Mekke ömrümüz boyunca gitmek, görmek için adeta yanıp tutuştuğumuz kutlu belde.Önderimiz efendimiz En sevgilimiz orada doğdu.İlk ilahi buyruk orada, Nur Dağı Hira mağarasında Yaratıcının meleği vasıtası ile geldi.Madde ve mana inkılabının gerçekleştiği mübarek yer.İnsanlığın karanlıklardan aydınlıklara doğru yol aldığı şehir.Hz. Ebu Bekir'lerin Osman'ların Ali'lerin Ömer'lerin yaşadığı, havasını soluduğu kutsal bölge.Ve dahi milyonlarca müslümanın kutsal görevini yerine getirmek için her yıl akın ettiği Kabe'yi içinde barındıran mekan..Ah Kabe'm sana varabilsem sana yüzümü sürebilsem diye dua dua yalvardığımız, orada ecelimizin gelip can verdiğimizde Cennet'ul Mualla'ya defnedilmek istediğimiz kutlu şehir.Şehirlerin anası diye bildiğimiz nitelediğimiz Mekke.Yaratıcı o yeri güvenilir ve dokunulmaz kılmıştır. (29/67.ayet) Öyle ki Kabe'yi yıkmak isteyen o şuurdan yoksunlara verilen cevap ne müthiş ve muazzamdı.Onların ordusunda bulunan fillere ne eziyetler edilmişti de filler bir adım dahi ileriye gidememişti.Ne diyordu ayet:'Görmedinmi Rabbin fil sahiplerine ne yaptı?' Rabbimizin cezası sürü halindeki Ebabil kuşları idi.O kuşlar ki gagalarından her fırlattıkları balçıktan taşlar bir insanı yiyordu.Ey Mekke, Ey Kabe sakın korkma seni koruyup gözeten Allah (c.c.)..Evrenin sahibi tarafından koruma altına alınmış bir merkez.Her şeyin bir merkezi olduğu gibi Dünyanın da merkezi Mekke/Kabe.
Efendiler efendisi çok sevdiği o diyarda eziyetlere maruz kalmıştı.Rabbimizin dinini tebliğte artık zorlanıyordu.O köhne, körelmiş kalpler O'nun dinini yaymasına engel olmaya çalışıyorlardı.Bilmiyorlardı ki İslam sonunda galip gelecekti.Efendimizin Mekke'den ayrılışı asla bir kaçış değildi.Gidecekti ve gittiği yerden dönecek; oraya tekrar kavuşacak ve müslümanların kutlu şehri kendilerinin olacaktı.Zaten kendilerinindi.İslam'ın merkezi bir diğer kutsal mekan olan Medine'ye kurulmuştu.Orada devleşen İslamiyet dönüp Mekke'sini tekrar fethetmişti.Ve Kabe gerçek sahiplerine kavuşmuştu.Fethin yıldönümüne yaklaştığımız şu günlerde hicretin mana ve ehemmiyetini, fethin mübarekliğini bir kez daha idrak etmek gereklidir.O öyle bir fetih ki tek damla kan dökülmedi.İşte bu ne hikmettir ki bunun sırrına erebilmek çok güzel bir haslettir.Fethin manasını anlayabilmeyi ve o mübarek yerleri görebilmeyi Rabbim hepimize nasip etsin.Sağlıcakla kalın Allah'a emanet olun.
şihab
Efendiler efendisi çok sevdiği o diyarda eziyetlere maruz kalmıştı.Rabbimizin dinini tebliğte artık zorlanıyordu.O köhne, körelmiş kalpler O'nun dinini yaymasına engel olmaya çalışıyorlardı.Bilmiyorlardı ki İslam sonunda galip gelecekti.Efendimizin Mekke'den ayrılışı asla bir kaçış değildi.Gidecekti ve gittiği yerden dönecek; oraya tekrar kavuşacak ve müslümanların kutlu şehri kendilerinin olacaktı.Zaten kendilerinindi.İslam'ın merkezi bir diğer kutsal mekan olan Medine'ye kurulmuştu.Orada devleşen İslamiyet dönüp Mekke'sini tekrar fethetmişti.Ve Kabe gerçek sahiplerine kavuşmuştu.Fethin yıldönümüne yaklaştığımız şu günlerde hicretin mana ve ehemmiyetini, fethin mübarekliğini bir kez daha idrak etmek gereklidir.O öyle bir fetih ki tek damla kan dökülmedi.İşte bu ne hikmettir ki bunun sırrına erebilmek çok güzel bir haslettir.Fethin manasını anlayabilmeyi ve o mübarek yerleri görebilmeyi Rabbim hepimize nasip etsin.Sağlıcakla kalın Allah'a emanet olun.
şihab