Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kuran insan için konuştu-6- (1 Kullanıcı)

ozdenozgur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
75
SEN ANCAK . AYETLERE İNANANLARA . . DUYURURSUN, . .. …………….SAPKINLARA DEĞİL ……………….

Zaman zaman insanlar çok yanlış söz söyleyen çok yanlış davranan insanları düştükleri bataktan kurtarmak isterler. Anlatırsın anlatırsın sana bir tek cümle söylerler;Bırak traşı.Ya da; bırak vaazı. Oysa, akla mantığa, uluslar arası insan hakları söylemlerine,Kur’an’a uyan bir şeydir söylediğin ama yine bir öncekine benzer bir yanıt alırsın. Yüce peygamberimiz Kur’an’ı anlatırken de aynı cevaplardan birini almamış mıydı; Bundan öncekinin masalları dememişler miydi ?.İçinden bu adamlar kör diyesin gelir ,sağır diyesin gelir. Ama anlatamazsın.Çünkü bunlar ya bir tarikatın katı kurallarına bağlıdır,ya hayatında bir ayet okumamış duyduğu birkaç bidattır,ya hayatı çirkinlikler içinde geçmiş doğruları güzellikleri duymaktan korkmaktadır,çünkü bir hesap verme zamanı olduğunu bilmektedir. Ya da şımarmıştır dünyevi bir güçten,ya da şeytani bir güçten beslendiği için. Ne kadar çaba harcasan bunlara ne işittirebilir,ne onları düştüğü bataktan çıkarabilirsin.İnsanın sesini kim duyar biliyor musunuz,kim güzelliklere ve doğruluğa seslenen sese kulak verir ve tasdikler,inanır işte onlar. Onlar ki akıllarına tek kuşku düşmeden Allah’ın ayetlerine teslim olmuşlardır. İşte onlar işiten ve görenlerdir.Bir dene İsmail.Layık olmasan da bir dene…
Aynen Neml suresinin 81. ayetinde olduğu gibi.
Neml 81. Ve sen, düştükleri sapıklıktan körleri de çıkaramazsın. Teslim olmuş kişiler halinde ayetlerimize inananlardan başkasına sesini duyuramazsın.


HÜKÜM YALNIZ ALLAH’INDIR.
Dini konularda en alim olduğunu söyleyenlerin bile düştükleri bir hata var bence.Cahiller bile onlar kadar bu hataya düşmüyor.Hüküm vermek.Ama hüküm verirken bilmeden kendini Allah’ın yerine koymak.Zaten bilerek aklı başında kim kendini Allah yerine koyar ki.
Nasıl oluyor bu ? Örneğin kimin saptığını en iyi bilen ya da kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen sadece Allah’tır değil mi. Eğer şüphesi olan varsa kalem suresinin 7. ayetine bakabilir.Aynen böyle der.Hal böyle iken biz insanlar kimin sapıttığını çok iyi bilir ve hemen hükmümüzü de veririz.Doğru olanı ve güzele kılavuzlananı da hemen tanırız hükmümüzü de veririz. Oysa hiç kimsenin iç dünyasında neler olup bittiğini bilmeyiz.İkiyüzlü mü içten biri mi bunu da anlayamayız.Ama biz hiç düşünmeden hükmü veririz hatta yargılarız bile.Falanca günahkar deriz.Sanki günah defterini biz yazarcasına(!). Falancayı da cennetlik yaparız.Cennetin sahibi bizcesine ve cennete sanki bizim iznimizle girilecekmiş gibi(!).Bazen Yahudilerin hepsini ya da Hıristiyanların hepsini cehenneme sokarız. Cehennem bizden sorulur ya (!) Kimin namazı kabul kimin orucu kabul bizden iyi bilen yoktur . Bu işlere biz bakıyoruz ya (!) Hatta tarikatlar tarafından, siyasiler tarafından inananlar az inananlar, inanmayanlar gibi bizden olanlar olmayanlar gibi sınıflara ayrılırız. Onlar bizim imanımızı herkesten iyi bilirler ya.Allah sanırım bu zat_ı muhteremlere bizim imanımızı sorgulama görevi verdi.(!) Bir köpeğe iyilik etti diye bir kuşu iyileştirdi diye hadi sen cennete deriz. Hüküm sahibi tövbe yarabbi bizmişiz gibi.
Oysa cahillerin bir sözü vardır ve ne güzeldir o söz.Ben çok ibret aldım bu sözden. Derler ki ;Allah bilir. İşte bu beyler.Bırakın O Yüce Kudretin yerine hüküm vermeyi.Deyin ki Allah bilir. Deyin ki insanın içini de dışını da geleceğini de geçmişini de,olacağı ve olmayacağı da O bilir. Sizin zalim dediğinizin gelecekte bir alim olup olmayacağını kim bilebilir.Ya alim dediklerimizin egolarının yani öz benliklerinin esiri olup cehennemi boylamayacaklarını kim bilir, Elbette Allah. Yapılacak tek şey O hüküm ve hikmet sahibine şükretmek.O’na döndürüleceğimizi bilerek konuşup davranmak.İlkte de sonda da ona hamdedileceğini bilmek.O’nu bilmek , O’na yönelmek…Kendine gel İsmail Allah en iyisini bilir…
Kasas suresinin 70. ayeti ister istemez bunları düşündürüyor.
Kasas 70. O, Allah'tır! Tanrı yoktur O'ndan başka. İlkte de sonda da hamt yalnız O'nadır. Hüküm de yalnız O'nundur/O'nun içindir. Ve siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------


. BAĞIŞLA, . AFFET YA RAB .

Af dilemek.İşte insanın en zorlandığı anlardan biri.Egonu yeneceksin. Alçakgönüllü olacaksın. Af dilemenin en erdemli bir davranış olduğunu bileceksin.Ama bunu özümsemiş olacaksın.Hata yaptığını bileceksin,hatanı kabul edeceksin ve pişman olacaksın. Ve bütün bunları yaparken de hiçbir kompleksin yani yaptıklarından ötürü bir tereddüdün olmayacak. Af diledikten sonra da geri dönmeyi asla düşünmeyeceksin. Sizlere bir insanın insandan af dilmesinin bile ne kadar güç olduğunu yani benliğimizin ne kadar azgın bir büyüklük duygusu barındırdığını anlatmak istiyorum. Ya Allah’tan af dilemek…
Allah’tan af dilemek deyince biraz düşünmek gerek.Dönüp yaşantımıza bir baktığımızda pek az af dilediğimizi ,bazen aylarca hatta yıllarca hiç af dilemediğimizi görürüz.Çünkü bizler hiç günah işlemeyen hata yapmayan mükemmel ötesi bir yaratıkmışız gibi davrandığımızı fark etmeyiz bile. Oysa herkesin bildiği ve sık sık söylediği gibi hatasız ve günahsız kul olmaz. Söylemeye söyleriz de af dilemeye gelince af dileyen yok.Var olanlar da kıyıdan köşeden hani dilemek olsun diye diliyor gibi geliyor bana.Şöyle, Allah’a tam bir şekilde yönelerek ta yürekten günahlarını da bir bir anımsayarak kaç kul pişmanlık içinde adeta ağlayarak af dilemiştir…
Amaaan Allah büyük nasılsa affeder. Ben günde bin kere tesbih çekiyorum nasılsa Allah affeder.Ben kimseye kötülük yapmam Allah affeder.Herkesin bahanesi çok.Çok ta Allah Kur’an’ın son suresinin son ayetinde ve başka ayetlerde de peygamberimizden bile niye af dilemesini istemiştir acaba

İşte Nasr suresinin yani 114. surenin ve Kur’an’ın son suresinin son ayeti:

“Nasr 3. Tespih et Rabbini O'na hamt ile! Ve O'ndan af dile! Çünkü O, Tevvâb'dır, günahları affeder sınırsız bir şekilde”

Eğer o Allah’ın sevgili kulu Peygamberimizden bile af dilmesi isteniyorsa biz daha ne güne duruyoruz…İçimizde biraz olsun Allah korkusu da mı kalmamış.Ne alaka demeyin. Elbette inanan herkes Allah’tan korkar .Buna bir şey denmez ama korkmak ayrı şey korkarım deyip korkmaz gibi yaşamak ayrı şey. Sahiden korkuyor muyuz? O zaman niye haram yiyip duruyoruz,neden kalp kırıp duruyoruz,neden çıkarımıza bir şey olduğu zaman Allah falan aklımıza gelmiyor,neden her gün yıkanmıyoruz , neden çevremizi temiz tutmuyoruz,neden namaz kılmıyoruz,neden şükretmek yerine küfrediyoruz,neden saygıyı yitirdik,neden ahlak yok oldu,neden adalet ayaklar altında yani adil davranmıyoruz,neden Allah’ın mesajları demek olan Kur’an’dan on tane ayeti açıklayamıyoruz.neden kadınları dövüyoruz,neden haksız yere töre diyerek can alıyoruz,neden benim kızıma baktın diye birbirimizi bıçaklıyoruz,neden pilleri çöpe atıyoruz,neden ormanları yakıyoruz,neden Müslüman ülkelerin çoğunda kardeş kardeşi vuruyor,neden bir insanın namazına orucuna dinine imanına karışıyoruz,neden altınları yığıp yığıp kimseye beş kuruş yardım yapmıyoruz,
Şimdi biz Allah’tan korkuyoruz öyle mi ?...
Vallahi kimseye tek sözüm yok.Kendime iki kelimeden oluşan bir cümlem var
ALLAH’TAN KORK…
Yani İsmail sen yukardaki sayılanların pek çoğunun yanından bile geçme ,sonra da Allah’tan korktuğunu söyle.Bana kalırsa senin ta yürekten bir tövbeye ihtiyacın var. Hiç aklına gelmiyor mu Allah açık gizli senin her yaptığından haberdar.Sen işlediğin hata ve günahları kendine bile itiraf edemesen de O biliyor.

Hud suresi 3. ve 123. ayetleri okuyunca düşündüm kaldım.

Hud 3. Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum.

Hud 123. Göklerin ve yerin gizli bilgileri Allah'a aittir. Tüm iş ve oluş O'na döndürülür. O halde O'na kulluk et, O'na dayanıp güven! Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


.GÖNÜL GÖZLERİ.
Muhtemelen bir gün o muazzez ve çok büyük bir ahlak sahibi olan peygamberimiz inananlara şunu söylemiştir. Ey inananlar Öğretmeninizden (Rab’binizden) size gönül gözleri gelmiştir.Kim görürse kendi yararına ,kim körlük ederse kendi zararına .Ben sizin üzerinize bekçi değilim.
Son sözlerden düşünmeye başladım.Neden ben sizin üzerinize bekçi değilim dedi acaba…Çünkü bir gün Allah’ın rahmetine kavuşacağını yani öleceğini biliyordu.Yani diyordu ki ;Ben sağken her şeyi soruyorsunuz ama ölünce ne yapacaksınız. O yüce insan hiçbir zaman benim sözlerimi esas alın demedi kaynak olarak kendi sözlerini değil her zaman Kur’an’ı gösterdi.Bu yüzden edebiyatın zirvesinde olan Araplar onun sözlerini yüzlerce sene sonra ancak toplamaya başlamışlardır.Çok ilginç bir nokta da dört halifenin toplam hadis rivayeti üç dörtyüzü geçmezken sadece Ebu Hureyre 7000 (Yedibin ) hadis rivayet etmiştir.
Evet üzerimizde bekçi değildi peygamberimiz. Çünkü her insanın yanında kalbinde gönlünde olamazdı ya.Bu nedenle veda haccında Kur’an’a sarılın şaşmazsınız dedi.Kur’an’ın kendisi de ayetlerinde bunu açıkça söylemiyor mu.
İnsanın iç dünyasının aydınlanabilmesi için öncelikle ayetleri anlaması gerekli.Allah ta dilerse gönül gözleri elbette açılacaktır. Ama bunun için Allah’a yönelmenin ilk ve esas şartı olan Kur’an’ın anlamını çok iyi öğrenmek gerekir. HİÇ AKLIMIZDAN ÇIKARMAYALIM HADİSLER RİVAYET KUR’AN AYETTİR.Önce Kur’an sonra hadis.Kur’an’a uymayan hadisin, yanına bile yaklaşmamalıyız. Kur’an’ın ayeti asla saptırmaz ama nice hadisler var ki Allah’a yöneldiğinizi sanırken dinden imandan çıkarsınız.
Ey İsmail hadi bana 50 tane yok yok vazgeçtim 10 tane ayeti suresini yerini söyleyerek açıkla desem ne yapacaksın ?...

En’am suresi 104. ayeti okurken bunları düşündüm.

En’am 104. Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.



DEVAM EDECEK ALLAH'IN İZNİYLE

İSMAİL UYSAL ÖZDEN ÖZGÜR
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt