Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kuran “Kerimdir ” -1- (1 Kullanıcı)

Mekkavi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Nis 2012
Mesajlar
100
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
83
Web Sitesi
www.ibrahimbeser.com

B i s m i l l â h i r r a h m a n i r r a h i m
Esselâmu aleykum..


Konu : Kuran “Kerimdir ” -1-

Kâinatın yaratıcısı yüce Allah, insanlara uyarıcı olarak gönderdiği Kitaplar ve peygamberler sırasıyla şöyledir ; Tevrat Hz. Mûsa a.s.’a, Zebur Hz. Davut a.s.’a, İncil Hz. İsâ a.s.’a, Kuran’ı Kerim ise Hz. Muhammed s.a.v.’e indirmiştir.

Ayrıca yukarıda adı geçen peygamberlerden başka birçok peygamberin de gönderildiğini, bazılarına da İnsanları uyarmak için sahifeler halinde kitapların verildiğini Kura’nı kerim bize bildirmektedir.

“Doğrusu bu hükümler ilk sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardır.” (Alâ sûresi 18.19 âyetler)

Tevrat, Zebur ve İncil, zaman içinde değişikliklere uğradıkları veya asıllarının bize kadar ulaşmadığı herkes tarafından bilinmektedir.

“Onlar kelimelerin anlamlarını değiştirirler, kendilerine verilen öğütlerin başlıcalarını unuttular.” (Maide sûresi 13. âyet)

Ancak yüce Allah Kuran’ı Kerimin korunmasını diğer kitaplarda olduğu gibi insanlara bırakmamış, kendisi koruması altına almıştır. Yaklaşık on beş asırdan bu yana, türlü görüşlere sahip insanlar, kendi çıkarlarına göre ve tüm çabalara rağmen ne değiştirebildiler ne de yönlendirebildiler.

“Kur’anı kesinlikle biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız.” (Hicir sûresi 9. âyet)

İşin ilginç olan yönü Kuran’ı Kerimde ki tüm âyeti kerimelerin içermiş olduğu kanunlar ve kâinatta yaşayan insanlar için programlanmış her yaratık, hiç bir değişiklik olmadan hâlâ İnsanlara hizmette kusur etmeden görevlerini noksansız sürdürmektedir.

Canlı oluşunun kanıtından olacak ki, teknoloji ilerledikçe Kuran’ı Kerimin ya gerisinde kalmaktadır ya da tıpa tıp uymaktadır. Örneğin; Dünyanın yuvarlak oluşu.

“Geceyi gündüzün üzerine sararız, gündüzü gecenin üzerine sararız.” (Zumer sûresi 5.âyet)
Önceden dünyanın düz olduğu iddia ediliyordu, Yuvarlak oluşunu bilim sonradan ispat etmiştir.

Ana karnındaki ceninin 3 karanlık aşaması ;
“Sizi annelerinizin karınlarında, üç türlü karanlık içerisinde, yaradılıştan yaradılışa geçirerek yaratmıştır.” (Zumer sûresi 6.âyet)

Yine modern bilim 3 karanlık aşamayı sonradan bulmuştur.
Evrenle ilgili âyeti kerimede ;
“Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz genişletiyoruz.” (Zâriyat sûresi 47.âyet)

Evrenin sürekli büyüdüğünü, genişlediğini de, yine 20. yüzyılın başında bilim farkına varmıştır. durağan olduğunu savunuyorlardı. Başlangıcı ve sonu olmayan evren diyorlardı.

20. asırda bilim, evrenin yoktan var edildiğini ispat etmiştir. Kuran’ı Kerim’de Yüce Allah, Yaklaşık on beş asır önce semâvatı ve yeri yoktan var ettiğini bize bildirmiştir.

“Bilin ki O, Kâinatı yoktan ilk olarak yaratan, ölümden sonra tekrar hayatı geri getirendir. O, bağışlayan ve sevendir.” (Bürüç sûresi 13-14. âyetler)

Atlas okyanusu ile Akdeniz sularının Cebelitarık boğazında, birbirine kesinlikle karışmaması ile ilgili Kuran’ı Kerimde ;

“İki denizi birbirine kavuşturmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar, onlardan inci ve mercan çıkar.” (Rahman sûresi 19.20.22. âyetler)

“İki deniz birbirine eşit olmaz. Şu çok tatlıdır, susuzluğu keser, içmesi kolaydır. Şu çok tuzludur, acıdır (boğazı yakar). Hepsinden de taze et (balık) yersiniz ve takmakta ( giymekte ) olduğunuz süs eşyası çıkarırsınız.” (Fatır sûresi 12. âyet)

Hazreti Musa (a.s.) İse firavun’un zulmünden kurtulmak için, Asası ile kızıl denizi yarma olayı da şöyle gerçekleşmiştir ;

“Bunun üzerine Mûsâ’ya, Asan ile denize vur diye vah yettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi.” (Şuara sûresi 63. âyet)

“Mûsâ’yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık. Sonra ötekileri suda boğduk.” (Şuara sûresi 65.66. âyetler)

Eti ve kemikleri bozulmamış firavunun cesedini, sonradan gelecek İnsanlara ibret olsun diye bırakan cenâbı Allah Kura’nı Kerimde şöyle buyuruyor ;

“Hatırlayın ki denizi yardık ve sizi kurtardık, firavun taraftarlarını da siz bakadururken denizde boğduk.” (Bakara sûresi 50. âyet)

“Bu gün senden sonrakilere (arkadan geleceklere) ibret olsun diye senin bedenini cansız olarak denizden çıkarıp bırakacağız.” (Yunus sûresi 92.âyet)

Yaklaşık aradan on beş asır geçmiş olmasına rağmen Kura’nı Kerimde ki buyruklardan hiç biri bugünkü yaşantımıza ters düşmemektedir. O, insanlar için bir ışıktır. Tersini bekleyenlerin elleri hep boş kalmıştır. Yani insanoğlunun şimdi ve ileride ulaşacağı medeniyetler Kuranı Kerimi hiç aşamayacaktır.

Cenabı Allah müminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dünyanın ve ahiretin güzelliklerini nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v.’e Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşçakalın… Mekkavi…
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Kurani-kerim.jpg

Bizler İslamiyeti yaşamaya başlarken,takip ettiğimiz yol,acaba Allahın bizlere emrettiği ve istediği yol mu?
İslamiyeti yaşamaya,doğru bir noktadan mı başlıyoruz?
Bilgi aldığımız kaynaklardan,ne kadar eminiz?
Bilgilerin korunduğu,emin kaynaklardan mı faydalanıyoruz?
İşte bu soruların cevabını gelin birlikte arayalım,fakat aklımızı da bir kenara bırakmadan?*
Çünkü Allah,rehberinde yüzlerce kez aklımızı kullanarak düşünmemizi emrediyor.
Allah bizlere Kur’an ı gönderirken,acaba nasıl göndermiştir?
Bizler Kur’an dan mı sorumluyuz,yoksa onun dışından da hükümler var mı sorumlu olduğumuz?
Sorumlu olduğumuz konuların açıklandığı,hükümlerin verildiği Kur’an,gerçekten anlaşılması zor bir kitap mı?
Eğer gerçekten anlaşılması zor ve sadece yılların eğitimini görmüş insanların anlayabileceği bir kitap ise,bu durumda
dini-Kur’an ı anlatan bir ruhban sınıfının oluştuğunun kanıtıdır bu,tıpkı Hıristiyanlarda olduğu gibi?
Ama bizlere sorulduğunda hepimiz tek bir ağızdan ”bizim dinimizde ruhban sınıfı yoktur” diyoruz!
Fakat bazı grupların dediği gibi,Kur’an herkesin anlayabileceği bir kitap değildir,özel eğitimden geçmiş insanların anlayabileceği bir kitaptır diyorsak ve bunda da iddia ediyorsak,demek ki İslam dininde de bir ruhban sınıfını yaratmışız demektir!
Bir arkadaşımız bana şöyle bir soru sormuştu,sizinle paylaşmak isterim,çünkü yaptığımız en büyük yanlış bu sözlerin arkasında yatıyor!*
Toplum Kur’an dan adeta bu sorularla uzaklaştırılıyor,korkutuluyor ve emin olmadığımız bilgilere yönlendiriliyor!
Kur’an ı,
Arapçayı mükemmel bir derecede biliyor iseniz,
çok derin bir İslam tarihi bilginiz var ise,
senelerce tefsir ilmi üzerine dirsek çürütmüş iseniz tabi ki Kuran-ı Kerim i işte o vakit kendi başınıza anlayabilirsiniz”!*
Şimdi,yukarıdaki fikri savunan arkadaşımızın düşüncesinin doğru olduğunu düşünelim.Demek ki Kur’an ı anlayabilmek için,ister türk olsun,ister çinli olsun,ister bir japon,ister bir hintli olsun vs. önce iyi derecede Arapça bilmesi gerekiyor,yani Kur’an bu durumda hiçbir dile doğru tercüme edilmiyor demektir bu,(zaten bu fikir işlenmeye çalışılıyor).Bir başka deyişle sanki bu din sadece araplara ait,sanki bu Kur’an sadece onlara ait,sanki ALLAH ın kulları sadece onlar???
Kur’an ı anlayabilmek için,1-iyi derecede arapça,2-çok derin İslam tarihi bilgisi,3-senelerce tefsir ilmi üzerine dirsek çürütmek,4-,5-,6-,7, vs. gerektiği fikrinin doğru olduğunu var sayalım!
Demek ki müslüman olmak isteyen bir hindu(ineğe tapan),bir budist(puta tapan),bir hristiyan,bir yahudi,bir ateist öncelikle çok derin bir İslam tarihi bilgisine sahip olacak sonra senelerce tefsir ilmi üzerine dirsek çüretecek sonra ömrü yeterde sağ kalırsa iyi derecede arapça öğrenecek ondan sonra Kur’an a dokunacak* müslüman olacak!
Lütfen aklınızı başınıza alın!ALLAH ın,dünyada yaşayan tüm kulları için indirdiği kitabını dinini islamını kısıtlamayın!Bilerek veya bilmeyerek islam düşmanlarına hizmet etmeyin,islamın önünü tıkamayın!Sonra bunun hesabını veremez pişmanlığa düşenlerden olursunuz!
Devam edelim,bu fikre göre Kur’anı anlamak o kadar da kolay birşey değilmiş.Bu durumda bizlere söylendiği gibi,çok özel insanlar yani veli ve âlim müslümanlar ancak Kur’an ı anlayabilirlermiş,bu sözlerden bu sonuç çıkıyor.Yani,İslam dininde de bir ruhban sınıfı var demektir bu!
Düşünmeye devam edelim.ALLAH ın adaleti acaba bu durumda nasıl bir hal alıyor?*bu fikre göre onu düşünelim?
Şimdi,ALLAH kullarına öyle bir rehber gönderiyor ki,bizler bu rehber kitabı okuduğumuzda hiçbirşey anlayamıyoruz.İşin kötüsü,sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim diyede uyarıyor – tembihte bulunuyor Rabbim!
Bu durumda bu kitap bizlere nasıl rehber olacak,düşünen var mı?Bakın farkında olmadan ALLAH ın kitabına yaptığımız saygısızlığı görüyor musunuz? Daha da ilginci,ALLAH bizlere,sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum,bu kitaptan hesaba çekeceğim diye de açıklık getiriyor. Sakın emin olmadığınız bilgilerin peşinden gitmeyin,sorumlu tutarım sizleri diye de uyarıyor! *Birde birçok kez dikkatlerimizi çekmek adına,Kur’an ı yemin ederek anlamamız için kolaylaştırdığını söylüyor.Rabbim neler söylüyor,beşer neler söylüyor? İşte içinde çırpındığımız açmaz!
Peki,bizlerin durumu ne olacak bu durumda?ALLAH,hem herkesin anlayamayacağı bir kitap gönderecek hemde daha sonra o kitaptan herkesi sorumlu tutacak,öyle mi? Böyle bir adaleti nasıl olurda Allaha layık görürsünüz,hiç düşünen var mı? Beşerin yazdığı kitaplara dahi layık görmediğiniz bir düşünceyi,nasıl olur da ALLAH a isnat edersiniz!
Lütfen aklınızı başınıza alın ve düşünün artık.Yemin ederek bu kitabı kolaylaştırdığını söyleyen Rabbim e inanmak yerine,beşerin yalanlarına inanıyorsunuz.Bizler nasıl bir yanlışın içinde olduğumuzun,hala farkında değiliz!
Herhangi bir kitabın yazarıyla karşılıklı konuşurken,bizlere dese ki;Yazdığım kitabı nasıl buldunuz,düşüncenizi söyler misiniz dese ve sizde şöyle bir cevap verseniz,acaba o yazarın bu cevap karşısındaki tavrı ne olurdu?
Yazdığınız kitap ta konularda açıklık yok,okuyan herkes bu kitabın ne anlattığını anlayamaz,bu kitabı anlamak için yıllarca eğitim görmek gerek,daha açıkçası bunu anlamak için âlim olmak gerek desek,acaba o yazarın yüzü ne hale girer? Bu sözler karşısında sevinip övünür mü,yoksa üzülür mü? Bakın bu soruya cevap bile vermek istemiyorum,ama bu hakareti-bu saygısızlığı biz hiç farkında olmadan Yüce Rabbim e bizlerin yaratıcısına,gönderdiği kitaba yaptığınızın,hala farkında bile değilsiniz!
ALLAH,hiç kimsenin anlayamayacağı bir kitap gönderipte,daha sonrada o kitaptan sorumlu tutar mı ? *Ne dersiniz?*
Sizin aklınıza ve mantığınıza uyuyor mu?*Böyle bir adaleti,ALLAH a isnat etmenin korkunçluğunun farkında mısınız?*
Bu saygısızlığı yapan milletimizede,ülkemizede Allah,ne huzur veriyor ne de mutluluk.Elbette bu fikirlerle,ALLAH a ettiğimiz dualarda karşılıksız kalıyor.
Şimdide Kur’an a bakalım,gerçekten bir insanın (bu ister bir alman olsun,ister bir afrikalı,ister bir amerikalı olsun,ister bir asyalı vb.) Kur’an ın sorumlu olduğumuz muhkem ayetlerini anlamak için yıllarca eğitim alıp,tefsir ilmi hakkında dirsek çürütmesi gerekiyor mu?*Acaba bu konuda ALLAH ne diyor?*
Nisa 174 : Ey insanlar! (dünyadaki her bir kul-her bir insan?*)
Şüphesiz ki size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.
Yasin 70 : Bu Kur’an,yaşayanları uyarman içindir!
Zümer 27 : Andolsun ki,bu Kur’an da insanlar için bütün meselelerden örnekler verdik!Umulur ki böylece insanlarda düşünüp öğüt alırlar!*
Nur 34 : Andolsun ki biz size açıklanmış ayetler,sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik.
Enam 114 : ALLAH Kur’an ı açıklanmış olarak indirmişken,Allah’tan başka bir hakem mi arayayım?
Nahl 89 : Sana bu Kur’an ı,her şey için açıklayıcı,hidayete erdirici ve rahmet olarak müslümanlara müjde olsun diye indirdik.
İşte,ALLAH yemin ederek bizlere öğüt almamız için açıklanmış bir Kur’an,kesin bir delil,bir uyarı,hidayete erdiren bir rehber,bizlere bir müjde ve apaçık bir nur indirdiğini söylüyor!
Peki bizler neler söylüyoruz?
Sanki ALLAH ile inatlaşırcasına,ALLAH ın söylediğinin tam tersini söyleyenlere nasılda itibar ediyor ve onlara nasılda inanıyoruz,bunu düşünen var mı?*
Devam edelim,bakalım ALLAH Kur’an için daha neler neler söylüyor!
Enam 38 : Biz Kur’an da hiçbir şeyi eksik bırakmadık.
İsra 89 : Muhakkak ki biz,bu Kur’an da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık.
Araf 174 : Belki inkârdan dönerler diye ayetleri böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz.
Bakar mısınız lütfen.ALLAH Kur’an da hiç birşeyi eksik bırakmadığını,her türlü misali çeşitli şekillerde biz insanlara anlattığını buyuruyor.Daha da açıkça söyleyip,inkârlarından dönerler diye,ayetleri açıkladığını belirtiyor,ama bizler bırakın açıklandığını söylemeyi,Kur’anı anlamak için yıllarca eğitim alınması gerektiğini söyleyip,hala Kur’anı anlamamakta inat ettiğimizi gösteriyoruz.Bu inadın sonu sizce nereye varacak dersiniz?*Sanırım hesap gününe!*
Ne kötü bir inattır,Rahmanın sözleri yerine,beşerin hurafelerine iman etmek!*
O gün pişmanlıkların asla fayda sağlayamayacağını,Rabbim şimdiden hatırlatıyor.
Devam edelim Kur’an a bakmaya,acaba söyledikleri gibi bu Kur’an,çok zor anlaşılan ve açıklanmayan bir kitap mı?
Yunus 37 : Bu Kur’an,ALLAH tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir.Kendinden önce inenleri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır.Bunda hiçbir şüphe yoktur,âlemlerin Rabbindendir.
Yukarıdaki iki ayeti okuduğunuzda,Kur’anın anlaşılması zor bir kitap olduğunu mu anladınız?İşte,Kur’an ı gereği gibi okumayanların,ondan nasıl faydalanacağının bilincinde olmayanların takip ettiği yol budur!
Bu gerçeklerin farkına varmanızı istemeyenlerde,işte böyle sizleri Kur’an dan uzaklaştırmaktadırlar.
Kur’an ı,ALLAH ın insana özel kıldığı ana diliyle – kendi dillerinde anlayarak okumayanlar,onun ayetleri üzerinde düşünmeyenler,Kur’an dan uzaklaşarak kendilerine göre bir inanç sistemi üretenlerin tuzaklarına düşmektedirler.Tüm korku,liderlerin kendilerine yarattıkları beşeri imparatorluğun sona erme korkusudur.Bunu yıkmak isteyen Kur’an ın ipine sarılır!*
Şimdide Rabbimizin bizlere verdiği sırlara gözatalım!
Al-i İmran 103 : Hepiniz ALLAH ın ipine-Kur’an a sımsıkı sarılın!Grup grup,cemaat cemaat,tarikat tarikat vs. olmayın!*
Ankebut 51 : Kendilerine okunmakta olan Kur’an ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?*
Casiye 20 : Bu Kur’an,insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur.Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.
Muhammet 24: Peki bunlar,Kur’an ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı?Yoksa kalplerinin üzerinde kilitler mi var?
İbrahim 52 : Bu Kur’an,uyarılsınlar,ALLAH ın tek ilah olduğunu bilsinler,akıl ve vicdan sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye tüm insanlar için bir tebliğdir.
Enam 104 : Gerçek şu ki,Rabbinizden size gerçekleri gösteren deliller geldi.Artık kim gözünü açar hakkı idrak ederse kendi yararına,kim de hakkın karşısında körlük ederse kendi zararınadır!*
Bizler eğer çıktığımız yola yanlış yerden başladıysak,ulaşmak istediğimiz yere de ulaşmamız mümkün olmayacaktır.ALLAH ın kitabını elleriyle zorlaştıranlar,elbette ondan istifade edemeyecek,onun nuruyla nurlanamayacaklardır.Kur’anı anlayarak okumayanların,aklını kullanmayanların,kalp gözlerine Kur’an ışığı giremeyeceğine göre,doğru anlaması ve ALLAH ın gerçeklerini görebilmesi de mümkün olmayacaktır.
ALLAH ın emrettiği gibi,Kur’anı anlayarak okumayanlar,onu inceden inceye düşünemeyecekleri için,doğru anlamaları da mümkün olamayacaktır.Ayetler üzerinde düşünemeyen,aklını kullanamayanların,kalpleri elbette kilitlidir.ALLAH Kur’an ın bir uyarıcı olduğunu,akıl ve vicdan sahibi kimselerin ibret alacaklarını,bu kitabın bir tebliğ olduğunu söylüyor.
Anlaşılması zor bir kitaptır diyenlere,aklını ve vicdanını işletmeyenlere elbette sözümüz yok.ALLAH Kur’an ın bizler için gönül gözü olduğunu söylüyorsa,kimler görürse ne mutlu onlara!göremeyenlere tavsiyemiz,Rahmanın ipine Kur’an a sımsıkı sarılmaları ve ona gönüllerini açmaları.Kur’an size gereken ışığı verecektir demekten başka tavsiyemiz olamaz.
Kur’an ı bizzat bizler anlamaya çalışmadığımız için,gönlümüze Kur’an ın nuru da,ışığı da girmiyor.Apaçık rehber elimizde olduğu halde,birbirimize karşı ihtirastan,gruplaşmalardan dolayı çekişmelerden,birbirimize düşman olmuşuz.ALLAH ın Kur’an için söylediklerini görmezden gelip,beşerin yanlışları ile ihtirasımızın esiri olmuşuz.Bakın böyle olanlara Rabbim ne diyor?*
Al-i imran 19 : Doğrusu Allah katında din,İslam’dır.Önceki kitap verilmiş olanlar,kendilerine ilim geldikten sonra sırf aralarındaki ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler.
Al-i İmran 103 : Ey Müslümanlar!Hepiniz ALLAH ın ipine-Kur’an a sımsıkı sarılın!Sizlerde Fırkalara ayrılmayın!
Sanırım ALLAH ın bu ayetinden sonra,kendimize çekidüzen vermekten,düşünüp yanlışlarımızı görmekten başka yapacak bir şeyimiz yok.ALLAH Zühruf 43 ve 44 ncü ayetlerinde,Öyle ise sen sana vahyedilen Kur’an a sarıl,ileride bu kitaptan hesaba çekileceksiniz!*dediği halde bizler,hala bu kitabı anlaşılması zor yapıp,devre dışı bırakarak,beşerin kitaplarına yöneliyorsak,sonumuzun hiçte iç açıçı olmadığını bilmeliyiz.Şimdi,bu yol ve yöntemi aklınız onaylıyor mu?
Onaylıyor diyenlere,artık sözüm yok!
Dilerim Rabbim bizleri artık,Kur’an ın nuruna,güneşine,gönül gözüne karşı yaptığımız bu saygısızlıktan,iftiradan ve ALLAH ın adaletini basite almaktan kurtarır.Yoksa pisliğin içinde,çırpınmaktan asla kurtulamayacağız!*
Rabbim bizleri bağışla,aklı ve vicdanı işleyen,gönül gözleriyle görebilen,Kur’an ı inceden inceye düşünebilen,yalnız Rahmanı VELİ edinen kullarının arasına al bizleri. ÂMİN.
Al-i İmran 190 : Şüphesiz ki,evrenin ve yeryüzünün yaratılışında,gecenin ve gündüzün ardarda gelişinde,akıl ve vicdan sahipleri için elbette işaretler vardır!
Enfal 29 : Ey iman edenler!Eğer ALLAH a karşı takva sahibi olur iseniz,O’da size hakkı ve batılı ayırt edebileceğiniz bir anlayış verir!
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt