Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kuru Fasülye Severmisniz??? (1 Kullanıcı)

melankolik5288

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2009
Mesajlar
2,753
Tepki puanı
1,743
Puanları
163
Yaş
36
“1999 Mart’ında pek çok kitap yazmış, ilginç bir köy imamı ile ilgili araştırma yapmak için Edremit’e gittim. El Ezher’de okumuş, Teşkilat-ı Mahsusa’da çalışmış, Çanakkale, Filistin cepheleri, Kurtuluş Savaşı derken yıllar sonra Edremit’e dönmüş, binlerce kitabını Edremit Kütüphanesi’ne bağışlamış birisi. Onun ile ilgili çalışırken söz Çanakkale’ye gelince masada oturanlardan birisi söze karıştı. “Dedem Çanakkale’den dönmüş ama babası kalmış” dedi. Biraz anlatmasını konuyu açmasını istedim. Dedesinin babası Halil Çavuş Çanakkale savaşları başladığında kırk yedi, kırk sekiz yaşlarındadır. Oğlu Ali ondokuz-yirmi yaşlarındadır.
Ali Çanakkale’ye gider...
Halil Çavuş’un hanımı, bir gün dükkana gelir:
“Bey, eve iki asker geldi. Seni sordular...
Hemen askerlik şubesine gidecekmişsin... Acaba Ali’mize bir şey mi oldu? Yüreğime bir kor düştü!..”
“Tamam hanım olur, ben şimdi gider, öğrenir gelirim.
Canım çekti, sen akşama ocağa bir kuru fasulye vur da yiyelim...” dükkanı toparlar, askerlik şubesine gider, kendini tanıtır.
Komutan ayağa kalkar: “Sen nerde kaldın? Yürü...
Edremitliler Çanakkale’ye gidiyor. Koş yetiş...”
“Aman bey! Varıp eve haber vereyim... helalleşeyim.”
“Mümkün değil kafileden kopma... koş... Eve biz haber veririz..”
Gerçektende hemen eve koşup,
“Kocanızı Çanakkale’ye yolladık” diye haber vermişler.
Aradan hayli zaman geçer. Kurtuluş Savaşı sonunda Ali geri döner.. Halil Çavuş’tan bir daha haber alınamaz. “Ben o Ali’nin torunuyum hocam!..
Nenem, hayatı boyunca her akşam kuru fasulye pişirdi. Kendisi ağzına o yemekten tek bir lokma koymadı. Hep bize yedirdi. Nenem ölene dek her akşam o boş tabağı sofraya koydu ve kaldırdı. Koydu... ve kaldırdı... Bir şey daha söyleyeyim. Belki inanmazsınız.. Bizim evde hala her akşam kuru fasulye pişiyor. Çocuklar bıktık diye, mırın kırın ediyorlar ama.. hala pişiyor...”
Benim nenem hayatı boyunca sofraya boş tabak koydu. Çatalı kaşığı yanında hazır boş tabak, dedemizin tabağıydı.
“Gelirse hemen koyu vereyim yemeğini... Acıkmıştır... Özlemiştir... Hemen koyuvereyim...” diye nenem boş tabağı hep sofrada tuttu.
Ölüm döşeğinde bile “Dedenizin tabağını koyun.” Diyordu.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt