Kur'an'da sağcılık ve solculuk var mıdır?
Kur'an-ı Kerim'e göre sağcılık ve solculuk meselesi vardır. Bu, pek çok ayet-i kerimede zikredilmektedir.
(Bkz. Vâkıa, 56/8-9, 90-91; Hâkka, 69/19; Müddessir, 74/39; Beled, 90/18-19) Fakat ayet-i celilelerde anlatılan sağcılık ve solculuğun, günümüzün içtimâî ve politik terminolojisinde ifade edilen sağcılık ve solculukla bir alakası yoktur. Günümüzde her şey çarpıtıldığı gibi bu hususun da çarpıtıldığı açıktır. Ötede defterini sağdan veya soldan alma başka, iktisadî, içtimai, siyasî ve idarî sağcılık-solculuk daha başkadır.
Müslümanlığa göre ötede defteri sağdan veya soldan alma vardır ve defteri sağdan veya soldan alma meselesi öbür âleme gidinceye kadar da belli değildir. Bir insanın burada "ben sağcıyım", yani şer'î manasıyla defteri sağdan alacağım diye yeşillenmesi doğru değildir ve bu kuru bir iddiadır. Bu manada bir Müslüman'ın bir kısım kimseleri de bazı fikirlerinden ötürü solcu görmesi, yani "defterlerini soldan alacak ve cehenneme gidecekler" şeklinde düşünmesi hatadır. Bu açıdan insanların birbirlerine karşı sağcı veya solcu demeleri doğru değildir. Zira sağcı-solcu sözcüklerinin bugünkü ifade şekli ile Kur'an'daki ifade tarzı arasında ciddi bir fark vardır. Buna göre Kur'an'da geçen sağcı solcu tabirleri katiyen siyaset malzemesi yapılmamalı ve bu kelimelerin İslâmi terminolojideki anlamları çarpıtılmamalıdır.
Mü'min, nev-i şahsına mahsus bir yolun yolcusudur. Bu yol, sırat-ı müstakimdir ve şehvet ve gadabın muvazenesinde ifrat ve tefritin ortası bir yoldur. "İhdina's-sırâta'l-müstakim - Bizi doğru yola, Sana doğru varan yola ilet." (Fâtiha, 1/6) ayeti de bize bu yolu salıklar ki bu yolda nebiler, sıddıklar ve şehitler yürümüşlerdir. Biz de onların arkasından gidiyoruz. Biz bugünkü insanların ifadeleri içindeki sağcılık ve solculuğun bizim için farklı şeyler olduğunu düşünüyoruz.
Evet, hal-i hazırdaki şekliyle sağcılık ve solculuk meselesi yirminci asrın marazlarından biridir. Bu mana itibarıyla da Müslüman ne sağcıdır, ne de solcudur. Bugün sağcı denildiğinde akla antikomünist kimseler, solcu denildiğinde de komünistler ve onlara yakın gruplarla hizipler anlaşılmaktadır. İslam'ın içinde böyle bir tarif yoktur. Mesela din ve diyanet tanımayan veya ibadet ü taati olmayan bir insan sağcı geçinebilir. Ancak bu kimsenin defterini sağdan mı yoksa soldan mı alacağını bilemeyiz.
Binaenaleyh -böyle bir anlatış ve anlayış tarzı içinde- mü'minin bu cereyanlardan birinin içinde görünmesi doğru değildir. Biz Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden ümit ediyor gazabından da çok korkuyoruz ve -inşallah- defterimizi sağdan alacağımızı ümit ediyoruz.
Alıntı..Zaman
Kur'an-ı Kerim'e göre sağcılık ve solculuk meselesi vardır. Bu, pek çok ayet-i kerimede zikredilmektedir.
(Bkz. Vâkıa, 56/8-9, 90-91; Hâkka, 69/19; Müddessir, 74/39; Beled, 90/18-19) Fakat ayet-i celilelerde anlatılan sağcılık ve solculuğun, günümüzün içtimâî ve politik terminolojisinde ifade edilen sağcılık ve solculukla bir alakası yoktur. Günümüzde her şey çarpıtıldığı gibi bu hususun da çarpıtıldığı açıktır. Ötede defterini sağdan veya soldan alma başka, iktisadî, içtimai, siyasî ve idarî sağcılık-solculuk daha başkadır.
Müslümanlığa göre ötede defteri sağdan veya soldan alma vardır ve defteri sağdan veya soldan alma meselesi öbür âleme gidinceye kadar da belli değildir. Bir insanın burada "ben sağcıyım", yani şer'î manasıyla defteri sağdan alacağım diye yeşillenmesi doğru değildir ve bu kuru bir iddiadır. Bu manada bir Müslüman'ın bir kısım kimseleri de bazı fikirlerinden ötürü solcu görmesi, yani "defterlerini soldan alacak ve cehenneme gidecekler" şeklinde düşünmesi hatadır. Bu açıdan insanların birbirlerine karşı sağcı veya solcu demeleri doğru değildir. Zira sağcı-solcu sözcüklerinin bugünkü ifade şekli ile Kur'an'daki ifade tarzı arasında ciddi bir fark vardır. Buna göre Kur'an'da geçen sağcı solcu tabirleri katiyen siyaset malzemesi yapılmamalı ve bu kelimelerin İslâmi terminolojideki anlamları çarpıtılmamalıdır.
Mü'min, nev-i şahsına mahsus bir yolun yolcusudur. Bu yol, sırat-ı müstakimdir ve şehvet ve gadabın muvazenesinde ifrat ve tefritin ortası bir yoldur. "İhdina's-sırâta'l-müstakim - Bizi doğru yola, Sana doğru varan yola ilet." (Fâtiha, 1/6) ayeti de bize bu yolu salıklar ki bu yolda nebiler, sıddıklar ve şehitler yürümüşlerdir. Biz de onların arkasından gidiyoruz. Biz bugünkü insanların ifadeleri içindeki sağcılık ve solculuğun bizim için farklı şeyler olduğunu düşünüyoruz.
Evet, hal-i hazırdaki şekliyle sağcılık ve solculuk meselesi yirminci asrın marazlarından biridir. Bu mana itibarıyla da Müslüman ne sağcıdır, ne de solcudur. Bugün sağcı denildiğinde akla antikomünist kimseler, solcu denildiğinde de komünistler ve onlara yakın gruplarla hizipler anlaşılmaktadır. İslam'ın içinde böyle bir tarif yoktur. Mesela din ve diyanet tanımayan veya ibadet ü taati olmayan bir insan sağcı geçinebilir. Ancak bu kimsenin defterini sağdan mı yoksa soldan mı alacağını bilemeyiz.
Binaenaleyh -böyle bir anlatış ve anlayış tarzı içinde- mü'minin bu cereyanlardan birinin içinde görünmesi doğru değildir. Biz Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden ümit ediyor gazabından da çok korkuyoruz ve -inşallah- defterimizi sağdan alacağımızı ümit ediyoruz.
Alıntı..Zaman