ALLAH’A VARMANIN . YOLU ÇOKTUR.
. Ne iş yaparsan yap, ne olmuş olursa olsun ,gerek maddi anlamda gerek düşünsel anlamda her şey bir bumerang gibi Allah’a dönecektir,dönmektedir.Bunu reddeden de yok aslında. Çünkü her yeni düşünce , icat, felsefe, onu anlamaya yardımcı olmaktan başka bir şey değildir. Hep şu soru soruldu kendimize ;Biz neyiz , kimiz aslolan ne ?Ama sonuca hiç varılamadı.Biz yaratılmış olanız , bir yere akıp gidiyoruz ama orasını tam anlamıyla ne bilen ne gören var. Dahası insanoğlu kendisini bile tam olarak tanımlayabilmiş değil.Bu yüzdendir egoların her düzeyde şımarıklığı ya da teslim olmuşluğu. Egolarımız ne derse desin aslında sonucu değiştirmiyor. Doğuyoruz yaşıyoruz ve ölüyoruz.Sonra…
Sonrasını Kur’an defalarca açıklıyor.Bazen der ki :Sizin gizlediğinizi de açıkladığınızı da biliriz,bazen der ki;Her söz ve davranışınızı kaydediyoruz.Zamanı gelince size göstereceğiz.Siz de vay canına bu nedir en ufak bir şeyi bile atlamamış diyeceksiniz.Bazen der ki ;Bir yer var ki orada sizin yılınızla onbin yıl bir yıl gibidir başka bir yer var ki orada sizin yılınızla ellibin yıl bir yıl gibidir. Bazen der ki orada gerçek huzur vardır. Melekler orada karşılaştıklarında birbirlerine barış esenlik dilerler. Ayrıca iki oluşum da vardır dünyadaki yaşantılarımıza göre onlardan biri ile karşılaşacağız, cezalar ya da ödüller dünyası.
Tüm bunlardan sonra Kur’an bizden özellikle bir şey ister. ALLAH’A YÖNEL. Ama güzel düşünüp güzel davranarak Allah’a yönel. Yani yöneleceksen devamlı terbiye kırbacın elinde olsun ve acımadan onu kendine vur. Öyle vur ki her an bir yanlış yaptığında kırbacın kendi gelmeden acısı gelsin. Bu konuda dalgalı denizler gibi olma.Bizim memleketimizdeki ölü deniz gibi ol.Denizin üzerine güzel düşünce ve davranışlarını öyle bir ser ki dümdüz bir mavilikten başka en ufak bir dalgalanma olmasın.Fırtınalar kopsa şimşekler çaksa yıldırımlar düşse senin denizin yine aynı kalsın. Çok mu zor ? Hele bir dene bakalım. Hiç denemedin ki. Hala fırtınalar içinde çalkalanıp duruyorsun…Aslında bunu denersen öyle sağlam bir kulpa yapışırsın ki sen bile şaşar kalırsın.
Allah’a varmanın yolu çoktur . Güzel düşünüp güzel davranmak bunlardan sadece biridir.Yeter ki niyet et ne yollar çıkacaktır karşına. Sen niyet ettin mi İsmail…
Lokman suresinin 22.ve23. ayetleri insana bunları düşündürüyor.
Lokman 22. Güzel düşünüp güzel davranarak yüzünü Allah'a teslim eden, en sağlam kulpa yapışmıştır. İş ve oluşların sonu Allah'a varır.
Lokman 23. İnkâr edenin küfrü seni tasalandırmasın! Onların dönüşü bizedir; yapıp ettiklerini onlara haber vereceğiz. Kuşkusuz, Allah, göğüslerin içindekini bilmektedir.
DİKKAT,PUTLAR DEĞİŞTİ Mİ NE…
İslamiyet yeni yeni yayılırken dilek ve isteklerini direk Allah’a yapmayanlar araya putları sokarlardı.Yani falan puta derlerdi ki:Senin yüzü suyun hürmetine Allah bana şu konuda yardım etsin. İşte Kur’an sayısız ayetinde bu Allah’a ortak koşan insanlarla savaşmıştır , bu sapık düşünce ile savaşmıştır. Yoksa onlar da Allah’a inanan imanlı kişilerdi. Yani müşrikler imansız inançsız değillerdi.Ama doğrudan Allah’a yönelmek yerine araya vasıtalar koyarak Allah’a yöneliyorlardı.Yani şirke bulaşıyorlardı.Ve Yüceler yücesi Allah’ın tek affetmem dediği işi yapıyorlardı. İşte o çağda Yüce Rab Peygamberimizden onlara şunu sormasını ister ; Söyleyin bakalım yerleri ve gökleri kim yarattı .Onlar Allah diyeceklerdir diye de yanıtlar .O zaman şunu söyle onlara der ben bir zarar dilesem o putlar uzaklaştırabilirler mi ? Ya da ben bir rahmet dilesem onu tutabilirler mi… - Gelelim zamanımıza. Şimdi açık açık putlar yok ama gizli putlara ne dersiniz ? Yani doğrudan ellerini açıp Allah ‘tan isteyeceğine , sanki Allah onu duyamayacakmış gibi araya şeyhleri, şıhları, efendileri ,hatta o muazzez peygamberi koyanlar yok mu…Şeytan çok iyi biliyor ki insan en kolay Allah ile aldatılır. Bu yüzden bazı insanları dünyada evliya hissettirerek ,yani kendilerini de Allah ile aldatarak pek çok insanı şirke alet etmektedir. O aldatıcılar çeşitli vaadlerde bulunurlar cennet vaat ederler,diğer inananları aldanmış kafirlik yolunda insanlar olarak söylerler. Yani kendilerine inananlar kurtulup gitmişlerdir. Bunu çokça tekrar etmezler ama araya öyle bir sokarlar öyle katı kurallar koyarlar ki mürit sımsıkı bağlanır. Yalnız onları dinlemek onların verdiği kitapları okumak zorundadır. Allah ile aldatılmanın çarkına öyle bir kapılır ki istese de çıkamaz bir daha.
Diğer putlar da az kurnaz değildir.Bunların başında para gelir. Ardından şehvet kumar içki uyuşturucunun her türü, mal mülk düşkünlüğü , evlat düşkünlüğü , iktidar düşkünlüğü , şımarıklık, ikiyüzlülük , hak yeme, cimrilik putları ve daha nice putlar.
Oysa Allah’a teslim olup sadece ondan istemek ona yalvarıp yakarmak kadar güzel olan bir şey olabilir mi…Bana Allah yeter demekten daha yüce bir söz olabilir mi…Dini şuna buna değil Kur’an’a ve yalnız Allah’a özgüleyerek Allah’a yönelmek Allah’ın istediği değil mi…Kovun sizi Allah ile aldatan insan şeytanlarını kovun ! İyi de senin kendi şeytanın ne olacak ey İsmail…
İnsan Zümer suresinin 2,11,14,17,38. ayetlerini okuyunca doğal olarak bunları düşünmeden edemiyor.
Zümer 2.Emin ol, bu Kitap'ı biz sana hak olarak indirdik. O halde, dini yalnız Allah'a özgüleyerek O'na kulluk/ibadet et! Zümer 11.De ki: "Bana, dini yalnız Allah'a özgüleyerek, O'na ibadet/kulluk etmem emredildi."
Zümer 14.De ki: "Ben, dinimi yalnız kendisine özgüleyerek, Allah'a ibadet ediyorum."
Zümer 17.Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp Allah'a yönelenlere müjde var. . Muştula kullarına!
Zümer 38.Onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, yemin olsun "Allah!" diyecekler. De onlara: "Peki Allah dışındaki yakardıklarınız hakkında ne diyorsunuz? Allah bana bir zarar vermek istese, O'nun vereceği zararı uzaklaştırabilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilese, O'nun rahmetini tutabilirler mi?" De ki: "Bana Allah yeter! Tevekkül edenler O'na dayanıp güvenirler."
MELEKLER
. . İnsanın Bilinmeyen öteki alemle ilişkisi acaba nasıl sağlanıyor acaba? Kur’an bazı ipuçları verir. Ama çoğu şey simgesel olduğu için bu ipuçlarını somutlaştırmak ne kadar doğru olabilir ki. Örneğin; Cehennem ve cennetin aslı nedir, ruh nasıl bir şeydir, cennette olan meyveler nasıldır, cinler şeytan ve melekler nasıldır. Bunlar hakkında çok şeyler söylenmiştir. Ama Allah’la iletişimin en önemli parçalarından biri meleklerdir. Peygamberlerle de iletişimde ön safta onlar vardır. Melekler insanlara da çok şeyler söylerler.Biz onları duymasak ta bir biçimde etkilenir bazen korunur,bazen onlar tarafından gözetleniriz. Yani melekler aslında aldığımız her nefeste vardırlar ,etkilidirler ama biz farkına varamayız. Ve melekler insanın çağrısına paralel olarak bir yada birçok olarak inerler o insana. Ama o insan Rab’bim Allah’tır deyip sonrasında hiç şaşmadan yol almalı. Böyle insanlara duymasalar da hissettirerek ; "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin."derler.Ve devam ederler “Biz sizin hem dünyada hem ahrette dostlarınızız , cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var, orada sizin için istediğiniz her şey var , bunlar size günahlarınızı örtüp bağışlayan affeden ve ahrette size merhamet edecek olan O Yüce Allah’ın bir ikramıdır “derler . Ama bu sözleri hak etmek için biz de şöyle demeliyiz ;Allah'a çağırıp/yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım/Allah'a teslim olanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?! Demekle kalmayıp uygulamalıyız da yaşamımız boyunca.Fakat bir sorun var.Şeytan da boş duracak değil ya.Dört yanımızdan saldıracak bizi saflarına katmak için.Ama şeytan Allah’a gerçekten yönelenleri yoldan çıkarmak için çok zorlanır.Neden derseniz ;O insanlar tam yanlış davranacakken,bazen davrandıktan sonra hemen Allah’a sığınırlar tövbe ile. Bu o insanların özelliğidir. Çünkü onlar bilirler ki en iyi işiten,en iyi bilen O’dur. Hiç unutmamak gereken
Hiç unutmamak gereken şey “Allah’a yönelmek büyük bir çaba gerektirir,Allah’a kulluk kolay değildir, hele hele bedavadan kulluk hiç yoktur. Ve son olarak her işimizde süreklilik olmalıdır bu yola girmek istiyorsak…Azıcık iyi ,azıcık yardımsever ,azıcık cömert ,azıcık ibadet bu yolda yetmez.Allah kıyıdan köşeden iman istemiyor.Bilesiniz.
Bilesin ya İsmail önce sen bilesin…
İsteyen Fussilet suresinin 30,31,32,33,36. ayetlerine bakabilir.
Fussilet 30-şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire iner de şöyle derler: "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin."
Fussilet 31. "Biz sizin, dünya hayatında da âhirette de dostlarınızız. Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için istediğiniz her şey var.
Fussilet 32. "Gafûr ve Rahîm Allah'tan bir ikram olarak..."
Fussilet 33. Allah'a çağırıp/yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım/Allah'a teslim olanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?!
Fussilet 36. Eğer şeytandan gelen kötü bir dürtü seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın! Çünkü en iyi işiten O'dur, en iyi bilen O...
. Ne iş yaparsan yap, ne olmuş olursa olsun ,gerek maddi anlamda gerek düşünsel anlamda her şey bir bumerang gibi Allah’a dönecektir,dönmektedir.Bunu reddeden de yok aslında. Çünkü her yeni düşünce , icat, felsefe, onu anlamaya yardımcı olmaktan başka bir şey değildir. Hep şu soru soruldu kendimize ;Biz neyiz , kimiz aslolan ne ?Ama sonuca hiç varılamadı.Biz yaratılmış olanız , bir yere akıp gidiyoruz ama orasını tam anlamıyla ne bilen ne gören var. Dahası insanoğlu kendisini bile tam olarak tanımlayabilmiş değil.Bu yüzdendir egoların her düzeyde şımarıklığı ya da teslim olmuşluğu. Egolarımız ne derse desin aslında sonucu değiştirmiyor. Doğuyoruz yaşıyoruz ve ölüyoruz.Sonra…
Sonrasını Kur’an defalarca açıklıyor.Bazen der ki :Sizin gizlediğinizi de açıkladığınızı da biliriz,bazen der ki;Her söz ve davranışınızı kaydediyoruz.Zamanı gelince size göstereceğiz.Siz de vay canına bu nedir en ufak bir şeyi bile atlamamış diyeceksiniz.Bazen der ki ;Bir yer var ki orada sizin yılınızla onbin yıl bir yıl gibidir başka bir yer var ki orada sizin yılınızla ellibin yıl bir yıl gibidir. Bazen der ki orada gerçek huzur vardır. Melekler orada karşılaştıklarında birbirlerine barış esenlik dilerler. Ayrıca iki oluşum da vardır dünyadaki yaşantılarımıza göre onlardan biri ile karşılaşacağız, cezalar ya da ödüller dünyası.
Tüm bunlardan sonra Kur’an bizden özellikle bir şey ister. ALLAH’A YÖNEL. Ama güzel düşünüp güzel davranarak Allah’a yönel. Yani yöneleceksen devamlı terbiye kırbacın elinde olsun ve acımadan onu kendine vur. Öyle vur ki her an bir yanlış yaptığında kırbacın kendi gelmeden acısı gelsin. Bu konuda dalgalı denizler gibi olma.Bizim memleketimizdeki ölü deniz gibi ol.Denizin üzerine güzel düşünce ve davranışlarını öyle bir ser ki dümdüz bir mavilikten başka en ufak bir dalgalanma olmasın.Fırtınalar kopsa şimşekler çaksa yıldırımlar düşse senin denizin yine aynı kalsın. Çok mu zor ? Hele bir dene bakalım. Hiç denemedin ki. Hala fırtınalar içinde çalkalanıp duruyorsun…Aslında bunu denersen öyle sağlam bir kulpa yapışırsın ki sen bile şaşar kalırsın.
Allah’a varmanın yolu çoktur . Güzel düşünüp güzel davranmak bunlardan sadece biridir.Yeter ki niyet et ne yollar çıkacaktır karşına. Sen niyet ettin mi İsmail…
Lokman suresinin 22.ve23. ayetleri insana bunları düşündürüyor.
Lokman 22. Güzel düşünüp güzel davranarak yüzünü Allah'a teslim eden, en sağlam kulpa yapışmıştır. İş ve oluşların sonu Allah'a varır.
Lokman 23. İnkâr edenin küfrü seni tasalandırmasın! Onların dönüşü bizedir; yapıp ettiklerini onlara haber vereceğiz. Kuşkusuz, Allah, göğüslerin içindekini bilmektedir.
DİKKAT,PUTLAR DEĞİŞTİ Mİ NE…
İslamiyet yeni yeni yayılırken dilek ve isteklerini direk Allah’a yapmayanlar araya putları sokarlardı.Yani falan puta derlerdi ki:Senin yüzü suyun hürmetine Allah bana şu konuda yardım etsin. İşte Kur’an sayısız ayetinde bu Allah’a ortak koşan insanlarla savaşmıştır , bu sapık düşünce ile savaşmıştır. Yoksa onlar da Allah’a inanan imanlı kişilerdi. Yani müşrikler imansız inançsız değillerdi.Ama doğrudan Allah’a yönelmek yerine araya vasıtalar koyarak Allah’a yöneliyorlardı.Yani şirke bulaşıyorlardı.Ve Yüceler yücesi Allah’ın tek affetmem dediği işi yapıyorlardı. İşte o çağda Yüce Rab Peygamberimizden onlara şunu sormasını ister ; Söyleyin bakalım yerleri ve gökleri kim yarattı .Onlar Allah diyeceklerdir diye de yanıtlar .O zaman şunu söyle onlara der ben bir zarar dilesem o putlar uzaklaştırabilirler mi ? Ya da ben bir rahmet dilesem onu tutabilirler mi… - Gelelim zamanımıza. Şimdi açık açık putlar yok ama gizli putlara ne dersiniz ? Yani doğrudan ellerini açıp Allah ‘tan isteyeceğine , sanki Allah onu duyamayacakmış gibi araya şeyhleri, şıhları, efendileri ,hatta o muazzez peygamberi koyanlar yok mu…Şeytan çok iyi biliyor ki insan en kolay Allah ile aldatılır. Bu yüzden bazı insanları dünyada evliya hissettirerek ,yani kendilerini de Allah ile aldatarak pek çok insanı şirke alet etmektedir. O aldatıcılar çeşitli vaadlerde bulunurlar cennet vaat ederler,diğer inananları aldanmış kafirlik yolunda insanlar olarak söylerler. Yani kendilerine inananlar kurtulup gitmişlerdir. Bunu çokça tekrar etmezler ama araya öyle bir sokarlar öyle katı kurallar koyarlar ki mürit sımsıkı bağlanır. Yalnız onları dinlemek onların verdiği kitapları okumak zorundadır. Allah ile aldatılmanın çarkına öyle bir kapılır ki istese de çıkamaz bir daha.
Diğer putlar da az kurnaz değildir.Bunların başında para gelir. Ardından şehvet kumar içki uyuşturucunun her türü, mal mülk düşkünlüğü , evlat düşkünlüğü , iktidar düşkünlüğü , şımarıklık, ikiyüzlülük , hak yeme, cimrilik putları ve daha nice putlar.
Oysa Allah’a teslim olup sadece ondan istemek ona yalvarıp yakarmak kadar güzel olan bir şey olabilir mi…Bana Allah yeter demekten daha yüce bir söz olabilir mi…Dini şuna buna değil Kur’an’a ve yalnız Allah’a özgüleyerek Allah’a yönelmek Allah’ın istediği değil mi…Kovun sizi Allah ile aldatan insan şeytanlarını kovun ! İyi de senin kendi şeytanın ne olacak ey İsmail…
İnsan Zümer suresinin 2,11,14,17,38. ayetlerini okuyunca doğal olarak bunları düşünmeden edemiyor.
Zümer 2.Emin ol, bu Kitap'ı biz sana hak olarak indirdik. O halde, dini yalnız Allah'a özgüleyerek O'na kulluk/ibadet et! Zümer 11.De ki: "Bana, dini yalnız Allah'a özgüleyerek, O'na ibadet/kulluk etmem emredildi."
Zümer 14.De ki: "Ben, dinimi yalnız kendisine özgüleyerek, Allah'a ibadet ediyorum."
Zümer 17.Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp Allah'a yönelenlere müjde var. . Muştula kullarına!
Zümer 38.Onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, yemin olsun "Allah!" diyecekler. De onlara: "Peki Allah dışındaki yakardıklarınız hakkında ne diyorsunuz? Allah bana bir zarar vermek istese, O'nun vereceği zararı uzaklaştırabilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilese, O'nun rahmetini tutabilirler mi?" De ki: "Bana Allah yeter! Tevekkül edenler O'na dayanıp güvenirler."
MELEKLER
. . İnsanın Bilinmeyen öteki alemle ilişkisi acaba nasıl sağlanıyor acaba? Kur’an bazı ipuçları verir. Ama çoğu şey simgesel olduğu için bu ipuçlarını somutlaştırmak ne kadar doğru olabilir ki. Örneğin; Cehennem ve cennetin aslı nedir, ruh nasıl bir şeydir, cennette olan meyveler nasıldır, cinler şeytan ve melekler nasıldır. Bunlar hakkında çok şeyler söylenmiştir. Ama Allah’la iletişimin en önemli parçalarından biri meleklerdir. Peygamberlerle de iletişimde ön safta onlar vardır. Melekler insanlara da çok şeyler söylerler.Biz onları duymasak ta bir biçimde etkilenir bazen korunur,bazen onlar tarafından gözetleniriz. Yani melekler aslında aldığımız her nefeste vardırlar ,etkilidirler ama biz farkına varamayız. Ve melekler insanın çağrısına paralel olarak bir yada birçok olarak inerler o insana. Ama o insan Rab’bim Allah’tır deyip sonrasında hiç şaşmadan yol almalı. Böyle insanlara duymasalar da hissettirerek ; "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin."derler.Ve devam ederler “Biz sizin hem dünyada hem ahrette dostlarınızız , cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var, orada sizin için istediğiniz her şey var , bunlar size günahlarınızı örtüp bağışlayan affeden ve ahrette size merhamet edecek olan O Yüce Allah’ın bir ikramıdır “derler . Ama bu sözleri hak etmek için biz de şöyle demeliyiz ;Allah'a çağırıp/yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım/Allah'a teslim olanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?! Demekle kalmayıp uygulamalıyız da yaşamımız boyunca.Fakat bir sorun var.Şeytan da boş duracak değil ya.Dört yanımızdan saldıracak bizi saflarına katmak için.Ama şeytan Allah’a gerçekten yönelenleri yoldan çıkarmak için çok zorlanır.Neden derseniz ;O insanlar tam yanlış davranacakken,bazen davrandıktan sonra hemen Allah’a sığınırlar tövbe ile. Bu o insanların özelliğidir. Çünkü onlar bilirler ki en iyi işiten,en iyi bilen O’dur. Hiç unutmamak gereken
Hiç unutmamak gereken şey “Allah’a yönelmek büyük bir çaba gerektirir,Allah’a kulluk kolay değildir, hele hele bedavadan kulluk hiç yoktur. Ve son olarak her işimizde süreklilik olmalıdır bu yola girmek istiyorsak…Azıcık iyi ,azıcık yardımsever ,azıcık cömert ,azıcık ibadet bu yolda yetmez.Allah kıyıdan köşeden iman istemiyor.Bilesiniz.
Bilesin ya İsmail önce sen bilesin…
İsteyen Fussilet suresinin 30,31,32,33,36. ayetlerine bakabilir.
Fussilet 30-şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire iner de şöyle derler: "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin."
Fussilet 31. "Biz sizin, dünya hayatında da âhirette de dostlarınızız. Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için istediğiniz her şey var.
Fussilet 32. "Gafûr ve Rahîm Allah'tan bir ikram olarak..."
Fussilet 33. Allah'a çağırıp/yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım/Allah'a teslim olanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?!
Fussilet 36. Eğer şeytandan gelen kötü bir dürtü seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın! Çünkü en iyi işiten O'dur, en iyi bilen O...