Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Latife Hanımdan Tesettür Mektubu (1 Kullanıcı)

kalbin zümrüt tepesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
395
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Latife Hanım, Atatürk'le boşanmasından sonra yazdığı bir mektupta, kadınların başını kapatmasına yasak konmasını eleştiriyor..

Latife Hanım, mektupta, "şehevi duygular beslediği bir kadın yüzünden kendisinden boşandığını" belirttiği Atatürk'e ve onu kendisinden ayıran arkadaşlarına kızgınlığını dile getiriyor. Latife Hanım, kızgınlıkla kaleme aldığı bu mektupta kadınların örtünmesine yasak konmasını da eleştiriyor.

Araştırmacı Rıfat N. Bali'nin bir ay önce İsis Yayınları'ndan İngilizce olarak çıkan "Atatürk as Viewed Through the Eyes of American Diplomats" adlı kitabı Latife Hanım'la Atatürk'ün ilişkisine dair bilinmeyen yönleri ortaya çıkardı.

Araştırmacı Rıfat N. Bali bu mektubun, 21 Şubat 1926'da Boston Advertiser isimli yerel küçük bir gazetede yayımlandığını ileri sürüyor. Latife Hanım'a ait olduğu iddia edilen mektup, "Sevgili dostum ve yoldaşım" diye başlıyor.

Evliliğinin bozulmasını üçüncü şahısların etkisine bağlayan Latife Hanım, yürürlüğe girecek Medeni Kanun'dan yararlanıp boşanmayı iptal için dava açmak isteğinden de söz ediyor. Latife Hanım mektubunda ayrıca Atatürk'ün bazı kanunları hazırlarken çevresinden olumsuz şekilde etkilendiğini anlatarak, bu kanunlara örnek olarak tekke ve zaviyelerin ve onlara has kıyafetlerin yasaklanmasını gösteriyor.

Latife Hanım mektupta, çarşafın yasaklaması ve kadınlara hangi kıyafeti giymesi gerektiğinin söylenmesine "Kadınların çarşaf giyip giymeyecekleri, dinsel törenlere, yalnız veya bir erkeğin eşliğinde katılıp katılmayacakları ya da ne giyerlerse toplumsal değerlere karşı gelmeyecekleri yukarıdan zorla kabul ettirilemez, ettirilmemeli" diye karşı çıkıyor.

Tutkun Akbaş/Sabah
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,204
Tepki puanı
3,575
Puanları
163
Yaş
46
sa.kardeşim çok uzak kalıyorsun.paylaşımın için allah razı olsun.yeri yerinden oynatanlar bu haberide gündeme alsınlarda göreyim.rabbime emanet ol.
 

TıLSıM:)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2009
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
örnek olsun bu çağdaşlığın yolu islamiyette değil diyenlere ...
 

muktesit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2009
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Kusura bakmayın ama yanlış bu haber. Eğer muhalif seslere aranızda yer varsa biraz bilgi vermek istiyorum.

Yazıma başlamadan önce belirtmek isterim ki "Başörtüsüne karşı değilim ama islamiyeti sadece başörtüsüne indirgeyen bu tip makalelere karşıyım." Ve bu makaleler birilerini karalıyorsa tamamen karşıyım. Çünkü unutmayın Atatürk yaşadığı dönemde Kuran tefsirlerini kendi parasıyla yaptırdı.

Konuya gelirsek:

Birincisi Latife Hanım Londra'da Chislehurst Tudor Hall Scholl ve Paris'teki Sorbonne Üniversitesi'nde okurken başı açıktı.

İkincisi pasaportundaki fotografında da başı açıktı.

Üçüncüsü İzmir'deki yaşamında da hiç örtünmedi ve sadece sokağa çıkarken örtündü. Bu örtünmenin onun kişisel isteği olmadığı dönemin gelenekleri bunu emrettiği için olduğu belli idi.

Dördüncüsü Osmanlı'da zorunlu bir yasa olmamasına rağmen başınızın saçınızın açık olması kadı huzurunda kınanırdı. Bu kınanma namusunun yok olması demekti.

25 Kasım 1925 Şapka Kanunu ile başlayıp çıkarılan kıyafet yasalarıyla giyim konusunda Latife Hanım özgürleşerek başörtüsünü attı.

Daha sonra M.Kemal'le evlendikten sonra devlet görevi gereği örtünmüş.Ancak örtünmesi döneme göre faklı imiş. Çarşaf ve peçe kullanmıyormuş...


Sitenizi sürekli takip ediyordum, bugün üye olma ihtiyacı hissettim. Ancak site yönetiminde ricam aslı astarı olmayan görüşleri ve haberleri foruma eklememeleri ve ekleyenlere de izin vermemeleridir. Çünkü bunun vebalinden kurtulamazlar.

Ayrıca Mevlana'nın bir sözünü eklemek istiyorum. Başörtüsü konusunda şunları söylemiş Mevlana:

"Kadına her ne kadar gizlenme, örtünme emir edersen onda kendini gösterme isteği o kadar artar. Eğer kadının tabiatında kötülüğe yönelik bir eğilim yoksa yasak etsen de etmesen de o kişiliği doğrultusunda hareket edecektir." (Fih Mafih.)
 

kalbin zümrüt tepesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
395
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Kusura bakmayın ama yanlış bu haber. Eğer muhalif seslere aranızda yer varsa biraz bilgi vermek istiyorum.

Yazıma başlamadan önce belirtmek isterim ki "Başörtüsüne karşı değilim ama islamiyeti sadece başörtüsüne indirgeyen bu tip makalelere karşıyım." Ve bu makaleler birilerini karalıyorsa tamamen karşıyım. Çünkü unutmayın Atatürk yaşadığı dönemde Kuran tefsirlerini kendi parasıyla yaptırmıştır.

Konuya gelirsek:

Birincisi Latife Hanım Londra'da Chislehurst Tudor Hall Scholl ve Paris'teki Sorbonne Üniversitesi'nde okurken başı açıktı.

İkincisi pasaportundaki fotografında da başı açıktı.

Üçüncüsü İzmir'deki yaşamında da hiç örtünmedi ve sadece sokağa çıkarken örtündü. Bu örtünmenin onun kişisel isteği olmadığı dönemin gelenekleri bunu emrettiği için olduğu belli idi.

Dördüncüsü Osmanlı'da zorunlu bir yasa olmamasına rağmen başınızın saçınızın açık olması kadı huzurunda kınanırdı. Bu kınanma namusunun yok olması demekti.

25 Kasım 1925 Şapka Kanunu ile başlayıp çıkarılan kıyafet yasalarıyla giyim konusunda Latife Hanım özgürleşerek başörtüsünü attı.

Daha sonra M.Kemal'le evlendikten sonra devlet görevi gereği örtünmüş.Ancak örtünmesi döneme göre faklı imiş. Çarşaf ve peçe kullanmıyormuş...


Sitenizi sürekli takip ediyordum, bugün üye olma ihtiyacı hissettim. Ancak site yönetiminde ricam aslı astarı olmayan görüşleri ve haberleri foruma eklememeleri ve ekleyenlere de izin vermemeleridir. Çünkü bunun vebalinden kurtulamazlar.

Ayrıca Mevlana'nın bir sözünü eklemek istiyorum. Başörtüsü konusunda şunları söylemiş Mevlana:

"Kadına her ne kadar gizlenme, örtünme emir edersen onda kendini gösterme isteği o kadar artar. Eğer kadının tabiatında kötülüğe yönelik bir eğilim yoksa yasak etsen de etmesen de o kişiliği doğrultusunda hareket edecektir." (Fih Mafih.)

merhaba degerli arkadaş,

konuyla alakalı ciddi kanıtları olan,
mektuplarda geçen ifadeler de yer alan bir konu işledim ben sizin yazınızı okudum, sadece hikaye ekleri olan miş ve muş eklerini kullanan kelimelerle konuyu işlemişsiniz. arada bariz bir fark bulunmakta,

ayrıca bu bir gazeteden haberdir.
Tekzip konusu ilgili gazeteye yapılmalıdır.
Sitemizi konuyla alakalı sorumlu tutmak insafsızlıktır.

iyi günler
 

muktesit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2009
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
merhaba degerli arkadaş,

konuyla alakalı ciddi kanıtları olan,
mektuplarda geçen ifadeler de yer alan bir konu işledim ben sizin yazınızı okudum, sadece hikaye ekleri olan miş ve muş eklerini kullanan kelimelerle konuyu işlemişsiniz. arada bariz bir fark bulunmakta,

ayrıca bu bir gazeteden haberdir.
Tekzip konusu ilgili gazeteye yapılmalıdır.
Sitemizi konuyla alakalı sorumlu tutmak insafsızlıktır.

iyi günler

Merhaba Arkadaşım

Tartışma amaçlı cevap vermedim. Arada bariz bir farkın olduğu falan da yok. - Miş ve - muş ekini kullandığım yerler de belli. Bu eklerin kullanılması onun rivayet olduğunu da göstermez. Çok kısa bir araştırma yapsan gerçekler hemen karşına çıkar. Eğer diyorsan bulamadım ben sana yardımcı olabilirim.

Alıntı yapmış olduğun konu seni bağlamaz zaten.

Site konuyu yayınlıyor ve insanlar buna yorum yapıyorsa pekala siteyi bağlar. Forumun insan karalama yeri değil, gerçeklerin paylaşıldığı bir yer olmasını diliyorum.

İyi günler
 

kalbin zümrüt tepesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
395
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Merhaba Arkadaşım

Tartışma amaçlı cevap vermedim. Arada bariz bir farkın olduğu falan da yok. - Miş ve - muş ekini kullandığım yerler de belli. Bu eklerin kullanılması onun rivayet olduğunu da göstermez. Çok kısa bir araştırma yapsan gerçekler hemen karşına çıkar. Eğer diyorsan bulamadım ben sana yardımcı olabilirim.

Alıntı yapmış olduğun konu seni bağlamaz zaten.

Site konuyu yayınlıyor ve insanlar buna yorum yapıyorsa pekala siteyi bağlar. Forumun insan karalama yeri değil, gerçeklerin paylaşıldığı bir yer olmasını diliyorum.

İyi günler

Bende tartışmadım zaten.
yazılan mektuplar gazetenin elinde, mektupta bir kanıttır.
Mektubu incelemekte bir araştırmadır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt