Kuran’a göre Kuran’ı parçalara ayırmak, kitabın bir bölümünü kabul, bir kısmını göz ardı etmek olacak şey değildir. Oysa Kuran’ın tümü bir bütündür, tek olan Cenabı Allah’ı ve O’nun nizamını (sünnetullah) anlatmaktadır, âlemlerin Rabbi olan Allah’ı parçalamak mümkün değildir. Allah c.c. bölücülüğü ve bölünmeyi kabul etmez.
Kuran’da Allah, Yahudilerin kelimelerin anlamlarını kaydırarak dini tahrif etmelerinden, işlerine gelenleri kabul, işlerine gelmeyenleri reddetmelerinden bahseder, bu davranış her ne kadar nefsi bir yaklaşım olsa da, Allah c.c. takdirine, nizamı dâhilinde ki emirlerini eksik veya
fazla olması yönünde yorum getirip, şirke sebep olmaktan öteye geçmeyen kötü bir ameldir. Çözüm tüm Kuran’ı tek bir ilave ve eksiltme yapmadan, kabul etmek, onu iyi anlamak, yalnız ve yalnız Kuran’a tabi olmaktır.
“Onlar ki Kuran’ı parça parça yaptılar. “
“Rabbine and olsun, onların hepsinden hesap soracağız. “
“Yapmakta oldukları şeylerden. “
Hicr Suresi 91-93
“Yoksa siz kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü
inkar mı ediyorsunuz?”
Bakara Suresi 85
Kuran’ı parçalamaktan çekinmeyenlerin, kendi dinleri üzerinde gösterdikleri hassasiyet de malumdur. Kuran’ı anlamayanın, kendini anlaması tanıması mümkün değildir. Bilgi eksikliğinden doğan; bilmediği halde biliyormuş gibi davranmak, kulun hem kendisine hem de çevresine verdiği zarardır. Çevremizde bolca gördüğümüz bu tutum ve davranışlar, Müslüman toplumuna çok büyük zararlar vermektedir.
“Kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak taşımaları ve bilgisizce saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından da bir kısmını yüklenmeleri için (öyle derler). Bak ki yüklenecekleri şey ne kötüdür!” Nahl / 25
Müslüman; kendisi ile barışık, kendine güven içinde, kitabı olan Kuran’ı anladığı dilde okuyup anlama gayreti içinde olan, kul olmak durumundadır. Ben okuyorum anlayamıyorum, yorum yaparken yanlış yapıp günaha girmekten kaçınırım, hoca efendiler anlatırsa anlıyorum mantığı, insanın düşünce tembelliğinden kaynaklanan bir yaklaşımdır. Allah c.c. kulunun anlayamayacağı bir ayeti kerimeyi vermemiştir. Allah’ın Arapça vahye dilen Kuran’ı, diğer dillerde okunacağını çevrileceğini düşünmediğini düşünmek de şirktir. Nasıl ki Kuran-ı Kerim her türlü bozuma karşı korunuyorsa, kullunda Allah’a c.c. yaklaşımdaki ihlâsı neticesinde, kulun yanlış anlama konusunda Allah c.c. den yardım alması, Rahmet içinde olması, Allah’ın takdiridir.
“Hepsini rahmetimize soktuk. Onlar hak ve barış için çalışanlardandı.” Enbiya / 86
Yıllardır koyun misali dinlediklerimiz, kendi parçalanmışlıklarını, dinleyen insanlara dayatmada bulunmuşlardır. Sonuç; insanların topluluklar oluşturmasıdır, fırkalara bölünmeleridir.
“Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.” En!am/ 159
Müslüman toplumunda, Kuran’ın emirleri arasında riayet edilen tek birlik beraberlik davranışı, namaz kılarken uyulan kıbledir. Oysa Kuran-ı Kerim Müslümanların birlik beraberlik içinde olması için gereken önemi, ayetlerinde tekrarlarcasına açıklamıştır. Düşüncede birlik… Salih amelde birlik… Toplumun refahın da birlik… Toplumun yönetiminde birlik… vb.
“Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.” Ali İmran / 103
“Bir de şunlar var: Tutup bir mescit yapmışlardır: Zarar vermek için, nankörlük için, inananları fırkalara bölmek için, daha önceden Allah ve resulüyle savaşmış kişiye gözetleme yeri kurmak için. "İyilik ve güzellikten başka bir şey istemiş değiliz!" diye gerile gerile yemin de edecekler. Allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.” Tevbe /107
“Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye kadar erteleme sözü Rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Onların ardından Kitap'a mirasçı olanlar da onun hakkında, işkillendiren bir kuşku içindedirler.” Şura / 14
Yaşadığımız dünya; kullarım konaklasın isteği üzerine, Allah c.c. yarattığı geçici bir eğlenme yeridir, fanidir, baki hiç değildir.
Sevgili gönül dostları, fani yeri terk ettiğimizde, Allah c.c. hesaba çektiği zaman, vereceğimiz cevabı düşünelim. O anda bana falanca hoca şöyle demişti ben onu uyguladım deme durumda değiliz. Çünkü verdiği emanet olan aklı onun yolunda kullanmadık, dünyasal her şeye aklımızı yorduk, Hakk yolunda başkalarının aklına başvurduk, insan olmamızın gereği, bizden istenilen bu değildi.
“Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu (sanki) cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İste onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İste asil gafiller onlardır.” Araf / 179
Şaşkınlıktan kurtulalım birlik ve beraberliğimizi, kendi içlerinde parçalanmış olan bilgi yoksunu, yürüyen nefislerden kendimizi koruyalım, sığınılacak tek yer Allah’ın Rahmetidir…
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN!
alintidir
Kuran’da Allah, Yahudilerin kelimelerin anlamlarını kaydırarak dini tahrif etmelerinden, işlerine gelenleri kabul, işlerine gelmeyenleri reddetmelerinden bahseder, bu davranış her ne kadar nefsi bir yaklaşım olsa da, Allah c.c. takdirine, nizamı dâhilinde ki emirlerini eksik veya
fazla olması yönünde yorum getirip, şirke sebep olmaktan öteye geçmeyen kötü bir ameldir. Çözüm tüm Kuran’ı tek bir ilave ve eksiltme yapmadan, kabul etmek, onu iyi anlamak, yalnız ve yalnız Kuran’a tabi olmaktır.
“Onlar ki Kuran’ı parça parça yaptılar. “
“Rabbine and olsun, onların hepsinden hesap soracağız. “
“Yapmakta oldukları şeylerden. “
Hicr Suresi 91-93
“Yoksa siz kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü
inkar mı ediyorsunuz?”
Bakara Suresi 85
Kuran’ı parçalamaktan çekinmeyenlerin, kendi dinleri üzerinde gösterdikleri hassasiyet de malumdur. Kuran’ı anlamayanın, kendini anlaması tanıması mümkün değildir. Bilgi eksikliğinden doğan; bilmediği halde biliyormuş gibi davranmak, kulun hem kendisine hem de çevresine verdiği zarardır. Çevremizde bolca gördüğümüz bu tutum ve davranışlar, Müslüman toplumuna çok büyük zararlar vermektedir.
“Kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak taşımaları ve bilgisizce saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından da bir kısmını yüklenmeleri için (öyle derler). Bak ki yüklenecekleri şey ne kötüdür!” Nahl / 25
Müslüman; kendisi ile barışık, kendine güven içinde, kitabı olan Kuran’ı anladığı dilde okuyup anlama gayreti içinde olan, kul olmak durumundadır. Ben okuyorum anlayamıyorum, yorum yaparken yanlış yapıp günaha girmekten kaçınırım, hoca efendiler anlatırsa anlıyorum mantığı, insanın düşünce tembelliğinden kaynaklanan bir yaklaşımdır. Allah c.c. kulunun anlayamayacağı bir ayeti kerimeyi vermemiştir. Allah’ın Arapça vahye dilen Kuran’ı, diğer dillerde okunacağını çevrileceğini düşünmediğini düşünmek de şirktir. Nasıl ki Kuran-ı Kerim her türlü bozuma karşı korunuyorsa, kullunda Allah’a c.c. yaklaşımdaki ihlâsı neticesinde, kulun yanlış anlama konusunda Allah c.c. den yardım alması, Rahmet içinde olması, Allah’ın takdiridir.
“Hepsini rahmetimize soktuk. Onlar hak ve barış için çalışanlardandı.” Enbiya / 86
Yıllardır koyun misali dinlediklerimiz, kendi parçalanmışlıklarını, dinleyen insanlara dayatmada bulunmuşlardır. Sonuç; insanların topluluklar oluşturmasıdır, fırkalara bölünmeleridir.
“Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.” En!am/ 159
Müslüman toplumunda, Kuran’ın emirleri arasında riayet edilen tek birlik beraberlik davranışı, namaz kılarken uyulan kıbledir. Oysa Kuran-ı Kerim Müslümanların birlik beraberlik içinde olması için gereken önemi, ayetlerinde tekrarlarcasına açıklamıştır. Düşüncede birlik… Salih amelde birlik… Toplumun refahın da birlik… Toplumun yönetiminde birlik… vb.
“Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.” Ali İmran / 103
“Bir de şunlar var: Tutup bir mescit yapmışlardır: Zarar vermek için, nankörlük için, inananları fırkalara bölmek için, daha önceden Allah ve resulüyle savaşmış kişiye gözetleme yeri kurmak için. "İyilik ve güzellikten başka bir şey istemiş değiliz!" diye gerile gerile yemin de edecekler. Allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.” Tevbe /107
“Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye kadar erteleme sözü Rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Onların ardından Kitap'a mirasçı olanlar da onun hakkında, işkillendiren bir kuşku içindedirler.” Şura / 14
Yaşadığımız dünya; kullarım konaklasın isteği üzerine, Allah c.c. yarattığı geçici bir eğlenme yeridir, fanidir, baki hiç değildir.
Sevgili gönül dostları, fani yeri terk ettiğimizde, Allah c.c. hesaba çektiği zaman, vereceğimiz cevabı düşünelim. O anda bana falanca hoca şöyle demişti ben onu uyguladım deme durumda değiliz. Çünkü verdiği emanet olan aklı onun yolunda kullanmadık, dünyasal her şeye aklımızı yorduk, Hakk yolunda başkalarının aklına başvurduk, insan olmamızın gereği, bizden istenilen bu değildi.
“Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu (sanki) cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İste onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İste asil gafiller onlardır.” Araf / 179
Şaşkınlıktan kurtulalım birlik ve beraberliğimizi, kendi içlerinde parçalanmış olan bilgi yoksunu, yürüyen nefislerden kendimizi koruyalım, sığınılacak tek yer Allah’ın Rahmetidir…
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN!
alintidir