Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kur'an'ın Hayatımızdaki Yeri... (1 Kullanıcı)

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Selamun Aleyküm,

“Vahiy Hayata Nasıl Müdahale Eder?”

"Kur'an'ın gölgesinde yaşamak bir nimettir; sadece onu tadanın farkına varacağı bir nimet; insan hayatını yücelten, onurlandıran, arındıran bir nimet. Kendisi de Allah'ın bir eseri olan insanoğlu, fıtrat binasının kilitli hücrelerini ancak Allah yapısı anahtarlarla açabilir. Var oluşsal hastalık ve bunalımlarını sadece Allah Teala'nın takdim ettiği ilaçlarla tedavi edebilir." (Seyyid KUTUB- Fi-zillali'l-Kur'an Mukaddimesinden)

Vahyin İndiriliş Amacı:
Kur'an hayatımıza düzen vermek; inanç, düşünce ve eylem alanında ilke ve yol göstermek üzere âlemlerin Yaratıcısı'ndan biz insanlara, elçisi aracılığıyla iletilen bir rehber, bir bildirim ve bir hitaptır.
Kur'an, bireyin ve toplumun ıslahını hedefler.
Tüm ilahi kitaplar gibi, son vahiy olan Kur'an'ın da asıl amacı yeryüzünde zulmü, adaletsizliği ortadan kaldırmaktır.

Vahiy, muhatabının tasavvurunu, aklını ve şahsiyetini inşa etmek için indirilmiş ilahi bir hitaptır.

Vahiy Hayatı Nasıl İnşa Eder?:
Vahyin muhataplarının kişiliğini inşa ettiği zaman ve mekânlarda Müslümanlar için zaman ve hayat birer özne olmuşlardır. Ne zaman ki, vahyi nesneleştirmişler, işte o zaman kendileri de hayatın, zamanın ve mekânın nesnesi olmuşlardır.

Kurtuluşla; amelsiz dualar ve temennilerle gerçekleşmez, inkılaplar kendiliğinden oluşmaz. (9/24)
İslam, fizik-metafizik, din-dünya, dünya-ahiret, ruh-beden, din adamı-dünya adamı vb. kartezyen ayrımları kökten reddeder. Temel referansı olan vahiy "Her şeyin ölçüsü insandır" hümaniter düsturunun karşısına "Hakikatin ölçüsü Allah'tır" düsturunu yerleştirir.

İslam'ın tüm kavramları iki temel kavram üzerinedir: Tevhid ve Adalet.

Tevhid insanın Allah'la ilişkisinin, adalet insanın başta insanla olmak üzere tüm varlıkla ilişkisinin eksenidir. İnsan Allah'la ilişkisinin ekseni olan tevhidde kusur ederse bu insanlarla ilişkisine de yansır ve adalet zedelenir. İnsanlarla ilişkisinin ekseni olan adalette kusur ederse bu Allah'la ilişkisine yansır ve tevhid zedelenir.

Allah'ı birlemek insanı 'monoteist' yapar fakat 'muvahhid' yapmaya yetmez. Muvahhid olmak için Allah'ın hayatın anlam ve amacı olduğuna iman şarttır.

Vahyin tanıttığı Allah hayata müdahildir. İnsana varlık amacı iki yolla gösterilmiştir. (17/70 ; 95/4-5)
1)Fıtrat.
2)Vahiy.

Kur'an müminlerine model bir hayat oluşturma (şahitlik) vecibesi yükler. Bunun için beş inşa sürecini gerçekleştirir:
1- Kavramlarıyla tasavvuru inşa eder.
2- Önermeleriyle aklı inşa eder.
3- Peygamber örnekleriyle şahsiyeti inşa eder.
4- Şura merkezli birliktelikler ve sosyal şahitlik üzerinden toplumu(ümmet) inşa eder.
5- Bütünüyle de hayatı inşa eder.

Yeryüzünün halifesi olarak yaratılan insan, ancak şahitlik yaptığı müddetçe hilafet vazifesini yerine getirmiş olur. 'Şahitlik' ise sadece doğruyu söylemekle tahakkuk etmez, imanın pratiğini sergilemekle, onu yaşamına, davranışlarına ve tercihlerine yansıtmakla mümkündür şahitlik.
Rasul(s) insanlara şahittir. Allah Elçisinin katlandığı güçlükler, gösterdiği direnç ve sabra aday olmakla ancak şahitler olabiliriz. (2/30 ; 6/165 ; 35/39 ; 2/143 ; 22/78 ; 3/140 ; 6/152 ; 62/5)

İfsad-Islah açısından Vahyin Hayata Müdahalesi:
Kur'an, İnsanın tasavvurunu belirlerken aynı zamanda idrakine bulaşan her türlü kiri gidermenin, vahyi değerlerden uzaklaşmanın neticesi olan zulmün, münkerin, fesadın ve tuğyanın nasıl ortadan kaldırılacağının yollarını da gösterir.

Kur'an'da fesad/ifsad kavramı itikadi bozukluktan, iman etmeyip insanları Allah'ın yolundan alıkoymaya, büyüklenmek, haksız yere kan dökmek, tuğyankarlık yapmak, fahşa ve münker işlemek, nesli ve ekini helak etmek, livata yapmak, yol kesmek, hırsızlık yapmak, sihirbazlık yapmak, savaş ortamını ateşlemek, akrabalık bağlarını parçalamak, tabiatı tahrip etmek gibi çeşitli boyutlara sahiptir. (2/204-205, 251, 5/64, 7/56, 81, 10/91, 12/37, 16/88, 27/14, 28/3-4, 29/28-30, 47/22, 89/11-12, 21/22, 27/34, 30/41)

Fesad/ifsad kavramının iyi anlaşılabilmesi için kavramın zıddı olan "sulh/salih" kavramları ile türevleri "salah, ıslah, muslih" kavramlarının da ele alınması gerekir.
Sulh/salih kavramları "sa-le-ha" fiil kökünden gelir. Bu fiil "fesad"ın zıddı olup, "doğru oldu, sağlam oldu, düzeldi, fesad kendinden gitti" anlamlarına gelir.

Salihlerin Vasıfları:
a. Kitab'a sımsıkı sarılmak ve namazı dosdoğru kılmak. (7/170)
b. Dinlerini oyun ve eğlence konusu edinenlerden uzak durup Kur'an'la öğüt vermek. (6/70)
c. Müfsidlerin aksine; bir iktidar verildiğinde namazı dosdoğru kılmak, zekatı vermek, maruf olanı emretmek, münker olandan sakındırmak. (22/41; 13/22)
d. Fetih Sûresi 29. ayette vasıfları anlatılan, özlü bir profili çizilen "öncü bir kuşak" oluşturmaya çalışmak, böyle bir neslin tarihi zeminini oluşturmaya veya hazırlamaya çalışmak da bir ıslah çeşididir.
e. Müfsid ve münafık tiplemesine karşılık, hayatını Allah rızası mukabilinde; bir adanmışlık bilincine sahip olarak yaşamaya çalışmak da salihlerin bir vasfıdır.

 

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Mücadele Kavramı Işığında; Vahyin Yaşamsallaştırılması Sorumluluğu:
İslamilik iddiasına rağmen literatürlerinde ve yüreklerinde mücadele kavramına yer vermeyen ya da bu kavrama sığ, silik ve müphem bir tarzda yaklaşan insanların çokluğu bir vakıadır. Vakıanın temelinde ise hiç şüphesiz Kur'an'dan kopuk bir din anlayışı ve pratiği vardır. Bu durum kökleri uzun asırlara dayanan geleneksel kalıplar ve mevcut siyasi sistemin baskı ve yönlendirmeleri ile şekillenmiştir.

Doğrular ancak pratik içinde, irade ve kararlılıkla savunulduğunda hayat bulurlar. Mücadele de güçlü bir irade ve kararlılık temelinde yükselir. Bireylere özgü alanlardan toplumsal alanların tümüne kadar hayatın her zerresinde hâkimiyet kurmaya çalışan şirk ve ifsat güçlerine karşı tavır almak ve bu tavrı sistemli bir mücadeleye dönüştürmek mutlaka, ama mutlaka zorluklarla, baskı ve zulümlerle karşılaşmayı getirecektir.

İlke-İrade-Tutarlılık-Kararlılık-Biz olma çabası.
Kur'an En Güzel Biçimde Mücadeleyi Emreder!
Vahyin bütünü, insanlar üzerinde sahte ilahların, zorba güçlerin yığdığı zincirleri kırmaya ve Allah'ın kullarını gerçek özgürlüğe kavuşturmaya yönelik bir mücadele çağrısıdır. Kur'an'ın pek çok ayetinde zulüm ve ifsada karşı tavır almak ve bu uğurda gereken bedelleri ödemekten kaçınmamak hususunda açık uyarı ve teşvikler vardır.

"Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman (topluca) kendilerini savunurlar."(42/39)
Laiklik adına Allah'ın dinini toplumsal hayatın her zerresinden kazımaya ve sadece bireylerin vicdanlarına hapsetmeye çalışan; irtica yaftasıyla Müslümanlarla sistemli bir mücadele yürüten; emperyalist güçlerin işbirlikçiliğini üstlenen mevcut sistemin kendisi bizatihi bir zulüm ve en büyük saldırıdır.

Uyguladığı baskı ve şiddet politikaları ile insanları çaresizliğe, pasifizme ve yılgınlığa sevk etmeye çalışan azgın diktatörlüğün(post kolonyal, küresel emperyalizmin ve onun yerli işbirlikçilerinin) yaygınlaştırdığı korkunun egemenliğini yıkmak ve kitlelere umut olabilmek, Vahiy merkezli bir İslami kimliğe sahip Müslümanların öncülük sorumluluğunu hakkıyla üstlenmeleri ile mümkündür. (Nahl,16/125)

Ne Yapmalı, Nereden Başlamalı?:
"Öncelikle sahip olduğumuz İslami anlayışımızı ve kavramlarımızı tarih içinde üretilmiş bulanık, kirli anlayış ve disiplinlerin gölgesinden kurtarmalı ve Kur'an'ın belirleyiciliğinde yeniden sahih temellere oturtmalıyız." (Al-i İmran, 3/173)

Çevremizde gördüğümüz çözülme ve savrulma vakıaları bizleri ümitsizliğe sevk etmemeli ve Kur'an'da Bakara suresinde anlatılan Talut kıssası bizim için örnek olmalıdır.

"Ve Talut, kuvvetleriyle yola koyulduğunda "Bakın," dedi, "Allah sizi şimdi bir nehirle imtihan edecek: ondan içen benden olmayacak, onu tatmaktan sakınan ise benden olacaktır; ondan sadece bir avuç dolusu içen ise affa mazhar olacaktır." Ancak, birkaçı dışında hepsi ondan (dolu dolu) içtiler. O ve ona inananlar nehri geçer geçmez ötekiler: "Calut ve kuvvetlerine karşı (koymak için) bugün hiç gücümüz yok!" dediler.(Ama) kesin olarak Allah'a kavuşacaklarını bilenler: "Nice küçük topluluklar, Allah'ın izniyle büyük kalabalıklara üstün gelmiştir! Zira Allah, güçlüklere karşı sabırlı olanlarla beraberdir." diye cevap verdiler." (Bakara, 2/249)

Kur'an'da değişimin öznesi olan öncüler bilmelidir ki, durağan ortamlarda ancak donukluk ve hastalık ürer, olumluluklar ise dinamik, canlı ortamlarda gelişir. Bunun için atalet, nemelazımcılık ve kendiliğindenciliği terk etmekle işe başlamak zorundayız.

Şahıs ve grup bazında karşılaşılan zaaflı tutumlar:

Şahıs bazında:
1-Düşünsel yetersizlik ve sığlık
2-Dava bilincindeki eksiklik ve tutarsızlık
3-Ahlaki zayıflık, olgunlaşmamışlık
4-Bireycilik, kendi kişiliğini aşırı önemseme
5-Dünyevileşmek, nefse ve hevaya tabi olmak
6-Karamsarlık, kötümserlik

Topluluk bazında:
1-Grup içinde fikri uyumsuzluk, fikri karmaşa ve tutarsızlık
2-İlkesizlik
3-Donukluk
4-Belirli bir hiyerarşinin(iş bölümünün) bulunmaması
5-İlişkilerde ölçüsüzlük

Bilinçli Tercih-Emek-Süreklilik ve Yaygınlaştırılması
İslami bir şahsiyetten söz edebilmek, birbiriyle sıkı sıkıya bağlı üç temel boyutun aynı anda tezahürünü gerektirir:
a)Akidevi netlik
b)Salih kişilik
c)Düşünce ve eylem planında siyasi tutarlılık.

İslami şahsiyetin oluşturulması şu vasıfları kazandırma hedefi gözetmeleri gerekir:
1)Bilgilenme ve düşüncede yoğunluk ve derinlik
2)Ahlaki zaaflardan beri olmak
3)Mesajı süreklilik içinde aktarma gayreti (Nahl, 16/125)
4)Söylenen ve savunulan her şeyi pratiğe aktarma sorumluluğu(Ankebut,29/2 ; Saf,61/2)
5)Bütüncül bir perspektife sahip olmak(En'am, 6/162)
6)Kuşatıcılık
7)Siyasi tahlil ve takip yeteneği

Bu vasıflar, İslami mücadele en yalın anlamıyla vahyin şahitliğini yapmaktır.
Son çözümlemede toplumsal dönüşümle ilgili öneri ve fikirler; hayatın içerisine girebildiği, insanların hayatıyla kuvvetli bir irtibat kurabildiği ve direniş ve kazanım süreci içerisinde hayata mal olabildiği nispette hayatilik ve süreklilik kazanabilirler. Vahyin cihanşümul yaklaşımının aksine, modern hayat içerisinde sürekli dini "Allah ile kul arasında" bir olgu olarak tanımlayıp vicdanlara hapsetmeye çalışan anlayışın niyetini deşifre etmek öncü şahsiyetlerin en öncelikli sorumluluklarındandır. (3/103 ; 3/110 ; 3/104 ; 7/181 ; 2/143 ; 2/257 ; Rad/11 ; 58/21)

SONUÇ: Her Şeyi Âlemlerin Rabbi Allah İçin Kılmak Temel Sorumluluğumuzdur.
Kur'an-ı Kerim'de Müslüman'ın hayata, dünya ve içindekilere, ezelden ebede âleme bakışının ne olması gerektiği belirlenmiştir.
"De ki: 'Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.'" (67162)

Allah'a emanet olun...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt