ÖLÜMSÜZ OLAN YALNIZCA ALLAH’TIR
. Ölümsüz olmak.İnsanoğlunun bitmeyen ruyası. Cern ‘ de Yüzlerce en seçme bilim adamı ve kadını yaradılışın sırrını aramak için toplandılar.Neden ?... Ölümsüz olmak. Aslında bence insan için cinler ve daha bilmediğimiz şuurlular için, ölümsüzlük ölüm olur aslında. Neden mi ? Yaşadığımız hayata bakınca, yüz günün doksandokuz gününün tekrarlardan oluştuğunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Bu zaman diliminde bile sıkılan,depresyona giren insan, ölümsüz olursa ne yapacak ? Hadi can sıkılma genini de bulduk, düşünebiliyor musunuz, devamlı gülen yada gülümseyen insanlar…Hiç hasta olmayan, kaygıları yok olmuş, her şeyin garanti altına alındığı ,organlar eskidikçe değiştirmeye giden insanlıktan çıkmış robota dönmüş topluluklar.Ve onları yöneten ama onlar gibi olmayan bir kadro. Sonuç vara vara modern Hitler çağına varmak…
Hep diri kalmak ölümsüz olmak ancak Allah’a özgüdür.İhlas suresinde dediği gibi çünkü Allah’ın eşi benzeri dengi yoktur. Bazen tanıdığım yada hayal edebildiğim hiç bir şeye benzemeyen ama mükemmelliğin zirvesi olan nedir diye düşünüyorum.
Ve diyorum ki ;Aklın durduğu yerdir burası. O Allah’tır.Övülesidir.Güvenilesidir.Hayy ‘dır yani hep diridir.Ve ne yapsak görür duyar.O zaman iyi insan olmaktan başka seçeneğimiz yok aslında.Yine aynı şeyi tekrar edeceğim,birkaç günlük iyi insan olmaz,sürekli barış ve iyilik düşünen ve öyle yaşayan olmak gerek. Bu da Allah’la iletişiminin sürekliliğine bağlı insanın.
Furkan suresi 58. ayet bana bunları düşündürdü.
Furkan 58. O hiç ölmeyecek diriye, o Hayy olana dayanıp güven, O'nu överek tespih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter.
Zengin ne kadar zengindir,yoksul ne kadar yoksul acaba.Bir başka deyişle zengin ne kadar fakir,yoksul ne kadar zengin.Bir başka düşünceyle,çok zengin çok fakir neye göre.İnsan yaşamının gizlerini bilemeyiz ki.Yaşamımız süresince sayısız olayla karşılaşıyoruz.Bazen hiçbir anlam veremediğimiz olaylar oluyor.Ve tüm yaşantımız değişiyor,iyi yada kötü yönde.Gerçekten iyi gözüken iyi mi…Kötü gözüken kötü mü…Bir gerçek var biz birbirimizle ne kadar yarışırsak yarışalım zenginliğimizle övünelim, Allah’a karşı O’na yönelmiş (Yani ona gitmeye mecbur olan ) yoksullarız.Zengin de olsak ,yoksul da olsak ihtiyaçlarımız asla bitmez.Yani bizler muhtacız.Ona buna bir şeylere.
O mutlak zengin , mutlak yönelinmesi gereken sonsuz büyük gücü düşünürüm.Allahuekber derim. Ve bunu bir futbol maçı sırasında “ Ya Allah bismillah Allahuekber “ diye bağıran 10 saniye sonra hakeme i….e hakem diyen maalesef çoğunlukta olanlar gibi söylemem. Sizler de söylemezsiniz elbette.Çünkü o mutlak Gani (Zengin ) ve Hamid’dir ( Övgüye layık olan) Siz O büyük gücün bilincindesiniz ve en önemlisi her söz ve davranışınız ve ibadetlerinizde bunu iliklerinize dek hissediyor ama asla böbürlenmiyorsunuz. Süreklisiniz Allah’a yönelmekte.Keşke ben de öyle olsam…
Fatır suresi 15. ayet te bundan söz ediyor.
Fatır 15. Ey insanlar, siz Allah'a yönelmiş yoksullarsınız! Allah ise mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir.
MİRASIN HANGİSİNİ ALIRSIN
Bir gün karşınıza biri çıkıp size dese ki ;Sana ömründe herkesi geçecek kadar altın ve para miras bırakacağım.Ama sen bunlardan daha değerli bir miras biliyorsan sana onu bırakayım. İnsan o anda ne diyeceğini şaşırır herhalde. Kimbilir ne çeşitli şeylerden isteyenler çıkar. Oysa öyle bir miras var ki tam bir hazine sandığı.Her gün istediğin kadar alıyorsun alma demiyor ve asla tükenmiyor.Her gün de aldığın mücevherler güzelleşerek değişiyor. Üstelik öyle bir hal oluyor ki bu mücevherleri dağıtmaktan zevk alıyorsun.Kim ki almakta tereddüt gösterdi ağlayasın geliyor.
Evet dostlar bu mücevher sandığının adı Kuran , mücevherleri de ayetler. İşte bu meçhul ve gizemli kişi bana aynı teklifi yapsa hemen derdim ki:Ey meçhul kişi beni Kuran’a mirasçı kıl , başka bir şey istemem. Ama derdim bir de şartım var.Kuranı mealinden okuyup anlamak şartıyla.Ne güzel miras.Hz Peygamberin veda haccında size bırakıyorum sıkı sarılın dediği miras.
Sanmayın ki herkes bu Kuran’a mirasçı olacak.Hayır.Allah’ın seçtiği , layık gördüğü kullarıdır mirasçı olacaklar. Daha önce söz ettik ya bedava kulluk yok.İşte ben bir zamanlar yaralı bir kuşu iyileştirmiştim o beni kurtarır, ben bir fahişeyi imana getirmiştim o beni kurtarır, ben imanlı biriyim o beni kurtarır ,bahane çok ama hiç unutmayalım ki ömrünün her anında Allah’a yönelmekle kıyısından köşesinden Allah’a yönelmek aynı şeyler değil.Üstelik çok kişi de Allah ile aldatan cin şeytanlarının ve insan şeytanlarının peşine düşerek kendini tam Allah’a layık bir kul gibi görürken ,hiç te öyle olmadığını anlayacak. Yani Kur’an’a mirasçı olmak asla ama asla kolay değil. Günlük geçiminizi sağlamak için ne kadar çaba harcadığınızı bir düşünün,bir de Kur’an’ı anlamak ama doğru anlamak için ne kadar çaba harcadığınızı düşünün. Allahım O yüceler yücesi Tevvab’dır ya ,yani tövbeleri bol bol kabul edendir ya ,bahanesine fazla güvenmeyin.Allah tembel ve akılsızların değil çalışkan ve akıllıların yanındadır. Kolaycılığa kaçmayın. İman ve irfanınızı geliştirin. Ne bu dünyada ne öbür dünyada bedavacılara yer yok sanıyorum.
İnsanlara şöyle bir bakın. Bazıları nefsine zulmeder durur. Öyle aşırıdırlar ki.Kimseyi dinlemezler .En iyi onlar bilir.En varlıklı onlardır. İnsanları aşağılamaya zulmetmeye hakları vardır.Çünkü iktidar onlarındır. Altın,gümüş ,para , döviz ne bulursa depolarlar.Hiç ölmeyeceklerini sanırlar. Emirlerinde kötülerden bir ordu vardır. Kötülük yapmakla kalmaz bazılarını da ikna yada zorla ateşe atarlar. Allah’la ilgileri yoktur ama Allah’tan çok söz ederler.Adalet hak getire ama adaletten haktan çok söz ederler. Merhametsizdirler ama durmadan merhametten söz ederler. Dikkat edin kendilerinde yok olan her iyi şeyden söz etmekten çok hoşlanırlar. Bazıları da öyle dindar öyle bilgilidirler ki seni beni kurtarmaya bayılırlar. Hadi yirmi tane ayeti anlat desen üç beş ayetten fazlasını açıklayamazlar. Özellikle Kuran dışı bidatlardan örnekler verir dururlar. İşte bunlar öz nefislerine zulmedenlerdir.
Bir grup insan da vardır ki ne aşırıdırlar ne de Allah’a tam yönelebilmişlerdir.Orta yerlerde bir yer tutup yürür dururlar.
Bir grup ta vardır ki ;Herkes o gruba girmek ister. Onlar her işte önce kimseye zarar vermemeyi ama herkese hayır ve barış için yardımcı olmayı düşünürler. Ama onlar öyle insanlardır ki her anları her saniyeleri bu duygu düşünce ve eylemle geçer.Yani onlar sadece düşünmezler aynı zamanda yaparlar.Yani birer aksiyon insanıdırlar. O insanlar bazen bir söz ve bir davranışla insan yaşamını olumlu yönde değiştirebilirler. Barış ve iyilik söz konusu olduğunda ne yapsanız önlerine geçemezsiniz. Ve en önemlisi onlar Allah’tan iznlidirler.Yani Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçenlerdir. Belki de onlar aniden parlayan yıldızlar gibi yaşantımıza girer aydılatır çıkar giderler. Kimbilir…Ey yüceliğine sınır olmayan Rab’bim:Kullarını hayırlarda yarışanlardan eyle.Amin.
Sen de o hayırlı gruba girmek için gayret göster İsmail.Ama gayret gösterir gibi yapma…
Fatır suresinin 32. ayeti de bana bunları düşündürdü.
Fatır 32. Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap'a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.
Hubble uzay teleskobunun çektiği görüntü aşağıda.
TANRIM UZAY , EVREN NE KADAR . KÜÇÜK(Neden acaba ?)… . OL DEDİN OLDU.
Hubble uzay teleskobundan çekilen bu görüntü 1995 yılında 10 gün süreyle Büyükayı takımyıldızında boş bir alana yönlendirerek çekildi.Resimde yer alan hemen her nesne 5 ila 10 milyar ışık yılı uzaklıkta yeralan bir gökadadır. - Işık yılı nedir :Işığın bir yılda alabileceği yolun uzunluğudur..düşünülünce ne kadar büyük bir değer olduğu ortada..kabaca 10 trilyon kilometredir.. bu değerler göz önüne alındığı zaman ay'ın bize olan uzaklığı bir ışık saniyeden biraz fazla, güneşinki 8 ışık dakikası uzaklığı kadar, en uzak gezegen plüton'un ki 5,5 ışık saat dolayında, dünyaya en yakın yıldız (!) olarak kabul edilen proxsima centauri'ninki 4,3 ışık yılı olduğu söylenmektedir *.Şimdi uzay teleskobunun çektiği gökadaların uzaklığı 5-10 milyar ışık yılı ise bu gökadalarım dünyaya uzaklığı ;
10 000 000 000x10 trilyon = 10 000 000 000 000 000 000 000 km dir (Kaç km olduğunu okuyabildiniz mi…
Görünür evrendeki üstküme sayısı : 10 milyon
Görünür evrendeki gökada grubu sayısı : 25 milyar
Görünür evrendeki büyük gökada sayısı : 350 milyar
Görünür evrendeki cüce gökada sayısı : 7 trilyon
Görünür evrendeki yıldız sayısı : 30 milyar trilyon
Evrenin büyüklüğü konusunda basit bir çalışma bu. Bu evreni yaratan ve büyüklüğüne sınır olmayan Allah değil midir bunların sahibi. 100 katlı bir gökdelen yapan bir mimar mühendisle karşılaşsak ona nasıl hayran hayran bakacağımızı, konuşsak kendisini takdir edecek söz bulmakta hayli zorlanacağımızı düşünüyorum.
Şimdi de bu evreni yaratanın yanında bir gökdelenin ne ifade ettiğini düşünüyorum.Ve diyorum ki “EY BÜYÜKLÜĞÜ SINIRSIZ ALLAH ‘IM ;SANA SABIRLA VE HAYRANLIKLA SEVE SEVE İBADET ETMİYECEĞİM DE NE YAPACAĞIM.SANA KUL OLMAKTAN ŞEREF DUYMAYACAĞIM DA NE YAPACAĞIM.SANA YÖNELMEYECEĞİM DE NEYE YÖNELECEĞİM.SENİN BİR BENZERİN ,EŞİN, ADAŞIN YOK Kİ…”
Meryem suresinin 65. ayetini okuyunca bunları düşündüm.
Meryem 65. Göklerin, yerin ve bunlar arasındaki şeylerin Rabbidir o. O'na kulluk/ibadet et ve O'na ibadette sabırlı ol. O'na adaş olacak birini biliyor musun?
Hz.SÜLEYMAN VE KARUN
Vay beee.Şu jeeplere bak abi.Rüyalarımı süslüyor.Ama bir gün ben de sahip olacağım.Olanların benden ne fazlaları var ki.
Zaman zaman çevremizde yada çevremizden daha uzakta olan ve her türlü olanağa sahip kişilere özeniriz.Bu kişiler zenginlikleriyle dillere destan olabildiği gibi buna ilaveten şan şöhret, mal mülk , iktidar, yakışıklı oğullar kızlar , hatta özel uçaklar sahibidirler. Bazen de o kadar zengin değildirler ama çalışmadan bir mirasa konarak ya da piyangodan zenginleşerek ne şanslı adamlar yahu grubuna girerler. Şunu hiç unutmamak gerekir ki zenginliğin çok ağır sorumluluğu vardır.Haram kazanmayacaksın,hayır ve barışlarda yarışacaksın, iyi ve güzel düşünüp davranacaksın,adil olacaksın.İşçinin hakkını yemeyeceksin hatta teri kurumadan hakkını vereceksin. Zenginliğin şu dünyanın geçici bir nimeti olduğunu bilecek ve öyle davranacaksın. Mesela sattığın mallara marka olarak Allahı, dini andıran isimler koymayacaksın ,çünkü bunu yaparsan bu yüce değerleri satışa reklam aracı yapmış olursun ki hesabı çok güç verilecektir.Hele hele bu mal bana Allah beni çok seviyor da ondan verildi sakın demeyeceksin.Tamam şükredeceksin ama bu hükmü vermeyeceksin.Neden derseniz ;Hangi malın imtihan için hangi malın daha başka bir nedenle verildiğini bilemezsin ki.
Şöyle bir örnek verelim:Öyle atlarımız olsun ki bazılarının tüyleri tek tek kıl kadar ince altından ki parlıyor ,diğerlerinin tüyleri gümüş ,inci,yakut,yeşim taşlarından ve göz alıcı madenlerden her biri dünyada emsalsiz.Tüm dünya bu atları konuşuyor.
İkinci örnek te öyle zenginiz ki sadece yığdığımız altınların mücevherlerin oda anahtarlarını yirmi iri adam yirmi çuvalda zor taşıyorlar.
Atların sahibi atlarını severken şöyle diyor.Vallahi güzelliğiniz bana o büyük Yaradanımı hatırlattığı için sizi seviyorum.Yoksa bir avuç toprak kadar değeriniz olmazdı gözümde.
Diğer zengin ise kasılarak sokaklarda yürürken ey ahali biliniz ki bu zenginlik bana sizin bilmediğiniz bir ilim yüzünden verildi.Demek ki Allah beni sizden çok seviyor diye böbürleniyor.
Bildiğiniz gibi bunlardan biri Hz. Süleymen ki o bir peygamberdir.Ötekisi ise Karun ki yere batırılmıştır Allah tarafından malı mülküyle beraber.
Allah’ın sana verdiği rızık hem daha hayırlı hem daha süreklidir .Asla aklından çıkarma.
Ey İsmail şimdi anladın mı…
Ta ha suresinin 131. ayeti aynen böyle diyor
Ta ha 131. Onlardan bazı çiftlere, kendilerini imtihan etmek için iğreti hayatın süsü olarak verdiğimiz nimetlere gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem daha süreklidir.
DEVAM EDECEK ALLAH'IN İZNİYLE
İSMAİL UYSAL ÖZDEN ÖZGÜR
. Ölümsüz olmak.İnsanoğlunun bitmeyen ruyası. Cern ‘ de Yüzlerce en seçme bilim adamı ve kadını yaradılışın sırrını aramak için toplandılar.Neden ?... Ölümsüz olmak. Aslında bence insan için cinler ve daha bilmediğimiz şuurlular için, ölümsüzlük ölüm olur aslında. Neden mi ? Yaşadığımız hayata bakınca, yüz günün doksandokuz gününün tekrarlardan oluştuğunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Bu zaman diliminde bile sıkılan,depresyona giren insan, ölümsüz olursa ne yapacak ? Hadi can sıkılma genini de bulduk, düşünebiliyor musunuz, devamlı gülen yada gülümseyen insanlar…Hiç hasta olmayan, kaygıları yok olmuş, her şeyin garanti altına alındığı ,organlar eskidikçe değiştirmeye giden insanlıktan çıkmış robota dönmüş topluluklar.Ve onları yöneten ama onlar gibi olmayan bir kadro. Sonuç vara vara modern Hitler çağına varmak…
Hep diri kalmak ölümsüz olmak ancak Allah’a özgüdür.İhlas suresinde dediği gibi çünkü Allah’ın eşi benzeri dengi yoktur. Bazen tanıdığım yada hayal edebildiğim hiç bir şeye benzemeyen ama mükemmelliğin zirvesi olan nedir diye düşünüyorum.
Ve diyorum ki ;Aklın durduğu yerdir burası. O Allah’tır.Övülesidir.Güvenilesidir.Hayy ‘dır yani hep diridir.Ve ne yapsak görür duyar.O zaman iyi insan olmaktan başka seçeneğimiz yok aslında.Yine aynı şeyi tekrar edeceğim,birkaç günlük iyi insan olmaz,sürekli barış ve iyilik düşünen ve öyle yaşayan olmak gerek. Bu da Allah’la iletişiminin sürekliliğine bağlı insanın.
Furkan suresi 58. ayet bana bunları düşündürdü.
Furkan 58. O hiç ölmeyecek diriye, o Hayy olana dayanıp güven, O'nu överek tespih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter.
Zengin ne kadar zengindir,yoksul ne kadar yoksul acaba.Bir başka deyişle zengin ne kadar fakir,yoksul ne kadar zengin.Bir başka düşünceyle,çok zengin çok fakir neye göre.İnsan yaşamının gizlerini bilemeyiz ki.Yaşamımız süresince sayısız olayla karşılaşıyoruz.Bazen hiçbir anlam veremediğimiz olaylar oluyor.Ve tüm yaşantımız değişiyor,iyi yada kötü yönde.Gerçekten iyi gözüken iyi mi…Kötü gözüken kötü mü…Bir gerçek var biz birbirimizle ne kadar yarışırsak yarışalım zenginliğimizle övünelim, Allah’a karşı O’na yönelmiş (Yani ona gitmeye mecbur olan ) yoksullarız.Zengin de olsak ,yoksul da olsak ihtiyaçlarımız asla bitmez.Yani bizler muhtacız.Ona buna bir şeylere.
O mutlak zengin , mutlak yönelinmesi gereken sonsuz büyük gücü düşünürüm.Allahuekber derim. Ve bunu bir futbol maçı sırasında “ Ya Allah bismillah Allahuekber “ diye bağıran 10 saniye sonra hakeme i….e hakem diyen maalesef çoğunlukta olanlar gibi söylemem. Sizler de söylemezsiniz elbette.Çünkü o mutlak Gani (Zengin ) ve Hamid’dir ( Övgüye layık olan) Siz O büyük gücün bilincindesiniz ve en önemlisi her söz ve davranışınız ve ibadetlerinizde bunu iliklerinize dek hissediyor ama asla böbürlenmiyorsunuz. Süreklisiniz Allah’a yönelmekte.Keşke ben de öyle olsam…
Fatır suresi 15. ayet te bundan söz ediyor.
Fatır 15. Ey insanlar, siz Allah'a yönelmiş yoksullarsınız! Allah ise mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir.
MİRASIN HANGİSİNİ ALIRSIN
Bir gün karşınıza biri çıkıp size dese ki ;Sana ömründe herkesi geçecek kadar altın ve para miras bırakacağım.Ama sen bunlardan daha değerli bir miras biliyorsan sana onu bırakayım. İnsan o anda ne diyeceğini şaşırır herhalde. Kimbilir ne çeşitli şeylerden isteyenler çıkar. Oysa öyle bir miras var ki tam bir hazine sandığı.Her gün istediğin kadar alıyorsun alma demiyor ve asla tükenmiyor.Her gün de aldığın mücevherler güzelleşerek değişiyor. Üstelik öyle bir hal oluyor ki bu mücevherleri dağıtmaktan zevk alıyorsun.Kim ki almakta tereddüt gösterdi ağlayasın geliyor.
Evet dostlar bu mücevher sandığının adı Kuran , mücevherleri de ayetler. İşte bu meçhul ve gizemli kişi bana aynı teklifi yapsa hemen derdim ki:Ey meçhul kişi beni Kuran’a mirasçı kıl , başka bir şey istemem. Ama derdim bir de şartım var.Kuranı mealinden okuyup anlamak şartıyla.Ne güzel miras.Hz Peygamberin veda haccında size bırakıyorum sıkı sarılın dediği miras.
Sanmayın ki herkes bu Kuran’a mirasçı olacak.Hayır.Allah’ın seçtiği , layık gördüğü kullarıdır mirasçı olacaklar. Daha önce söz ettik ya bedava kulluk yok.İşte ben bir zamanlar yaralı bir kuşu iyileştirmiştim o beni kurtarır, ben bir fahişeyi imana getirmiştim o beni kurtarır, ben imanlı biriyim o beni kurtarır ,bahane çok ama hiç unutmayalım ki ömrünün her anında Allah’a yönelmekle kıyısından köşesinden Allah’a yönelmek aynı şeyler değil.Üstelik çok kişi de Allah ile aldatan cin şeytanlarının ve insan şeytanlarının peşine düşerek kendini tam Allah’a layık bir kul gibi görürken ,hiç te öyle olmadığını anlayacak. Yani Kur’an’a mirasçı olmak asla ama asla kolay değil. Günlük geçiminizi sağlamak için ne kadar çaba harcadığınızı bir düşünün,bir de Kur’an’ı anlamak ama doğru anlamak için ne kadar çaba harcadığınızı düşünün. Allahım O yüceler yücesi Tevvab’dır ya ,yani tövbeleri bol bol kabul edendir ya ,bahanesine fazla güvenmeyin.Allah tembel ve akılsızların değil çalışkan ve akıllıların yanındadır. Kolaycılığa kaçmayın. İman ve irfanınızı geliştirin. Ne bu dünyada ne öbür dünyada bedavacılara yer yok sanıyorum.
İnsanlara şöyle bir bakın. Bazıları nefsine zulmeder durur. Öyle aşırıdırlar ki.Kimseyi dinlemezler .En iyi onlar bilir.En varlıklı onlardır. İnsanları aşağılamaya zulmetmeye hakları vardır.Çünkü iktidar onlarındır. Altın,gümüş ,para , döviz ne bulursa depolarlar.Hiç ölmeyeceklerini sanırlar. Emirlerinde kötülerden bir ordu vardır. Kötülük yapmakla kalmaz bazılarını da ikna yada zorla ateşe atarlar. Allah’la ilgileri yoktur ama Allah’tan çok söz ederler.Adalet hak getire ama adaletten haktan çok söz ederler. Merhametsizdirler ama durmadan merhametten söz ederler. Dikkat edin kendilerinde yok olan her iyi şeyden söz etmekten çok hoşlanırlar. Bazıları da öyle dindar öyle bilgilidirler ki seni beni kurtarmaya bayılırlar. Hadi yirmi tane ayeti anlat desen üç beş ayetten fazlasını açıklayamazlar. Özellikle Kuran dışı bidatlardan örnekler verir dururlar. İşte bunlar öz nefislerine zulmedenlerdir.
Bir grup insan da vardır ki ne aşırıdırlar ne de Allah’a tam yönelebilmişlerdir.Orta yerlerde bir yer tutup yürür dururlar.
Bir grup ta vardır ki ;Herkes o gruba girmek ister. Onlar her işte önce kimseye zarar vermemeyi ama herkese hayır ve barış için yardımcı olmayı düşünürler. Ama onlar öyle insanlardır ki her anları her saniyeleri bu duygu düşünce ve eylemle geçer.Yani onlar sadece düşünmezler aynı zamanda yaparlar.Yani birer aksiyon insanıdırlar. O insanlar bazen bir söz ve bir davranışla insan yaşamını olumlu yönde değiştirebilirler. Barış ve iyilik söz konusu olduğunda ne yapsanız önlerine geçemezsiniz. Ve en önemlisi onlar Allah’tan iznlidirler.Yani Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçenlerdir. Belki de onlar aniden parlayan yıldızlar gibi yaşantımıza girer aydılatır çıkar giderler. Kimbilir…Ey yüceliğine sınır olmayan Rab’bim:Kullarını hayırlarda yarışanlardan eyle.Amin.
Sen de o hayırlı gruba girmek için gayret göster İsmail.Ama gayret gösterir gibi yapma…
Fatır suresinin 32. ayeti de bana bunları düşündürdü.
Fatır 32. Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap'a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.
Hubble uzay teleskobunun çektiği görüntü aşağıda.
TANRIM UZAY , EVREN NE KADAR . KÜÇÜK(Neden acaba ?)… . OL DEDİN OLDU.
Hubble uzay teleskobundan çekilen bu görüntü 1995 yılında 10 gün süreyle Büyükayı takımyıldızında boş bir alana yönlendirerek çekildi.Resimde yer alan hemen her nesne 5 ila 10 milyar ışık yılı uzaklıkta yeralan bir gökadadır. - Işık yılı nedir :Işığın bir yılda alabileceği yolun uzunluğudur..düşünülünce ne kadar büyük bir değer olduğu ortada..kabaca 10 trilyon kilometredir.. bu değerler göz önüne alındığı zaman ay'ın bize olan uzaklığı bir ışık saniyeden biraz fazla, güneşinki 8 ışık dakikası uzaklığı kadar, en uzak gezegen plüton'un ki 5,5 ışık saat dolayında, dünyaya en yakın yıldız (!) olarak kabul edilen proxsima centauri'ninki 4,3 ışık yılı olduğu söylenmektedir *.Şimdi uzay teleskobunun çektiği gökadaların uzaklığı 5-10 milyar ışık yılı ise bu gökadalarım dünyaya uzaklığı ;
10 000 000 000x10 trilyon = 10 000 000 000 000 000 000 000 km dir (Kaç km olduğunu okuyabildiniz mi…
Görünür evrendeki üstküme sayısı : 10 milyon
Görünür evrendeki gökada grubu sayısı : 25 milyar
Görünür evrendeki büyük gökada sayısı : 350 milyar
Görünür evrendeki cüce gökada sayısı : 7 trilyon
Görünür evrendeki yıldız sayısı : 30 milyar trilyon
Evrenin büyüklüğü konusunda basit bir çalışma bu. Bu evreni yaratan ve büyüklüğüne sınır olmayan Allah değil midir bunların sahibi. 100 katlı bir gökdelen yapan bir mimar mühendisle karşılaşsak ona nasıl hayran hayran bakacağımızı, konuşsak kendisini takdir edecek söz bulmakta hayli zorlanacağımızı düşünüyorum.
Şimdi de bu evreni yaratanın yanında bir gökdelenin ne ifade ettiğini düşünüyorum.Ve diyorum ki “EY BÜYÜKLÜĞÜ SINIRSIZ ALLAH ‘IM ;SANA SABIRLA VE HAYRANLIKLA SEVE SEVE İBADET ETMİYECEĞİM DE NE YAPACAĞIM.SANA KUL OLMAKTAN ŞEREF DUYMAYACAĞIM DA NE YAPACAĞIM.SANA YÖNELMEYECEĞİM DE NEYE YÖNELECEĞİM.SENİN BİR BENZERİN ,EŞİN, ADAŞIN YOK Kİ…”
Meryem suresinin 65. ayetini okuyunca bunları düşündüm.
Meryem 65. Göklerin, yerin ve bunlar arasındaki şeylerin Rabbidir o. O'na kulluk/ibadet et ve O'na ibadette sabırlı ol. O'na adaş olacak birini biliyor musun?
Hz.SÜLEYMAN VE KARUN
Vay beee.Şu jeeplere bak abi.Rüyalarımı süslüyor.Ama bir gün ben de sahip olacağım.Olanların benden ne fazlaları var ki.
Zaman zaman çevremizde yada çevremizden daha uzakta olan ve her türlü olanağa sahip kişilere özeniriz.Bu kişiler zenginlikleriyle dillere destan olabildiği gibi buna ilaveten şan şöhret, mal mülk , iktidar, yakışıklı oğullar kızlar , hatta özel uçaklar sahibidirler. Bazen de o kadar zengin değildirler ama çalışmadan bir mirasa konarak ya da piyangodan zenginleşerek ne şanslı adamlar yahu grubuna girerler. Şunu hiç unutmamak gerekir ki zenginliğin çok ağır sorumluluğu vardır.Haram kazanmayacaksın,hayır ve barışlarda yarışacaksın, iyi ve güzel düşünüp davranacaksın,adil olacaksın.İşçinin hakkını yemeyeceksin hatta teri kurumadan hakkını vereceksin. Zenginliğin şu dünyanın geçici bir nimeti olduğunu bilecek ve öyle davranacaksın. Mesela sattığın mallara marka olarak Allahı, dini andıran isimler koymayacaksın ,çünkü bunu yaparsan bu yüce değerleri satışa reklam aracı yapmış olursun ki hesabı çok güç verilecektir.Hele hele bu mal bana Allah beni çok seviyor da ondan verildi sakın demeyeceksin.Tamam şükredeceksin ama bu hükmü vermeyeceksin.Neden derseniz ;Hangi malın imtihan için hangi malın daha başka bir nedenle verildiğini bilemezsin ki.
Şöyle bir örnek verelim:Öyle atlarımız olsun ki bazılarının tüyleri tek tek kıl kadar ince altından ki parlıyor ,diğerlerinin tüyleri gümüş ,inci,yakut,yeşim taşlarından ve göz alıcı madenlerden her biri dünyada emsalsiz.Tüm dünya bu atları konuşuyor.
İkinci örnek te öyle zenginiz ki sadece yığdığımız altınların mücevherlerin oda anahtarlarını yirmi iri adam yirmi çuvalda zor taşıyorlar.
Atların sahibi atlarını severken şöyle diyor.Vallahi güzelliğiniz bana o büyük Yaradanımı hatırlattığı için sizi seviyorum.Yoksa bir avuç toprak kadar değeriniz olmazdı gözümde.
Diğer zengin ise kasılarak sokaklarda yürürken ey ahali biliniz ki bu zenginlik bana sizin bilmediğiniz bir ilim yüzünden verildi.Demek ki Allah beni sizden çok seviyor diye böbürleniyor.
Bildiğiniz gibi bunlardan biri Hz. Süleymen ki o bir peygamberdir.Ötekisi ise Karun ki yere batırılmıştır Allah tarafından malı mülküyle beraber.
Allah’ın sana verdiği rızık hem daha hayırlı hem daha süreklidir .Asla aklından çıkarma.
Ey İsmail şimdi anladın mı…
Ta ha suresinin 131. ayeti aynen böyle diyor
Ta ha 131. Onlardan bazı çiftlere, kendilerini imtihan etmek için iğreti hayatın süsü olarak verdiğimiz nimetlere gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem daha süreklidir.
DEVAM EDECEK ALLAH'IN İZNİYLE
İSMAİL UYSAL ÖZDEN ÖZGÜR