Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kuran'in Cazibesi (1 Kullanıcı)

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
KURAN'IN CAZİBESİ

Ebu Cehil, Ebu Sufyan ve Ehnes b. Şerik müşriklerin önde gelenlerinden ve Hz. Peygamber (sav)’ in en azılı düşmanlarından üç kişiydiler. Kur’an ayetlerinin halkı etkilemesinden çok rahatsız oluyorlardı. Bu nurlu ışığı söndürmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar fakat bir türlü istediklerini elde edemiyorlardı.

Bir gün bu üç kişi akşamın karanlığından faydalanarak, birbirlerinden habersiz bir şekilde Hz. Peygamber (sav)’ in evinin yanına giderek okunan Kur’an ayetlerini dinlemeye karar verdiler.

O akşam onların üçü de ilahi ayetleri duyunca çok etkilendiler. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadılar ve havanın yavaş yavaş aydınlandığını fark ettiler. Müşriklere görünüp rezil olma korkusuyla gizlice, ürkek bir şekilde evlerine doğru hareket ettiler. Evlerine dönerken yolda karşı karşıya geldiler ve birbirlerini yaptıkları bu işten dolayı kınadılar. Birbirlerine şöyle dediler:

Eğer Müslümanlar görürlerse, İslam’a ilgi duyduğumuzu zannederler.


Bu işi tekrar yapmamak ve Hz. Peygamber (sav)‘ in evine tekrar gitmemek için anlaştılar.

Ama bir sonraki akşam Kur’an‘ ın manevi cazibesi onları tekrar sıcak yataklarından kaldırdı. Geçen akşamki gibi her birisi diğerinden habersiz olarak, sürünerek Hz. Peygamber (sav)’ in evinin yanına geldiler. Gece yarısına kadar Kur’an dinlediler, zamanla hava yavaş yavaş aydınlanmaya başladı ve evlerine geri dönmek üzere kalktılar. Tekrar yolda karşılaşınca birbirlerini şiddetle kınadılar. Aynı işi tekrar yapmamak için büyük putları adına yemin ettiler.

Ama aynı olay sonraki akşamda tekrarlandı. Gündüz olunca Ehnes sinirli bir şekilde Ebu Sufyan’ ın evine gitti ve Kur’an hakkında uzun süre tartıştıktan sonra da Ebu Cehil’in evine gittiler. Kur’an’ ın hakkaniyetinden etkilendikleri belliydi. Ama kibir, makam, dünya malı ve inatları onların kurtuluşunu engelledi. Daha sonra bu üç müşrik Hz. Peygamber (sav)’ e ve Onun getirdiği hak din ve kitaba iman etmeyeceklerine dair yemin ettiler.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm güzel kardeşim.. Paylaşımın yüreğime dokundu .. Okurken tuhaf duygulara kapıldım.. Nasıl bir nimete malik olduğumuzu düşündüm, Rabbimiz c.c'nin bizleri ne kadar çok sevdiğini düşündüm ve bu ilahi kelamını okumayı, yaşamayı bizlere nasip ettiği için şükrüm daha çok arttı Rabbimize..bizleri rahmetine layık gördüğü için..''Elhamdülillahi Rabbil Alemin'' dedim, derin derin... O öyle bir cezbedici ki, en taş yürekler ona kayıtsız kalamıyor işte. Bir yerlerden zihinlerini çekiyor, kalplerindeki perdeyi kaldırıyor.. Ama işin asıl neticesi olan ''kabul etme''ye gelince, nefisler devreye giriyor..Yazıdaki gibi kabul etmiyorlar bu ilahi rahmeti.. Rabbimiz c.c bu hidayet pınarından tüm kullarını nasipdar eylesin, malik olduğumuz nimetin değerini bilenlerden eylesin inşallah..Rabbimize emanetsin güzel kardeşim.Emeğine, yüreğine sağlık..Selam ve duaların en güzeliyleB)B)
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Selamün Aleyküm güzel kardeşim.. Paylaşımın yüreğime dokundu .. Okurken tuhaf duygulara kapıldım.. Nasıl bir nimete malik olduğumuzu düşündüm, Rabbimiz c.c'nin bizleri ne kadar çok sevdiğini düşündüm ve bu ilahi kelamını okumayı, yaşamayı bizlere nasip ettiği için şükrüm daha çok arttı Rabbimize..bizleri rahmetine layık gördüğü için..''Elhamdülillahi Rabbil Alemin'' dedim, derin derin... O öyle bir cezbedici ki, en taş yürekler ona kayıtsız kalamıyor işte. Bir yerlerden zihinlerini çekiyor, kalplerindeki perdeyi kaldırıyor.. Ama işin asıl neticesi olan ''kabul etme''ye gelince, nefisler devreye giriyor..Yazıdaki gibi kabul etmiyorlar bu ilahi rahmeti.. Rabbimiz c.c bu hidayet pınarından tüm kullarını nasipdar eylesin, malik olduğumuz nimetin değerini bilenlerden eylesin inşallah..Rabbimize emanetsin güzel kardeşim.Emeğine, yüreğine sağlık..Selam ve duaların en güzeliyleB)B)

aleykum selam gül kardeşim benim
amin inşallah....canım kardeşim
bende kendimi düşündüm bazen okumayı ihmal ediyorum kendi kendimi kınadım bende onlar gibi nefsime yenik düşüyorum rabbim bizi nefslerimize bırakmasın rabbim bizi affetsin güzel sahabeler geldi aklıma saklı saklı okuyorlardı ben ise rahat içindeyken... Abdullah İbni Mesud geldi aklıma GÜL SULTANIMIZ sorarmış kim kabeye girip içinde kuran'ı okucak Abdullah İbni Mesud ben diye sıçrarmış ayaga başka kimse cesaret edemezmiş çünkü müşrükler hemen çullanırmış üstünü bitkin düşene kadar vurularmış ama bunu bile bile tekrar takrar gidermiş...
rabbimze emanetsin kardeşim
selam dua ve muhabbetle inşallahB)B)
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Varlığın en bereketli ışık kaynağı, sözün en çarpıcı, en kuvvetli nüktesi O’dur. Yeryüzündeki bütün câzibedâr güzellikler, O’nun ışığının varlık üzerine akseden gölgesi, en büyüleyici ses ve nağmeler o semâvi solukların sadece bir perdesidir. O’nun ışıktan beyanları arasında tenezzüh, gönülden kirleri, gözlerden de günahları siler-süpürür. O’nun ötelere açık zümrütten iklimlerini temâşâ, düşünceye hikmet tohumlarını saçar, aklı semâlar ötesi âlemlerde gezdirir.

Güneş, O’nun aydınlık dünyâsına nispeten bir ateş böceği, Ay, çehresine ışık çalınmış bir avuç siyah topraktan ibarettir. O, dışının parlaklığı, içinin derinliği, muhtevâsının zenginliği ile, gökler ötesinden gelmiş öyle bir sofradır ki; bize ulaşıncaya kadar, O’nu elden ele bir gül demedi gibi taşıyan melekler dahi O’ndan müstağni kalamamışlardır.

Yeryüzü ve onun sakinleri, bu ilâhî sofranın gelişini ihtiyaç ve iştiyak türküleriyle karşıladı ve bu köhne kürenin dört bir yanı O’nun gülüyle, nergisiyle âdeta Cennet yamaçlarına döndü. O’nun olmadığı dönemde kapkaranlık kesilen ova, vâdi, dağ, dere, tepe O’nun her yana saldığı nurlarla aydınlandı ve okunan bir kitap haline geldi. Hele, O’nun şerh edip önümüze serdiği eşyânın hakikati âdeta ruhlarımızı dolduran bir hitâp oldu.​
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
kuran03.jpg




Secde 2 :
Şüphe yok ki Kitabın indirilişi, âlemlerin Rabbi tarafındandır.

Fussilet 41-42 :
41- Onlar, kendilerine gelen Kur'ân'ı inkâr ettiler. Halbuki o, öyle eşsiz bir Kitaptır,
42- Ki ne önünden, ne de arkasından onu boşa çıkaracak bir söz gelmez. (O) Hüküm ve hikmet sâhibi, çok övülen(Allâh)dan indirilmiştir.


Secde 3 :
3 Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? Hayır, o senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi, doğru yola gelirler umuduyla uyarman için Rabbin tarafından (sana indirilen) gerçektir.


Yunus 37 :
37 Bu Kur'ân, Allah'tan başkası tarafından uydurulacak bir şey değildir. Ancak kendinden öncekinin doğrulaması ve Kitabın açıklamasıdır. Onda asla şüphe yoktur. Âlemlerin Rabbi tarafından(indirilmiş)dir.

Hakka 41-43 :
41 O, bir şâ'irin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
42 Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!
43 Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.



Selamün aleyküm Nur Damlası, ben de birkaç ayet eklemek istedim..Rabbimiz c.c, Kur'an'ı asırlar öncesine hapsedenlerden değil, şimdi ahir zaman ümmeti olarak, bizleri selamete çıkaran bir fecr, ve Kur'an'daki hükümleri ''BİR YAŞAM BİÇİMİ'' olarak görüp en güzel şekilde uygulayanlardan eylesin inşallah..Rabbimize emanetsin güzel kardeşim benim..Selam, dua ve muhabbetle inşallah..B)B)


 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
KURAN'IN PENCERESİNDEN BAKARSAN....

Güzellikleri yaratan Allah’ın
İndirdiği vahiyle yolunu bulan,
Rabbimiz tarafından,
En güzel örnek olarak tanımlanan,
Fahri Kâinat efendimiz,s.a.v.
Şimşek gibi gözlerimizi alan bir nurla,
bir ihtişamla parıldar.
Bu nur,
Bütün insanlığın yolunu aydınlatır.
Allah’ın hükümleri, Elçisinin öğretileri,
Bu kısa aklımızın vicdanımızın ölçüleridir.

Cenab-ı Hâkkın, nuhunu taşıyan insan,
Anlamlı bir varlıktır.
Çünkü insan,
Yer yüzüne halife olarak yaratılmış.
Kur’an,
İnsanın kalbine ve aklına inmiş,
Beşer sözüyle kıyaslanamaz.
O’nun kelamı duyulduğunda,
Kalbler nasıl korku ile dolmaz?
Şayet bu Kur’an,
Bir dağın üzerine indirilseydi,
Odağa akıl ve idrak verilseydi.
Allah’ın sözünün azametinden, sorumluluktan,
Parçalanır tuz buz olurdu saygı ve korkudan.
Allah’a itaatından parça parça olursa,dağlar,
Akletsene,
Vahyi ve zikri duyamıyacağını anlayan kütük,
Başın eğmiş, boyun kırmış, niçin ağlar?
Kur’an Allah’ın sağlam ipi,üstün kelamı.
Gözlerin kalblerin karşısında büyük bir mucize.

Mükerrem elçinin hayatı,
Kur’an’la birleşince,
Ortaya Fıtrat yolu İslam çıkar.
Cennete götüren yol...
Cennet sonsuzluğa kadar açılmış bir yarış.
Yüce Allah’ın, c.c.
Biribiri üzerine sekiz derece halinde
Yarattığı en yüksek mertebe.
Mü’minler için donatılmış,
Takva ve ihsan sahipleri için hazırlanmış..
İnsana yapılan masraf, bahşedilen lutuf,
Dünyanın altını,gümüşü,yakutu ile karşılanamaz.

Dört başı mamur olmak kolay iş değil,
Aslında zorda değil.
İslamın değişmez prensipleri
Kolaylık üzerine kurulmuş.
Cennet yarış yolu, sonsuza kadar açık..
Dünyada ne kadar hazırlanmışsan,
Ruh dünyanda ki putları kırmışsan,
Hizmette ne ölçüde ileri gitmişsen,

Cennetin,
Sekiz kapısından gir içeri diye nida edilecek.
Yol göstericimize, kurtarıcımıza sâlat veselam olsun.
İki cihan güneşi Efendimizin,
Öve öve bitiremediği, o mutluluk diyarına
Nail olmak istemezmisin?

İslamın gelipde kurduğu bir denge vardır.
Akıl,vahiy, dünya, ahiretle birliktedir.
Allah’a ortak koşulduğunda,veya
Allah ile insan çatışırsa.
Yerden göğe kadar evrensel düzen alt üst olur.
İşte şirkin en tehlikesi budur.
Aciz insandan Allah’tan korkar gibi kokmayın.
Şahsi yeteneğinizi inkar eder,
Onurunuzu ayaklar altına alırsınız.
Allah’ın size üfledği ruhun,
Taşıma yetkisini kaybedersiniz.
Şeytanında,
İnsanı yoldan çıkardığı ayağını kaydırdığı nokta
Tam burasıdır.
Allah’ın elçilerinin karşısına,
İnatçı ve inkarçı taifeler,
Daima çıkar hesabıyla dikildi ve direndiler.
Mekke müşriklerinin dönemedikleri viraj var ya,
İşte orada,
Allah Rasulü şöle seslendi:
‘’Güneşi sağ elime ayı sol elime verseniz
Vallahi ben davamdan vazgeçmem’’
Tevhid,
Kişiyi fıtratın, yaratılışın çizgisinde tutar.
Kulluk ve sevgi,
Yalnız ve yalnız yüce Allah’a’dır.
Aciz insana hak etmediği sıfatları yüklemeyin.
Geçici çıkarlar için başınıza belâ etmeyin.

Akıl pusulamızın feleğini şaşırtan,
O kadar sanal ilâh vardır ki,
Takdirde, hükümde, emirde,
Hürriyeti ve felahı çiğnerler.
Bilirmisin hürriyet nedir?
Hürriyet öyle çayırlıktır ki,
Orada zayıf ve semiz sığırda otlar.
Orada kurtda kuzuda doyar.
Dünya ve ahiret bir gerçeğin iki yüzüdür.
Farkındamısın,
Bütün güzelliklerin sonu gelecek.
Hâlık karşısında biz mahlukuz.
Hâlık O, Kâdir O, Hâkim O.
‘’En hikmetli kararı veren hükmü veren Allah değilmidir’’.
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
kuran03.jpg




Secde 2 :
Şüphe yok ki Kitabın indirilişi, âlemlerin Rabbi tarafındandır.

Fussilet 41-42 :
41- Onlar, kendilerine gelen Kur'ân'ı inkâr ettiler. Halbuki o, öyle eşsiz bir Kitaptır,
42- Ki ne önünden, ne de arkasından onu boşa çıkaracak bir söz gelmez. (O) Hüküm ve hikmet sâhibi, çok övülen(Allâh)dan indirilmiştir.


Secde 3 :
3 Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? Hayır, o senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi, doğru yola gelirler umuduyla uyarman için Rabbin tarafından (sana indirilen) gerçektir.


Yunus 37 :
37 Bu Kur'ân, Allah'tan başkası tarafından uydurulacak bir şey değildir. Ancak kendinden öncekinin doğrulaması ve Kitabın açıklamasıdır. Onda asla şüphe yoktur. Âlemlerin Rabbi tarafından(indirilmiş)dir.

Hakka 41-43 :
41 O, bir şâ'irin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
42 Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!
43 Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.



Selamün aleyküm Nur Damlası, ben de birkaç ayet eklemek istedim..Rabbimiz c.c, Kur'an'ı asırlar öncesine hapsedenlerden değil, şimdi ahir zaman ümmeti olarak, bizleri selamete çıkaran bir fecr, ve Kur'an'daki hükümleri ''BİR YAŞAM BİÇİMİ'' olarak görüp en güzel şekilde uygulayanlardan eylesin inşallah..Rabbimize emanetsin güzel kardeşim benim..Selam, dua ve muhabbetle inşallah..B)B)





aleykum selam gül kardeşim benim
amin...inşallah... ekle canım kardeşim ellerine saglık rabbim razı olsun inşallah
güzellerr güzeli rabbimize emanetsin inşallah gül kardeşim benim
selam dua ve muhabbetle ile inşallah kardeşimB)
 

EBRARNISA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ağu 2007
Mesajlar
528
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
HAYIRLI AKŞAMLAR.DEĞERLİ PAYLAŞIMINIZ İÇİN ALLAH RAZI OLSUN.
RESULULLAHIN DOĞRU SÖYLEDİĞİNİ BİLİYORLARDI.
AMA GURURLARI,KİBİRLERİ,BENCİLLİKLERİ İTAAT ETMELERİNE İZİN VERMİYORDU.
<<<NİÇİN BİZİM SOYUMUZDAN DEĞİL?????>>>
İŞTE BUNU GURURLARINA YEDİREMİYORLARDI.
RABBİM BİZLERİ GURURUMUZA KABILIP ŞAŞIRMAKTAN KORUSUN.....
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Hadis-i Şerifi özetlersek:

Kur’ân-ı Kerîm’i okuyan ve O’nunla amel edenleri, hayatlarını Kur’an-ı Kerim’le nizama sokanları ALLAH yükseltir, yüceltir. Kur’an-ı Kerim’i okumayan, okusa da O’nunla amel etmeyenleri ALLAH alçaltır.

Kur’ân-ı Kerîm Okumanın Mükafatı

Hz. Aişe (R.Anha)dan rivayete göre Resûlullah (S.A.V.)Efendimiz şöyle buyurdu:

“Kur’ân-ı Kerîm’i gereği gibi güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir. Kur’ân-ı Kerîm’i kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.” (Buhari, Tefsir 417, Müslim, Müsafirin 243, Ayrıca Bk. Ebu Davud, Salat: 349, Tirmizi, Fezailu’l-Kur’ân: 13, İbni Mace, Edep: 52)​
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
HAYIRLI AKŞAMLAR.DEĞERLİ PAYLAŞIMINIZ İÇİN ALLAH RAZI OLSUN.
RESULULLAHIN DOĞRU SÖYLEDİĞİNİ BİLİYORLARDI.
AMA GURURLARI,KİBİRLERİ,BENCİLLİKLERİ İTAAT ETMELERİNE İZİN VERMİYORDU.
<<<NİÇİN BİZİM SOYUMUZDAN DEĞİL?????>>>
İŞTE BUNU GURURLARINA YEDİREMİYORLARDI.
RABBİM BİZLERİ GURURUMUZA KABILIP ŞAŞIRMAKTAN KORUSUN.....

hayırlı akşamlar kardeşim
amin inşallah...
rabbim sende de razı olsun inşallah
rabbimize emanetsin inşallah
selam ve dua ile
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
45
---------güncelleme-------------
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
DAMLACIM ALLAH RAZI OLSUN BENDE BİR ŞİİRLE KATILAYIM

Ey insan! Yaşıyorken, hem de Kur'ân çağında;
Çırpınıp duruyorsun, cehâlet batağında.
Kalbin katı... Gözün kör... Başın kibir dağında
Kur'ân sana gel diyor, bak bendedir adresin.
Ey eşref-i mahlûkat!.. Daha Kur'ân ne desin!..


Özgürce seçmen için, iki yoldan birini;
Apaçık bildiriyor, bütün ayetlerini.
Ya Peygamber, ya şeytan... Seç diyor rehberini;
Öyle seç ki; sırattan rüzgar gibi geçesin,
İlle şeytan diyorsan.. Daha Kur'ân ne desin!..

Ya Cennet bahçesidir, ya ateştir o mezar,
Mekân var mı dünyada, öyle derin, öyle dar?
Hiçbir şey yakın değil, insana ölüm kadar.
Diyor ki; hesabı var, aldığın her nefesin;
Mezarlar konuşurken..Daha Kur'ân ne desin!..


Malın, mülkün, şöhretin, dünyada herşeyin var;
Ya dünyadan Rabb'ine, götürecek neyin var?
Bana yeter diyorsan, şu üç günlük itibar;
Bir dördüncü gün var ki; çok çetindir bilesin,
Bunlar masal diyorsan.. Daha Kur'ân ne desin!


Âyet diyor ki; eğer, dağa inseydi Kur'ân;
Paramparça olurdu.. Dağ, Allah korkusundan.
Hangi insan durup da, ibret almaz ki bundan?
Sen ki, bir dağ yanında, ne kadar da cücesin,
Haddini bilmen için.. Daha Kur'ân ne desin!..


O münezzeh ruhundan, ruh vermekle insana;
Erişilmez bir şeref, bahşetti Allah sana,
Ne kadar sevdiğini, buradan anlasana !
Sen ki; taparcasına, kendine kul kölesin,
Nefsini put yapana.. Daha Kur'ân ne desin!..


Bir gün var ki; çok yakın, dağların yürüdüğü,
Göklerin, güneşleri önünde sürüdüğü,
Kâinatı toz duman, dehşetin bürüdüğü;
Kıyâmet senaryosu, oyun değil bilesin;
Hâlâ ürpermiyorsan.. Daha Kur'ân ne desin!..


O büyük mahkemede, bütün diller susacak;
Konuşacak bu defa, göz, kulak, el, kol, bacak.
Uzuvlar birer birer, haramları kusacak;
Açılacak önünde, defterleri herkesin;
Kendine gelmen için.. Daha Kur'ân ne desin!..


O gün, buyruk verenler, buyruğa baş eğecek,
Cehennem öfkesinden, köpürüp kükreyecek,
Ve doldun mu dedikçe, daha yok mu diyecek;
Yandıkça o deriler, değişecek bilesin;
Hâlâ secde yok ise.. Daha Kur'ân ne desin!..


Gör ki, dünya sırtında, nice insan taşıyor;
Kimi yaşarken ölmüş, kimi ölmüş yaşıyor.
Kimi Arş-ı Âlâ'ya dolu dizgin koşuyor;
İşte Cennet.. İşte sen.. Gayret et ki giresin;
Ey! Eşref-i mahlûkat!.. Daha Kur'ân ne desin!..


CENGİZ NUMANOĞLU
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt