strider3090
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 29 Eki 2007
- Mesajlar
- 6
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 41
Kur'an'ın ışığında Reddiyeler
Bismillahirrahmanirrahim
Elhamdulillahirabbilalemin vessalatu vesselami ale rasuline
Muhammedin ve Ale alihittahirine va ashabihi ecmain...
Bu yazıma insanı yaratan ve şekilveren ve mükemmel bir
tekamülle düzeni yerleştiren Allah'a hamd ederek başlamak istiyorum.
Kur'an'ın indiği günden bugüne geçen zaman zarfında sayısız fikirler ve
düşünceler dünya sahnesinde boy göstermiştir. Ancak bunlar zaman
içinde ya yok oldular ya da esintileri kulakları hala sıyırmaktadır.
İnsan düşünebilen bir yaratık olduğuna göre düşüncelerin üretilmesi
gayet doğaldır ancak bu düşüncülerin ne türden olduğu ve tesiri çok
önemlidir.Doğrusu insanın düşünebilmesi inandığımız üzere Allah'ın
yarattıkları arasında insanoğluna bahşettiği bir nimettir.Bu şükre
değer bir lütüftur.İşte düşünme yeteneği bu doğrultuda gerçekleşirse
Bizim inandığımız doğrultuda düşünme eylemi olmuştur.GÜnümüzde ve
önceki dönemlerde düşünme eylemi gerçekleştiren birçok düşünür doğru
ya da yanlış bir şekilde mücadelesini sürdürmüştür.Bunlar fikirlerini
yaydıkları toplumlarda ya rağbet görmüş ya da anlaşılamama gibi bir
problemlerle karşılaşmış,yahutta cümleten toplumun hışmına uğramışlardır.
Ama hernasılsa zikre şayan olmuş yani anılagelmişlerdir.
Ben bu kısa çalışmamda toplumların önkabulle ya da farkındalıksız
kabul ettiği amentüvari fikirleri Kur'an'ın ışığında açıklamaya çalışacağım.
Çalışmak bizden Tevfik Allah'tan....
Muhammed Yusuf abdülbaki (Nacizane ben)
İddialar
(Madde ve Ruh Üzerine)
1. Engels(Diyalektik materyalizm fikir babalarından):Varlık madde,düşünce ruhtur....
Georges Politzer(Diyalektik Materyalizm teorisyenlerinden)üşünce, hakkında sahip olduğumuz
fikirledir.Tanrı gibi,felsefe gibi,sonsuzluk gibi fikirler ise düşüncenin yaratısı olup
nesnelere tekabul etmezler.
Cevap: Bu fikirler 19.yüzyıl maddecilik fikrinin ortaya çıkmasıyla toplumlar arasında
yayılmaya başlamış ve bu görüşlere inanan kişilerin madde ve ruh hakkında bu türden
fikre sahip olmaları adeta bir inanç sistemi gibi istenmiştir.Yukarıda gördüğünüz
gibi politzer adeta Tanrı inancını felsefik bir üretim olarak karşılamakta, sonsuzluğu
hiçbir mesnedi olamyan tamamen uydurulmuş süregelen masal nidasıyla harmanlanmış bir
düşünce eylemi gibi sunmaktadır.Bu türden inananları ülkücü yani idealist diye nitelemiş
ve toplumları maddeci ve ülkücü diye ikiye bölmüştür.Tanrı aslında varolmayan cahil
cahil insanların avundukları bir kukla gibi (haşa) gösterilmektedir. Bilimselliğin
ancak alemlerin Rabb'ı olan Allah'ı inkar etmekle gerçeleşebileceğini savunan yazar
bunun mümkün olmadığını dile getirmektedir.
Peki bu böylemidir? Allah Diyorki;
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde,
insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve
kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı
orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında
boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk
için gerçekten ayetler vardır. (BAKARA SURESİ / 164)
Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte
bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir.
(Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi
kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır.
Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. (BAKARA SURESİ / 255)
Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden
Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe,
aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da,
emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (A'RAF SURESİ / 54)
Sana ruh'tan sorarlar; de ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir, size ilimden yalnızca
az bir şey verilmiştir." (İSRA SURESİ / 85)
Devam Edecek inş..................
Bismillahirrahmanirrahim
Elhamdulillahirabbilalemin vessalatu vesselami ale rasuline
Muhammedin ve Ale alihittahirine va ashabihi ecmain...
Bu yazıma insanı yaratan ve şekilveren ve mükemmel bir
tekamülle düzeni yerleştiren Allah'a hamd ederek başlamak istiyorum.
Kur'an'ın indiği günden bugüne geçen zaman zarfında sayısız fikirler ve
düşünceler dünya sahnesinde boy göstermiştir. Ancak bunlar zaman
içinde ya yok oldular ya da esintileri kulakları hala sıyırmaktadır.
İnsan düşünebilen bir yaratık olduğuna göre düşüncelerin üretilmesi
gayet doğaldır ancak bu düşüncülerin ne türden olduğu ve tesiri çok
önemlidir.Doğrusu insanın düşünebilmesi inandığımız üzere Allah'ın
yarattıkları arasında insanoğluna bahşettiği bir nimettir.Bu şükre
değer bir lütüftur.İşte düşünme yeteneği bu doğrultuda gerçekleşirse
Bizim inandığımız doğrultuda düşünme eylemi olmuştur.GÜnümüzde ve
önceki dönemlerde düşünme eylemi gerçekleştiren birçok düşünür doğru
ya da yanlış bir şekilde mücadelesini sürdürmüştür.Bunlar fikirlerini
yaydıkları toplumlarda ya rağbet görmüş ya da anlaşılamama gibi bir
problemlerle karşılaşmış,yahutta cümleten toplumun hışmına uğramışlardır.
Ama hernasılsa zikre şayan olmuş yani anılagelmişlerdir.
Ben bu kısa çalışmamda toplumların önkabulle ya da farkındalıksız
kabul ettiği amentüvari fikirleri Kur'an'ın ışığında açıklamaya çalışacağım.
Çalışmak bizden Tevfik Allah'tan....
Muhammed Yusuf abdülbaki (Nacizane ben)
İddialar
(Madde ve Ruh Üzerine)
1. Engels(Diyalektik materyalizm fikir babalarından):Varlık madde,düşünce ruhtur....
Georges Politzer(Diyalektik Materyalizm teorisyenlerinden)üşünce, hakkında sahip olduğumuz
fikirledir.Tanrı gibi,felsefe gibi,sonsuzluk gibi fikirler ise düşüncenin yaratısı olup
nesnelere tekabul etmezler.
Cevap: Bu fikirler 19.yüzyıl maddecilik fikrinin ortaya çıkmasıyla toplumlar arasında
yayılmaya başlamış ve bu görüşlere inanan kişilerin madde ve ruh hakkında bu türden
fikre sahip olmaları adeta bir inanç sistemi gibi istenmiştir.Yukarıda gördüğünüz
gibi politzer adeta Tanrı inancını felsefik bir üretim olarak karşılamakta, sonsuzluğu
hiçbir mesnedi olamyan tamamen uydurulmuş süregelen masal nidasıyla harmanlanmış bir
düşünce eylemi gibi sunmaktadır.Bu türden inananları ülkücü yani idealist diye nitelemiş
ve toplumları maddeci ve ülkücü diye ikiye bölmüştür.Tanrı aslında varolmayan cahil
cahil insanların avundukları bir kukla gibi (haşa) gösterilmektedir. Bilimselliğin
ancak alemlerin Rabb'ı olan Allah'ı inkar etmekle gerçeleşebileceğini savunan yazar
bunun mümkün olmadığını dile getirmektedir.
Peki bu böylemidir? Allah Diyorki;
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde,
insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve
kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı
orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında
boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk
için gerçekten ayetler vardır. (BAKARA SURESİ / 164)
Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte
bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir.
(Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi
kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır.
Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. (BAKARA SURESİ / 255)
Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden
Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe,
aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da,
emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (A'RAF SURESİ / 54)
Sana ruh'tan sorarlar; de ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir, size ilimden yalnızca
az bir şey verilmiştir." (İSRA SURESİ / 85)
Devam Edecek inş..................