Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,591
- Tepki puanı
- 957
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
Küsleri Barıştırmak İbadettir
Dinimiz inanan insanı güzel ahlaklı, iyi geçinen ve geçinilen kişi olarak tanımlar. Mü'minler arasında çıkan ayrılıkların da
süratle giderilmesini, dargınlıkların muhabbete dönüşmesini ister. Bu anlamda insanların arasını düzeltme ve eşlerin arasını bulma noktasında yalana ruhsat vermiş olması da konunun önemini anlatır.
İslam dini, gerek fert gerekse toplum olarak müminlerin birbirleriyle iyi geçinmelerini ve barış içinde kardeşçe yaşamalarını emreder. İki küskünü barıştırmak dinimizce en çok teşvik edilen ameller arasında sayılmıştır.
Arabulucu olmanın değerini Cenab-ı Hak şöyle ifade etmiştir: "Eğer müminlerden iki topluluk birbirleriyle vuruşursa, onların aralarını bulun. Müminler sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden ve birbirine düşman olan kardeşlerinizin arasını düzeltin!" (Hucurât, 49/9, 10)
Yine ayette, hoş görülmeyen bir amel olarak nitelenen fısıldaşmanın, "dargın insanların arasını bulma" gayesiyle ve Allah C.c rızasını arzulayarak yapılması durumunda hayırlı olacağı ve büyük mükâfat getireceği belirtilmiştir. (Nisâ, 4/114) Bu ayetlerle mümin kardeşlerimizin arasını bulmak tavsiye edilmektedir. Ayet-i kerime iki şahıs arasında arabuluculuk yapmayı ifade ettiği gibi cemiyet ve grupların arasında meydana gelmiş ihtilaf ve düşmanlığı bertaraf edecek derecede aralarını bulmayı da teşvik etmektedir.
Hatta iki topluluğun arasındaki ihtilaf, iki kişinin arasındaki düşmanlıktan daha tehlikelidir. Çünkü kişilerdeki düşmanlık aileleri bağlarken diğerindeki ihtilaf daha umumidir. Hz. Peygamber Efendimiz (sas) de, dargınların ve başkasına düşman olanların arasını bulup barıştırmanın nafile oruçtan, namazdan ve sadakadan daha faziletli bir ibadet olduğunu bildirmektedir: "Dikkat ediniz! Size nafile oruç, namaz ve sadakanın derecesinden daha faziletli bir ibadet haber veriyorum: Müminlerin arasını bulmak ve onları barıştırmak. Buğz ve kinden uzak durun. Çünkü o, dinde iyilik adına bir şey bırakmaz." (İmam Malik, Muvattâ, Siyer 2; Ebu Davud, Edeb 50)
Allah C.c Resûlü'nün (sas) "Bir tarafın yaptığı hayırları çok gösterip mübalağa ederek insanların arasını ıslah etmeye çalışan kişi yalancı değildir." (Buhari, Sulh 2) sözüyle belirttiği üzere, insanların arasını bulmak için gerekirse mübalağa bile yapılabilir.
Hatta Efendimiz'in (sas) başka hadislerinde, daireyi biraz daha genişleterek, "insanların arasını düzeltmeye yönelik herhangi bir söz söyleyeni yalancı olarak saymayacağını belirtmesi" (Ebu Davud, Edeb 50) ve "harb, insanların arasını düzeltme ve eşlerin arasını bulma konularında yalana ruhsat vermesi" (Ahmed, Müsned, 5/404,459), konunun önemini anlatmaktadır.
Efendimiz'in muhacirler ile Ensar arasında yaptığı kardeşlik sözleşmesinde tavsiye ettiği "Müslümanların arasını düzeltme" kaydı da bu öneme işaret eder. (Ahmed, Müsned, 1/271)
* Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
Dinimiz inanan insanı güzel ahlaklı, iyi geçinen ve geçinilen kişi olarak tanımlar. Mü'minler arasında çıkan ayrılıkların da
süratle giderilmesini, dargınlıkların muhabbete dönüşmesini ister. Bu anlamda insanların arasını düzeltme ve eşlerin arasını bulma noktasında yalana ruhsat vermiş olması da konunun önemini anlatır.
İslam dini, gerek fert gerekse toplum olarak müminlerin birbirleriyle iyi geçinmelerini ve barış içinde kardeşçe yaşamalarını emreder. İki küskünü barıştırmak dinimizce en çok teşvik edilen ameller arasında sayılmıştır.
Arabulucu olmanın değerini Cenab-ı Hak şöyle ifade etmiştir: "Eğer müminlerden iki topluluk birbirleriyle vuruşursa, onların aralarını bulun. Müminler sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden ve birbirine düşman olan kardeşlerinizin arasını düzeltin!" (Hucurât, 49/9, 10)
Yine ayette, hoş görülmeyen bir amel olarak nitelenen fısıldaşmanın, "dargın insanların arasını bulma" gayesiyle ve Allah C.c rızasını arzulayarak yapılması durumunda hayırlı olacağı ve büyük mükâfat getireceği belirtilmiştir. (Nisâ, 4/114) Bu ayetlerle mümin kardeşlerimizin arasını bulmak tavsiye edilmektedir. Ayet-i kerime iki şahıs arasında arabuluculuk yapmayı ifade ettiği gibi cemiyet ve grupların arasında meydana gelmiş ihtilaf ve düşmanlığı bertaraf edecek derecede aralarını bulmayı da teşvik etmektedir.
Hatta iki topluluğun arasındaki ihtilaf, iki kişinin arasındaki düşmanlıktan daha tehlikelidir. Çünkü kişilerdeki düşmanlık aileleri bağlarken diğerindeki ihtilaf daha umumidir. Hz. Peygamber Efendimiz (sas) de, dargınların ve başkasına düşman olanların arasını bulup barıştırmanın nafile oruçtan, namazdan ve sadakadan daha faziletli bir ibadet olduğunu bildirmektedir: "Dikkat ediniz! Size nafile oruç, namaz ve sadakanın derecesinden daha faziletli bir ibadet haber veriyorum: Müminlerin arasını bulmak ve onları barıştırmak. Buğz ve kinden uzak durun. Çünkü o, dinde iyilik adına bir şey bırakmaz." (İmam Malik, Muvattâ, Siyer 2; Ebu Davud, Edeb 50)
Allah C.c Resûlü'nün (sas) "Bir tarafın yaptığı hayırları çok gösterip mübalağa ederek insanların arasını ıslah etmeye çalışan kişi yalancı değildir." (Buhari, Sulh 2) sözüyle belirttiği üzere, insanların arasını bulmak için gerekirse mübalağa bile yapılabilir.
Hatta Efendimiz'in (sas) başka hadislerinde, daireyi biraz daha genişleterek, "insanların arasını düzeltmeye yönelik herhangi bir söz söyleyeni yalancı olarak saymayacağını belirtmesi" (Ebu Davud, Edeb 50) ve "harb, insanların arasını düzeltme ve eşlerin arasını bulma konularında yalana ruhsat vermesi" (Ahmed, Müsned, 5/404,459), konunun önemini anlatmaktadır.
Efendimiz'in muhacirler ile Ensar arasında yaptığı kardeşlik sözleşmesinde tavsiye ettiği "Müslümanların arasını düzeltme" kaydı da bu öneme işaret eder. (Ahmed, Müsned, 1/271)
* Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi