Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

lütfen bu yazıyı okumayınız (1 Kullanıcı)

kaniirfan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
647
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Tuhaf bir cümle kurmadığımın farkındayım. Şaşkınlık benimle ilgili değil.

Gereksiz bir zamanda, gereksiz bir kuşakta, gereksiz bir hayatta bulunmanın gereksizliğinden söz ediyorum.

Bize "ikra!", "oku!" diye bir buyruk gelmemiş. Okuma başlangıcı "Rabbinin adıyla" hiç olmamış. "Beşikten mezara kadar ilim" öğretisinin sahibi değiliz. "İlim mü'minin yitik malı" değildir. "Bana bir harf öğretenin kölesi" değiliz. "Hasan bin Sabit'e şiir söylemesi" buyrulmadı. Bir ilim denizinden gelmiyoruz. Şiir deryasından hiç geçmedik. Kütüphanelerimizin rafları kitapsız. Kütüphanelerimiz rafları belki hiç olmadı. Büyük âlimlere, velilere, şairlere sahip değiliz. İlim kapısının beldesi bizde değil. Ümmi olmaktan ilim sahibi olmaya hiç yol almadık.

Tuhaf bir dünyada yaşıyoruz.

Çocuklarımız gözlerini açar açmaz teknolojinin gayyasındalar. Okullara gidiyorlar, bitiriyorlar, iş güç, ev bark, araba, villa sahibi oluyorlar.

Geçmiş zamanda azınlıkken çok daha okuyordu kitleler. Kitle demek yanlış, küçük öbekler, gruplar. Dergilerimiz çok satıyordu. Kitaplarımız baskı üzerine baskı yapıyordu. Has şairlerimizin, âlimlerimizin, bilgelerimizin, vaizlerimizin peşinde koşuyorduk. Açtık. Dünyayı, ideolojileri, insanları tanımaya çalışıyorduk. Milletin üzerine abandırılmış yabancılıklara karşı bilgilenerek direniyorduk. En iyi şiirleri, öyküleri, denemeleri okuyor, sonra da yazmaya çabalıyorduk. Bir yolumuz istikametimiz ve idealimiz vardı.

Şimdi yalnızız. Etrafımız boşaldı.

Gazeteler çoğaldı. Gazeteler muhafazakârlaştı. Muhafazakârlar modernleşti. Modernler renkli sayfaların albenisi içinde yitti. Şairler, öykü yazarları, deneme yazarları idealistiler [İslâmcılar] bambaşka bir dünyada, bambaşka bir denizde yüzüyorlar.

Edebiyat dergileri kıt kanaat, zor bir yolculukta.

"Falanca yazarı okuyun.." diye bir öğütte bulunamıyoruz. Söylesek ne yazar, ne umursanır. Kimi okumayın desek bu belki daha çok ilgi çekecek. Kışkırtıcı. Bahane oluşturacak cinsten. Şiir kitapları 500 bile basılmıyor, basılan da olduğu yerde duruyor. Yayınevleri şiir ve öykü kitaplarının yüzüne bakmıyor.

Kitap okumak, yazar ve şair tanımak zor iş.

Bir zamanlar sahaflar piyasasını dolaşırken bir tanıdık kitapçı dostum, bizim düşünce geleneğimizle ilgisi yok. Cemal Süreya ile tanışmamıza o vesile olmuştu. Daha doğrusu Cemal Süreya bizim Evdeki Yabancı kitabımızı orada görmüş almış okumuş. Bizimle tanışmak istemişti. Kitapla ilgili bir değinmesi de olmuştu. Bir genç yazar için bunlar heyecan vericiydi. Kitabımızı imzalayıp kendisine takdim ettik, tanıştık. Zaman zaman görüştük. Şafak Kitapevi, bir binanın ikinci katındaydı. Sürekli giderdik. Sonra oradan taşınmak zorunda kaldı. Başörtülü kızların sahaflar çarşısını, kitapçıları doldurması dikkatini çekmişti. "Gelecek sizin" demişti. Öyle idi.

Yedi İklim dergisi çevresinde çok sayıda bayan yazar belirdi. Bunların birçoğu kitap sahibi oldu. Bir kısmının yazı çabaları sürüyor. Bir kısmı hayata teslim oldu.

Okuyan geçlerimiz çok hızlı yükseldi, bürokraside, kamuda, özel sektörde iş sahibi oldular. Kalemleri kırıldı. Dilleri tutuldu. Elleri başka düzlemlerde gezinmeye başladı. 1980 darbesi solun üzerinden geçti.

Başörtülüler 2000'li yıllardan sonra bir başka düzleme doğru hızlı bir kayışta. Kitap yerine araba, kalem yerine lüks edinme süreci başladı. Hızla sekülerleşmeye gidildi.

Erkeklerden söz etmiyoruz. Onlar büyük bölümüyle bir rahatlık içindedirler. Çünkü onların önünde başörtüsü gibi bir engel yok. Genç kızlar kadar acı çekmediler. Kitap okuma, yazı yazma konusunda çok da azimli olmadılar

Rahatlık her zaman insanı tembelleştirir.

Çile ve acının olduğu zamanlarda insanların azmi daha da artar.

Böyle bir yazıdan sonra kimilerin okunup kimlerin okunmaması çok mu önemli?

Üniversiteye başlayan ya da bizimle tanışmaya gelen gençlere hep öneririz. Üstat Sezai Karakoç'un bütün eserlerini okuyun, ondan sonra ne okursanız okuyun diye. Buna Üstat Necip Fazıl'ı da eklemek gerekiyor.

Günümüz gençliği sağlam bir İmam Hatip geleneğinden uzaklaştı. Dergi ve kitap okumuyor. Okuyanların sayısı da çok sınırlı. Bir üniversite kentinde bir edebiyat dergisi üç beş tane satıyorsa vay o ülkenin gençliğinin haline. Vay o ülkenin geleceğine. Burada dil de susar, kalem da. Gençlik gelecekte bir iktidar oluşturacağına iktidarların payandası olur. Yemi olur, geleceksizliği olur.

Ali Haydar Haksal/milli gazete
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt