden Osmanlı-Rus Harbi sırasında Anadolu'ya 1297`de göç eden Müslümanlarla gelmişlerdir. Bursaya geldiğinde henüz 16 yaşında olan babası İbrahim Efendi, Bursa Hamza Bey Medresesi'nde tahsil görüp çeşitli yerlerde imamlık yapmıştır. 1929 yılında vefat etmiştir. Annesi Sabire Hanım da Mehmet Zahid Hocaefendi henüz 3-4 yaşlarında iken vefat etmiştir. Mehmet Zahid Kotku Hoca Efendi'nin ağabeyi Ahmet Şakir Efendi'de Kudüs'te ve Çanakkale cephelerinde savaştıktan sonra 28 yaşında cephede hastalanarak şehit olmuştur.
Aile fertlerini bir bir kaybeden Hoca Efendi, Bursa Sanat Okulu'nda okurken, o sıralarda patlak veren Birinci Dünya Harbi sebebiyle on sekiz yaşındayken askere çağırılmıştır. Uzun yıllar askerlik yapmış ve Suriye cephesinden dönüşte de orduda yazıcılığa devam etmiştir.
Aynı zamanda derslere, toplantılara ve vaazlara da devam etmiştir. 1917 yılında Gümşhane Tekkesi'ne giderek Şeyh Ömer Ziyaeddin Efendi Hazretleri'ne bağlanmıştır. Bu bağlılık neticesinde manevi değişiklikler kısa zamanda Hoca Efendi üzerinde kendini göstermeye başlamıştır. Ziyaeddin Efendi'nin vefatı üzerine onun yerine geçen Tekirdağlı Mustafa Fevzi Efendi yanında manevi eğitimlerine devam etmiş, 27 yaşında da eğitimini tamamlamıştır.
Böylelikle Ramuzul e-hadis, Hizbi Azam, Delail-i Hayrattan dersler verebilme selahiyeti ile birlikte Beyazıt, Fatih, Ayasofya camiinde ve medreselerde derslere devam etmiştir. Hoca Efendi bir süre sonra Bursa'ya dönmüş ve orada evlenmiştir. 1929 yılından itabaren pek çok camide hatiplik yaptıktan sonra 1985 yılında İskender Paşa Cami'nde vefatına kadar vazifesine devam etmiştir.
Mehmet Zahid Kotku Hazretleri kalmak üzere 1979 yılında gittiği, Hicaz'dan 1980 yılında ağır hastalıkları sebebiyle geri dönmüş, 13 Kasım 1980'de Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. 14 Kasım 1980 günü Süleymaniye Camii'nde çok kalabalık bir topluluk eşliğinde cenaze namazı kılınmıştır.
20. yüzyılın en büyük İslam alimlerinden biri olan Mehmet Zahid Kotku Hazretleri İslam ahlakının yayılması için uzun yıllar hizmet etmiş, çok değerli tefekkürlerini ve ilmini yüzlerce insanla paylaşarak çağımıza ışık tutan şahıslardan biri olmuştur.​

Sohbetleri

Mehmed Zahid Efendi'nin ilmini paylaştığı camilerde yaptığı hizmet genellikle sohbet niteliğinde olmuştur. Klasik ilmihal bilgilerini değişik ve güncel kanıtlarla açıklar, Kuran ayetlerini ve Hz. Muhammed (sav)'in hadislerini de aktarırdı. Dinleyicileri toplumun farklı kesimlerinden oluşan geniş bir yelpazeye sahipti; çiftçiden esnafa, öğretim üyesinden devlet adamına kadar uzanıyordu. Dinleyenleri günlük hayatın durağan çizgisinden sıyıran hikmetli konuşmalarını dinlemek için özellikle Cuma ve Pazar günleri çok uzaklardan gelenler olurdu. Hadis açıklamalarına dayanan uzun sohbetleri adeta açık üniversite işlevini görüyordu.
Mehmed Zahid Efendi sohbetlerinde açıkladığı bilgileri bizzat hayata geçirerek dinleyenlerine örnek olan bir eğitimciydi. Kendisi farklı sözlerinde yalnızca bilmek değil, bildiğini uygulayarak ilmi hayata mal etmenin gerekliliğine değinmiştir.
Etrafındaki insanların ona duyduğu büyük saygı ve hayranlık hislerine karşın mütevaziliğinden asla ödün vermeyen Kotku Efendi, herkesi dikkatle dinler, kimseyi kırmazdı.​

Yardımseverliği


Mehmed Zahid Efendi ruhun temizlenmesini, kirlerden paslardan arınmasını, ancak fedakarlıkla, feragatle kısaca "Allah yoluna harcamak"la mümkün olduğunu düşünmüştür. "Veren el, alan elden üstündür" hadisinin doğrultusunda talebelerini karşılıksız vermeye, Allah için hayır yapmaya teşvik etmiştir. Bu amaçla Hakyol Eğitim Yardımlaşma ve Dostluk Vakfı'nın kurulmasına öncülük etmiştir. Nitekim Kuran'da Yüce Allah arınmanın ve iyiliğe erişmenin infak (Allah için harcamak) ile mümkün olacağını şöyle bildirmiştir:
"Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz." (Al-i İmran Suresi, 92)

Nasihatleri

Nasihatlerinin temelini, "Müslümanların kardeş olduğu" gerçeği oluşturur. Kardeşliğin bir gereği olan yardımın, hizmetin tam olarak yerine getirilmesini istemiştir.
Sevgi ve saygı temeli üzerine kurulan İslam kardeşliğinin, kişiyi başkalarının hatalarıyla uğraşmaktan alıkoyması gerektiğini, kendi hatalarımızı görerek onları düzeltmeye çalşmanın daha doğru olacağını her fırsatta ifade etmiştir. Bu sebepledir ki, sohbetlerinde hiçbir zaman başkalarının hataları konu edilmemiş, hele ki İslam'a hizmet eden, emeği geçen, eserleri bulunanlar eleştiri konusu olmamışlardır. Bu tutumu günümüz Müslümanları'nın birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını yeniden kazanmaları için tüm inananlara bir örnektir.
Sık sık "Ölüme hazırlıklı olunuz" nasihatini yinelerdi.
13 Kasım 1980 günü uyurken Hakk'ın rahmetine kavuşan bu değerli insan Kanuni Sultan Süleyman türbesi arkasında, muhteşem bir cemaat eşliğinde defnedilmiştir.​

Sözleri

"Ey muhterem kardeşim! Biz herkese hüsn-ü zan eder (güzel bir gözle bakarız), kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki, "Oğlum! Herkes iyi, ben yaman; Herkes buğday ben saman de ve öylece kabul et" nasihatinde bulunur, böylece de kibir, gurur, ucub ve kendimizi beğenmekten bizleri korumuş olurdu. (Kotku Efendi'nin babası bir imamdır.)"
"Tevbeyi sadece günahkarların yapacağını sanmak büyük hatadır. Kimi günahından, kimi gafletinden, kimi bütün boş işlerden, kimi ibadetine güvenmenin verdiği aldatıcı gururdan, kimi de bizzat tevbesinden tevbe eder. Kulun yaratılış gayesinin farkına varması ve bu ulvi gaye ile yaşadıkları arasındaki çelişkiyi kaldırmaya çalışması tevbenin ta kendisidir."​
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
selamun aleykum abi ellerine yüreğine saglık rabbim razı olsun
rabbimize emanetsin inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Mehmet Zahid Kotku Hazretleri 1897 yılında Bursa kale içinde Türkmenzade Sokak'ta dünyaya gelmişlerdir. Ailesi Şirvân'a bağlı, eski bir hanlık merkezi olan Nuha'dandır. Kafkasya'da bir dağ eteğinde bulunan ve ipekçiliği ile meşhûr olan bu yöreden Osmanlı-Rus Harbi sırasında Anadolu'ya 1297`de göç eden Müslümanlarla gelmişlerdir. Bursaya geldiğinde henüz 16 yaşında olan babası İbrahim Efendi, Bursa Hamza Bey Medresesi'nde tahsil görüp çeşitli yerlerde imamlık yapmıştır. 1929 yılında vefat etmiştir. Annesi Sabire Hanım da Mehmet Zahid Hocaefendi henüz 3-4 yaşlarında iken vefat etmiştir. Mehmet Zahid Kotku Hoca Efendi'nin ağabeyi Ahmet Şakir Efendi'de Kudüs'te ve Çanakkale cephelerinde savaştıktan sonra 28 yaşında cephede hastalanarak şehit olmuştur.
Aile fertlerini bir bir kaybeden Hoca Efendi, Bursa Sanat Okulu'nda okurken, o sıralarda patlak veren Birinci Dünya Harbi sebebiyle on sekiz yaşındayken askere çağırılmıştır. Uzun yıllar askerlik yapmış ve Suriye cephesinden dönüşte de orduda yazıcılığa devam etmiştir.
Aynı zamanda derslere, toplantılara ve vaazlara da devam etmiştir. 1917 yılında Gümşhane Tekkesi'ne giderek Şeyh Ömer Ziyaeddin Efendi Hazretleri'ne bağlanmıştır. Bu bağlılık neticesinde manevi değişiklikler kısa zamanda Hoca Efendi üzerinde kendini göstermeye başlamıştır. Ziyaeddin Efendi'nin vefatı üzerine onun yerine geçen Tekirdağlı Mustafa Fevzi Efendi yanında manevi eğitimlerine devam etmiş, 27 yaşında da eğitimini tamamlamıştır.
Böylelikle Ramuzul e-hadis, Hizbi Azam, Delail-i Hayrattan dersler verebilme selahiyeti ile birlikte Beyazıt, Fatih, Ayasofya camiinde ve medreselerde derslere devam etmiştir. Hoca Efendi bir süre sonra Bursa'ya dönmüş ve orada evlenmiştir. 1929 yılından itabaren pek çok camide hatiplik yaptıktan sonra 1985 yılında İskender Paşa Cami'nde vefatına kadar vazifesine devam etmiştir.
Mehmet Zahid Kotku Hazretleri kalmak üzere 1979 yılında gittiği, Hicaz'dan 1980 yılında ağır hastalıkları sebebiyle geri dönmüş, 13 Kasım 1980'de Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. 14 Kasım 1980 günü Süleymaniye Camii'nde çok kalabalık bir topluluk eşliğinde cenaze namazı kılınmıştır.
20. yüzyılın en büyük İslam alimlerinden biri olan Mehmet Zahid Kotku Hazretleri İslam ahlakının yayılması için uzun yıllar hizmet etmiş, çok değerli tefekkürlerini ve ilmini yüzlerce insanla paylaşarak çağımıza ışık tutan şahıslardan biri olmuştur.​

Sohbetleri

Mehmed Zahid Efendi'nin ilmini paylaştığı camilerde yaptığı hizmet genellikle sohbet niteliğinde olmuştur. Klasik ilmihal bilgilerini değişik ve güncel kanıtlarla açıklar, Kuran ayetlerini ve Hz. Muhammed (sav)'in hadislerini de aktarırdı. Dinleyicileri toplumun farklı kesimlerinden oluşan geniş bir yelpazeye sahipti; çiftçiden esnafa, öğretim üyesinden devlet adamına kadar uzanıyordu. Dinleyenleri günlük hayatın durağan çizgisinden sıyıran hikmetli konuşmalarını dinlemek için özellikle Cuma ve Pazar günleri çok uzaklardan gelenler olurdu. Hadis açıklamalarına dayanan uzun sohbetleri adeta açık üniversite işlevini görüyordu.
Mehmed Zahid Efendi sohbetlerinde açıkladığı bilgileri bizzat hayata geçirerek dinleyenlerine örnek olan bir eğitimciydi. Kendisi farklı sözlerinde yalnızca bilmek değil, bildiğini uygulayarak ilmi hayata mal etmenin gerekliliğine değinmiştir.
Etrafındaki insanların ona duyduğu büyük saygı ve hayranlık hislerine karşın mütevaziliğinden asla ödün vermeyen Kotku Efendi, herkesi dikkatle dinler, kimseyi kırmazdı.​

Yardımseverliği


Mehmed Zahid Efendi ruhun temizlenmesini, kirlerden paslardan arınmasını, ancak fedakarlıkla, feragatle kısaca "Allah yoluna harcamak"la mümkün olduğunu düşünmüştür. "Veren el, alan elden üstündür" hadisinin doğrultusunda talebelerini karşılıksız vermeye, Allah için hayır yapmaya teşvik etmiştir. Bu amaçla Hakyol Eğitim Yardımlaşma ve Dostluk Vakfı'nın kurulmasına öncülük etmiştir. Nitekim Kuran'da Yüce Allah arınmanın ve iyiliğe erişmenin infak (Allah için harcamak) ile mümkün olacağını şöyle bildirmiştir:
"Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz." (Al-i İmran Suresi, 92)​

Nasihatleri

Nasihatlerinin temelini, "Müslümanların kardeş olduğu" gerçeği oluşturur. Kardeşliğin bir gereği olan yardımın, hizmetin tam olarak yerine getirilmesini istemiştir.
Sevgi ve saygı temeli üzerine kurulan İslam kardeşliğinin, kişiyi başkalarının hatalarıyla uğraşmaktan alıkoyması gerektiğini, kendi hatalarımızı görerek onları düzeltmeye çalşmanın daha doğru olacağını her fırsatta ifade etmiştir. Bu sebepledir ki, sohbetlerinde hiçbir zaman başkalarının hataları konu edilmemiş, hele ki İslam'a hizmet eden, emeği geçen, eserleri bulunanlar eleştiri konusu olmamışlardır. Bu tutumu günümüz Müslümanları'nın birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını yeniden kazanmaları için tüm inananlara bir örnektir.
Sık sık "Ölüme hazırlıklı olunuz" nasihatini yinelerdi.
13 Kasım 1980 günü uyurken Hakk'ın rahmetine kavuşan bu değerli insan Kanuni Sultan Süleyman türbesi arkasında, muhteşem bir cemaat eşliğinde defnedilmiştir.​

Sözleri

"Ey muhterem kardeşim! Biz herkese hüsn-ü zan eder (güzel bir gözle bakarız), kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki, "Oğlum! Herkes iyi, ben yaman; Herkes buğday ben saman de ve öylece kabul et" nasihatinde bulunur, böylece de kibir, gurur, ucub ve kendimizi beğenmekten bizleri korumuş olurdu. (Kotku Efendi'nin babası bir imamdır.)"

"Tevbeyi sadece günahkarların yapacağını sanmak büyük hatadır. Kimi günahından, kimi gafletinden, kimi bütün boş işlerden, kimi ibadetine güvenmenin verdiği aldatıcı gururdan, kimi de bizzat tevbesinden tevbe eder. Kulun yaratılış gayesinin farkına varması ve bu ulvi gaye ile yaşadıkları arasındaki çelişkiyi kaldırmaya çalışması tevbenin ta kendisidir."​

EsSelamuAleyküm Resul kardeşim;
Mehmed Zahid Kotku(Rh.A) Hocamızı anmamıza vesile olan yazınızdan dolayı Rabbim razı olsun..Cümlemizi;
"Ölüme hazırlıklı olunuz."
nasihatını daim aklında tutan..o yola azık hazırlayan kullarından eylesin inşaAllah..
Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
EsSelamuAleyküm Resul kardeşim;
Mehmed Zahid Kotku(Rh.A) Hocamızı anmamıza vesile olan yazınızdan dolayı Rabbim razı olsun..Cümlemizi;
"Ölüme hazırlıklı olunuz."
nasihatını daim aklında tutan..o yola azık hazırlayan kullarından eylesin inşaAllah..

Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..



VEALEYNA ALEYKÜM SELAM TALİP AMCA

AMİN ECMAİN CÜMLEMİZDEN İNŞ.
ALLAH"A EMANET OLUNUZ
SELAM VE DUA İLE
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
esselamu aleyküm Resul abim.
Rabbimiz c.c sizden razı olsun. emeğinize sağlık..
Rabbul alemin M. Zahid Kotku Hz. den (rh.a) razı olsun,
yad etmemize vesile olan değerli paylaşımınızdan dolayı şefaatlerini nasip eylesin size Resul abim..
En Emin'e emanet olun inşaAllah..
selam ve baki dualar ile..
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Arkamdan Ağlama

Öldüğüm gün tabutum yürüyünce
Bende bu dünya derdi var sanma!
Bana ağlama,
"Yazık, yazık!" "Vah, vah!" deme!

Şeytanın tuzağına düşersen vah vahın sırası o zamandır.
"Yazık, yazık" asıl o zaman denir.
Cenâzemi gördüğün zaman "Elfirak, elfirak!" deme!
Benim buluşmam asıl o zamandır.

Beni mezara koyunca elvedâ demeğe kalkışma!
Mezar cennet topluluğunun perdesidir.
Mezar hapis görünür amma,
Aslında canın hapisten kurtuluşudur.

Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret!
Güneşle aya batmadan ne ziyan gelir ki?
Sana batma görünür amma
Aslında o doğmadır, parlamadır.

Yere hangi tohum ekildi de yetişmedi?
Neden insan tohumu için
Bitmeyecek, yetişmeyecek zannına düşüyorsun?

Hangi kova suya salında da dolu olarak çekilmedi?
Can Yusuf'un kuyuya düşünce niye ağlarsın?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç!
Çünkü artık hay-huy'un, Mekânsızlık aleminin boşluğundadır.
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
esselamu aleyküm Resul abim.

Rabbimiz c.c sizden razı olsun. emeğinize sağlık..
Rabbul alemin M. Zahid Kotku Hz. den (rh.a) razı olsun,
yad etmemize vesile olan değerli paylaşımınızdan dolayı şefaatlerini nasip eylesin size Resul abim..
En Emin'e emanet olun inşaAllah..

selam ve baki dualar ile..



VEALEYNA ALEYKÜM SELAM KARDEŞİM

AMİN ECMAİN CÜMLEMİZDEN İNŞ.
"ALLAH" CÜMLE ÜMMET-İ MUHAMMED'E HAKK'I HAK, BATIL'I BATIL OLARAK GÖREBİLMEYİ MÜYESSER EYLESİN. (AMİN)

ALLAH"A EMANET OLUNUZ
SELAM VE DUA İLE
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Arkamdan Ağlama


Öldüğüm gün tabutum yürüyünce
Bende bu dünya derdi var sanma!
Bana ağlama,
"Yazık, yazık!" "Vah, vah!" deme!

Şeytanın tuzağına düşersen vah vahın sırası o zamandır.
"Yazık, yazık" asıl o zaman denir.
Cenâzemi gördüğün zaman "Elfirak, elfirak!" deme!
Benim buluşmam asıl o zamandır.

Beni mezara koyunca elvedâ demeğe kalkışma!
Mezar cennet topluluğunun perdesidir.
Mezar hapis görünür amma,
Aslında canın hapisten kurtuluşudur.

Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret!
Güneşle aya batmadan ne ziyan gelir ki?
Sana batma görünür amma
Aslında o doğmadır, parlamadır.

Yere hangi tohum ekildi de yetişmedi?
Neden insan tohumu için
Bitmeyecek, yetişmeyecek zannına düşüyorsun?

Hangi kova suya salında da dolu olarak çekilmedi?
Can Yusuf'un kuyuya düşünce niye ağlarsın?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç!

Çünkü artık hay-huy'un, Mekânsızlık aleminin boşluğundadır.


B)EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIKB)ALLAH RAZI OLSUNB)
ALLAH"A EMANET OLUNUZ
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt