Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Libya Düşerse Hedef Sensin! (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
images

Libya Düşerse Hedef Sensin!

Haritayı önüne çek, ibretle bak! Adı konulmamış bir savaş bu! Ben diyeyim 3., sen de “4. Dünya Harbi.” 20. yüzyıl tarih kronolojisi yeter, bir fikir vermeye. Abdülhamid düşerken elindeydi topraklar. Abdülhamid düştü.

Düşen, bir halife değildi sadece, yerlerde süründü insanlık. Balkanlar çıktı elinden, Hicaz çıktı. Afrika kurda kuşa yem oldu, Kafkasya esir, Himalaya mahzun.

Sarıkamış bir namerdin eliyle 90 bin’i kurban verdi toprağa. Çanakkale, 500 bin müslümanı Alman komutana teslim etmenin adıydı. Dost ateşi(!) kırdı, ümmetin evladını. Limon Von Sanders’ti, ihanetin adı.

Filistin, Cemal’den İngiliz’e teslim. Asit havuzları bekler Muhammed’in Ordusu’nu. Kör etmek için gözleri. Alman sevinir bu işe. Sarhoş yatağı sokaklar, bir iğrençlik halkası. Çanlar çalınır, Berlin’de. Okunur, kardinalin mesajı.

Sorar Mehmet Akif: “Biz sizinle ittifak değil miyiz? Kudüs’ün düşmesiyle nedir bu bayram havası?

Alman, Haçlı gururuyla: “Bu, Papalık’ın zaferi. O ayrı, bu ayrı. Şimdi sevinme zamanı!”

İşte o zaman düşünür Akif: “Ah Koca Sultan, sana ayıp etmişiz kocaman!”

İngiliz, Lozan’ı imzalamaz. Şartı vardır:

“İslam Birliği’ni kaldır. Kanunlarını Avrupa’dan al! Bizden ol, kısaca. Sonra gel, kapıma.”

“Emredersiniz!”

Çekilir Haçlılar, Istanbul’dan. Fatih’le alay ederek. Avrupa, Batılı bir ülke daha kazanmıştır, henüz Boğaz’dan ayrılmadan.

Boydan boya kana boyanır, Afrika. Cezayir, 10 milyondan 3 milyona iner, 1917’den 1961’e. Çekilirken cuntalarını bırakırlar, tüm coğrafyaya. Taşeron zalimlerdir, Burgiba, Buttefika… BAAS’ın kolları…

Eliyle yerleştirir toprak ağalarını, savaş baronlarını… Suud, Saddam, Nasır, Hüseyin, Barzani, Hasan, Şah Rıza… Son kullanma tarihi geçen, defolu raflara kaldırılır. Ruh gitmiş, iskelet kalmıştır.

Osmanlı’nın yıkılışı yoksul Hristiyan’a da dokunur, Buda’ya da... Güney Amerika eroinle, siestayla kaybeder nesilleri. Çin gaddar, Rus azman, Hint yamyamdır, halklarına karşı.

Kuzey, Güney’i hapsetmiştir. Dünya bir cezaevidir artık. Müebbede mahkum. Hammadde Güney’den yok pahasına alınır, Kuzey cebini doldurur, bu kirli pazarda.

Vietnam, acıyla yoğrulur. Kamboçya iç savaşla… Terör yapıları oluşur, peyderpey. NATO, Varşova Paktı, AB, BM… Gelirler mazlumların üstüne; amansız, ansız.

Satın alınmış liderler(!) koşa koşa giderler, üye olmaya. “Dünya ile beraber hareket etmeliyiz, Siyon Protokolü’nce.”

Çağdaş hocalardan alınan fetva, kardeş katlini onaylıyormuş. Irak’a yağan bombalar varsın ülkemizden kalksın, bizim vebalimiz yokmuş. Hangi iktidar olsa aynısını yaparmış. Başkası gelse daha mı iyi olurmuş(!)

Nuh demek yetmez, Peygamber de demelisin. Çünkü iman etmek için Hz. Nuh demeli. Yüce Resullerin emperyalizme karşı direnişini bilmeden, sürgünü yaşamadan, ‘Kardeşinin ayağına diken batsa yüreğinde hissetmeden’ Müslümanlık olmaz, insanlık da…

Ateşe atılmadan, Kızıldeniz’i geçmeden, kurtuluşa yelken açmadan, sabır ile Mısır’ı beklemeden anlaşılamaz Vahiy, yoksa okunup geçilir Mushaf.

Ütopya mı, gerçek mi yaşadıkların? İşgale uğramamış santim toprak kaldı mı dünyada? 100 yerde kan akıyor. 60 yerde kokain komasından göç ediyor insanlar. 40 yerde alkolü kaçırıyorlar, intihar odaları kuruluyor parklara.

Nazi bir yandan, ötenazi diğer yandan.

Teşhis kolay, ya tedavi! Önce sevgi:

”Müslüman müslümanın kardeşidir. Kardeşlerinizin arasını bulun!”

“Müslüman erkekler ve kadınlar birbirinin velisidirler.”

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçekten iman etmiş olamazsınız.”

“Bir insanı kurtaran bütün insanlığı kurtarmış gibidir.”

“Vaktiyle…” diyeceksiniz, demeyin. Şerif Hüseyin’i bilmeyen mi var? Lakin yüklenebilir mi torunlarına, dedelerinin günahı?

Bağdat’ta ve Kabil’de basılacak tarih kitapları İncirlik’i yazarlar yakında! O zaman eğersin başını. Bakamazsın Arap’ın, Peştun’un yüzüne!

Bırak Sağ’ı Sol’u! Kamalak’la Kurtulmuş bir araya gelsinler, “Acil” koduyla! Topçu da katılsın. “Libya İçin El ele!” desin, her üçü de. Yakın tarihi sorgulayan herkes çalışsın, kafa yorsun. Çanakkale ile Libya tıpatıp benziyor. Olaylar, roller, niyetler, öncesi, sonrası…

Dersim’in çocukları ses versin Libya için! Evladını kör kurşuna kurban veren analar haykırsın Çorum’da, Sivas’ta!

Libya Anadolu’dur, Anadolu Libya’dır.

Seçim ittifakı kurtarmaz, Libya düşerse! 550’yle gelsen ne olur ki, kan yürürken coğrafyamın üstüne! Sen ben yok, biz varız. Sen de yaşadın acıyı. Telaviv’in Güneydoğu kolu senin de yaktı canını. 100 bin evladını yitirdin, yarım asırdır.

Hedefte sen varsın. Kimseyi suçlama. “Müslüman Libya halkının yanındayız!” diyemeyen ‘yere bakan yürek yakan mahcup adam’ senin eserin!

Kendimi ve seni uyarıyorum: “Şahid ol Ya Rab!”

Tarık Sezai Karatepe
images
 

melankolik5288

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2009
Mesajlar
2,753
Tepki puanı
1,743
Puanları
163
Yaş
36
"Tarih tekerrürden ibaret" Ağabey bu söz tekrar doğruluğunu kanıtlıyor. 1. Dünya Savaşından önce batılılar nasıl halkları sömürdüyse benzer yollarla sömürüyor ve yeni sömürge bölgeleri elde etmeye çalışıyor. Maalesef Müslüman kardeşlerimiz bunu hala anlayamadılar. Allah sonumuzu hayır eylesin. Biran önce uyanmak ve birlikte Haçlı tohumlarına karşı mücadele etmek dileğiyle...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
'İslam Birliği Birleşmiş Milletleri Kurulsun'
Koalisyon güçleri Libya'ya ağır saldırılarını sürdürürken, Diyanet- Senden Batıya tepki, İslam Dünyasına uyarı geldi. Diyanet-Sen, İslam Birliği Birleşmiş Milletlerinin kurulmasını önerdi.

Diyanet-Sen genel Başkanı Mehmet Bayraktutar tarafından yapılan açıklamada, “BM’nin Libya'ya yönelik kuvvet kullanma kararının hemen ardından “demokrasi” ve “özgürlük” söylemleri ile operasyon başlatan Koalisyon Güçlerini kınıyoruz” denildi.

BM’nin Bosna-Hersek'te 1992-1995 yılları arasında süren soykırıma ve İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılara duyarsız kaldığını vurgulayan Bayraktutar, yaşanan çifte standart uygulamalara son vermenin ancak İslam Birliği Birleşmiş Milletleri kurmakla mümkün olacağını savundu.

Kirli Oyun Bozulmalı

Libya’ya yapılan saldırının amacının iyi niyetli olmadığını vurgulayan Bayraktutar, “Biz yapılan operasyonun amacının özgürlük, barış, demokrasi olmadığını iyi biliyor ve İslam âlemini oynanan kirli oyunu bozmak için güçlü bir ses çıkartmaya davet ediyoruz.

Koalisyon güçlerinin sahte özgürlük söylemlerinin gerçekte kan, gözyaşı, katliam, talan ve sömürü olduğunu haykırıyor, işgal hareketinin tüm uluslararası toplumun sorunu olduğunu da hatırlatıyoruz” dedi.

Sömürü Düzenlerini Hâkim Kılmak İstiyorlar

Irak işgalinin de adının Libya’da olduğu gibi ‘kurtarma operasyonu’ olarak konduğunu vurgulayan Bayraktutar, “Sonuç; gözyaşı, işkence ve yüz binlerce sivil katliam. Pakistan, Afganistan ve Somali de Batı’nın kurtarma operasyonuydu ve sonuç yine işgal ile sonuçlanmıştı.

Bugün yine emperyalizmin eski alışkanlığına döndüğünü ve ‘demokrasi götürüyoruz’ yalanıyla Libya’ya bomba yağdırdığını görüyoruz. Sömürü düzenlerini hâkim kılmak için başlatılan bu hareket, İslam Aleminin yüreğine saplanan hançerdir” şeklinde konuştu.

Kendileri İtiraf Etti

Bayraktutar, Fransa İçişleri Bakanı Gueant’ın “Tanrıya şükür ki Cumhurbaşkanımız Haçlı seferlerinin önderliğini yapıyor” şeklinde ki açıklamasına dikkat çekerek, “Gerek ABD’li Demokrat Kongre üyesi Ed Markey’in “petrol için Libya’dayız” açıklaması gerek Gueant’ın açıklaması bu müdahalenin barış ve demokrasi için yapılmadığının kendi ağızlarından itirafıdır”dedi.

Kendi Birleşmiş Milletlerimizi Kuralım

“İslam Alemi derhal kendi "adalet ve güvenliği’ için İslam Birleşmiş Milletlerini kurmalıdır” diyen Bayraktutar, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) işgal öncesi Irak için aldığı kararın aynısını Libya için alarak işgale yol çizmesi tüm İslam Alemine ders olmalıdır.

Bosna-Hersek'te 1992-1995 yılları arasında süren soykırıma müdahalede bulunmayan BM'nin, Libya karşısında hızlı karar alması ve hava saldırısı başlatması, aynı şekilde terör devleti İsrail’in Lübnan ve Gazze’ye yaptığı saldırılara göz yummasını unutmadık, unutturmayacağız. Avrupa'nın tam ortasındaki Bosna-Hersek'te yaşanan savaşta yüz binin üzerinde sivil katledildi, 50 bine yakın kadın ise toplama kamplarında sistematik tecavüze uğradı.

Ya İsrail’in yaptığı katliamlar, Sivil ve Çocuk Hedefler, Suikast Politikası, İşkence ve Hukuksuz Hapsedilmeler, Dolaşım Özgürlüğünün Engellenmesi, Utanç Duvarı, yıkımlar ve devam eden ambargo… Batı bunları neden görmüyor? 3 gündür Filistin yine bombalanıyor. Libya’ya saldırı düzenleyen Koalisyon güçleri neden sessiz? ”
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com

images

İsrail Hedef Gösterdi
ONLARI DA VURUN...
İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, İran ve Suriye’nin, Libya’dan daha tehlikeli olduğunu ileri sürerek, Batının, bu ülkelere Muammer Kaddafi’ye yaptıkları gibi davranmaları gerektiğini iddia etti


Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe ile görüşmesinden önce Reuters’in sorularını yanıtlayan İsrailli bakan, Batı ülkelerinin, İran ve Suriye’ye askeri operasyon düzenlenmesi konusunda açık bir ifade kullanmaktan kaçındıklarını belirterek, "Batı dünyası, Libya’ya uyguladığı aynı ilkeleri, İran ve Suriye rejimlerine de uygulamalı. Bu iki ülkedeki rejimler, Libya’dan daha fazla kendi insanlarını öldürdü. Onların yarattığı tehdit, Libya’dan daha fazla ’dedi.

Lieberman, Gazze Şeridi’nde meydana gelen son olayların Filistinlilerin "tahriki" sonucu çıktığını söyledi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Kurtulmuş Tezkere, Politik Tarihimizde Kara Bir Leke.
images



Kurtulmuş, "Libya tezkeresi dış politika tarihine leke olarak yazılmıştır" dedi.

26 Mart 2011, 00:31
kullanici.png
Anadolu Haber



HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulunda kabul edilen TSK'nın yabancı ülkelere gönderilmesi konusunda Hükümet'e 1 yıllığına yetki verilmesini öngören tezkereyle ilgili olarak, ''Ne yazık ki Libya tezkeresi Türkiye'nin dış politika tarihine ciddi bir leke olarak yazılmıştır'' dedi.

Kurtulmuş, MÜSİAD Konya Şube binasında düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Libya'ya yapılan operasyonun arkasında Batılı güçlerin, ciddi şekilde elde edecekleri büyük zenginlikleri olduğunu ileri sürdü.

Bunların Libya'daki petrol, güneş enerjisi potansiyeli ve su kaynakları olduğunu savunan Kurtulmuş, ''Meselenin arkasında ne Kaddafi var, ne isyancıların akıbeti var, ne de Libya halkının insan haklarının korunması var. Meselenin arkasında Batı'nın emperyal çıkarları var'' dedi.

Kurtulmuş, Libya'ya yapılan operasyon konusunda siyasi iktidarın işin başından itibaren ciddi zikzaklar çizdiğini ileri sürerek, şunları kaydetti:

''Başbakan, NATO'nun Libya'ya müdahalesine karşılık, 'Böyle bir saçmalık mı olur?, NATO'nun orada ne işi var' diyor. Başbakan Almanya'da bunu söyledikten sonra geçtiğimiz hafta da Cidde'deki formda 'NATO'nun Libya'da ne işi var?' dedi. Maalesef Başbakan bunu söylerken, o saatler içinde Dışişleri Bakanı Ankara'da 'Türkiye gerekirse sivil ve askeri alanda da müdahale edecektir' diye açıklamasını yaptı. Dün tezkere TBMM'de görüşüldü. Ne yazık ki Libya tezkeresi Türkiye'nin dış politika tarihine ciddi bir leke olarak yazılmıştır.''

Daha önce Somali'deki korsanlara karşı da bir tezkere çıkarıldığını, ancak o tezkerede Türk Silahlı Kuvvetleri'nin birimleri ve bu birimlerin hangi coğrafi bölgede görev yapacaklarının açıkça belirtildiğini anlatan Kurtulmuş, Libya tezkeresinin ucu açık bir tezkere olduğunu ileri sürdü.

Kurtulmuş, çıkan tezkerenin kabul edilebilir olmadığını iddia etti.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
images


Domino etkisi akamete mi uğradı?


Tunus’ta başlayan yangın, diktatörleri yakarak sürerken, Libya’da Muammer Kaddafi şahsında dumura mı uğruyor?



Kafalar biraz karışmış gibi.



Aslında kafa karıştıracak bir mevzu yok ortada. Her şey istikametinde devam ediyor…



Deprem olur panik başlar. Deprem durur, artçı depremler için tetikte olur insanlar. Zayiatlar tesbit edilir. Kimi yerler çok, kimi yerler az hasar almıştır. Fakat, genel mânâda sosyolojik ve psikolojik sarsıntı herkesi etkilemiştir ve bu etki yeni yapılanmada en geçerli unsurdur.



Dolayısıyla diyebiliriz ki; Tunus’ta başlayan devrim Libya dahil dörtbir yanı aynı istikamette olmak kaydıyla yakmaya devam edecek…



Burada unutulmaması gereken şudur; az hasarlı bölgelerden, geçiş süreci içinde istifade etmek fikri yanlış değildir. Bu sebeble, antiemperyalist tavrında şu veya bu seviyede bir kalite bulunan Kaddafi’nin, zemin yoklaması yapabilenler açısından şu veya bu derecede desteklenmesinde tabiî olarak bir mahsur yok. Her ne kadar Üstad Necib Fazıl kendisini “mekteb kaçkını” olarak damgalamış olsa da. Ve; her ne kadar “Ben gidersem İslâm gelir” kâbilinden sözler etse de.



Müslüman, siyasetinin temel esprilerine bağlı olmak kaydıyla, hâliyle pragmatisttir. Müslüman bu faydacılığı sadece taraf tutmak şeklinde kullanamaz ve de; yönlendirmelerin etkisinde kalmamak kaydıyla sonuna kadar kullanmalıdır.



Libya hâdisesi de bizleri böyle bir durumla karşılaştırdı… Tabiî ki bizim anladığımız mânâda “Aslan Kaddafi” yok ortada… Ama, zaruretlerin getirdiği durum, farklı maslahatlara yönelmemizi de engellememeli. Bu sebeble ve mevzubahis istikamette; Aslan Kaddafi!



Aslında Libya olayında enteresan bir ilginçlik var. Domino etkisini zayıflatan bir hadise olarak görünmesine rağmen, başka bir yönüyle de emperyalistlerin pabucunu dama atıcı bir hamle olarak duruyor karşımızda. Ve de, emperyalistlerin yekpareliğine halel getirmiş olarak.



Hülasa hadiselere bu dengeler üzerinden baktığımızda, bravo Ahmet Davutoğlu, bravo Tayyip Erdoğan dememizin de bir mahzuru yok haliyle… Yeter ki İslâm’â Muhatab Anlayış’ın temel değerleri zedelenmesin. Bu kayd altında Stratejik ve İdeolojik sarsılmalara vesîle olmayacak her muhatablık meşrudur.



Zâten dengeler de bu sarsılmalara vesile olan muhatablıktan sonra bozuluyor… Herkes için tevil kapısı da sonuna kadar açık olduğundan, bir müddet sonra at izi it izine karışmış olarak mevzu güme gidiyor.



Sonra, yeni zamanlar için yeni atraksiyon niyetleri vesaire…



Anlaşılıyor ki, sadece bilmek yeterli değil. Bu sebeble Münafık âlimin tehlikeli olduğu bildirilmiştir Resul Kelâmı’yla… Dolayısıyla, çok biliyorum, doğruyu ben tesbit edebilirimden çok, İdeolojik formasyona mâlik olmak kaydıyla İhlâs ve samimiyeti ön plana çıkarmak zarûridir. Aksi takdirde senin bilgin neyime veya benim bilgim sana ne ifade eder ki?



Yâni, ‘herkes kendi yoluna’ kavşağında buluşmamak için feraset ve ihlâs gömleği zarurettir… Mâdası gevezeliğe girer. Her türden teşkilatın muazzam enerji kaybıyla yollarına devam ediyor olmalarının sebebi budur.



Mevzu şundan ibaret görünüyor; Libya, genel gidişat içinde hem emperyalistler hem de antiemperyalistler nazarında sanki bir araz gibi duruyor ki, yanlış. Emperyalistler bir fırsatı değerlendirebilmenin telâşıyla saldırıyor. Antiemperyalistler de mevcut durumun sömürgeciler açısından büyük kayıplara sebeb olacağını unutmamalıdır. Batı’nın ikiyüzlülüğü tüm çıplaklığı ile ortaya dökülüyor ve de ABD’nin bir tekerleğine kıran Saddam’dan sonra, Kaddafi’nin de böyle bir amele vesîle olması niye işimize gelmesin ki.



Mesele, Büyük Oluş’a giden yolda her şeyi kararınca yapabilmekte. Hazreti Ali Kerremallahu Vech buyuruyor: “Eşyayı lâyık olduğu yere koymak akıllılıktır.”



Görünen köy kılavuz istemez. Her şey istikametinde seyrediyor… Kılavuz tabelâsında yazan; DEST-İ HAFİ’ (gizli el)ye gider… Gerisi teferruat.

Ali Tavşanlı
www.furkanfm.org
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
'Irak'da Afganistan'da oynan oyun bugün Libya'da oynanıyor'
images



Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, Libya'ya yönelik müdahaleye ilişkin, ''Irak ve Afganistan'da oynanan oyunun, bugün Libya'da oynandığını'' ileri sürdü.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, batılı güçlerin emperyalist emellerle hareket ettiklerini, ''İsrail, Gazze'de sivillere bomba yağdırırken kılı kımıldamayan Batının, kendi menfaatleri söz konusu olunca sahtekarca davrandığını'' savundu.
Türkiye'nin harekata lojistik destek vermesini kabul etmediklerini kaydeden Kılıç, şunları belirtti:
''Irak ve Afganistan'da oynanan oyun, bugün Libya'da oynanıyor. Zalim diktatörler bahane edilerek haçlı zihniyetiyle hep Müslüman kanı akıtılıyor. Türkiye'nin Libya'ya yönelik hava saldırısındaki tutumu adeta oyuncağa döndü. Başbakan Erdoğan ilk başta sert çıkışlarda bulundu. NATO'nun Libya'da ne işi olduğunu sordu ancak daha sonra garip bir şekilde çark etti. Şimdi bu müdahaleye destek vermekle övünüyor.
Kıbrıs Barış Harekatı zamanında Türkiye'ye büyük destek veren Libya halkına karşı başlatılan bu harekata karar verilirken, Başbakanın ve tezkereye destek veren milletvekillerinin hiç vicdanı sızlamamış mıdır?''
Kılıç, Türkiye'nin bu harekattan desteğini çekmesi gerektiğini savunarak, şöyle devam etti:
''İslam ülkelerine karşı NATO'nun hasmane tavrı devam etmesi halinde Türkiye'nin NATO'nun askeri kanadındaki durumu gözden geçirilmelidir. İslam Konferansı Örgütü derhal toplanmalı ve harekete geçmelidir.
İslam Konferansı Örgütü tarafından derhal ortak bir barış gücü oluşturulmalıdır. Müslümanlar ve mazlum milletler, siyonist, emperyalist güçlere karşı işbirliği yapmalıdır. İslam ülkeleri arasında ileriye yönelik ortak bir barış ve savunma gücü kurulmalıdır.''
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt