gecekondu
Kayıtlı Kullanıcı
Hatırlamak, Ama Unutmamak Üzere
Sizlere bu yazımızda, İslâm tarihinden bazı kesitler sunarak önemli olaylardan bir bölümünü hatırlatıp, sizleri bu olayları yeniden düşünmeye davet edeceğiz. Amacımız, geçmişte yaşanılanları iyi bilip geleceğe daha emin ve sıhhatli bir şekilde bakmaktır. Çünkü geleceğimizin sağlam ve güvenilir temellere dayanmasının yegâne yolu, önceki dönemleri iyi bilmek, anlamak ve sıhhatli bir şekilde yorumlamaktan geçmektedir. Hatırlamak ise, bunları taptaze kılabilmenin bir başka yoludur.
***
Lütfen hatırlayınız!
Hz. Adem (as) ile Hz. Havva annemizin cennette mutlu bir hayat yaşarlarken lanetli şeytanın onları cennetten nasıl uzaklaştırdığını
Lütfen hatırlayınız!
Hz. Adem'in oğlu Kabil'in, büyük bir kıskançlık sonunda kardeşi Habil'i nasıl öldürdüğünü
Lütfen hatırlayınız!
Hz. Nuh (as)'ın bir gemi yapıp kendine inananları buna doldurduktan sonra, Allah'a inanmayan oğlunun azgın dalgalar arasında nasıl boğulduğunu
Lütfen hatırlayınız!
Puthanedeki putları kırdıktan sonra müşriklerce ateşe atılan Hz. İbrahim (as)'ı ateşin nasıl yakmadığını ve bulunduğu yerin bir gül bahçesi halini nasıl aldığını
Lütfen hatırlayınız!
Elindeki asasını yere vurmasıyla açılan denizden kendisine inananlarla birlikte karşı kıyıya geçen Hz. Musa (as)'a, Allah'a iman etmeyenlerin suda nasıl boğulduklarını
Lütfen hatırlayınız!
İslâm'ı Rabbinden aldığı şekilde kimsenin kızmasından, darılmasından ve kınamasından korkmadan eksiksiz bir şekilde tebliğ eden şanlı peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) efendimizin çektiği çileleri, verdiği büyük mücadeleyi, örnek yaşayışını ve kutlu davetini
Lütfen hatırlayınız!
Mekke'nin ileri gelenlerince Peygamber efendimize: “Sana ne istiyorsan verelim. Makam, mevki, para, kadın, iktidar. Gel, bu davadan vazgeç!” teklifine onun: “Bir elime güneşi, bir elime de ayı koysanız, bu davadan asla vazgeçmem.” dediğini
Lütfen hatırlayınız!
“Anam, babam sana feda olsun yâ Resulallah!” diyerek savaşlarda en yakınlarına karşı Allah ve Rasul'ü adına mücadele veren mübarek sahabileri
Lütfen hatırlayınız!
Bedir Savaşı'nda düşman safları içinde, Müslüman olmamış oğlunu görünce Hz. Ebubekir (ra)'ın kılıcına nasıl sarıldığını
Lütfen hatırlayınız!
Savaşta: “Baban, kardeşin ve kocan şehit oldular” diyenlere: “Onları bırakın, Peygamber'e bir şey oldu mu, onu söyleyin?” diyen mübarek hanım sahabiyi
Lütfen hatırlayınız!
Yüzünün asıklığını soranlara: “Kudüs, Hıristiyanların elinde olduğu sürece nasıl gülebilirim?” diyen büyük İslâm Kumandanı Selahaddin-i Eyyubî'yi
Lütfen hatırlayınız!
Misafir kaldığı odada, Kur’ân-ı Kerim bulunduğundan sabaha kadar uyumayıp ayakta bekleyen Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'yi
Lütfen hatırlayınız!
21 yaşında olduğu halde, İstanbul'u aldıktan sonra şehirde askerlerine yaptığı konuşmada: “Sakın, kadınları, çocukları, yaşlı ve ihtiyarları öldürmeyiniz, ağaçları kesmeyiniz, kimsenin malına, ırzına, namusuna el sürmeyiniz.” diyen genç Fatih Sultan Mehmed'i
Lütfen hatırlayınız!
Ruslarla, yıllarca onurlu ve şahsiyetli mücadeleler veren Dağıstan arslanı Şeyh Şamil'i
Lütfen hatırlayınız!
Batılı sömürgeci devletlerden İtalya'ya karşı tavizsiz ve korkusuzca direnişte bulunup adını altın harflerle tarihe yazdıran Ömer Muhtar'ı
Lütfen hatırlayınız!
Para karşılığında Filistin'den toprak isteyen Yahudilere: “Atalarımın kanlarıyla sulayıp aldıkları bu toprakları ben parayla satamam.” deyip Yahudilere Filistin'den toprak vermeyen Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid'i ve aynı Yahudileri 1948'de devlet olarak ilk tanıyanları
Lütfen hatırlayınız!
İslâm Hilâfeti'ni yok etme planlarını uygulamaya koyup bunda başarılı da olan Batılı devletleri ve onların yerli işbirlikçilerini
Lütfen hatırlayınız!
“Baban, amcan, dayın ve ağabeylerin şehit düştüler. Son yongam sensin. Namusumuzu, dinimizi ve Hilâfetimizi ayaklar altında çiğnetme, ezanımızı susturma!” diyerek son oğlunu da Çanakkale cephesine cihada gönderen büyük annelerimizi
Lütfen hatırlayınız!
Yüzyıllarca minarelerden ezan okunan, seccadelerinde namaz kılınıp dua edilen ve ama bugün cami olmaktan çok müze adı altında kiliseye dönüştürülen Ayasofya'yı
Lütfen hatırlayınız!
Şapka giymediği bahanesiyle idam edilen muazzez şehidimiz İskilipli Âtıf Hoca'yı ve yine gayr-ı İslâmî uygulamalara karşı çıktığı ve direndiği için zulme uğrayan, işkenceye maruz kalan ve şehit edilen binlerce Müslümanı
Lütfen hatırlayınız!
1979'da Afganistan'ı işgal etmesine rağmen cihada boyun eğip ülkeyi terk etmek zorunda kalan zalim Rus güçlerini
Lütfen hatırlayınız!
Dünya ülkelerinin gözleri önünde Bosna'da kadın, çoluk-çocuk demeden katliamda bulunan Sırp canilerini ve onların zalim ve fakat sözde barışsever destekçilerini
Lütfen hatırlayınız!
Azerbaycan'ı, Keşmir'i, Filistin'i, Cezayir'i, Çeçenistan'ı, Kosova'yı, Somali'yi, Afganistan, Irak'ı ve diğerlerini.
Lütfen hatırlayınız!
Bir tarihlerde basında “din” kelimesinin kullanılmasının ve “Allah” adının anılmasının nasıl yasaklandığını
Lütfen hatırlayınız!
Materyalist zihniyetlerce yetiştirilen nesillerin İmam-Hatip Okullarımızı nasıl kapattıklarını ve Kur’ân-ı Kerim Kurslarımızı nasıl tatil ettiklerini
Lütfen hatırlayınız!
Devlet dairelerine, okullara, üniversitelere inançlarının gereği başörtülü olarak alınmayan hanım ve kızlarımıza reva görülen insanlık dışı uygulamaları
Lütfen hatırlayınız!
12 yaşından ufak çocuklarımıza nasıl ve niçin Kur’ân-ı Kerim okumayı yasakladıklarını...
***
Hafızalarımızda canlandıracağımız sayısız miktarda daha pek çok hadise var. Biz sizlere bunlardan sadece bazılarını hatırlatabildik. Bu konuda bizlere düşen, yaşanan bu gerçeklerden dersler ve ibretler alarak hareket tarzımızı, dost ve düşmanlarımızı yakından tanımaktır. Çünkü Kur’ân-ı Kerim bizlere: “Kâfirleri dost edinmeyiniz, şayet onları dost edinirseniz, imanınızdan sonra sizi geri çevirirler de zalimlerden olursunuz.” buyuruyor.
Bizler Allah ve Rasul'ünün yanında olduğumuz sürece hiçbir güç elimizi bükemeyecektir. Çünkü izzet ve şeref sadece Allah ve O'nun Rasul'ünün yanındadır.
“Rabbimiz, bizlere dünyada bir güzellik, ahirette de bir güzellik ver ve bizleri cehennemin yakıcı azabından muhafaza eyle”.
ALINTI ..!! B) selam ve dua ile....
Sizlere bu yazımızda, İslâm tarihinden bazı kesitler sunarak önemli olaylardan bir bölümünü hatırlatıp, sizleri bu olayları yeniden düşünmeye davet edeceğiz. Amacımız, geçmişte yaşanılanları iyi bilip geleceğe daha emin ve sıhhatli bir şekilde bakmaktır. Çünkü geleceğimizin sağlam ve güvenilir temellere dayanmasının yegâne yolu, önceki dönemleri iyi bilmek, anlamak ve sıhhatli bir şekilde yorumlamaktan geçmektedir. Hatırlamak ise, bunları taptaze kılabilmenin bir başka yoludur.
***
Lütfen hatırlayınız!
Hz. Adem (as) ile Hz. Havva annemizin cennette mutlu bir hayat yaşarlarken lanetli şeytanın onları cennetten nasıl uzaklaştırdığını
Lütfen hatırlayınız!
Hz. Adem'in oğlu Kabil'in, büyük bir kıskançlık sonunda kardeşi Habil'i nasıl öldürdüğünü
Lütfen hatırlayınız!
Hz. Nuh (as)'ın bir gemi yapıp kendine inananları buna doldurduktan sonra, Allah'a inanmayan oğlunun azgın dalgalar arasında nasıl boğulduğunu
Lütfen hatırlayınız!
Puthanedeki putları kırdıktan sonra müşriklerce ateşe atılan Hz. İbrahim (as)'ı ateşin nasıl yakmadığını ve bulunduğu yerin bir gül bahçesi halini nasıl aldığını
Lütfen hatırlayınız!
Elindeki asasını yere vurmasıyla açılan denizden kendisine inananlarla birlikte karşı kıyıya geçen Hz. Musa (as)'a, Allah'a iman etmeyenlerin suda nasıl boğulduklarını
Lütfen hatırlayınız!
İslâm'ı Rabbinden aldığı şekilde kimsenin kızmasından, darılmasından ve kınamasından korkmadan eksiksiz bir şekilde tebliğ eden şanlı peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) efendimizin çektiği çileleri, verdiği büyük mücadeleyi, örnek yaşayışını ve kutlu davetini
Lütfen hatırlayınız!
Mekke'nin ileri gelenlerince Peygamber efendimize: “Sana ne istiyorsan verelim. Makam, mevki, para, kadın, iktidar. Gel, bu davadan vazgeç!” teklifine onun: “Bir elime güneşi, bir elime de ayı koysanız, bu davadan asla vazgeçmem.” dediğini
Lütfen hatırlayınız!
“Anam, babam sana feda olsun yâ Resulallah!” diyerek savaşlarda en yakınlarına karşı Allah ve Rasul'ü adına mücadele veren mübarek sahabileri
Lütfen hatırlayınız!
Bedir Savaşı'nda düşman safları içinde, Müslüman olmamış oğlunu görünce Hz. Ebubekir (ra)'ın kılıcına nasıl sarıldığını
Lütfen hatırlayınız!
Savaşta: “Baban, kardeşin ve kocan şehit oldular” diyenlere: “Onları bırakın, Peygamber'e bir şey oldu mu, onu söyleyin?” diyen mübarek hanım sahabiyi
Lütfen hatırlayınız!
Yüzünün asıklığını soranlara: “Kudüs, Hıristiyanların elinde olduğu sürece nasıl gülebilirim?” diyen büyük İslâm Kumandanı Selahaddin-i Eyyubî'yi
Lütfen hatırlayınız!
Misafir kaldığı odada, Kur’ân-ı Kerim bulunduğundan sabaha kadar uyumayıp ayakta bekleyen Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'yi
Lütfen hatırlayınız!
21 yaşında olduğu halde, İstanbul'u aldıktan sonra şehirde askerlerine yaptığı konuşmada: “Sakın, kadınları, çocukları, yaşlı ve ihtiyarları öldürmeyiniz, ağaçları kesmeyiniz, kimsenin malına, ırzına, namusuna el sürmeyiniz.” diyen genç Fatih Sultan Mehmed'i
Lütfen hatırlayınız!
Ruslarla, yıllarca onurlu ve şahsiyetli mücadeleler veren Dağıstan arslanı Şeyh Şamil'i
Lütfen hatırlayınız!
Batılı sömürgeci devletlerden İtalya'ya karşı tavizsiz ve korkusuzca direnişte bulunup adını altın harflerle tarihe yazdıran Ömer Muhtar'ı
Lütfen hatırlayınız!
Para karşılığında Filistin'den toprak isteyen Yahudilere: “Atalarımın kanlarıyla sulayıp aldıkları bu toprakları ben parayla satamam.” deyip Yahudilere Filistin'den toprak vermeyen Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid'i ve aynı Yahudileri 1948'de devlet olarak ilk tanıyanları
Lütfen hatırlayınız!
İslâm Hilâfeti'ni yok etme planlarını uygulamaya koyup bunda başarılı da olan Batılı devletleri ve onların yerli işbirlikçilerini
Lütfen hatırlayınız!
“Baban, amcan, dayın ve ağabeylerin şehit düştüler. Son yongam sensin. Namusumuzu, dinimizi ve Hilâfetimizi ayaklar altında çiğnetme, ezanımızı susturma!” diyerek son oğlunu da Çanakkale cephesine cihada gönderen büyük annelerimizi
Lütfen hatırlayınız!
Yüzyıllarca minarelerden ezan okunan, seccadelerinde namaz kılınıp dua edilen ve ama bugün cami olmaktan çok müze adı altında kiliseye dönüştürülen Ayasofya'yı
Lütfen hatırlayınız!
Şapka giymediği bahanesiyle idam edilen muazzez şehidimiz İskilipli Âtıf Hoca'yı ve yine gayr-ı İslâmî uygulamalara karşı çıktığı ve direndiği için zulme uğrayan, işkenceye maruz kalan ve şehit edilen binlerce Müslümanı
Lütfen hatırlayınız!
1979'da Afganistan'ı işgal etmesine rağmen cihada boyun eğip ülkeyi terk etmek zorunda kalan zalim Rus güçlerini
Lütfen hatırlayınız!
Dünya ülkelerinin gözleri önünde Bosna'da kadın, çoluk-çocuk demeden katliamda bulunan Sırp canilerini ve onların zalim ve fakat sözde barışsever destekçilerini
Lütfen hatırlayınız!
Azerbaycan'ı, Keşmir'i, Filistin'i, Cezayir'i, Çeçenistan'ı, Kosova'yı, Somali'yi, Afganistan, Irak'ı ve diğerlerini.
Lütfen hatırlayınız!
Bir tarihlerde basında “din” kelimesinin kullanılmasının ve “Allah” adının anılmasının nasıl yasaklandığını
Lütfen hatırlayınız!
Materyalist zihniyetlerce yetiştirilen nesillerin İmam-Hatip Okullarımızı nasıl kapattıklarını ve Kur’ân-ı Kerim Kurslarımızı nasıl tatil ettiklerini
Lütfen hatırlayınız!
Devlet dairelerine, okullara, üniversitelere inançlarının gereği başörtülü olarak alınmayan hanım ve kızlarımıza reva görülen insanlık dışı uygulamaları
Lütfen hatırlayınız!
12 yaşından ufak çocuklarımıza nasıl ve niçin Kur’ân-ı Kerim okumayı yasakladıklarını...
***
Hafızalarımızda canlandıracağımız sayısız miktarda daha pek çok hadise var. Biz sizlere bunlardan sadece bazılarını hatırlatabildik. Bu konuda bizlere düşen, yaşanan bu gerçeklerden dersler ve ibretler alarak hareket tarzımızı, dost ve düşmanlarımızı yakından tanımaktır. Çünkü Kur’ân-ı Kerim bizlere: “Kâfirleri dost edinmeyiniz, şayet onları dost edinirseniz, imanınızdan sonra sizi geri çevirirler de zalimlerden olursunuz.” buyuruyor.
Bizler Allah ve Rasul'ünün yanında olduğumuz sürece hiçbir güç elimizi bükemeyecektir. Çünkü izzet ve şeref sadece Allah ve O'nun Rasul'ünün yanındadır.
“Rabbimiz, bizlere dünyada bir güzellik, ahirette de bir güzellik ver ve bizleri cehennemin yakıcı azabından muhafaza eyle”.
ALINTI ..!! B) selam ve dua ile....